İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Birol Aydemir, deprem bölgesinde hayatını kaybeden yurttaşlarla ilgili verilerin doğru olmadığını ve seçim sonuçlarının incelenmesi gerektiğini söyledi. Kırsal bölgelerde oy kullanmayanların yerine oy kullanıldığını dile getiren Aydemir, seçimlerde hata değil usulsüzlük olduğuna dikkat çekti.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in başdanışmanı ve eski Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Birol Aydemir, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) verilerinden yola çıkarak 14 Mayıs seçim sonuçlarıyla ilgili rapor hazırladı. Aydemir, bilimsel analiz yöntemleriyle ortaya çıkardıkları raporda altı milyon oyun kullanıldığı 22 bin sandık sonucunun, şüpheli olduğunu tespit etti.
“‘Hayatta mı? Hangi ilde?’ diye kayıt yapma imkanı verebilirdi”
6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yetkililerin yaptığı son açıklamaya göre 50 bin 783 yurttaş hayatını kaybetti. Ölüm verisinin de doğru olmadığını vurgulayan Aydemir, şöyle konuştu:
“İki üç gündür sürekli arıyorlar, televizyonlara çıkıyorum ama bu konuda ilk soru sizden geldi. İlk iki gün devlet orada yoktu, enkaz altından çıkarılan cenazeleri herkes kendisi gömdü ve onların kayıtları yok. İçişleri Bakanlığı’nın adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde orada yaşayanların hepsi belli. Bakanlık, o adreslerin veri tabanıyla, insanların TC kimlik numaralarıyla gireceği bir program açıp, hayatta mı, hangi ilde diye kayıt yapma imkanı verebilirdi. Biz de insanların nerede olduğunu bilerek takip edebilirdik. Kaç kişinin hayatını kaybettiğini görebilirdik. Bu kadarını bile yapmadılar. Belki de yaptılar, ellerinde var ve bize söylemiyorlar.”
“Deprem bölgesinin özel olarak incelenmesi gerekiyor, iki-üç gün veriler açılsın, ispatlayayım”
“Kocaeli Depremi’nden hareketle yaptığımız tahminlere göre, 150 binden fazla insan öldü. 50 bin deyip çıktılar. Bunu çok dillendiremiyorsunuz ama orada 150 binden daha az ölüm yok. Oradan kaç kişinin nereye gittiğine dair bilgimiz de yok ama ne muhalefet partileri, ne kamuoyu bunun üzerine gitti. Dolayısıyla buralarda gerçekten ne döndüğünü bilmiyoruz. Erdoğan’ın en yüksek oy oranları oralarda değil mi? Bu bütün toplum sosyolojisiyle, psikolojisiyle ters bir durum. Deprem bölgesinin özel olarak incelenmesi gerekiyor. Ben Kahramanmaraş’ta insanların yüzde 70’in üzerinde Erdoğan’a oy vereceğine asla inanmıyorum ama elimde bir ispatım, belgem yok. İki-üç gün veriler açılsın, ispatlayayım.”
“Hata değil, usulsüzlük”
Analizleri 2017 referandumu ve 2018 genel seçimleri için de yaptıklarını söyleyen Aydemir, “O seçimler için yaptığımızda oyların yüzde 1,5-2’si şüpheli çıkıyordu, burada da yaklaşık aynı sonuçlar çıktı” dedi. Hata değil, usulsüzlük olduğunu vurgulayan Aydemir, şöyle konuştu:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Hatalar, sandık sonuçlarını tutanaklara geçirirken veya tutanak YSK sistemine geçirilirken olabilir ama ilk oy kullanmada hata olmaz, usulsüzlük var. Özellikle Güneydoğu’da, kırsal yörelerde çok net bu. Eğitim seviyesinin en düşük olduğu yerlerde seçime katılım çoğu sandıkta yüzde 95’in üzerinde, geçersiz oy neredeyse hiç yok. İlginç bir şekilde oylar Güneydoğu’da MHP’ye ve cumhurbaşkanlığında Erdoğan’a çıkıyor. Bunun olasılığını istatistiksel olarak hesaplasanız, sıfıra yakın bir şey çıkar. O sandıklarda başka bir partinin bir temsilcisi yok mu, bir tane bile mi oy çıkmaz? Bu kadar saçmalık olmaz, insanların aklıyla dalga geçiyorlar.”
“Kırsal yörelerde oy kullanmayanların yerine mührü basıp geçiyorlar”
Aydemir, seçim kurallarının uygulanmadığını söyleyerek, “Kırsal yörelerde ya muhtarlar, ya başka birileri, gelip oy kullanmayanların yerine mührü basıp geçiyor. Bunları bilfiil dinledim zaten, önceki seçimlerde böyle usulsüzlükler yapmaya zorlanan kişiler anlattı bana. Tamamen istatiksel yöntemlerle bulmuş değilim” dedi. 14 Mayıs’ta İstanbul’da, İzmir’de benzer usulsüzlüklerin yapılmasının şaşırtıcı olduğuna dikkat çeken Aydemir, şöyle devam etti:
“Buralarda Kemal Bey’in oyları Muharrem İnce’ye yazılmış, buna inanamıyorum. CHP, İYİ Parti, Yeşil Sol Parti’yi topluyorsunuz fakat bakıyorsunuz oradan Kılıçdaroğlu’na oy çıkmıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Sandıkta tutanakları hazırlarken ya da o tutanaklardan YSK sistemine geçirirken bilerek kaydırmadır bu. Sandıklara hakim olamazsanız seçimi de kazanamazsınız. Muhalefet partilerinin tamamına görev düşüyor. Hangi sandıkların şüpheli olduğu çok açık ve net. Seçimin ikinci turu için bu şüpheli sandıklara ekstra müşahit, özellikle avukat göndermek, o sandıklara sahip çıkmak daha önemli. Zor bir şey yok ama bütün mesele görevlilerin sandığa sahip çıkması. Bunlar yapıldığı vakit, gerçekten bu seçimi Kemal Bey’in kazanabileceğini düşünüyorum.”
“Jandarma ve kaymakamlar, köylere gidip muhtarlara baskı yapıyor, bunu herkes de biliyor”
Aydemir, seçimlerin adil olmadığına şu sözlerle dikkat çekti:
“Siyasi partilerin finansmanından, AK Partililerin devlet imkanlarını kullanmasından, Cumhurbaşkanı’nın bütün yetkileriyle seçime gitmesinden, sandıkların hakimiyetinden, jandarma polis kontrolünde oy kullanılmasından, benim çıkardığım hata ve usulsüzlüklere kadar bir dizi şey bu seçimlerin adil olmadığını gösteriyor. Sadece bu değil, önceki seçimler de adil değildi. Bugün AK Parti’ye yaklaşık 1,8 milyar lira para verilirken yeni kurulan partiler sıfır devlet finansmanıyla girdiler, arada uçurum var. Her açıdan adaletsiz bir sistem ve iktidar, iktidar olma gücünü kullanarak, zaten adil olmayan bir sistemi daha da adaletsiz hale getiriyor. Jandarma ve zaman zaman kaymakamlar, köylere gidip muhtarlara baskı yapıyor, bunu herkes de biliyor.”