Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na Mersin mitinginde cumhurbaşkanı forsu hediye edildi. Kılıçdaroğlu’nu yakından görmek isteyenler sahneye atladı. Ancak Türkiye’nin 11. büyük kenti için, seçilen miting alanı küçüktü. 30 derece sıcakta ilgi yoğundu ancak katılım örgütle sınırlı kaldı.
Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’de eski Tevfik Sırrı Gür Stadyumu‘nun yanındaki alanda miting yaptı. Mitingde Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bitmesinin ardından bir yurttaş demirden yapılma cumhurbaşkanı forsunu Kılıçdaroğlu’na gösterdi ve uzattı. Bunu hediye olarak kabul eden Kılıçdaroğlu, forsu yardımcıları aracılığıyla aldı.
Ardından iki genç sahnenin önünde basına ayrılan alana atladı. Ellerinde “Kemal dedem” ve “Fatura çok geldiğinde ampulü söndür” yazılı dövizler bulunan gençler, Kılıçdaroğlu’nu daha yakından gördükleri için mutlu görünüyordu.
Mitingin ardından alandan ayrılırken de Kılıçdaroğlu’na yoğun ilgi vardı. Kılıçdaroğlu, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen gence, boynundaki Mersin Spor atkısını hediye etti.
Yurttaşlar, mitingin başlama saatinden bir saat önce alanı doldurdu, miting sonuna kadar da alanda bekledi. Hava sıcaklığının 30 derece olduğu Mersin’de miting öncesinde ve esnasında fenalaşanlar oldu. Mersin, 2021’de yapılan nüfus sayımına göre Türkiye’nin en kalabalık on birinci ili ve bir milyon 891 bin 145 nüfusa sahip. Mersin için seçilen miting alanı, bu kadar kalabalık bir kent için küçük kalmıştı. Mitinge katılanların profiline bakıldığında ise çoğu CHP örgütüne mensup kişilerdi. Partililerin dışında fazla katılım yoktu. Mitingde CHP’li belediyelerde çalışan personel de yer aldı. CHP araçlarıyla örgütler miting alanına taşındı. Elbette mitingi çevre apartmanlardan ve alanın dışından izleyenler vardı ancak bunların sayısı daha önce izlediğimiz Kılıçdaroğlu’nun İzmir ve Manisa mitingine kıyasla epey azdı. Mitingin, hava sıcaklığının en yüksek olduğu saatlere denk gelmesi de katılıma olumsuz etki yapmış olabilir.
Mitingde kullanılan dövizler arasında en dikkat çekici olanlar ise “Endişeye mahal yok”, “Barışmış millet senin en büyük başarın olacak”, “Sülale devri bitecek”, “Kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette”, “Torpile ihtiyacım yok dedem demokrat, “Silkele başkanım düşecekler” ve “Ölüme terk edenlerin değil baharı vaat edenlerin yanındayız” olarak sıralanabilir.
Yurttaşlar Kılıçdaroğlu’nu beklerken “Türkiye laiktir laik kalacak” , “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ve “Direne direne, direnişten zafere” sloganlarını attı.
“Evet ülkemize demokrasiyi getirdik diye haykıracağız”
Sahnede enerjisi oldukça yüksek olan Kılıçdaroğlu, bugünün baharın gelişini müjdeleyen Hıdırellez olduğunu hatırlattı. Kampanyasını “bahar” konsepti üzerinden yürüten Kılıçdaroğlu, “baharlar gelecek” vaadine vurgu yaparak şöyle konuştu:
“Bugün aynı zamanda Hıdırellez, baharın gelişini müjdeliyor bize. Ben de size baharı vaat ettim, güzel baharlar gelecek diye. Emin olun bu ülkeye güzel baharları beraber, birlikte getireceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz. Birlikte sandığa gideceğiz, birlikte oy vereceğiz ve sonra sevincimizi bütün dünya ile paylaşacağız. Evet biz ülkemizde baharı getirdik, evet biz ülkemizde demokrasiyi getirdik diye haykıracağız. Bütün dünya bunu duyacak.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Otoriter yönetimi oyla gönderecekler”
Bu konuda ilk kez oy kullanacak 5 milyon 300 bin gencin önemli olduğu belirten CHP lideri gençlere şöyle seslendi:
“Sevgili gençler, değişime hazır mısınız? Gençler, önünüzde çok büyük bir fırsat var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez gençler, otoriter bir yönetimi kullandıkları oyla gönderecekler. 5 milyon 300 bin genç, sandığa gidecek ve Türkiye’nin kaderini değiştirecek.”
“Dünya gençliği için örnek olacaksınız”
“Herkesin kazandığı bir Türkiye’den yana olmak, herkesin huzur içinde yaşamasını sağlamak gençler sizin elinizde. 5 milyon 300 bin genç gidecek ve otoriter bir yönetimi değiştirecek. Bu ülke size teşekkür edecek. Ama dünya siyaset tarihçileri şunu yazacaklar: Türkiye’de otoriter bir yönetim vardı, gençler sandığa gittiler, demokratik yollarla bir otoriter yönetimi değiştirdiler. Siz o zaman hep beraber sadece Türkiye için değil dünya gençliği için de örnek olacaksınız.”
“Benim görevim…”
Türkiye’nin kamplaştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçilirse kimsenin kimliği, dini, yaşam tarzı ile uğraşmayacağını belirtti ve şöyle devam etti:
“Her birimiz sinir küpüne dönmeye başladık. Buradan çıkmamız lazım. Buradan çıkacağız. Herkesin kimliği Bay Kemal’in başının üstüne. Herkesin inancı Bay Kemal’in başının üstüne. Herkesin yaşam tarzı benim başımın üstüne. Herkese saygı duyacağım. Benim görevim, seçerseniz, bir evde çocuk aç mı, okula giderken karnı doyuyor mu? Evde huzur var mı? İşsizler var mı? Benim görevim o. Ben onlarla uğraşacağım. Bunlar başka şeylerle uğraşıyorlar.”
“Ballı maaşlar olmayacak”
İktidarın sarayda oturduğunun, halktan koptuğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, “Öyle ballı maaşlar falan olmayacak. Herkes ne kadar çalışıyorsa o kadar bir aylık alacak. Dolayısıyla 10, 15 yerden aylık alma dönemini de bitireceğiz” diye konuştu.
LGBT tartışması
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da mitinge katılması bekleniyordu. İmamoğlu program değişikliği nedeniyle mitinge katılmazken, Yavaş mitingde bir konuşma yaptı ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun son günlerde LGBTİ+ bireyler ile ilgili sözlerine karşılık verdi:
“Ben, bunların LGBT karnesini açıyorum. Sayın İçişleri Bakanı sürekli ‘Bunlar gelirse erkekle erkek, insanla hayvan evlenecek’ falan. Sürekli fantezilerini anlatıyor. Maşallah çok zengin fantezileri var. Onun için de ‘bunlar gelmesin’ diyor. Türkiye’de 2002’den sonra bir sürü LGBT derneği kurulmuş. 14 tane kurulmuş. Bunlardan yedisi Süleyman Soylu döneminde. LGBT oteli açılmış. En göze çarpan da şu, Müslüman Eşcinseller Derneği’ne de izin vermişler. Durum budur. Kimsenin cinsel hayatına devlet karışmaz. Bunu şu amaçla söylüyorlar, bizlere hakaret etmek için söylüyorlar.”
