Babası tarafından uykusunda öldürülen Iraklı YouTuber Tiba’nın hikâyesi

Genç, enerjik ve neşeli… Belki de birçoğumuzun YouTube’da karşısına çıkan bir isimdi Tiba al-Ali. İsimdi diyoruz çünkü Tiba al-Ali, babası tarafından boğularak öldürüldü, hem de uykusunda. İşte Tiba’nın hikâyesi. 

Tiba al-Ali, 2017 yılında, yani 17 yaşındayken memleketi Irak’tan Türkiye’ye taşındı. Kısa zaman içerisinde YouTube kanalı açtı, izleyicilerini kendi hayat hikâyesinden yaptığı makyajlara kadar bilgilendirdi. Videolarındaki enerjisi ve neşesi kısa sürede binlerce abonenin ilgisini çekti, kısa sürede ünlü oldu. 

Ocak 2023’te ailesini ziyaret etmek için Irak’a dönen Tiba al-Ali’nin ölümü, babasının ellerinden oldu. Mahkeme, cinayetin “önceden tasarlanmadığına” kanaat getirdi ve cinayetten sorumlu “baba”yı yalnızca altı ay hapis cezasına çarptırdı. Dava, Irak gibi muhafazakârlığın hâlâ baskın olduğu ülkelerde kadınlara nasıl davranıldığını ortaya koyuyor. 

Tiba al-Ali

Tiba’nın hikâyesi

YouTube’a girdiğinde Tiba’nın 20 bin civarında abonesi vardı.

Her gün çektiği videolarla yaşam tarzını anlatıyor ve Türkiye’deki yeni hayatından duyduğu keyfi takipçileriyle paylaşıyordu. Aslında Tiba Türkiye’ye eğitim amaçlı gelmiş, kısa zaman sonra da burayı beğendiği için burada yaşamaya karar vermişti. 

Tiba’nın babası Tayyip Ali ise ne kızının Türkiye’de yaşama kararını ne de İstanbul’da birlikte yaşadığı Suriyeli partnerini kabul etmişti. Aralarındaki anlaşmazlığın ve sonu ölüme giden sürecin başlangıcı da buradan geçiyordu. 

Ocak ayında Tiba, memleketini ziyaret etmek ve Basra Körfezi Kupası’nda boy gösteren Irak Milli Futbol Takımı’nı desteklemek için Irak’a döndü. Bazı iddialara göre Tiba, uyuşturuldu ve ailesi tarafından kendi evlerine kaçırıldı. Babası Tayyip Ali, kızını 31 Ocak günü uykusunda boğarak öldürdü, daha sonra da polise teslim oldu, kısa süreliğine hapis cezasına çarptırıldı.

Tiba’nın ölümünün ardından ülke genelinde “namus cinayetleri” olarak adlandırılan yasalarla ilgili protestolar başladı. Çünkü Irak yasalarına göre “namus cinayeti”, cezadan muaf. 

Ölümünden bir gün önce

Yerel basın ve yargıya göre, Tiba’nın ailesiyle yaşadığı bir anlaşmazlık vardı ve bu yüzden katledilmesi, “aile için cinayet”. İçişleri Bakanı Sözcüsü Dr. Saad Maan, Tiba ile babasının Irak’ta kaldığı süre boyunca sürekli tartıştıklarını, hatta cinayetten bir gün önce de polis memurlarının baba-kız arasına girerek, kavgalarına müdahale etmeye çalıştıklarını söylüyor. Ve cinayetten ötürü onlar da şaşkın:

“Tiba ile babasını barıştırmak için çalışıyorduk, hatta olumlu şekilde adımlar atılmıştı. Ölüm haberi bizi de şaşırttı.”

“Kökeni kadın düşmanlığı”

Tiba’nın öldürülmesi ve Irak yasaları çerçevesinde katile verilen cezanın hafifletilmesi, sadece Irak’ta değil; dünyanın dört bir yanındaki kadın aktivistlerini öfkelendirdi. Peki yasalar ne diyor?

Irak Ceza Kanunu’nun 41. maddesinde “kadının kocası tarafından cezalandırılması” ve “ebeveynlerinin kendi otoriteleri altındaki çocuklarını belirli sınırlar dahilinde disipline etmesi” yasal. 

409. maddede de cezası şöyle belirtilmiş: “Karısını zina yaparken yakalayan; bakmakla yükümlü olduğu kadınlardan birisini sevgilisiyle yatakta basan ve hemen öldüren ya da ölümüne veya sakat kalmasına neden olan kişi, üç yıl hapis cezasına çarptırılır.”

Durumun vahametini de ben değil, Birleşmiş Milletler (BM) verileri ortaya koysun. BM, dünya genelinde her yıl 5 bin kadın ve kız çocuğunun aile üyeleri tarafından öldürüldüğünü tahmin ediyor. 

Engeller

Tiba’nın ölümünden beş gün sonra Irak güvenlik güçleri, 20 aktivistin Bağdat’taki Yüksek Yargı Konseyi önünde protesto gösterisi yapmasını engelledi. Eylemciler tek bir ağızdan şunu söylüyordu: “Kadınların ölmesine izin vermeyin!”

Talepleri ise aynıydı: “Kadınları öldürmek çok basit hale geldi. Buna bir çözüm bulun. 409. maddeyi iptal edin.” 

Tiba’nın hikâyesi, kadınları toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten korumada başarısız. Irak’taki bu cinayet, bir kez daha bunu gözler önüne serdi. Bir diğer yandan Tiba, örtbas edilen ya da hikâyesi hiç bize ulaşmayan binlerce kadından biri. 

Sadece Irak değil, Türkiye de dahil dünyanın pek çok ülkesinde kadınlar, mağdurun hakkını veren ve faili cezalandıran bir yasa çıkması umuduyla kendilerini korumaya çalışıyor; hatta Irak’ta kadınlar, kendilerine karşı şiddeti teşvik eden yasal metinlerin değiştirilmesi için çaba harcıyor, seslerini tüm dünyaya çağırmaya çalışıyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.