Avrupa Birliği (AB), kadına yönelik şiddet ile aile içi şiddetin önlenmesine yönelik İstanbul Sözleşmesi’ni tümüyle uygulamaya hazırlanıyor. Avrupa Parlamentosu’nda (AP) alınan karar, İstanbul Sözleşmesi’nin tüm AB üyesi ülkelerde hayata geçirilmesine imkan sağlıyor.
Avrupa Parlamentosu (AP), dün (10 Mayıs) yaptığı oylamada, İstanbul Sözleşmesi’nin birlik genelinde uygulanmasına destek verdi. Oylamada 464 milletvekili lehte, 81 milletvekili aleyhte oy kullandı. Böylece Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin büyük çoğunluğu İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını kabul etti.
Kim karşı çıkıyor?
AB ilk olarak İstanbul Sözleşmesi’ni 2016 yılında imzaladı, fakat birden fazla üye ülkenin itirazları nedeniyle onaylamadı. Bazı AB ülkeleri İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkıyor. Gerekçeleri ise İstanbul Sözleşmesi’nin LGBTİ+ haklarına destek vermesi. Karşı çıkan altı AB üyesi ülke şunlar: Bulgaristan, Çekya, Macaristan, Letonya, Litvanya ve Slovakya.
Macaristan ve Slovakya, LGBTİ+ haklarına ilişkin düzenlemeler nedeniyle sözleşmeyi reddettiklerini açıkladı.
Parlamentonun aldığı karar ne anlama geliyor?
AP’nin aldığı karar, İstanbul Sözleşmesi’nin tüm AB üyesi ülkelerde hayata geçirilmesine imkan sağlıyor. AB kısa süre içinde tüm kurumlarında İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayacak. AP’de yapılan oylama da büyük bir sembolik adım olarak değerlendiriliyor.
Sözleşme, AB Konseyi’nin onayının ardından AB müktesebatına dahil edilecek ve sözleşmeyi onaylamayan üye ülkeler için de bağlayıcı olacak.
İstanbul Sözleşmesi neden önemli?
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Tam adı “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan İstanbul Sözleşmesi, şiddete maruz bırakılan kadınların ve LGBTİ+’ların korunması konusunda bağlayıcılığı olan uluslararası ilk sözleşme.
Fiziksel şiddet, taciz, tecavüz, zorla evlendirme, psikolojik şiddet, kadın sünneti, kürtaja zorlama gibi cinsel şiddetin her türüne yaptırım öngörüyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli bir adım olan sözleşme, Türkiye’deki ve dünyadaki kadın hareketlerinin önemli bir kazanımı. Zira kadına kadın olduğu için ayrımcılık yapılmasını engelliyor ve kadın, erkek, çocuk, engelli, mülteci, LGBTİ+ bütün bireyleri ev içi şiddetten koruyor.
Sözleşme, erkek şiddetine karşı yerel, ulusal ve küresel mücadelede de kritik önemde. Erkek şiddeti mağdurlarına; psikolojik ve hukuki danışmanlık sağlanması ve yeterli sayıda sığınma evi tahsis edilmesi sözleşmenin koruma maddeleri arasında. Bununla kadına yönelik şiddetin suç sayılması ve gerekli cezaların verilmesinin sağlanması da öngörülüyor.
Sözleşme, kadına yönelik şiddette gelenek, töre, din ya da “namus” gerekçelerini de yaptırıma tabi tutuyor.
Sözleşmeye ev sahipliği yapan ve ilk imzacılarından biri olan Türkiye, AKP hükümetinin aldığı karar ile 20 Mart 2021’de İstanbul Sözleşmesi’ni feshetti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 2 Ocak’ta İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını “hukuka uygun” buldu. Türkiye böylece, İstanbul Sözleşmesi’nden resmen çekildi.
Kaynak: Euronews
