Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Göksel Göksu yazdı: CHP’de kongre savaşları | “Ekremciler mi, Kemalciler mi?”

Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) 14 ve 28 Mayıs seçimlerindeki yenilginin ardından her şey kontrol altındaymış gibi gösterilmek istense de sular durulmak bilmiyor. İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun ardından yaptığı “Değişmeyen tek şey değişimdir” açıklaması tartışmanın fitilini ateşledi; sonradan yaptığı açıklamalarla da “Genel başkan da dahil değişim” diyerek her konuşmasında el yükseltti. Son noktayı 22 Haziran’da İstanbul’un kendi başkanlığındaki dört yılını anlattığı basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken koydu. Net bir dille artık değişim tartışmalarında geri adım atmayacağının işaretini verdi. Genel Merkez’le ipler iyiden iyiye gerildi ve kurultaya giden süreçte İstanbul, en kritik mücadele alanlarından birine dönüştü. Gelinen noktada gözler 30 Temmuz’da İstanbul’da yapılacak mahalle delegasyonlarına çevrildi. Son sözü delegasyondan güçlü çıkan taraf söyleyecek, iki taraf da kongre sürecinde oluşacak tabloya göre tutum belirleyecek.

2018 yılında Canan Kaftancıoğlu, mevcut il başkanı Cemal Canpolat’ın karşısına aday olarak çıktığında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da desteğini aldı ve 4 oy farkla İstanbul İl Başkanı seçildi.

Bir yıl sonra 2019’da CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı olan ve kampanya sırasında siyasi bir figüre dönüşen Ekrem İmamoğlu’nun arkasındaki destek de Canan Kaftancıoğlu’nun başında olduğu CHP İstanbul İl Örgütü oldu.

31 Mart 2019’da yerel seçimlerin İBB ayağı iptal edilse de 23 Haziran’da İmamoğlu, seçimin kazananı oldu; Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) 1994 yılından bu yana elinde tuttuğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yönetimi CHP’ye geçti. 

Ortaya çıkan mücadele ve başarı öyküsü iki tarafın da hanesine artı yazdı. 

Ancak 2019’daki galibiyet kolayca sahiplenilse de 14 ve 28 Mayıs’taki yenilgi sahipsiz kaldı. 

“Değişim” talebi ve 28 Mayıs yenilgisi

İmamoğlu 28 Mayıs’taki ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçiminin ertesi günü İstanbul’un fethinin 570. yıl dönümü nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Maltepe’de düzenlenen etkinlikte “Türkiye toplumunun değişim arzusunun dün akşam gördüğümüz sonuçtan çok daha büyük olduğunu ben biliyorum. Bu ülkedeki değişim iradesini sil baştan inşa etmek zorundayız. O yolda daha hızlı koşacağım” dedi. Ve bu konuşma seçim sonrası sessizliğe gömülen Ankara’daki CHP Genel Merkezi’nin duvarlarında yankılandı.

Ankara’daki suskunluk CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sonuçlarını partisinin kurullarında değerlendirme sürecini başlatmasıyla eylemselliğe dönüştü. CHP lideri önce partisinin Merkez Yürütme Kurulu’nu (MYK) değiştirdi ardından da o MYK kongre takvimini ilan ederek 38. Olağan Kurultay sürecini başlattı. 

Ancak Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu 3 kez baş başa görüşse de taraflar değişimin içeriği konusunda anlaşma sağlayamadı. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı sorgulanınca ipler gerildi. 

“Kimse cesaretimi test etmeye kalkmasın”

İmamoğlu, 22 Haziran’da İstanbul’da dört yılda yaptıklarını anlattığı basın toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtlarken “Partimin yaşadığı sorunların çözümü için neferi olmakta kararlıyım. Bunun bedeli olacakmış. Geçmişte hiç umurumda olmadığı gibi bundan sonra da hiç umurumda değil. Kimse seçimlere dair cesaretimi test etmeye kalkmasın” dedi.

O açıklama yaparken İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu toplantıya katılmaması bir yana, bir gün önce toplanan 81 il başkanının ortak açıklamasını eş zamanlı yayımladı. Ve metinde, “Değişim, albenisi olan sihirli bir sözcüktür. Ancak kalıcı bir değişimi, dönüşümü sağlayacak olan kişilerden ziyade fikirler ve ilkelerdir. Kişi bazlı kurtarıcı söyleminden kaynaklanan değişim taleplerinin sağlıklı bir sonuç doğurmayacağı ortadadır” ifadesi yer aldı.

Açıklamanın 81 il başkanının görüşünü yansıtıp yansıtmadığı tartışma konusu oldu. 

Kılıçdaroğlu bir gün sonra Harbiye Açık Hava Tiyatrosu’ndaki kutlamaya da katılmadı, mesaj göndermekle yetindi. Ancak mesajı o gece o sahnede okunmadı. Yapılan açıklamada Kılıçdaroğlu’nun mesajının program formatına uygun olmadığı için okunmadığı söylendi. 

Burada yeri gelmişken belirtmekte yarar var. Kılıçdaroğlu’nun mevcut siyasi iklimde kendi partisinin en büyük kalesi durumunda olan İstanbul’daki 4. yıl etkinliğine katılmamış olması, partinin danışma kurullarında da eleştiri konusu oldu ve “hata” olarak nitelendi. İl yönetimindeki bir yetkili, kurullardaki konuşma raporlarının CHP Genel Sekreterliği’ne gönderildiğini hatırlatarak neler konuşulduğunun kolaylıkla öğrenilebileceğine dikkat çekiyor.

Bitmedi… 30 Temmuz’dan itibaren başlayacak olan kongre süreci öncesi demeçler sıklaştı.

“Kaftancıoğlu: İmamoğlu profilinde biri aday olamazdı”

“Ben bu geminin kaptanıyım” diyen Kılıçdaroğlu gemiyi kıyıya yanaştırırken her fırsatta İmamoğlu’na İBB Başkanlığını hatırlattı, son olarak Serbestiyet yazarlarının sorularına cevap verdi: “CHP, genel başkanını kurultaylarda seçer. Adaylar çıkar ve yarışırlar…Hiç kimseye altın tabak içinde genel başkanlığı sunmaz” dedi.

Yaşamının hiçbir döneminde koltuk hırsının olmadığını söyleyerek, “CHP’nin uzattığı eli havada bırakmayan herkes değişmiştir.” dedi ve “İmamoğlu elimi havada bıraktı” demeye getirdi.

Kılıçdaroğlu’na yakın duran Kaftancıoğlu da “Kılıçdaroğlu olmasaydı İmamoğlu profilinde biri İBB başkan adayı olamazdı” deyince, İBB Başkan Danışmanı Murat Ongun’dan misilleme geldi. Ongun tweet üzerinden 4 fotoğraf paylaşıp “Profil’den İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu” diyerek “profil” göndermeli bir paylaşım yaptı.

Kaftancıoğlu bir adım öteye çıkıp il başkanlığındaki bayramlaşma töreninde; “Önümüzdeki süreçte il kongresine giderken, ilçe kongrelerimiz, mahalle kongrelerimiz başlıyor, sizlerden tek bir şey istiyorum. Mahallelerde de ilçede de kimsenin adamına oy vermeyin. Cumhuriyet Halk Partiliye verin. Cumhuriyet Halk Partili olmak demek, davasının ne olduğunu bilmek demek, partisinin değerlerini bilmek demektir” dedi.

Kongreye sadece partililerin katıldığından hareketle bu sözler de İmamoğlu’nun hedef alındığı yorumuna neden oldu. 

Parti tabanının ortak görüşüne göre karşılıklı atışmaların hız kazanmasının nedeni, yaklaşan kongre süreci. Peş peşe verilen demeçlere bakıldığında, kongre sürecinde İstanbul’daki seçimlerde kıran kırana bir yarış yaşanacak. Nedeni de 1200 kurultay delegesinin 196’sını belirleyen İstanbul’un bu delege sayısıyla kritik öneme sahip olması.

CHP’de kurultay takvimi başlıyor

5 Ağustos – 10 Eylül tarihleri arasında ilçe, 16 Eylül -15 Ekim arasında ise il kongreleri yapılacak; ardından Parti Meclisi’nin kararına bağlı olarak Büyük Kurultay yapılacak ya da yerel seçim sonrasına bırakılacak. Ancak öncesinde mahalle delegasyonları seçilecek, ki mahallelerden çıkacak sonuç, önce ilçe ardından il delegasyonuna yön vereceği için nihai tabloyu da şekillendirecek. Partililere göre CHP’deki seslerin daha yüksek perdeden çıkmaya başlamasının temel nedeni bu.

İmamoğlu delege tablosuna bakarak mı tutum belirleyecek?

Genel başkanlık dahil, partide “topyekün değişim” mesajları veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kongre sürecinde oluşacak yeni delege tablosuna göre tutumunu netleştireceği belirtiliyor. 

İmamoğlu’na yakın olan bir yetkiliye göre bu çerçevede İmamoğlu’nun da kurultay öncesi vites yükseltmesi bekleniyor. Atacağı ilk adım da temmuz ayının ikinci yarısında bu güne dek yüksek perdeden dillendirdiği “değişim” ile ne kastettiğini detaylarıyla açıklamak olacak. Genel başkan aday belirleme yönteminden parti yapısına ve delege sistemine kadar her aşamada nasıl bir değişim istediğini detaylarıyla paylaşacak. 

İl yönetimine yakın olan bir isim ise  delegelerin başarıya duyduğu açlığa dikkat çekerek İmamoğlu’nun değişimin kodlarını ve içeriğini net bir dille açıklaması halinde etkisini artıracağı görüşünde. Bu isme göre partide örgütün hantal ve değişmez olan yapısından rahatsızlık duyan ve söylem ve eylemleri nedeniyle İmamoğlu’nu lider olarak gören bir kesim var. 

Anlaşılan o ki İmamoğlu’nun sonraki hamlelerini bu kesimin tepkileri şekillendirecek.

İstanbul delegeleri ne diyecek?

Bu noktada hem Genel Merkez’de hem de İstanbul’da Kılıçdaroğlu’na doğrudan destek verenler olduğu gibi İmamoğlu’na yakın duranlar da var, farklı gruplar halinde siyasete şekil verenler de…

Örneğin Oğuz Kaan Salıcı, Erdoğan Toprak, Battal İlgezdi, Ali Kılıç gibi isimler İstanbul’un farklı ilçelerinde hatırı sayılır bir güce sahip. 

Öte yandan Kaftancıoğlu’nun Salıcı’nın etkili olduğu grupla hareket ettiğini söyleyenler olduğu gibi, son dönemde ters düştüklerini söyleyenler de var. Ters düşmelerinin nedeni olarak da kongre sonrası yeniden il başkanı seçilemeyecek olan Kaftancıoğlu’nun Oğuz Kaan Salıcı’dan boşalan genel başkan yardımcılığı koltuğuna siyasi yasağı nedeniyle oturamasa da, o kadrodan danışman olacağının gündemde olması gösteriliyor. 

Ancak aynı kaynaklar her ne kadar ayrı düşseler de Kaftancıoğlu’nun da Salıcı’nın da ortak paydasının İmamoğlu’nun karşısında yer almak olduğu konusunda hem fikir. 

Battal İlgezdi’nin başını çektiği grubun adının ise eski İl Başkanı Cemal Canpolat ile birlikte anıldığı bilinen bir gerçek. 

Farklı kanatlarda yer alan partililerin söylediklerine bakılırsa, Erdoğan Toprak da İstanbul’daki delegeler üzerinde etkisi olan isimlerden ve henüz tarafını netleştirmiş değil. 

İmamoğlu delegelerin desteğini alır mı?

Yukarıda da belirttiğim üzre İmamoğlu’nun stratejisine yön vereceklerin başında parti içi hantallıktan yakınan, değişim yanlısı gruplar geliyor. Ancak İmamoğlu’nun da İBB Başkanı olduğu dönemde Beylikdüzü ile sınırlı olan gücünü geçen 4 yıllık süreçte giderek artırdığına dikkat çekiliyor. Kimi partililer hemen her ilçede bağı var diyerek özellikle 3. Bölge’de güçlü olduğunu söylüyor. 

Bazı partililere göre Kaftancıoğlu’nun il başkanlığındaki bayramlaşma sırasında “Cumhuriyet Halk Partiliye verin” diye seslenmesinin nedeni de bu; parti tabanına “İmamoğlu parti tabanı üzerinde söz sahibi değil” demeye getiriyor. 

İmamoğlu kanadı ise bu göndermeye “İmamoğlu partiye paraşütle inmedi” yanıtını veriyor; daha önce 5 yıl Beylikdüzü İlçe Başkanlığı, 5 yıl da Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığını, son 4 yıldır ise CHP çatısı altında İBB Başkanı olarak görev yaptığını hatırlatıp, Kaftancıoğlu’nun 2011 yılında girdiği partide 7 yıl içinde il başkanı olduğuna dikkat çekiyorlar. Yani onlar da Kaftancıoğlu’na “Asıl paraşütle inen sensin” diyor.

Peki CHP Genel Merkezi’nin tavrı karşısında ve parti içindeki karmaşık ilişkiler yumağında İmamoğlu nasıl bir tutum sergileyecek? 

İl yönetimindeki yetkilinin de İmamoğlu’na yakın duranların da ortak görüşü İmamoğlu’nun CHP Genel Başkanlığı’na adaylığı da olasılık dahilinde, İBB’ye yeniden aday olması da. Ancak üçüncü bir seçenek de ciddiyetle konuşuluyor. O da İmamoğlu ile CHP Grup Başkanı Özgür Özel ile arasında esen rüzgarın ilişkiyi bir başka noktaya taşıması ihtimali.

Her ne kadar Özel ile İmamoğlu ortak hareket etme yönünde bir irade sergilememiş olsa da bu yakınlık akıllara cumhurbaşkanlığı seçimine gidilen yolda Ekrem İmamoğlu’na biçilen Cumhurbaşkanı Yardımcılığı ara formülünü getiriyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.