Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cep telefonu vaadinin anlamı: Gençler iktidarın maddi desteğine nasıl muhtaç bırakıldı?

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlere telefon ve bilgisayar için 5 bin 500 Türk Lirası (TL) destek, 10 GB internet ve kültürel aktivitelerden bedava veya indirimli yararlanmak için Genç Kart vereceklerini açıkladı. CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo ve Dr. Önder Uçar, gençlerin bu desteğe neden ihtiyaç duyduğunu ve yoksulluğun boyutlarını anlattı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 26 Eylül’de kabine toplantısının ardından gençlere yönelik açıkladığı desteğin yankıları sürüyor.

Erdoğan’ın açıklamasına göre, piyasa değeri 9 bin 500 TL geçmeyen telefon ve bilgisayarlar için 5 bin 500 TL kadar maddi yardım, örgün öğretimdeki üniversiteliler için aylık 10 GB internet, 18 yaşına giren gençlere bir yıl süreyle müze, sinema ve tiyatrolarda geçerli Genç Kart verilecek.

Destek tutarlarının az olduğu yorumları yapılıyor ancak hükümetin belirlediği fiyat aralığındaki düşük modelli telefon ve bilgisayarlara ulaşmak bile gençler için zor. Gençlerin neden bu desteğe ihtiyaç duyduğunu ve yoksulluğun boyutlarını CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo ve Derin Yoksulluk Ağı Savunu ve Araştırma Koordinatörü Dr. Önder Uçar’a sorduk. 

“Erdoğan’ın bir önerisi var ama gençler temel ihtiyaçlarını gideremiyor”

Foggo, açıklanan desteğin, gençlerin teknolojiye, internete, telefona erişmesinin düşünülmesi açısından olumlu olduğunu fakat gençlerin temel ihtiyaçları bile karşılayamayacak durumda olduklarını söyledi.

Gençlerin başta barınma, beslenme ya da çok kişili yurt odalarında nasıl ders çalışacağı gibi konuları düşündüğünü vurgulayan Foggo, “Görüştüğüm birçok öğrencinin derdi, nerede kalacağı, ne yiyip içeceği, hangi masrafından kısacağı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir önerisi var ama temel ihtiyaçlarını gideremeyen öğrencilere yönelik daha farklı projeler üretilmeli” dedi.

Hacer Foggo

“Gençlerin yüzde 85’i sinemaya, yüzde 92’si kültürel bir etkinliğe katılmamış”

Bölgesel farklılıkları da dikkate alarak farklı bölgelerde öğrencilerle bir araya gelinmesi ve ihtiyaçların tespit edilmesi gerektiğini belirten Foggo, şöyle devam etti:

“Yine yapılan araştırmalara baktığınızda, çoğu gencin yurtdışına gitmek istediğini ya da başka bir yerde hayatını nasıl kuracağını düşündüğünü ve çoğunun mutsuz olduğunu görüyoruz. 15-24 yaş arasında dört gençten biri ne eğitimde, ne istihdamda. Hatta TÜİK’in 2022 yaşam kalitesi modülü araştırmasında, 15 yaş üzeri gençlerin yüzde 85’i sinemaya, yüzde 94’ü canlı gösteriye, yüzde 92’si kültürel bir etkinliğe katılmamış. Bunun da temelinde yatan aslında ekonomik olarak yoksulluk. Sürekli temel ihtiyaçlarını düşünen ve kendisini de kültürel olarak geliştiremeyen bir gençlik var.”

“Hükümet projelerini araştırmalara, veriye dayandırmıyor”

İktidarın projelerinin araştırmalara, veriye dayandırmadığını belirten Foggo, şu örneği verdi:

“Milli Eğitim Bakanı, okulda erkek çocuklar olduğu için ailelerinin kız çocuklarını okula göndermediğini söylüyor. Bunun altında veriye, kanıta dayalı bir bilgi ya da araştırma yok. Oysa aynı Milli Eğitim Bakanı, diğer kurumları dikkate almasa bile, sadece TÜİK’in kız çocuklarıyla ilgili araştırmalarına baksa, 2019’da 80 bin kız çocuğunun okula gitmeme nedeninin eğitim masrafları olduğunu görecek. Bugün baksalar bunun temelinde derin yoksulluk olduğunu, gelenek olduğunu, küçük yaşta çocukların evlendirip haneden bir boğaz eksilmesi gibi nedenler olduğunu görebilirler.”

“Uygulamalar yerel seçimlerden sonra ortadan kalkabilir”

Düzenlemenin yerel seçimlere yönelik olabileceğini söyleyen Foggo, “Bu uygulamalar seçimden sonra ortadan kalkabilir. Genel seçimlerden önce de vermedikleri vaat kalmadı. Ben özellikle dönemin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın vaatlerine bakıyordum ama bugün ne Derya Yanık o makamda, ne de vaatler yerine getirildi” dedi.

Derin yoksulluğun yaşandığını, buna yönelik politikalar üretilmesi gerektiğini vurgulayan Foggo, “İstanbul Valiliği evsizlerin kışın barınaklarda, yazın tekrar evsiz kalmasına son verip, kalıcı merkezlere taşınması yönünde çok güzel bir proje hayata geçiriyormuş. Bu gerçekçi bir şey çünkü hayata ve veriye dayalı. İnsanların da beklentisi o. Artık böyle eskisi gibi vaatlere inanmıyorlar. Benim de sahada gördüğüm, o küçümsedikleri insanlar artık o gerçeği daha fazla görüyor” dedi.

“Gençlerin yüzde 97’si aktif internet kullanıyor, cep telefonu çok kritik”

Bu seneye kadar Boğaziçi Üniversitesi’nde ders veren Önder Uçar ise gençlerin ihtiyaçlarının “alarm verici” olduğunu söyledi. Çalışanların dahi telefon alamayacak durumda olduğunu vurgulayan Uçar, “Gençlerin durumu bizim kuşağımıza göre bir parça daha farklı çünkü TÜİK’in 2022 gençlik araştırmasına göre gençlik artık yüzde 97 aktif olarak internet kullanıyor. Gençlik için aynı zamanda sosyal açıdan mahremiyet, yeni yeni bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaya başladı ve gençlerin de bu konuda daha hassas oldukları bir dönem. Hal böyle olunca, şahsi bilgisayarlar, tabletler, telefonlar, artık yüzde 97’sinin kullandığı internete erişimde çok daha kritik bir rol oynuyor” diye konuştu.

Önder Uçar

“Beklentileri yükseltmişler, gençler için hayal kırıklığı oldu”

Gençlerin barınma, beslenme ve eğitim gereçlerini edinme gibi ihtiyaçlarını da gideremediğinin altını çizen Uçar, “Bu insanlar, yaşları gereğince sosyalleşmeleri gereken insanlar, cep telefonu ve internet de onların sosyalleşmelerinin, içine doğdukları çağ gereği en temel araçlarından bir tanesi” dedi.

Uçar, Erdoğan’ın açıkladığı desteği şöyle değerlendirdi:

“Bu destek ilk açıklandığı zamanlar oldukça iddialı gelmişti, beklentileri de yükseltmişlerdi. Bizzat Mehmet Şimşek’le Tayyip Erdoğan arasındaki rutin görüşmelere konu olan bir KDV indiriminden, Apple marka telefonların dahil edilip edilmeyeceğinden bahsediliyordu. Bütün bunların sonunda, ortaya çıkan şey çok büyük ihtimalle gençler için hayal kırıklığı olmuştur. Bazı haber siteleri bu düzenlemeyle hangi telefonların alınabileceğini yazmışlar. Derin Yoksulluk Ağı’ndan biri olarak insanların çok daha acil ihtiyaçlarını bildiğim için, bu telefon modellerini küçümsemem ama ortaya çıkan beklentiyle kıyasladığımız zaman, gerçekten de sönük kaldı bu destek. Muhtemelen oranladıkları zaman ‘Cep telefonlarında yüzde 50-60’lık destekte bulunduk’ diyecekler ama maalesef çok da tatmin edici bir şey gibi görünmüyor.”

“Çevrimiçi eğitim için ihtiyaçlarını karşılayamayan öğrenciler eğitimden koptu”

Saha araştırmalarında ve çalışmalarda, özellikle koronavirüs salgını sürecinde ve sonrasında eğitimin çevrimiçi olduğu dönemleri hatırlatan Uçar, “Bu dönemde teknolojik cihazlara yönelik ihtiyacın çok artması, beraberinde bazı gençleri maalesef eğitimden uzaklaştırdı. Düzenli olarak dersleri çevrimiçi bir şekilde takip etme imkânları olmadığı için, ciddi oranda öğrenci eğitimden kopmak durumuna kaldı” diye konuştu.

“Hükümetin sosyal politika görünümlü hamlelerine güven azalıyor”

Gençlere yönelik desteklerin yerel seçimlere yönelik olduğunu belirten Uçar, böyle düşünmesine sebep olan örneği anlattı: 

“Hükümet, anaokulu öğrencilerine verilen yemek desteğini, depremden etkilenen 11 il dışındaki bütün illerde kaldırdı. Bu daha öncesinde sivil toplum kuruluşlarının, Derin Yoksulluk Ağı da dahil olmak üzere çok üzerine düştüğü bir meseleydi. Ne zaman başlatıldı? Ne tesadüf ki, şubatta, genel seçimlerin hemen öncesinde başlatıldı. Hemen şimdi kaldırılmasının ardından, insan ister istemez diyor ki: ‘Bu da o zaman genel seçimler için yapılan bir hamleymiş’. Çeşitli alanlarda olduğu gibi, bu alanlarda da hükümetin yaptığı sosyal politika görünümlü hamlelere olan güven azalıyor. Şimdi bu açıklanan desteğin, yerel seçimlerin ardından devam edip etmeyeceğini nereden kim, nasıl garanti edebilir? Bence hiç kimse edemez. Hele ki, Orta Vadeli Program’da temel hedeflerden birinin, neoliberal kemer sıkma politikaları olduğu ölçüde bu harcamaların da azalacağını ve dolayısıyla bu tarz yardımların çok rahatlıkla vazgeçilebilir olacağını öngörebiliriz maalesef.”

“Genç Kart kültürel hegemonya sağlamak için bu bir enstrüman olabilir mi?”

Uçar, faydalı olabileceğini düşündüğü Genç Kart uygulamasıyla ilgili çok fazla soru işareti olmasına dikkat çekti.

Uygulamadaki belirsizliklere değinen Uçar, “İnsan ister istemez şüpheleniyor iktidardan. Çünkü bir yandan da hükümetin ciddi bir kültürel iktidar derdi olduğunu biliyoruz. Bu kültürel iktidar derdinin olduğu yerde, şu şüpheyi de getiriyor: ‘Acaba kültürel hegemonya sağlamak için bu bir enstrüman olabilir mi?’ Şu an çok soyut bir şeyden bahsediyoruz, zaman bize ne olduğunu kısa sürede gösterecektir fakat bu konuda yine de tetikte olmak gerekiyor. Gençler her iktidarın yönlendirme ihtiyacı duyduğu, ‘sağı solu belli olmayan, dolayısıyla da kontrol edilmesi gereken bir kitle’ olarak görülüyor. İçinde bulunduğumuz koşullar içerisinde Türkiye’deki iktidarın da benzer bir motivasyona sahip olacağını öngörebiliriz” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.