Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

CHP’nin 100 yıllık “değişim” tartışması – 2 | Çok partili sisteme geçişten 12 Eylül darbesine kurultaylar ve tüzükler

Yüzüncü yaşını kutlayacak olan CHP, yerel seçimlere “değişim” tartışmalarının gölgesinde gidiyor. CHP’nin 100 yıllık arşivinde yer alan bilgilere göre CHP’de değişmeyen tek şey “değişim” tartışması. Tüzük değişti, genel başkanlar değişti fakat CHP değişmedi. CHP’nin tüzük değişiklikleri ve o dönemlerde ortaya atılan tartışmaları derlediğimiz haberimiz üç bölümden oluşuyor. Dizinin ikinci bölümü olan bu haberde çok partili sisteme geçişten 12 Eylül darbesine kurultaylar ve tüzükleri inceledik.

1950 seçimleri, yenilgi ve 8. Kurultay

14 Mayıs 1950’deki seçim yenilgisinin ardından delegeler bunun nedenleri üzerine tartışmak istedi ve 29 Haziran 1950’de kurultay yapıldı. Seçim sonuçlarını değerlendiren İsmet İnönü kurultay açılışında “Tarihin acı bir tecellisidir ki, birçok yerlerimizde fabrika yapmadığımız ve şehirlerine su getirmediğimiz için rey alamadık ve bize verilmeyen reyler bu yerde devlet eliyle fabrika ve büyük küçük eser yapmayı serbest teşebbüs fikrine uygun bulmayanlara verilmiştir” diye konuştu.

Partinin içinde bir grup, tüzük ve programın değişmesi için imza topladı ve bu grup “ıslahatçılar” olarak bilindi. Diğer grup ise ıslahat isteyenleri “neofaşistler” olarak niteliyordu. Kurultayda program değişmedi ancak tüzükte değişiklikler yapıldı. 

Tüzükte, genel sekreterin kurultay tarafından seçilmesi, divan üyesi sayısının 40’dan 30’a indirilmesi ve yönetim kurulunun bu üyeler arasından seçilmesi gibi değişiklikler yapıldı ve genel başkan vekilliği kaldırıldı.

Kurultayın son günü yapılan seçimlerde, İnönü 488 oydan 487’sini alarak (İnönü oyunu Hilmi Uran’a vermişti) genel başkan seçildi. Yedi genel sekreter adayı arasından İnönü, Nihat Erim’i desteklerken ilk turda adaylardan hiçbiri çoğunluğu sağlayamadı. İkinci turda ise Kasım Gülek Genel Sekreter seçildi. İnönü’nün desteklemediği Gülek’in genel sekreterliğe seçilmesi önemli bir gelişme olarak değerlendirildi. 

CHP bu dönemde protesto için sık sık Meclis oturumlarını terk  ederken, Başbakan Menderes, “CHP bugüne kadar Meclis’e tek bir önerge vermedi, CHP’lilerin toparlanmalarını bekliyorum” dedi. 

CHP 9. Kurultayı, Parti Meclisi oluşturuldu

1950 kurultayından sonra Genel Merkez ile Meclis Grubu arasındaki çatışma arttı. Grup yöneticileri, genel merkezcilerin grup toplantılarına katılmasına karşı çıkarken CHP’den istifalar oldu. Sık sık toplanan parti divanında parti içi sorunlar görüşülürken, il örgütü başkanları da sürekli Ankara’ya gelerek İnönü’ye sorunlarını anlattı. Tartışmalı bir yılın ardından kurultay, 26 Kasım 1951’de toplandı ve parti içi tartışmaların gölgesinde hararetli bir şekilde geçti. 

Tüzükte değişiklik yapıldı, Parti Divanı, Parti Meclisi’ne dönüştürüldü. 

Genel sekreter ve yardımcıların kurultayda değil genel idare kurulu tarafından seçilmesi önerildi ancak kurultay, bu önerileri reddederken, kurultayca seçilecek genel sekreterin kendi yardımcılarını seçmesi ilkesi kabul edildi.

Gençlik ve kadın kolları kurulabilmesi de tüzüğe girdi.

Milletvekili adaylarının yüzde 70’ini iller, yüzde 30’unu Parti Meclisi’nin seçmesi tartışmalara yol açar. Adayların tümünün örgüt tarafından saptanması kararlaştırıldı.

İnönü yeniden genel başkanlığa, Kasım Gülek yeniden genel sekterliğe seçildi.

İsmet İnönü ve Kasım Gülek

CHP’de gruplar ve 10. Olağan Kurultay

Parti içinde en az dört ayrı grup oluşurken bu gruplarda tam olarak kimlerin yer aldığı ve hangi konularda birbirinden ayrıldığı net değildi. Bu karmaşa içinde 22 Haziran 1953’te 10. Olağan Kurultay toplandı. 

Genel Sekreterin kurultay tarafından seçilmesi esası 1950 Kurultayı’nda getirildi ve İnönü’nün önerdiği kişiler genel sekreter seçilemedi. İnönü, bu durumun önüne geçebilmek için 50 imzalı bir önergeyle genel sekreterin, Genel Yönetim Kurulu tarafından seçilmesini önerdi.15 üyeli Genel Yönetim Kurulu’nun 25 üyeye çıkarılması, 25 kişi arasından da dokuz üyeli Yürütme Kurulu’nun seçilmesi de İnönü’nün diğer talepleri arasındadır ancak bu öneriler kurultayda kabul edilmedi. 

Genel Sekreter ise 860 delegeden 709’unun oyunu alarak yeniden Kasım Gülek oldu. 

3. Olağanüstü Kurultay ve seçim işbirliği ilk kez tüzükte

CHP, seçim stratejisini belirlemek için olağanüstü kurultayı 25 Şubat 1954’te toplantıya çağırdı. 

Gündemde, seçimlerde aday gösterme konusunda genel merkeze yüzde 20 kontenjan ayrılması önerisi yer aldı. Bir önceki tüzük değişikliğinde yüzde 30 olan bu kontenjan kaldırılmıştı ve genel merkez bunu yüzde 20 olarak tekrar tüzüğe koyabilmek için değişiklik önerdi. Kurultay ise genel merkezin belli sayıda adayı örgüte tavsiye etmesini ancak örgütün bu adayları veto yetkisine sahip olması şeklinde bir değişiklik yaptı. Böylece genel merkezi belli bir oranda kontenjan yetkisi alarak 1954 seçimleri için çalışmalara başladı.

Aynı kurultayda tüzükte yapılan değişiklikle “CHP’ye mensup olmayanlardan aday gösterme” yetkisi Genel İdare Kurulu’na bırakıldı ve bu da diğer partilerle seçim işbirliği yapma imkanını getirdi.  

Seçimler kaybedildi 11. Olağan Kurultay toplandı

CHP 2 Mayıs 1954’te yapılan seçimlerde de Demokrat Parti karşısında kaybedince 26 Temmuz 1954’te 11. Olağan Kurultay toplandı ve divan başkanlığı için dört aday yarıştı. Tartışmalı geçen kurultayda, tüzükte şu değişiklikler yapıldı:

“Genel başkan ve genel sekreter kurultayca seçilir. 30 kişilik Parti Meclisi seçilir. Parti Meclisi’nden seçilecek 5 üye ve genel sekreterin seçeceği 2 genel sekreter yardımcısı Merkez Yürütme Kurulunu oluşturacak.”

Bu kurultayda da İnönü genel başkanlığa, Gülek genel sekreterliğe yeniden seçildi. Parti Meclisi’nin yaptığı toplantıda Nuri Okçuoğlu ve Turgut Göle genel sekreter yardımcılıklarına getirildi. 

12. Kurultay

21 Mayıs 1956’da toplanan 12. Kurultay’da delegeler İsmet İnönü ve Kasım Gülek’e tepki gösterdi. Kurultayda, genel başkan vekilliğinin yeniden kurulması, milletvekili adaylarının belirlenmesinde Genel Merkez’e yüzde 20 kontenjan tanınması önerileri reddedildi ve herhangi bir tüzük değişikliği yapılamadı.  

Tartışmalar, Genel Sekreter Kasım Gülek’in yıpratıldığı yorumlarına neden olsa da Gülek yeniden genel sekreterliğe seçilirken, İnönü ise 1.021 delegenin 1.020’sinin oyunu alarak güven tazeledi. 

13. Kurultay, İnönü’den işbirliğine karşı çıkanlara rest 

9-11 Eylül 1957’de toplanan 13. Kurultay’da gündemde diğer muhalefet partileri ile ittifak vardı. Bir önceki kurultayda tavsiye kararı alınmış, bu doğrultuda çeşitli görüşmeler yapılmıştı. Kurultay ittifak konusuna olumlu baksa da milletvekili adayı olmak isteyen delegeler kontenjan tanımaya sıcak bakmadı. 

Genel Başkan İsmet İnönü, kurultay konuşmasında işbirliğine karşı çıkanlara rest çekerek şunları söyledi:

“Her işin bir nizamı vardır. Başıbozuk iş de olsa, başsız olmaz. Bir partinin lideri, geçen kurultaydan aldığı yetkiye dayanarak, iş birliği konusunda diğer partilerle oturmuş ve söz söylemiştir. Söz ve taahhütlerimizde bugüne kadar zedelenmemiş insanlarız. Burada oturup iş birliğini enine boyuna çekiştirip didiklerken, kendi kendimizi inkar etmiş oluyoruz. Ben müsaadenizi rica ediyorum. Kararınız muhteremdir.Tatbikatçısını da seçmek elinizdedir.”

İnönü’nün konuşmasının ardından Tüzük Komisyonu durumu yeniden gözden geçirdi ve işbirliğini sağlayacak formüller kurultayda kabul edildi. 

Kurultayda, İnönü genel başkan, Gülek genel sekreter seçildi. 

14. Kurultay ve İlk Hedefler Bildirisi

CHP’de bir süredir tartışmalara neden olan genel sekreterlik sorunu bu kurultayın temel meselesiydi. 12-15 Ocak 1959’da toplanan kurultayda “İlk Hedefler Bildirisi” kabul edilirken,  kapsamlı tüzük değişiklikleri de yapıldı.

Tüzük Komisyonu, Parti Meclisi üye sayısının 30’dan 40’a, Merkez İdare Kurulu üye sayısının genel sekreter ile birlikte 11’e çıkarılması ve kurultay yedek delegeliğinin kaldırılması değişikliklerini kabul etti. 

Kurultayda en çok Genel Sekreterin görevden alınması ile ilgili madde tartışıldı. İnönü, “Bu Genel Sekreter denetimden uzaktır. Tüzük komisyonunun, gerektiğinde Genel Sekreteri görevden uzaklaştırma önerisi kabul edilmelidir” dedi. Öneri Kurultay’da kabul edildi ancak yine de genel sekreteri değiştirmek çok kolay olmayacaktı.

Genel Sekreter ile ilgili yeni madde şöyle düzenlendi:

“Genel Sekreter ve Merkez İdare Kurulu üyelerinin denetlenmesi mevzuunda, Meclis mürettep adedinin üçte iki çoğunluğu ile karar verir. Bu denetleme sonucunda boşalma vukuu halinde Parti Meclisi kendi içinde bir vekil seçer ve yeni Genel Sekreteri seçmek üzere Kurultayı en geç bir ay zarfında toplantıya çağırır.”

27 Mayıs darbesi sonrası ilk kurultay

CHP’nin 15. Kurultayı, 27 Mayıs 1960 darbesinden yaklaşık 15 ay sonra 24-27 Ağustos 1961’de yapıldı ve burada da asıl gündem yine genel sekreterlik makamı ve yetkileriydi. 

Genel Sekreterin denetlenmesi ile ilgili tartışmalara yeni bir düzenleme getirildi. Genel Başkan- Genel Sekreter, Genel Sekreter-Parti Meclisi ikilemine şu değişiklikle son verildi:

“Parti Meclisi Genel Sekreteri ve Merkez İdare Kurulu üyelerini üye tam sayısının salt çoğunluğu ile görevden alabilir.”

“Seçimlerde Parti Adaylığı” bölümünde yer alan madde ise şöyle düzenlendi ve ön seçim dışında, parti yoklamasıyla da aday belirlenmesi tüzüğe girdi:

“Partinin katılacağı seçimler için parti adayları partililer arasından teşkil edilecek yoklama kurullarınca tespit edilir. Yoklama kurullarının ne surette teşkil olunacağı, ne tarzda ve ne zaman toplanarak aday tespit edeceği bir yönetmelikle düzenlenir.”

13. Kurultayda diğer partilerle işbirliği sağlamak amacıyla tüzüğe eklenen ve partili olmayanların aday gösterilmesine olanak sağlayan fıkra metinden çıkarıldı. 

16. Kurultay ve fahri üyelik

14-16 Aralık 1962’de toplanan kurultayda “Fahri üyelik” kavramı tüzüğe girdi.  

Tüzüğe, “Halen partili olan eski Genel Başkan ve Genel Sekreterlerle eski Cumhurbaşkanlığı Senatosu ve Meclis Başkanları ve Meclis Grubu Başkan ve Başkan Vekilleri ve eski Başbakan ve Bakanlar Kurultayın fahri üyeleridir. Fahri üyeler, kurultayda konuşabilir fakat oylamaya katılamazlar” maddesi eklendi. 

Tüzük değişikliği ile kadın ve gençlik kollarının kurulması zorunlu hale getirildi. 

17. Kurultay, “İleri Türkiye Ülkümüz”

16-18 Ekim 1964’te toplanan kurultayda, “İleri Türkiye Ülkümüz” bildirisi kabul edildi. 14. Kurultayda,  İlk Hedefler bildirisi, 15. Kurultayda Temel Hedefler bildirisi kabul edilmişti. İleri Türkiye Ülkümüz bildirisinde yer alan “CHP’nin yolu” bölümünde, sağ ve sol diktatörlüklerden ve sınıf sultasından koruyan partinin CHP olduğu vurgulanırken, “Ortanın solu” yaklaşımının da temelleri atıldı. 

İnönü 1.255 oyun tamamıyla yeniden genel başkan seçilirken, Parti Meclisi’nde önceki dönem yer alan 12 üye bu kez listeye giremedi. 

Kurultaydan bir yıl sonra 13 Şubat 1965’te İnönü, bütçeye 225 olumsuz oy kullanılması sonrası İnönü istifa etti ve böylece Adalet Partisi-CHP koalisyonu sona erdi. 

18. Kurultay, Ecevit’in yükselişi 

18-21 Ekim 1966’da toplanan kurultayda kapsamlı değişiklikler yapılırken, tüzük 76 maddeden 91 maddeye çıkarıldı. Tüzüğün dilinde Türkçeleştirmeye gidildi ve “İdare Kurulu” yerine “Yönetim Kurulu”, “Haysiyet Divanı” yerine “Disiplin Kurulu” gibi birçok değişiklik yapıldı.

Üyelerden giriş aidatı alınmaması, yılda bir kez yapılan bölge toplantılarının iki kez yapılması, Hazine’den alınan yardımın yüzde 60’ının örgüte verilmesi maddeleri de tüzükte yer aldı.

Sıra Parti Meclisi seçimlerine gelince parti içi tartışmalar sandığa da yansıdı ve Ecevitçiler 19, genel merkezciler 11 ve 8 üye de tavrı net olmayan üyeyle  Parti Meclisi’nde yer aldı. İnönü ise 1.222 delegenin katıldığı seçimde 929 oy alarak genel başkan seçildi. Genel sekreterlik tartışmalarının sonunda 24 Ekim 1966’da Ecevit CHP Genel Sekreteri olarak seçildi.

4. Olağanüstü Kurultay 

Küçük Kurultay’da Ecevit’i destekleyenler ile Turhan Feyzioğlu ve 7 arkadaşının oluşturduğu “8’ler grubu” arasındaki safların netleşmesinin ardından Parti Meclisi, 16 Mart’ta yaptığı toplantıda olağanüstü kurultay kararı aldı. Kurultay, 28-29 Nisan 1967’de toplandı. 

Kurultayda parti içi grupların sorunlarının raporlaştırılması ve tüzük değişikliklerinin görüşülmesi için iki ayrı komisyon oluşturuldu ve komisyon Feyzioğlu ve arkadaşlarını haksız buldu. Bunun üzerine Feyzioğlu ve ekibi partiden istifa etti.

19. Kurultay 

18-20 Ekim 1968’de toplanan 19. Kurultay parti içinde ortanın solu kavramı üzerinde tartışmalara sahne olsa da İnönü ve Ecevit ortak liste konusunda anlaştı. 

İlçe ve il kongrelerinin yılda bir yapılmasını öngören madde, iki yılda bir olarak değiştirildi.  

20. Kurultay ve Ecevit’in listesi kazandı

Kurultay parti içi huzursuzluklar nedeniyle planlanandan yaklaşık dört ay önce 3 Temmuz 1970’de toplandı. 

İnönü 1.126 oyla yeniden genel başkan seçilirken Parti Meclisi için iki liste yarıştı. Ecevit’in ve Grup Başkanvekili Kemal Satır’ın listelerinin yarışında Ecevit’in listesi kazandı ve Ecevit güçlü genel sekreter pozisyonunu sürdürdü.

12 Mart muhtırası, 5. Olağanüstü Kurultay, İnönü kalp krizi geçiriyor 

12 Mart’ta Türk Silahlı Kuvvetleri Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a bir muhtıra verdi. Bu muhtıranın ardından Süleyman Demirel başbakanlıktan istifa etti. Demirel’in istifası ve yeni hükümet arayışları CHP’yi derinden etkiledi. Muhtıradan bir hafta sonra, 19 Mart’ta Nihat Erim CHP’den istifa ederek “tarafsız” konuma geçti ve Sunay tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi..

CHP ise 21 Mart’ta toplanarak Erim hükümetine katılıp, katılmama konusunu değerlendirdi. Bu değerlendirme CHP içinde derin görüş ayrılıklarına yol açtı ve hükümete katılmaya karşı çıkan Ecevit, genel sekreterlik görevinden istifa etti. Bu tartışmaların ardından, CHP içinde hesaplaşmaya dönüşecek olağanüstü kurultay çağrısı yapıldı.

5 Mayıs 1972’de toplanması planlanan kurultay günü sabah saatlerinde İnönü kalp krizi geçirince kurultay yapılamadı. Bir gün gecikmeyle 6 Mayıs’ta başlayan kurultayda İnönü’nün itirazı üzerine “Yeni delegelerin kurultaya alınması önerisi” işleme koyulmadı. Ardından “İtiraz İnceleme Komisyonu” kurulması önerisi de yine İnönü tarafından reddedildi. İnönü tartışmalara ilişkin, “Yeni delegeler kurultaya alınırsa bu kurultayın benim davet ettiğim kurultay olmadığını derhal ilan ederim. Meşru makamlara da müracaat ederim, kurultayı dağıtırım, partiyi kapattırırım” restini çekti. 

“Ya Bülent, ya ben”

Olağanüstü kurultayda yeni-eski delege tartışmasının ardından konuşan İnönü, Ecevit ile kendisi arasında bir seçim yapılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

“Parti içinde ciddi bir ihtilaf var. Bu ihtilaf dış görünüşün aksine bir tüzük ihlalinin, yetki aşamasının çok ötesindedir. Denetlenebileceğini reddeden parti meclisiyle, onun içindeki bir çoğunluk tarafından dışarıdan alınan emirle kurulan MYK, bir hizip halinde CHP’yi olduğundan ve olması gerekenden başka bir kuruluş haline getirme çabasındadırlar. Benimle ihtilafları bu konudadır. Cumhuriyet Halk Partisi’ni bir parti meclisinin hizip çoğunluğu elinde hem örgüte, hem meclis gruplarına hakim duruma getirmek isteyen bir yönetim şekliyle ciddi anlaşmazlığım vardır. Kurultayın toplanmasına neden olan anlaşmazlık hem benim hem Bülent’in birlikte görev almalarıyla çözülemez.”

“Özgür üyeler mi olacağız, kapıkulları mı”

Bülent Ecevit ise İnönü’den sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Aslında sorun CHP’yi eski yörüngesine veya yeni yörüngesine oturtma sorununun ötesindedir. Hatta sorun ‘ya ben, ya Bülent’ sorununun da ötesindedir. Tekrar söylüyorum, asıl öncelikli çözülmesi gereken şudur: CHP’de buyruk mu işleyecek, hukuk mu işleyecektir? Buna karar vereceğiz. Daha açık söylüyorum. Vereceğiniz kadar şudur: Demokratik bir partinin kanunlara saygılı özgür üyeleri mi olacağız, yoksa kapıkulları mı? Karar sizin.”

Yapılan oylamada, Parti Meclisi 507 oya karşı 709 oyla güvenoyu aldı.

İnönü’nün istifası 

Kurultaydan sonra İsmet İnönü 33 yıl 4 ay 11 gün görev aldığı partinin genel başkanlığından şu mektupla istifa etti:

“CHP Merkez Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, 

CHP Beşinci Olağanüstü Kurultayı’nın 7 Mayıs 1972 toplantısına verdiği karar sonucu olarak CHP genel başkanlığından çekildim.

Tüzüğün 28. Maddesinin gerektirdiği işlemin kurulunuzca yapılması için saygılarımla arz ederim.”

İnönü’nün istifasının ardından 14 Mayıs 1972’de “Genel Başkanlık Seçimi Özel Kurultayı” toplandı ve Bülent Ecevit 913 delegeden 826’sının oyunu alarak genel başkanlığa seçildi.

21. Kurultay ve Ecevit’in hakimiyetinin kesinleşmesi

Milli Şef İnönü’nün genel başkanlıktan istifası, Ecevit’in genel başkanlığa seçilmesi partide tartışmaları ve istifaları beraberinde getirdi. Bu tartışmalara son vermek için 30 Haziran 1972’de 21. Kurultay toplandı. 

Kurultay’da İnönü Malatya delegesi olarak delegeler arasında otururken, Ecevit’e karşı bayrak açmak isteyenlerin beklentilerini suya düşürmüştür. İnönü, “Yeni genel başkana başarılı olması için elbirliğiyle yardım etmemiz gerekir” derken parti meclisinin yetkilerinin fazla olduğunu belirterek tüzük deişikliği talep etti. İnönü’nün taleplerinin tamamına yakını kurultayda kabul edildi ve tüzüğün 34 maddesinde değişiklik yapıldı. 

Kurultayda Parti Meclisi’nin görevlerini düzenleyen maddeye, “Hükümet kurmaya, hükümete katılmaya, hükümetten çekilmeye veya ayrılmaya Parti Meclisi karar verir. Bu kararlarda Millet Meclisi Grubu Başkan ve Başkanvekilleri ile Yönetim Kurulu üyeleri de oylamaya katılır” eklemesi yapıldı. 

Parti Meclisi’nin olağanüstü toplantıya çağrılma şeklini düzenleyen madde şu şekilde düzenlendi:

“Genel Başkanın gerekli görmesi yahut Parti Meclisi üyelerinin üçte ikisinin yazılı istemi halinde de Parti Meclisi toplantıya çağrılır. Bu toplantıda, çağıranların düzenlediği gündem dışında kalan konular da Parti Meclisi kararıyla gündeme alınabilir, görüşülebilir. Parti Meclisi üyeleri arasında boşalma vuku bulursa, bu üyeliklere partililer arasından yenileri seçilir.

Genel Başkanlığın boşalması halinde görevlerin Genel Sekreter tarafından yürütüleceği yönünde de bir madde eklendi. 

Seçim galibiyeti, koalisyon, Kıbrıs çıkarması ve 22. kurultay 

Genel başkan değişikliğinin ardından CHP 1973 seçimlerinde birinci parti olarak çıktı. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Ecevit Necmettin Erbakan’ın genel başkanı olduğu Milli Selamet Partisi ile koalisyon kurdu.

Koalisyon hükümeti, Kıbrıs’ta EOKACI Rumların 15 Temmuz’da darbe yapması ve Türklere yönelik saldırılarını artırması, katliamlara girişilmesi üzerine 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a çıkarma yapılmasına karar verdi ve adaya Türk Silahlı Kuvvetleri yollandı. Ada’da ikili bir yapı bu çıkarmadan sonra oluştu.

CHP-MSP koalisyonu uzun ömürlü olmadı ve yedi aylık (236 gün) hükümet dağıldı. Yerine, Sadi Irmak başbakanlığında ara dönem hükümeti kuruldu.

CHP’de ise İnönü’nün “Ortanın solu” yaklaşımının ardından ortaya atılan “Demokratik sol” kavramı tartışmaları arttı. Bu tartışmalar sonucunda 14 Aralık 1974’te 22 Olağan Kurultay toplandı. Bu toplantıda parti içinde sağ kanat, sol kanat tartışmaları yaşandı. Ecevit yeniden genel başkan seçildi.

23 Kurultay

27 Kasım 1976’da toplanan kurultay parti içi gruplar arasında yarışa sahne oldu. Bu arada tüzük değişiklikleri de yapıldı ve Parti Meclisi ve Merkez Yönetim Kurulu kaldırıldı, yerine 21 kişilik Genel Yönetim Kurulu oluşturuldu. Kurulun haftada bir toplanması kararlaştırıldı. Genel Yönetim Kurulu’nun karar ve yürütme organı olarak çalışmasına karar verildi. Genel Başkana, Genel Sekreter ve Genel Yönetim Kurulu üyelerini seçme yetkisi verilmedi. 

Bu kurultayda Deniz Baykal ve ekibi Ecevit’e karşı bayrak açtı ve Ecevit 1324 oyla genel başkanlığa yeniden seçilirken, Genel Yönetim Kurulu üyelikleri için yarışan iki listeden, genel merkez listesi yarışı kazandı. Genel merkez listesinde en düşük oy alan kişinin oyu (715), muhalefetin listesinde yer alan ve o listede en çok oyu alan (658) Baykal’dan 57 oy fazla oldu.

1. MC Hükümeti

CHP kendi içinde sert mücadeleler yaşarken, Saadi Irmak hükümeti yıkıldı ve yerine 12 Nisan 1975’te 1.Milliyetçi Cephe (MC) Hükümeti kuruldu ve koalisyonda Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi yer aldı.

1977 seçimleri ve CHP birinci parti

MC hükümeti içinde yaşanan anlaşmazlıklar sonrasında genel seçimler erkene alınarak 5 Haziran 1977’de yapıldı. CHP, yüzde 41.4 oy alarak 213 milletvekili çıkardı ancak tek başına hükümet kurmak için gerekli olan 226 sandalyeye ulaşamadı. Hükümeti Kurmakla görevlendirse de kurduğu azınlık hükümeti güvenoyu alamadı. Bunun ardından 1 Ağustos 1977’de 2. MC hükümeti Demirel’in başbakanlığında kuruldu ve güvenoyu aldı. 

Rahşan ve Bülent Ecevit seçim gezilerinde yorgunluk atarken

7. Olağanüstü Kurultay 

Genel Merkez, bilgisayarla üye yazımını bitiremeyince Anayasa Mahkemesi’nden uyarı geldi. Bunun üzerine 29 Kasım’da toplanması gereken kurultay öne çekildi ve 4 Kasım 1978’de olağanüstü kurultay toplandı. Genel Yönetim Kurulu’na geçici madde ile tüzükte değişiklik yapma yetkisi verildi ve 24. Kurultayın yapılması için yasal zemin hazırlandı. 

24. KurultayCHP azınlık hükümetiyle iktidarda

2. MC hükümeti 1977’nin son günlerinde gensoru önergesi görüşmelerinde güvenoyu alamadı ve koalisyon bozuldu. Ecevit 5 Ocak 1978’de, siyasi tarihte “Güneş Motel olayı” ya da “11’ler olayı” olarak anılan süreçte diğer partilere ve bağımsız milletvekillerine bazı bakanlıkları vererek hükümet kurmayı başardı. Bu hükümet 12 Kasım 1979’a kadar görev yaptı. 

24. Kurultay, 24 Mayıs 1979’da Ecevit başbakanlık koltuğunda otururken toplandı. Bu kurultayda muhalif kanat bir önceki kurultayda kendi talepleriyle yapılan tüzük değişikliklerinden geri adım atılmasını istedi. Ecevit bu öneriye karşı çıktı. Tüzük değişikliği önerisi 571’e karşı 769 oyla reddedildi. Ecevit kazandı ama muhalif cephe de oldukça güçlü olduğunu gösterdi.

8. Olağanüstü Kurultay

14 Ekim 1979’da ara seçim yapıldı ve beş milletvekilliği için Konya, Manisa, Edirne, Muğla ve Aydın’da yapılan bu seçimlerde CHP ağır bir yenilgi aldı ve milletvekillerinin tamamını AP’ye kaptırdı. Ayrıca Senato seçimleri de yapıldı ve senatonun 50 üyesinin yenilendiği bu seçimlerde de AP 33 senatörlük kazanırken, CHP 12 senatör çıkardı ve beş senatör de diğer partilere gitti. CHP’nin oyu ise yüzde 29 düzeyinde kaldı.

Ağır seçim yenilgisinin ardından 4-5 Kasım 1979’da toplanan olağanüstü kurultayda Ecevit kendi istediği şekilde bir parti yönetimi oluşturmak istedi ve bu isteğine ulaştı.

Ecevit olağanüstü kurultaydan istediğini yaptırdı ancak bir hafta sonra, 12 Kasım 1979’da başbakanlıktan istifa etti.

Darbe geldi, partiler kapatıldı, Ecevit istifa etti

Ecevit’in istifasının ardından hükümeti kurmakla görevlendirilen Demirel, MSP ve MHP’nin dışarıdan “kerhen” desteğiyle azınlık hükümeti kurdu ve bu hükümet 12 Eylül 1980’de askeri darbeyle son buldu.

12 Eylül darbesini gerçekleştiren Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren

Darbe yönetimi siyasi partilerin faaliyetlerini yasakladı, parti genel başkanlarını gözetim altına aldı. 16 Ekim 1981’de MGK siyasi partilerin feshine ilişkin yasayı kabul etti. Böylelikle CHP ve tüm siyasi partiler  kapatıldı.

29 Ekim 1980’de Milli Güvenlik Konseyi, siyasi parti faaliyetlerine izin verilse bile Ecevit ve Demirel’in partilerinin başına geçerek siyaset yapmalarına izin verilmeyeceğini açıklayınca Ecevit 30 Ekim’de CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa ettiğini açıkladı. Bu tarihten sonra da Ecevit’in CHP ile bir ilişkisi olmadı ve referandumla siyaset yasaklarının kalkması ve kapatılan partilerin açılmasına izin verilmesinden sonra bile CHP’ye gelmedi. Ecevit, Demokrat Sol Parti adında bir parti kurdu ve siyasi yaşamını ölünceye kadar bu partide sürdürdü.

Yarın: CHP’nin 100 yıllık “değişim” tartışması – 3 | 12 Eylül darbesi ve partilerin kapatılmasından bugüne

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.