Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Premier Lig Panorama: 11. haftanın ardından | Gallagher ve James’in muhteşem oyunu – VAR’daki büyük problemler – Postecoglou’yu bekleyen fırtına

Premier Lig’de 11.Hafta geride kaldı. Bu haftanın merakla beklenen maçı Londra derbisinde kazanan taraf Chelsea oldu. Maçın analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.

Premier Lig Panorama: 11. haftanın ardından | Gallagher ve James’in muhteşem oyunu – VAR’daki büyük problemler – Postecoglou’yu bekleyen fırtına

Liderliğin el değiştirdiği bir haftayı geride bıraktık. Manchester City, 6 golle Bournemouth’u geçerek liderlik koltuğuna yerleşti. Jeremy Doku da 1 gol, 4 asist ile haftanın oyuncusu oldu.Arsenal’in Newcastle’a kaybetmesiyle de Liverpool, Luton Town ile berabere kalmasına rağmen üçüncülüğü aldı. Arsenal’in yediği goldeki VAR hatası gündemi hafta sonu boyunca meşgul ederken Tottenham – Chelsea maçı İngiltere’deki VAR sıkıntısını tekrar gözler önüne serdi. Newcastle’ın attığı golde top açık bir şekilde dışarıdan çevrilirken pozisyonun devamında Gabriel’e yapılan faul de görmezden gelinip gol geçerli sayıldı. Şimdi gelelim haftaya damga vuran Londra derbisine.

Tottenham 1-4 Chelsea

İki takımın form durumu göz önüne alındığında Tottenham büyük favoriydi. Maça da büyük bir baskıyla başlayıp erkenden golü buldular. Her ne kadar Kulusevski’nin golü bir şans golü olsa da Tottenham’ı skoru lehine çevirmesi uzun sürmeyecekti. Son’la ikinci golü buldular ama ofsayt sebebiyle gol iptal edildi. Bana VAR görüntülerinde tuhaf gelen şey kameraların bu tip pozisyonları yamuk bir açıyla çekiyor olmaları. Pozisyonun tekrarında ceza sahası çizgisi yamuk dururken sizin çizdiğiniz düz çizgi ne kadar doğru olabilir bunu sorgulama ihtiyacı hissediyorum. Çünkü bir sonraki ofsayt sebebiyle Caicedo’nun iptal edilen golünde de çekilen çizgi ile ceza sahasındaki çizgiler hiç paralel değildi. Böyle bir durumda oyuncuların hizasını saptamak, ince ofsaytları yakalamak gerçekçi gelmiyor. Böyle durumlarda hakemin kararını eleştirecek değilim ama VAR odası cidden bir problem teşkil ediyor. Romero’nun yerdeyken Colwill’e tekme atması, Udogie’nin sert müdahalesinin sarı kartla geçiştirilmesi VAR’ın gözünden kaçan ilk detaylardı. Hakemin buradaki en büyük hatası maçın fazla sertleşmesine müsaade tanımasıydı. Basit ama net faulleri de oyun durmasın diye oynatınca iki taraf da sertleşmeye başladı. Nedendir bilinmez ama önde olduğun bir maçta savunmanın önemli oyuncularından biriysen maç içerisinde 2 tane kırmızı kartlık hareket yapmamalısın.

Romero ve Udogie’nin oyundan atılmalarını kesinlikle tartışamayız. Hatta Romero oyundan iki kere atılmalıydı. Fakat James’in topsuz alanda rakibinin yüzüne attığı dirsek, Colwill’in faul lehlerine olmamasına rağmen Sarr’dan topu almaya çalışması ve sonrasında oyuncuların engellemelerine rağmen Sarr’ın üstüne dövmeye gider gibi yürümesi tamamen hakem ve VAR kaynaklı hatalardı. Bunlara istinaden maç içerisinde Sterling’in en az 2 kere penaltı almak için kendini yere attığı pozisyon var ki hepsini sarı kart almadan atlattı. Hakemin tansiyonun yükselmesini engellemek adına hiçbir şey yapmaması da maçın bir futboldan çok, ragbiyi andırmasına sebep oldu. Tottenham’lı oyuncuların agresifliklerine bir kılıf bulmadığımı ekleyeyim ama adaletli bir yönetim olmadığı da aşikar.

Şimdi elimizdeki görselleri okumaya geçebiliriz. Tottenham’ın 33.dakikada 10, 55.dakikada da 9 kişi kalmasından sonra tamamen Chelsea’nin istatistiklerinin tavan yaptığı bir maç izledik. Birinci görselde bunu görüyoruz. İkinci grafikte ise Chelsea ikinci golü bulduktan sonra taktiksel olarak geri çekilip Tottenham’ın topla oynamasına izin vererek kontra atakları bekledi. Pek çok da pozisyon buldu. Son dakikalarda bulduğu iki golle de maçı 4-1 kazandı. Üçüncü görselde Reece James ve Conor Gallagher’ın oradaki varlığı çok önemli bunu başka görsellerle destekleyerek açıklayacağım. Son görseldeki xG grafiğinde ise Tottenham’ın 9 kişi kalmasından sonra Chelsea’nin yukarı doğru sık sık ivmelendiğini görüyoruz. Dier’ın ofsayta takılan golü veya Son’un kaçırdığı pozisyonlardan biri gol olsa Chelsea neler yapardı onu da çok merak ediyorum.

İlk görselde Kilit Pasları görüyoruz. Mor renkli oyuncuların Chelsea olduğunu tahmin etmek zor değil. 23 numaralı Gallagher 4 kilit pasla öne çıkıyor ve bir de asisti var. Reece James’in de attığı kilit pasların uzun pas şeklinde olması çok önemli. Maça damga vuran ikili olduklarını söylemek gerek. Nicolas Jackson attığı 3 golle ön plana çıksa da Gallagher ve James’in performansları olmadan bunu gerçekleştirmesi çok da mümkün değildi. İkinci görselde şut haritasını görüyoruz. Chelsea çok sayıda şut çekse de goller dışında kaleyi bulan çok şutu yok. Maçın en iyilerinden Tottenham kalecisi Vicario’nun sadece 3 kurtarışla maçı bitirmesi beni şaşırttı. Tabii ki kurtarışlar dışında kritik araya girişleri, yan toplardaki başarılı görüntüsü de maçın erken kopmasına engel oldu. Son görselde ise Bissouma’nın savunma katkısını görüyoruz, daha doğrusu göremiyoruz. Bissouma dün adeta maçta değil gibiydi ve 90 dakika sahada kalması tamamen kırmızı kartlardan ve sakatlıklardan kaynaklanan değişikliklerdi. Bissouma’nın Tottenham oyunu için ne kadar önemli olduğunu Premier Lig Panorama boyunca vurgulamaya çalıştım. Bu da Bissouma’nın kötü bir maç çıkardığında Tottenham’ın oyun planının çöküşü anlamına da geleceğini bir nevi görmüş olduk.

Şimdi gelelim maçın kahramanlarını vurgulama kısmına. Vicario yediği 4 gole rağmen harika bir maç çıkardı. Hojbjerg’le birlikte Tottenham’ın en iyisiydi diyebilirim. Lloris sonrası kaleci problemi çözülebilir mi diye düşünülürken nokta transferle problem başlamadan çözüldü. Vicario gösterdiği performansla da İtalya Milli Takımı kalesine göz kırpıyor. Chelsea tarafında ise maçın bana göre iki kahramanı var. Ama onlardan bahsetmeden önce Sterling’in dribbling istatistiğine bakalım. İkinci görselde görüyoruz ve Sterling maç boyunca 12 kez dribbling deniyor ve bunların dördünde başarılı oluyor. Zaten Chelsea’nin amacı da Sterling’i savunma arkasına kaçırarak tehlike yaratmaktı. Tottenham’ın eksik kalması da Sterling’in top sürme denemelerine katkı sağladı. Bulduğu her boşlukta topla ileri çıkmaya çalıştı diyebiliriz. Üçüncü görselde bana göre maçın oyuncusu olan Gallagher’ın pas haritasını görüyoruz. Sadece iki pas hatası var ve bunlardan biri uzun pas, diğeri ise altı pas içerisinde. Yani isabetli olma ihtimali bir nebze daha düşük paslar. Gallagher inanılmaz bir performans sergiledi gerçekten. Hücumda bu kadar etkili olabildiğini kanıtladıktan sonra Lavia’nın bu takımda forma bulması çok zor görünüyor. Muhtemelen Pochettino artık Gallagher’ı biraz daha hücuma göndermeye başlayacaktır. Şahsen Enzo Fernandez’den beklediğimin çok daha fazlasını Gallagher’dan gördüm. Bu performansın en çok Pochettino’yu mutlu ettiğine eminim. Reece James ve Conor Gallagher’ın hücumda ve savunmadaki bu denli etkinliği birçok takımı endişeye sürükleyeceğini düşünmek hata sayılmaz. Caicedo-Enzo-Gallagher üçlüsü Premier Lig’in rakibi en çok zorlayacak üçlüsü olmaya aday. Birbirleriyle oynadıkça uyumlar artacak ve güçlerini iyice göstereceklerdir. Son görselde de Gallagher ve James’in savunmadaki katkılarını görüyoruz.

Pas haritası görselinde Tottenham kısmında bize pek bir şey anlatılmıyor. Görseldeki 5 oyuncu 60.dakikadan itibaren yoktu. Romero ve Udogie oyundan atıldı, Maddison ve Van de Ven sakatlandı. Brennan Johnson da kırmızı kart sonrası taktik gereği oyundan alındı. Bu yüzden ikinci görseldeki Chelsea’ye bakalım. Sterling’in Jackson’a çok yakın oynaması. Sol kanattaki bölgeyi daha çok Enzo ve Gallagher ikilisi doldurdu. Cucurella girene kadar Colwill hücumda pek bir etkinlik gösteremedi. Cucurella ise oyuna girdikten sonra müthiş bir etki yarattı. Bunu da eklemeyi unutmayalım.

İlk görseldeki grafikte Tottenham beklenenden daha yüksek puan toplayan en iyi takım, Chelsea ise beklenenden daha düşük puan toplayan en kötü takım görüntüsünde. Fakat işler tersine dönecek gibi görünüyor. Chelsea’nin ilerleyen haftalarda toparlanmasını bekliyorum, Tottenham’ı ise kötü günler bekliyor.

Romero ve Udogie’nin cezası bir nebze tolere edilebilir durumda. Fakat Van de Ven ve Maddison’ın sakatlıkları ciddi soru işareti. Van de Ven’in uzun süre sahalardan uzak kalacağına bir çoğumuz eminiz. Burada kritik nokta Maddison’ın sakatlığının uzunluğu. Takımın hücum merkezi konumundaki Maddison’ın görevini yapabilecek herhangi bir yedek oyuncu bulunmuyor. Oraya en büyük aday Bentancur diyebiliriz ki kendisi daha çok 8 numara karakterli bir oyuncu. Van de Ven ise Tottenham’ın savunmasında bence Romero’dan çok daha etkili bir oyuncuydu. Bunlara ek Richarlison da sakatlığı sebebiyle uzun bir süre takımdan ayrı kalacak. Peri masalı gibi başlayan Tottenham’ın macerası bu haftadan itibaren kabusa dönecek gibi. İç sahada yenilmeme serisini kaybettikten sonra Postecoglou’yu çok daha sıkıntılı günler bekliyor.

Yunanistan doğumlu Avustralyalı hocanın bu sıkıntılara nasıl çözümler bulacağını hep birlikte göreceğiz. Premier Lig Panoramadan bu haftalık bu kadar. Haftaya tekrar görüşmek üzere!

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.