Türkiye’de kalanlar anlatıyor: “Kaçmış olmak istemiyorum, gitmek için gitmek istemiyorum”

Türkiye’den ayrılıp Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelere göç edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Okyanusu aşanlar da yok değil. ABD ve Kanada da göçmenlerin uğrak noktaları arasında. Dünyanın farklı ülkelerine dağılan göçmenler yeni diaspora kimlikleri yaratırken Türkiye’de kalanlar da hayatlarının rotasını yönetmeye çalışıyor. 25 yaşındaki Batuhan “Benim hala umudum var” derken Zeynep, ülke gerçeklerinden bir turist gibi yaşayarak kaçıyor.

Yurtdışında yeni bir yaşam kurmanın tanık koruma programına girmeye benzediği söyleniyor. Bildiğiniz her şey, yürüdüğünüz sokaklar, market fiyatları, hafta sonu soluklanmak için gittiğiniz park, sıfırlanıyor. “Yeniden doğuş” olarak da nitelendirebileceğimiz bu deneyimi yaşamak bazen çok basit görünse de çeşitli zorlukları da var. Peki ya Türkiye’de kalanlar?

28 yaşındaki Zeynep, ailesine yakın olmak istediği için yurtdışına taşınmayı düşünmüyor. Türkiye’de kalma arzusunu “Herhangi bir şey olduğunda kısa sürede yanlarına gidemeyecek olma duygusu beni tutuyor” diye açıklayan Zeynep, yurtdışına ilk kez üniversitede çıkmış. O günleri özlediğini söylemekten çekinmiyor, ancak bir taraftan kalmaya da hevesli. İstanbul’da bir gezgin gibi seyahat ediyor ve “Turist olarak her şey çok güzel” diyor. İstanbul’un bağımlısı ve bünyesi kaosa alışkın.

İstanbul, 2023. Zeynep, İstanbul’u “Aynı anda hem her şey üstüme geliyormuş gibi hem de her şeyden uzak hissettiriyor” diye tanımlıyor.

Çocuk sahibi olursa…

Özel bir şirkette dijital pazarlama uzmanı olarak çalışan Zeynep, geçinme kaygısı olmadığını ve iyi bir maaş aldığını dile getiriyor. Sadece ev kirasının artmasından endişeli. Zeynep, ülke gündemini her gün takip ediyor. Türkiye’ye dair ne bir hayali ne de bir beklentisi var. Ev ve araba almak mı? Zeynep için bunlar lükse kaçıyor. “Günü geçiriyoruz” sözleri de beklentisizliğini vurgular nitelikte. Türkiye’nin çevresinde yaşanan olayların, ülkeden gitme isteği uyandırdığını da belirtmeden geçemiyor. Zeynep’in “Ülke arada sıkışmış ve bir noktada bize sıçrayacakmış gibi hissettiriyor” sözlerini “Belki bir gün çocuk sahibi olursam… O zaman gidebilirim” takip ediyor. 

Yalnız olmaya gerek var mı?

Türkiye’de kalmayı seçenlerden biri de yaşamını Ankara’da sürdüren Ulaş. 27 yaşında ve bilgisayar mühendisi, Zeynep gibi onun da ilk yurtdışı deneyimi üniversite dönemine ait. Üniversitede Almanya’nın Düsseldorf şehrinde staj yapan Ulaş, üniversiteden mezun olduktan sonra Türkiye’de yaşamak istemediğine karar veriyor. Çok geçmeden Almanya’daki bir üniversitenin yüksek lisans programına kabul ediliyor. Ancak zaman, pandemi zamanı ve Ulaş izole bir hayata alışamıyor. Alışmak istemiyor daha doğrusu. Ulaş için dönüm noktası “Bu kadar yalnız olmaya gerek var mı?” sorusu aslında. Bu soruyu kendine sorduğu an, Türkiye’ye dönme kararı aldığını da şu sözlerle anlatıyor:

“Oraya ait hissetmedim. O toprağa ait olmadığını bir şekilde hissediyorsun. Ben kendimde oranın bir parçası haline gelme gücünü hissetmedim”.

Ulaş, yalnız olmaktan çekinen bir yapıya sahip. Etrafının hep cıvıl cıvıl olmasını istediğini belirtirken de tercihinden, çizdiği yoldan çok emin. Zeynep’in aksine gündemi takip etmiyor. Türkiye’de yaşamanın olumsuz yanlarını görmek yerine, Türkiye’de bulup başka yerde deneyimleyemediği güzel şeylere odaklanmanın derdinde. Ailesi, arkadaşları, mühendislikten arta kalan zamanlarda yaptığı müzik… “Dil bariyeri” diye nitelendirdiği bir şey de var tabii. İyi derecede İngilizce konuşsa da düşünce ve duygularını ana dilinde daha iyi yansıttığına inanıyor. Türkiye’de yaşamasının sebeplerinden biri de bu.

Sosyal çevre Türkiye’de kalmada etkili

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Üniversiteden yeni mezun olan Batuhan’ın hikayesi ise biraz farklı. Türkiye’de üçüncü sınıf genetik bölümü öğrencisiyken Almanya’nın Münih şehrine staj görmeye gidiyor. Pek çok açıdan keyifli de bir deneyim oluyor. Üniversiteden mezun olurken yurtdışında yüksek lisans yapmaya kararlı. İsveç’teki iki okuldan kabul de alıyor üstelik. Fakat her ikisini de reddedip Türkiye’de özel bir üniversitede yüksek lisans eğitimine başlıyor.

Hem yeni bir ülkeye adapte olmanın zorluğu hem ekonomik sıkıntılar hem de eğitimine yoğunlaşma ihtiyacı derken “Bu kadar çok mücadeleyi bir arada götürmek istemedim” diyor. Bu kararda Türkiye’deki sosyal çevresinin de etkisi var. Şimdilerde biyoenformatik alanında çalışıyor, ders sayıları azalıp yurtdışına göç eden akademisyenlerin sayısı artsa da okulunda hala çok iyi araştırmacılar olduğundan bahsediyor. Ulaş gibi Batuhan da tiyatro ve müzikle ilgili, içten içe gitmek istememesi biraz bu yüzden. 

“Oraya gidince tiyatroya ve müziğe devam edemeyeceğimi biliyordum” sözlerini ve Batuhan’ın sıklıkla sahneye çıktığı bilgisini de yazıya eklemek gerekiyor. Öte yandan geçim kaygısı kaçınılmaz bir gerçek. Ailesinden destek alıyor, ancak umutlu. Hala umudu var. Geleceği için bir ihtimal görüyor ve o ihtimal Türkiye’de. En azından bugün için. Az bilinen bir alanda çalışmasının sağladığı bazı avantajlar da yok değil. Yüksek lisanstan sonra iş bulabileceğine yönelik inancı tam. 

Geride kalmışlık hissinden kaçış yok

Ara sıra kendine “Türkiye’de kalmak hata mıydı?” diye soruyor. Geride kalmışlık hissinden kurtulmanın kolay olmadığını da hatırlatıyor. Çünkü aynı bölümden mezun olduğu arkadaşlarının çoğu yurtdışında. Türkiye’de kalanlarınsa artık hevesi yok. Batuhan hayatının bir döneminde yurtdışında yaşamayı istiyor. Ama hedef yine dönmek üzerine, bu sefer daha güçlü. 28 Mayıs’taki seçimlerin hemen öncesine dönüyor birden: “Bir şey değişmezse ‘Gidiyorum’ demiştim aileme. Ama sonra gitmek istemedim, bir şeylerin yavaş yavaş evrildiğini görüyor olmak hala zaman var dedirtiyor. Kaçmış olmak istemiyorum. Gitmek için gitmek istemiyorum”.

Batuhan gidişini zamana bırakıyor. Gider ya da gitmez, şimdilik belirsiz.