Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ: “Yerel seçim kampanyasını yine Kobani davası ve mahkeme kararı üzerinden yürütecekler”

Kocaeli Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kobani Davası’nda savunma yaptı. Yüksekdağ, “Yerel seçim öncesi siparişi verilen kararı çıkaracaksınız, onlar da ‘Bağımsız yargı ceza verdi, bunlar teröristtir’ diyerek kendi siyasi yolunu açmaya çalışacak” diye konuştu.

HDP’nin önceki dönem eş genel başkanlarıyla, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobani Davası’nın duruşması Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın da izlediği duruşmaya yedi yıllık azami tutukluluk süresi dolan ancak tahliye edilmeyen Figen Yüksekdağ, Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nden getirilerek savunma yaptı.

Yüksekdağ savunmasında, siyasi iktidarın seçimler yaklaştığında Kürt siyasetçileri içeride tutması ve toplumu kutuplaştırması için üretilmiş bir “düşmana” ihtiyacı olduğunu söyledi. Yerel seçimlerin yaklaştığını hatırlatan Yüksekdağ, “Seçim kampanyasını da yine bu dava ve mahkeme kararı üzerinden yürütecekler” dedi.

Yüksekdağ, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kapatma davasıyla yüz yüze geldiğini hatırlattı. Kadınların cins kırımıyla karşı karşıya kaldığını belirten Yüksekdağ, kadın yaşamını savunan bir kadın örgütüne açılan kapatma davasının kadınlara “Ölün, yaşayanlar da örgütlenmesin, sürünsün” anlamına geldiğine işaret etti.

“Bu mahkemenin sıkıyönetim mahkemesinden, DGM’den farkı yok”

HDP Basın Bürosu’nun davaya ilişkin basınla paylaştığı metne göre Yüksekdağ, siyasi iktidarın kendilerine karşı maskeli bir yargılama yaptığını ve yüzünü göstermeye cesaret edemediğini söyledi. Yüksekdağ, “Önceden de söyledim yine söylüyorum, yazık size Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) onların elinde, bizim için kurulmuş özel bir mahkeme bu. Sıkıyönetim mahkemesinden, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nden (DGM) farkı yok. Bizim için hazırlanmış heyete ek heyet olarak yerleştirdiler” diye konuştu.

Yüksekdağ’ın savunmasından öne çıkanlar şöyle:

“Toplumu kutuplaştırmak için bizim gibi üretilmiş bir ‘düşmana’ ihtiyaç vardı”

“Erdoğan tarafından bir seçim yaklaşıyordu, kritikti, seçimin kazanılması gerekiyordu. Kürt siyasetçilerin içeride tutulması gerekiyordu, toplumu kutuplaştırmak için bizim gibi yaratılmış, üretilmiş bir ‘düşmana’ ihtiyaç vardı. Siyasi iktidarın AKP-MHP hükümetinin genel taktiği zaten. Bir tane düşman yaratılır, yalanlarla, manipülasyonlarla, çarpıtmalarla, kasetlerle ama şu ama bu yöntemlerle düşmanlaştırılır ve bunun üzerinden bir kutuplaşma, bir konsolidasyon yaratılır ve bu yolla kendi siyasi kapısını açmaya çalışır. Bu dosyanın yeniden açılması ve bizim Selahattin Bey ile birlikte ikinci kez tutuklanmamızın arka planında böyle bir siyasi amaç vardı.”

“Yerel seçim öncesi siparişi verilen kararı çıkaracaksınız, onlar da kendi siyasi yolunu açmaya çalışacak”

“Yerel seçimler yaklaşıyor. Yerel seçim kampanyasını da yine bu dava ve mahkeme kararı üzerinden yürütecekler. Mahkeme tarihinizle ne kadar denk düşüyor! Yerel seçim öncesi siparişi verilen kararı çıkaracaksınız, onlar da sallayarak ‘Bağımsız yargı ceza verdi, bunlar teröristtir’ diyerek kendi siyasi yolunu açmaya çalışacak.”

“İktidar tarafından kullanılsın diye önceden yazılmış bir kararı okuyacaksınız”

“İktidar siyasi hesaplaşma mücadelesini dürüstçe vermiyor. Yedi yıldır namert ve kirli bir savaşla yüz yüzeyiz. Bugün Kobani Kumpas Davası bu soykırımın parçasıdır. Bir dava adı verilen bu hukuk davasında hangi hukuk gerçekleştirildi? Hukukun gözünü kıra kıra bizi bu noktaya getirdiniz. Siyaset esnafları tarafından pazarlansın ve iktidar tarafından kullanılsın diye önceden yazılmış bir kararı okuyacaksınız. ”

“Bu insanlık davasının yargılayanları, yargıçları bizleriz”

“Kobani davası bir insanlık davasıdır. Davanın savcısı da heyeti de hakimi de bizleriz, kadınlar, gençler, Aleviler, ezilen tüm halklar, inançlar, emekçiler. Bu insanlık davasının yargılayanları, yargıçları bizleriz. Emin olun Kobani Davası’nın, hak ve halk davasının gereğini yapmak için bugüne kadar nasıl mücadele ettiysek, bundan sonra da mücadeleye, hesap sormaya, yargılamaya devam edeceğiz.”

“Mahkeme heyeti başkanı bir suç şebekesi üyesi çıktı”

“Yargı şu an tam bir kıyım mekanizması. Hukuk katlediyor, insanların adalete olan inancını katlediyor ve yine kendi içinde bir yarışa giriyor. Heyet başkanının bir suç şebekesinin üyesi çıkması buna örnektir. Resmen kara mizah gibi. Ne pislik yapmak istiyorsanız dolandırıcılık için bile ‘Ben MİT’e çalışıyorum’ diyor. Gerçek anlamda Bakan’la bir fotoğraf çektiğinde bir ayrıcalığa ulaşıyor. Devlet kurumları doğrudan bir çete yapılanmasının içine geçmiştir. 90’lı yıllardaki Susurluk süreci budur. Gerçek çok keskindi, devletin mafyalaştığı gerçeği önümüzdeydi. Birisine ceza mı vermek istiyorsun, basıyorsun parayı veriyorsun. Yargı böyle işliyor. FETÖ borsası deniliyordu. FETÖ’cülerin nasıl bölündüğünü ve FETÖ borsasında nasıl tahliye satın aldığını iktidar temsilcileri söyledi, biz söylemedik. Borsa diye adlandırılan çarklar kuruldu. Savcılar bugün otopark için avukatları dövdürüyor sırf kendi çıkarları için, beklentileri için. Şimdi bu koşullar içinde yargıya güven nasıl olacak?”

“Bu davada sanık olması gereken Hizbullahçılar birer birer serbest bırakıldı”

“Bu davada sanık olması gereken Hizbullahçılar, iki yıl içinde daha öncesini saymıyorum bile, ya Cumhurbaşkanı affıyla ya yeniden yargılama kararlarıyla birer birer serbest bırakıldı, doğrudan cinayetten, katliamdan suçlu bulunmuş ve ceza almış insanlar. Yapmak istersen kılıf bol, kirli kılıflar çok, kılıfına uydurup serbest bırakıldı, tahliye edildiler.”

“Kadınların bir cins kırımıyla karşı karşıya kaldığı bir memlekette bir kadın örgütüne kapatma davası açıyorsunuz”

“Yakın zamanda Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) yine operasyon yapıldı, yönetime kayyum atandı. Değerli Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, değerli arkadaşlarımız yakın zamana kadar kapatma davasıyla yüz yüzelerdi. Kadınların bu kadar kitlesel ölümle, bir cins kırımıyla karşı karşıya kaldığı bir memlekette bir kadın örgütü var, kadının hayatını, yaşamını, savunmak için onu durdurmak için kurulmuş bir kadın örgütüne kapatma davası açıyorsunuz. Bu ne demektir? ‘Ölün! Yaşayanlar da örgütlenmesin, sürünsün’ demektir. Örgütlenmek isteyen kadınlara siyasi iktidarın reva gördüğü yaklaşım budur. Siyaset, siyasi partiler bakımından da tipik olarak partimizin yaşadığı tablodur.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.