Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

AYM’nin Can Atalay kararı Resmî Gazete’de yayımlandı

TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından ikinci kez verilen “hak ihlali” kararı Resmî Gazete’de yayımlandı. Can Atalay’ın hakkının ihlal edildiği hükmedilirken, ceza infazının durdurulması istendi. Öte yandan üye hakimler Muammer Topal, İrfan Fidan ve Muhterem İnce’nin karşıoy gerekçesi de kararda yer aldı.

AYM’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez verdiği hak ihlali kararı Resmî Gazete’de yayımlandı.

AYM, Atalay’ın, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi:

“Seçme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ve bireysel başvuru hakkının ihlali edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna oybirliğiyle, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verildi.”

AYM, Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ve 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine oyçokluğuyla karar verdi. Üye hakimler İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal bu karara karşıoy kullandı.

AYM’nin kararı 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Kararda, Atalay’ın yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmü infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak durma kararı verilmesi işlemlerinin yerine getirilmesi istendi.

Yüksek Mahkeme, Can Atalay’a 100 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.

Kararın bir örneği Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, Adalet Bakanlığı’na, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na gönderildi.

“Yargıtay, Türk hukukunda bulunmayan bir karar vermiştir”

Kararda, AYM kararına uyulmaması eleştirildi:

“Somut olayda Anayasa Mahkemesi, başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlalini sonlandırması ve sonuçlarını ortadan kaldırması için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden başvurucunun yeniden yargılamasına başlanmasını, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulmasını, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanmasını ve başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarını kullanabilmesi için Anayasa’nın 83. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca yargılamanın durmasına karar verilmesini istemiştir. Buna rağmen mahkeme, usul hukukunda kendisine verilmemiş bir yetkiyi kullanarak ihlal kararının gereğini yerine getirmekten kaçınmış ve dosyayı Yargıtay 3.Ceza Dairesi’ne göndermiştir. Daire de ‘Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasına’ şeklinde Türk hukukunda bulunmayan bir karar vermiştir.”

Kararda, karşıoy kullanan Muhterem İnce, İrfan Fidan ve Muarrem Topal’ın gerekçeleri de yer aldı. Karşı oy kullanan üç üye hakim gerekçesinde, “Yasama dokunulmazlığını düzenleyen, anılan Anayasa hükmü uyarında seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekilinin Meclis’in kararı olmadıkça tutulması, sorguya çekilmesi, tutuklanması ve yargılanması mümkün değildir. Bu durumda yasama dokunulmazlığı kural olarak milletvekillerinin tutuklanmalarının önünde doğrudan Anayasa’dan kaynaklanan bir engel oluşturmaktadır” denildi.

Üç üye hakimin karşıoy gerekçesinde şöyle devam edildi:

“Yargıtay’ın istikrarlı içtihatları dikkate alındığında TCK’nın 312. maddesindeki hükmün Anayasa’nın 14. maddesinin birinci fırkasındaki hükmü kapsamadığı düşünülemez. Diğer taraftan kanuni bir dayanak olmadan ceza verilemeyeceği de açıktır. Anayasa koyucu bu yönden kanuni düzenlemeler yaparak Anayasa’nın 14. maddesindeki fiilleri kanunla tamamlama ve yargısal içtihatlarla ortaya konulması yolunu tercih etmiştir. Bu durumda kanunilik unsurunda sorun olmadığı düşünülmektedir.”

Topal, Fidan ve İnce’nin karşıoy gerekçesinin sonuç bölümünde “Başvurunun Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiği, Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ve Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediği kanaatine vardığımızdan, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyoruz” denildi.

AYM, Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı verdi. Yüksek Mahkeme’nin 25 Ekim’de verdiği kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi uygulamadı ve üye hakimler hakkında suç duyurusunda bulundu. Can Atalay’ın avukatları da yeniden AYM’ye başvurdu. AYM’nin Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararında, yargı krizine ilişkin değerlendirmeler de yer aldı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, hak ihlali kararını uygulamamasının değerlendirildiği gerekçeli kararda, “Belirtmek gerekir ki bir anayasal kurum olan Yargıtay’ın yetki ve görevleri, Anayasa’nın 154. maddenin birinci fırkasında açıkça gösterilmiştir. AYM’nin ihlal kararlarından sonra yapılacak yeniden yargılamalarda ise ihlal hangi aşamada gerçekleşirse gerçekleşsin Yargıtay’ın doğrudan görevli olduğuna dair bir kanun hükmü bulunmamaktadır” denildi.

Kararda konuyla ilgili şöyle denildi:

“Sonuç olarak, somut olayda mahkemelerin izlemiş olduğu yöntem, başvurucuyu yargılama güvencelerinden tümüyle yoksun bırakmıştır. Başka bir ifadeyle yeniden yargılama dosyası görevi ve yetkisi olmayan bir mahkemece karara bağlanarak Anayasa’nın 142. maddesinin amir hükmüne ve Anayasa’nın 37. maddesinde yer alan tabii hâkim ilkesine açıkça aykırı hareket edilmiştir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.