Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan: “Diyarbakır kayyum politikaları ile sandığın yok sayıldığı bir şehir”

Diyarbakır’da aday tanıtım toplantısında konuşan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Diyarbakır’ın seçmen iradesinin gasp edildiğini ve kayyum politikalarıyla sandığın yok sayıldığını söyledi.

Diyarbakır’da aday tanıtım toplantısında konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Diyarbakır’da iktidarın kayyum politikaları nedeniyle sandığın yok sayıldığını söyledi, “Beştepe’ye göre Diyarbakırlının oyu önemsiz. Demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Sayın Erdoğan, belediye başkanlığı ile çıktığı yolda, o günkü vesayet düzenine karşı mücadele ederek, halkın oylarıyla kazandı. Fakat şimdi, döndü dolaştı, kendisi bir vesayet düzeni oluşturdu” dedi.

İktidarın uyguladığı kayyum politikası ile halkın iradesinin yok sayıldığını ve cezalandırıldığını söyleyen Babacan, “Kayyum politikası, demokrasimizin orta yerine açılmış koca bir çukur” dedi.

Türkiye’nin sorunlarının çözümünün meşru, demokratik siyasetten geçtiğini, herkesin iddiasını, çözümlerini, projelerini ortaya koyması gerektiğini de söyleyen Babacan, “Halk kimi seçerse, belediyeyi de kanunlar kurallar çerçevesinde o yönetir. Bunun dışındaki her uygulama, demokratik açıdan da meşru değildir. Vicdani açıdan da meşru değildir” diye konuştu.

“Mutlak yoksulluk geri geldi, yoksullukta herkes eşitlendi”

Babacan, gittikleri her yerde halkın ekonomik sorunlardan dolayı feryat ettiğini, ülkenin her bölgesinde, her kesimden insanın bir numaralı probleminin geçim sıkıntısı olduğunun altını çizdi.

İktidarın herkesi yoksullaştırdığını söyleyen Babacan “Rahat geçinebiliyorum” diyen neredeyse kimsenin kalmadığını, asgari ücretli, emekli, memur, esnaf, çiftçi, işçi, işletmeci ve öğrenciler de dahil kimsenin geçinemediğini belirtti. Babacan sözlerine şöyle devam etti: “İnsanlar yoksullukta eşitlendi. Bu yönüyle baktığımızda ‘en eşitlikçi’ iktidarla karşı karşıyayız. Dokunmadığı tek bir insan yok. Mutlak yoksulluk geri geldi, mutlak yoksulluk!

Gençlerin sorunlarına da değinen Babacan, Türkiye’nin çocuklarını aç bırakan bir ülke olduğunu söyledi. “İktidar toplumu açlığa mahkum etti” derken hamaset yapmadıklarını belirten Babacan, Türkiye’de öğrencilerin derslere aç girdiğini, her 100 öğrenciden yaklaşık 20’sinin haftada en az bir gün parası olmadığı için öğün atladığını söyledi: “Çocuklar aç! Türkiye, anne babaları gizli gizli ağlatan bir ülke oldu.”

“Sorunun adını koyamazsanız ülkede eşit vatandaşlıktan söz edemezsiniz

Babacan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Kürtçe’nin tutanaklara “X“, “bilinmeyen dil” şeklinde geçtiğini aktararak, “Kürtçe, ülkemizde en çok konuşulan ikinci dil, Meclis çatısı altında ısrarla yok sayılıyor” dedi:

“Fransızcayı, İngilizceyi bilenler, konuşulduğunda tanıyanlar, ülkemizde milyonlarca insanın konuştuğu dilin hangi dil olduğunu bilmiyor, öyle mi? Şimdi en son tutanaklara baktık. Bu sefer ne yapmışlar? Üç nokta koyup, altına da ‘Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi’ demişler. Bunun adını koymazsanız, bu ülkede eşit vatandaşlıktan, temel haklardan bahsedemezsiniz.

Meclis kürsüsünde ifade özgürlüğünün olmadığını söyleyen Babacan, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mardin Milletvekili George Aslan’ın Meclis’te Süryanice konuşmasını hatırlattı: “Mardin vekilinin Süryanice bayram kutlamasına tahammül edemediler. Biz, insanların dilleriyle, kültürleriyle kavga eden, vekillerinin Meclis’ten çıkartılıp polis aracına bindirildiği, insanların kimliklerinin ezilip geçildiği bir Türkiye istemiyoruz.”

“Amedspor’a yapılanları reddediyoruz”

Amedspor’a yapılan ırkçı saldırıları ve ayrımcılıkları reddettiklerini söyleyen Babacan, “Türkiye’nin yarınları, ayrımcılıkla, kutuplaştırmaya kazanılmaz; birlikle beraberlikle, adaletle, eşit vatandaşlıkla kazanılır. 90’ların simgelerini, sloganlarını, katillerini pankart yapıp insanlara taşıtanları görüyoruz ve reddediyoruz” diye konuştu.

“Maliyetler çok arttı, çiftçilerimiz ne kadar çok üretirse, o kadar çok zarar ediyor”

Dolar kurunun artmasıyla beraber, tarım ve hayvancılıkta maliyetlerin artığını da dikkat çeken Babacan, “Bu sorunların üzerine bir de ekonomik kriz eklenince, Diyarbakırlı çiftçilerimiz, hayvancılarımız için işler hepten zorlaştı, farkındayız” dedi.

Diyarbakır’da kredi kartı borçlarının son bir yılda yüzde 243 arttığını söyleyen Babacan, hayvancılıkla uğraşan üreticilerinin işi bıraktığına dikkat çekti ve şöyle konuştu:

“Maliyetler öyle arttı ki, çiftçilerimiz ne kadar çok üretirse, o kadar çok zarar ediyor. Tüm bu sorunların hepsinin farkındayız. Biz, çözümü yerelden başlatacak, iktidara bu iş nasıl yapılır göstereceğiz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.