Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Premier Lig Panorama: 13. haftanın ardından | Pep’in yapmadığı değişiklikler – Sol kanatta uçan adam Doku – Maçın adamı Trent Alexander-Arnold

Premier Lig’de 12. hafta geride kaldı. Bu haftanın merakla beklenen maçında Manchester City ile Liverpool puanları paylaştı. Maçın analizini Medyascope Spor Servisi’nden Öner Tavtay sizler için yazdı.

Premier Lig Panorama: 13. haftanın ardından | Pep’in yapmadığı değişiklikler – Sol kanattaki uçan adam Doku – Maçın adamı Trent Alexander-Arnold

Premier Lig’de 2016’dan bu yana sezonun en çok beklenen maçları Manchester City ile Liverpool arasında olmuştur. Pep Guardiola ile Jürgen Klopp çekişmesi Almanya’da kaldığı yerden İngiltere’de devam etti. 

Manchester City 1-1 Liverpool

Eski maçları mumla aratan bir oyun izledik desem yanlış olmaz sanırım. Liverpool’un değişen orta saha yapısıyla birlikte oyunu da tamamen değişmiş durumda. Fizikli ve mücadeleci orta üçlü yapıdan daha genç ve teknik kalitesi yüksek bir orta saha üçlüsüne geçtiler. Szoboszlai için bir şey diyemem ama MacAllister’ın 6 numara oynaması Liverpool adına da çok başarılı bir durum değil. Takım şu an Van Dijk ve Salah ekseninde dönüyor ki ikisinden birinin yokluğunda tüm oyun planı çökme tehlikesiyle karşı karşıya. Aynı şeyi City cephesi için de söyleyebiliriz. Sadece Rodri’nin eksikliğinde bile tüm savunma ve hücum kurgusu çöküyor. Rodri’nin cezalı olduğu 2 maçta gelen 2 mağlubiyet bunun en büyük kanıtı.

Bu maçla birlikte aralarındaki 15 maçın 6’sı berabere bitmiş oldu. Gol sayılarında ise City’nin ciddi üstünlüğü var. Diğer taraftan da Liverpool’un deplasman karnesinde Premier Lig özelinde Newcastle ve Wolves dışında bir galibiyet yok. İç saha performansları ise tam tersine neredeyse kusursuz düzeyde. Aston Villa ile birlikte 6 iç saha maçını da kazandılar. Şimdi gelelim maç içerisine.

Genel istatistikler bize Liverpool’un ciddi pozisyonlar bulamadığını gösteriyor. City öne geçtikten sonra Liverpool bir süre topla oynayan taraf olsa da özellikle 65’ten sonra topu tekrar City kontrolüne bıraktı. Golü de City’nin kaçan pozisyonunun ardından bir nevi kontratakla buldular. Bize bu istatistiklerin veremeyeceği bir veri daha var. O da Guardiola’nın hiç değişiklik yapmaması. Yedek kulübesindeki 8 oyuncudan 2 tanesi kaleci, 5 tanesi de defans ağırlıklı oyunculardan oluşuyordu. Sadece Bobb, hücuma yönelik genç bir oyuncu. Burada eleştireceğimiz durum şu ki Trent’in attığı gole kadar Gvardiol, Stones ve Lewis oyuna girebilirdi. Ake-Gvardiol ve Akanji-Stones değişiklikleri City’nin savunmada daha sağlam durmasına ve belki de gol yemesine engel olabilirdi. Liverpool gibi yüksek fizik mücadelesi ve eforla oynayan bir takıma karşı 90 dakika aynı oyuncularla oynamak hiç de mantıklı bir düşünce değildi. Pep bunun bedelini de yenilen golle ödedi. Zaten skor 1-1’e geldikten sonra elinde bu yönde bir hamle oyuncusu da kalmamıştı. Liverpool ise tüm değişiklik haklarını kullandı.

İlk görselde iki takımın engellenen şutlarını görüyoruz. Liverpool’da Szoboszlai ve Nunez’in şutları dışında bir şey yokken City tarafında engellenen tam 7 şut var. Bunların 4 tanesi ceza sahası içinden ve bariz gol şansı diye nitelendirilebilecek yerler. Sonraki görselde iki tarafın kilit paslarını görüyoruz. Liverpool tarafında Salah 3 kilit pasla başı çekiyor ki golün asisti de ona yazıldı. Diğer tarafta ise Doku kilit pas anlamında en verimli maçını oynadı. Hepsi de ceza sahası içinde asist olmaya yönelik paslar. Doku’dan sonra da 3 pasla Alvarez en çok kilit pası veren oyuncu konumunda.  Son görselde ise Liverpool’un golünün nasıl geliştiğini görüyoruz. Haaland’ın şutunda Alisson’dan dönen topu alan MacAllister pasıyla Gravenberch’i buluyor. Gravenberch ise kendini çok da zorlamadan 50 metre rahatça top sürüp soldaki Diaz’ı görüyor. Diaz’ın kötü pasında yakında City’li olmadığı için Salah geri koşarak topu alıyor ve Gakpo’nun sahte koşusuyla açılan alana hareketlenen Trent’e topu veriyor ve düzgün bir vuruşla sağ bek golü atıyor. Bu golün tek açıklaması yorgunluk. City’deki oyuncuların topa basacak veya hamle yapacak kadar enerjisi kalmamış gibi. Bir önceki paragrafta vurguladığım şey de buydu. Golün içerisinde rolü olan Gravenberch, Diaz ve Gakpo hepsi ikinci yarıda girdi.

Rodri’nin öneminden uzun zamandır bahsediyoruz ve kendisi de her zaman inanılmaz performanslar göstermeye devam ediyor. 98 pasta sadece 4 hata ile %96’lık bir isabet oranıyla oynaması inanılmaz gerçekten. Sahada pas vermediği bölge kalmamış durumda. Yine de bu performansına rağmen maçın oyuncusu olamadı. Sebebini de şimdi inceleyeceğiz.

Manchester City’ye geldiğinden bu yana dribbling istatistikleri ile konuştuğumuz Jeremy Doku belki de en iyi maçını oynadı. OptaJoe’nun tweetlerinden de görebildiğimiz gibi yaptığı başarılı dribbling sayısı akıl alır gibi değil. İlk görselde de ilk yarıda topla tam 46 kere buluştu. İkinci görselde de dribbling haritasını görüyoruz. 11 başarılı dribbling, sadece 5 tanesi başarısız. Evet, çevrede en çok bu övülüyor ama son görsele bakarsanız Doku’nun savunmada da neler yaptığını görebilirsiniz. Yeşil üçgenler Doku’nun kaptığı toplar. Yani top kapmada yaptığı 4 hamlenin 3’ünde başarılı olmuş. Adeta bir savunma oyuncusu gibi de görev yapmış. Boşta kalan topları ve pas aralarını da kesmeyi başararak savunmada da inanılmaz bir özveri ile oynayarak bana göre City’nin en iyi oyuncusuydu. Şimdi bunun sebeplerine gelince aklımıza tek bir kişi geliyor: Trent Alexander-Arnold. Savunmada her zaman zafiyet yaratan ve Liverpool’la oynayan her takımın sol kanadına tehlike yaratan bir oyuncu yerleştirmesiyle tehlike yarattığını biliyoruz. Zaten bu konuda en akılda kalıcı şeylerden biri Real Madrid’le Şampiyonlar Ligi Finali sayılabilir. Vinicius Jr karşısında ecel terleri döktüğünü hatırlıyoruz. Burada da Doku’nun bu istatistiklerini görünce Trent’e karşı oynadığını görünce şaşırmıyoruz. Fakat bir tuhaflık mevcut. Gelin şimdi o tuhaflıklara bir bakalım.

Sky Sports kendisini maçın adamı seçti. Burada “possession won” denilen kısım yaptığı top kapma, araya girme, topu uzaklaştırmalardan ibaret. Bu konuda maçın en iyisi. Açtığı 4 ortayla da maçta ikinci sırada. SkySports’un tweetinde de hücumda ve savunmada nerelerde etkin olduğu gösterilmiş durumda. Doku karşısında bu kadar sorun yaşamasına rağmen savunmada da bu kadar istatistik yapmış olması cidden tuhaf. Yani Doku’nun istatistiklerini Trent’in zafiyeti diye açıklarken diğer taraftan da Trent kendi takımında en başarılı savunmacı konumunda. Bu da biraz maçın sıkışmasıyla açıklanabilir. Sağ kanatta Foden ona yaklaşan Alvarez dışında yalnız kalırken, sol kanatta Doku’ya Bernardo Silva ve Haaland yardım ediyor. City’nin maç genelinde hücumda daha etkin olduğunu varsayarsak Trent’in istatistikleri de burada bize yardımcı oluyor.

Gelelim pas haritalarına. Bir önceki paragrafta da bahsettiğim gibi City’nin sol tarafa daha çok yakın oynadığını görüyoruz. En çok pas ağı sahanın üst yarısında gerçekleşmiş. Ruben Dias ise adeta tek stoper gibi gözükürken Ake ve Walker bek görünümündeler. Akanji ve Rodri ise merkezde birbirine yakın durarak olası kontratakta kısa paslarla çıkılmasına engel olacak şekilde pozisyon almışlar. Yani aslında savunmada beşli bir blok halindeler. Liverpool tarafında ise savunma dörtlüsü ve MacAllister dışında çok iyi bir pas bağlantısı göremiyoruz. Normalde daha çok 8 numarada gördüğümüz Szoboszlai ise burada 10 numara görüntüsünde. Fakat hücumda çok etkin olamadıkları için etkisini yeterince hissedemedik. Salah ve Nunez’in ileride kaldığını varsayarsak savunmaya yardım etme işi daha çok Jota’ya kalmış. Nunez dışında da gol pozisyonuna girebilen herhangi bir Liverpool oyuncusu olmadı.

Manchester City, devre arasına önde girdiği 51 maçın 48’ini kazanmış ve hiç mağlup olmamış. Liverpool ise ilk yarıda geriye düştüğü son 4 lig maçında 2 galibiyet ve 2 beraberlik almış. Diğer taraftan da Liverpool geriye düştüğü maçlardan 12 puan toplamış ve bu da ligde topladığı 28 puanın neredeyse yarısına tekabül ediyor. Önceki senelere oranla hücumda daha fazla opsiyona sahip bir takım olmalarının da etkisi büyük kesinlikle. Bu haftalık Premier Lig Panorama’dan bu kadar. Haftaya tekrar görüşmek üzere!

Yazan: Öner Tavtay

Editör: Doğa Üründül

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.