SEFiA: Küçük modüler reaktörler, iklim değişikliğiyle mücadeleyi geciktiriyor

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) son zamanlarda iklim değişikliğiyle mücadele konusunda önemli bir araç olduğu söylenen küçük nükleer reaktörlerin güvenilir ve düşük maliyetli bir çözüm olmadığına yönelik bir rapor yayımladı.

SEFiA’nın yayımladığı “Küçük Modüler Reaktörler (SMRs)” raporunda, iklim kriziyle mücadelede alternatif bir araç olarak tanımlanan SMR’lerin modüler, güvenli, esnek ve ekonomik olduğu iddiaları ele alındı. Raporda SMR’lerin iklim hedefleriyle uyumlu bir enerji dönüşümünü sağlamada rüzgâr ve güneş gibi düşük maliyetli ve hâlihazırda ticari olarak kendini kanıtlamış yenilenebilir kaynakların gerisinde kaldığı belirtiliyor.

Raporda, küresel seviyede kabul görmüş 1,5 derece hedefinin yakalanabilmesi için 2030’a kadar emisyonların çok hızlı bir biçimde azaltılması gerektiğini ve SMR’lerin uzun yıllardır kullanılmalarına rağmen hâlâ verimli biçimde işler hâle gelemediği de vurgulandı.


Raporda SMR’ler hakkında yapılan analizden öne çıkan başlıklar şöyle:

  • SMR’ler mevcut radyoaktif atık sorununu daha da karmaşıklaştırıyor: SMR’ler, geleneksel reaktörlere kıyasla, 30 kat uzun ömürlü ve 35 kat da daha fazla düşük-orta düzey radyoaktif atık üretiyor. Doğal ve geri dönüştürülebilir değil, radyoaktif olarak çürüyebilen, bölünebilir malzemeleri kullanıyor. Çalışmalar, SMR’lerin uzun vadede radyoaktif atık üretiminin yönetim gereksinimleri ve bertaraf seçenekleri açısından geleneksel reaktörlerden daha geride kaldığını gösteriyor.
  • Ne şimdi ne de gelecekte, SMR’ler ekonomik olarak rüzgâr ve güneş ile rekabet edecek güce erişemiyor: Nisan 2023 tarihli seviyelendirilmiş maliyet analizinde (ömür boyu maliyet/enerji üretimi), geleneksel nükleer enerji tesislerindebirim enerji başına maliyet 141-221 dolar/MWh; rüzgâr ve güneş için maliyet ise sırasıyla, 24-75 dolar/MWh ve 24-96 dolar/MWh olarak hesaplanıyor. ABD’deki NuScale projesindeki reaktörlerin 2029’a kadar birim enerji maliyetinin 58 dolar/MWh olacağı öngörülüyor. Buna karşılık diğer yenilenebilir enerji çözümlerinde maliyet hem zaman içinde geriliyor hem de NuScale reaktörlerine kıyasla çok düşük seviyede kalıyor.
  • SMR’lerin inşaat süreleri uzun, maliyetleri ise yüksek: SMR santrallerinin işletme maliyetleri, geleneksel nükleer reaktörlere kıyasla daha düşük termal verimli olmasından dolayı, yüksek ve birçok reaktör beklenen kârı sağlayamadığı için kapatılıyor. Daha düşük miktarda elektrik üretiminin daha az gelir getireceği ve inşaat maliyetlerinin bunun çok daha üstünde kalacağı da tartışılıyor. Bu ekonomik dezavantaj nedeniyle SMR’ler faaliyete geçmeden kapanıyor ve ticarileşemiyor. Dünya genelinde geliştirilmekte olan 70’ten fazla girişimin neredeyse hepsi tasarım aşamasında bulunuyor.”

Analiz yazarlarından Taylan Kurt, Ulusal Enerji Planı’nda 2035’a kadar Türkiye’de toplam kurulu nükleer kapasitesinin 4,8 GW’tan 7,2 GW’a yükseltilmesinin hedeflendiğini hatırlattı ve şöyle dedi:

“Ulusal Enerji Planı’nın duyurulduğu günden bu yana gerek kamu, gerek özel sektör tarafından, SMR kurulumunu destekleyen açıklamalar yapılıyor. Enerjide dışa bağımlılığı sonlandırmak üzere mevcut nükleer kapasitesinin SMR’lerle desteklenmesi hedefleniyor. Fakat en güncel bilimsel araştırmalar SMR projelerinin iklim krizi karşısında güvenilir ve düşük maliyetli bir çözüm olmadığını ortaya koyuyor.”

SEFiA Direktörü Bengisu Özenç ise, “Nükleer kapasite inşasında geriden gelip hızlı bir atılım yapmak niyetinde olan Türkiye’nin, nükleer endüstrisi tarafından önemli bir pazar olarak değerlendirildiğini söylemek mümkün. Eylül ayının başında açıklanan Orta Vadeli Program ve yakınlarda meclise sunulan, 2028 yılına kadar da Türkiye’nin kalkınma perspektifini çizen 12. Kalkınma Planı dâhilinde, ödemeler dengesi önlemleri ve enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye yönelik önlemler arasında nükleer güç santralleri  ve ilave kapasite olarak SMR girişimleri yer alıyor. Bu noktada, maliyetleri ve güvenlik riskleri ortada olan SMR teknolojisinin, özellikle Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını artıracağı da göz önünde bulundurulduğunda; bu kadar iddialı bir şekilde enerji kapasitesine dâhil edilmesinin sakıncaları üstünde durmak gerekiyor” diye konuştu.

Küçük Modüler Reaktörler (SMRs) nedir?

Küçük Modüler Reaktörler (SMR’ler), birim başına 300 MW’ye varan –geleneksel nükleer reaktörlerinin yaklaşık üçte biri oranında ve yılda aşağı yukarı 300 bin evin elektriğini karşılayacak– güç kapasitesine sahip gelişmiş nükleer reaktörler olarak tanımlanıyor.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Geleneksel reaktörlerde olduğu gibi SMR’lerde de enerji üretimi temel olarak nükleer fisyona dayanıyor. Başta endüstriyel kullanım olmak üzere elektrik üretimi, hibrit enerji sistemleri kurulumu, ısıtma, su-tuzdan arındırma, buhar ve hidrojen üretimi gibi farklı uygulamalara yönelik olarak geliştiriliyor.

SEFiA nedir?

SEFiA, Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçişi ve iklim değişikliği ile mücadelesi başta olmak üzere, sürdürülebilir ekonomi ve sürdürülebilirliğin finansmanı alanlarında bağımsız çalışmalar yapmak üzere kurulmuş, araştırma odaklı bir sivil toplum kuruluşudur.

Araştırma konuları arasında alternatif düşük karbonlu ekonomi politikalarının etki analizi, küresel finans akımlarındaki iklim değişikliği ile mücadele doğrultusunda yaşanan dönüşümün takibi ve analizi, iklim değişikliği ve enerji dönüşümü kaynaklı ekonomik ve finansal riskler gibi konular yer alır.