Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

IŞİD uzmanı avukat Onur Güler, Santa Maria saldırısını değerlendirdi: “Seçim öncesi büyük saldırılar hâlâ mümkün”

Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ne yapılan saldırının ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, zanlıların yabancı uyruklu ve IŞİD üyesi olabileceklerinin değerlendirildiğini söyledi. IŞİD davalarında avukatlık yapan Onur Güler, Tacik, Özbek, Kırgız, Rus kökenli örgüt üyelerinin IŞİD Horasan yapılanmasına katılmak üzere Türkiye’de bulunduğuna dikkat çekti. Güler, “Büyük saldırılar hâlâ mümkün ve ciddi güvenlik riskleri mevcut. Seçim öncesi saldırılar bekliyorum” dedi.

Sarıyer’de bulunan Santa Maria Kilisesi’nde 28 Ocak 2024’te pazar ayini yapıldığı sırada iki kişi tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi.

Bir kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, iki saldırganın da yakalandığını, zanlılardan birisinin Tacikistan diğerinin ise Rusya uyruklu olduğunu söyledi. Yerlikaya, saldırganların IŞİD bağlantılı olduğunun değerlendirildiğini açıkladı.

Bakan Yerlikaya’nın açıklamaları ardından terör eylemiyle birlikte IŞİD’in Türkiye’deki saldırıları tekrar gündeme geldi. IŞİD ve bağlantılı yaklaşık 450 dosyada avukatlık yapan, konuya ilişkin kitap yazan ve araştırma projelerinde yer alan avukat Onur Güler, örgüte yönelik bilgiler verdi.

“Çoğu yabancı uyruklu”

Güler, IŞİD’in 2017 Reina saldırısı ardından birçok başarısız eylem gerçekleştirdiğini anlatarak, Santa Maria Kilisesi saldırısının kırılma noktası olduğunu dile getirdi. Daha önce birçok Tacik ve Kazak hakkında IŞİD’le bağlantılı soruşturmalar yapıldığını belirten Güler, saldırının sürpriz olmadığını şu sözlerle anlatıyor:

“Birçok dava dosyasında böyle saldırı hazırlığı içinde olan ve yakalanan kişi var. Bunların çoğu yabancı uyruklu ve Orta Asya kökenli. IŞİD, Irak ve Suriye’de toprak kaybetmesinin ardından Horasan (Afganistan-İran-Pakistan) yapılanmasına ağırlık verdi. Ayrıca Hindistan’ın yanı sıra Burkina Faso, Mali ve Nijer arasındaki bölge ile Batı Afrika’da Nijerya, Çad ve Kamerun’da örgütlenmesini sürdürüyor. Örgütün Horasan yapılanması Afganistan’da Taliban’a karşı savaşıp ülkeyi ele geçirmeye çalışıyor. Bana ulaşan dava dosyalarında çok sayıda Tacik, Özbek, Azeri, Kırgız ve Rus IŞİD şüphelisinin IŞİD Horasan yapılanmasına katılmak üzere Türkiye’de bulunduğu bilgisi yer alıyor. İstihbarat raporlarında ve ifadelerde Türkiye’nin ‘toplanma ve geçiş ülkesi olduğu’ dile getiriliyor.”

Türkiye’deki militanlar Orta Asya kökenli olmaya başladı

Güler, örgütün Türkiye sorumlusu olan Kasım Güler’in yakalandıktan sonra IŞİD’in arşivinin ele geçirildiğini, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) sorgusu sonrasında örgütün Orta Asya’dan Ukrayna’ya kadar Mekteb-i Furkan yapılanmasının açığa çıktığını hatırlattı.

Güler, IŞİD’in Suriye’de toprak kaybı nedeniyle Orta Asya ve Afrika’ya yöneldiğini, Türkiye’deki militanların da artık Orta Asya kökenli olmaya başladığını söylüyor:

“Örgütün yapısallığı Afrika ve Orta Asya’ya kaydı. Türkiye’deki birçok yabancı da Tacikistan, Özbekistan uyruklu. Azerbaycan’dan gelenler var. Bunlar İstanbul, Ankara ve Bursa gibi büyük şehirlerde eski klasik dernek gibi yapılanmadan farklı örgütlenmeye, hücre tipi örgütlenmeye başladılar. Örneğin eskiden bir dernek olurdu, oraya giderlerdi. Ama şu an öyle bir durum yok, örneğin sahte pasapotlarla bazı örgüt üyeleri otellere bile gidip kalıyor.”

Güler ayrıca, İstanbul’da yakalananların birbirinden bağımsız, büyük bir cemaat, grup şeklinde olmadığını, Tacik, Özbek gibi ufak yapılanmalar olduğunu vurguluyor. Güler, bu kişilerin yönlendirildiğini ve kargo şirketi üzerinden silahlara ulaştıklarını dile getiriyor:

“Son üç yılda 45-50 canlı bomba eylemi engellendi. Ancak IŞİD’in Türkiye’de saldırı potansiyeli var. Önleyici istihbarat sebebiyle bu gerçekleşmedi. Eleman temini, Afganistan, Pakistan ya da Afrika bağlamında yapılıyor. Son 10 yıldır örgütün zincir ve kasnak şeklindeki ağları ciddi anlamda açığa çıkmaya başladı. Yabancıların geçiş noktası olarak Türkiye’den gidenler var. Türkiye’deki yabancı uyruklu Özbek, Tacik, Azerbaycan, Kırgız gibi örgüt mensuplarının ,Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen kişilerin bir planları varsa örgütün buradaki faaliyetleriyle alakalı veya eleman temini programları varsa Afganistan’a geçiş için Türkiye’yi kullanıyorlar.”

“MİT raporlarında saldırı planları yer alıyor”

İstanbul’daki birçok dava dosyasında konsolosluklara saldırı planlarının olduğu yönündeki bilgilere değinen Güler, sinagoglara, kiliselere yönelik MİT raporlarını hatırlattı.

Türkiye’de özellikle son yıllarda önleyici istihbaratın sağlam olduğunu söyleyen Güler, “devlet göz yumuyor” gibi bir ifadenin doğru olmadığının altını çiziyor. İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, Ankara’da, Bursa’da açılan davaları örnek olarak gösteriyor.

Bu dosyalarda Tacikistan, Özbekistan, Azerbaycan vatandaşlarının yargılandığını dile getirerek şu bilgileri veriyor:

“13 Kasım 2022’de gerçekleşen Taksim saldırısında olduğu gibi IŞİD Horasan ve Türkiye Vilayeti’nden büyük çapta saldırılar bekliyorum. Bu tarz büyük saldırılar hâlâ mümkün ve ciddi güvenlik riskleri mevcut. Türkiye’deki seçtikleri hedeflerin çoğu devlet kurumları, polis, asker gibi kamusal hedefler… Mesela Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik ya da solcu, ateist, seküler gördükleri kesimin olduğu mekanlar… Ateist, LGBTİ+ dernekleri…Hristiyanlar, Yahudiler…Kiliseler, sinagoglar… Seçim öncesi ben saldırılar bekliyorum, çünkü daha önce de çok sık oldu. Örgüt son 2-3 senedir böyle bir saldırı çabası içinde. Taksim gibi kalabalık yerlerde de saldırı bekliyorum.”

“Saldırıların önündeki en büyük engel istihbarat”

Daha önce baktığı bir dosyada LGBTİ+ gruplarına yönelik saldırı planı olduğunu belirten Güler, örgütün çok büyük saldırı yapmasının önündeki en büyük engelin önleyici istihbarat olduğunu söylüyor. Ayrıca silah tedarikinin eskiye göre zor olduğunu ve lojistik ağlarda kısıtlama bulunduğunu anlatıyor.

Kilise saldırısına ilişkin konuşan Güler, saldırının çok amatörce yapılmış göründüğünü ve yalnız kurt profilindeki kişilerin örgütün genel çağrısı üzerine hareket ettiğini belirtiyor ve ekliyor: “Sonuçta silahlı terör örgütleri bu tarz hiyerarşik yapıya dahil olmanın zayıf kaldığı durumlarda dahi strateji geliştirebiliyor.”

Bireysel, örgütle direkt bağlantıya girmeyen, belli bir ideolojik saikle örgütlenmiş gibi davranan, radikal islam düşünceleri olan kişiler tarafından saldırılar olabileceğini vurgulayan Güler, istihbarat çalışmalarına rağmen Türkiye’de İstanbul, Ankara, Kocaeli gibi farklı şehirlerde örgütün gömülü silahları olduğunu öne sürdü.

Cezasızlık politikası sonucu ülkeye girişler tekrar oluyor

Göç İdaresi’ne de değinen Güler, binlerce yabancı hakkında sınırdışı kararı alındığı, ancak istihbarat açısından bu kişilerin takibinin adli olaylardaki gibi yapılmadığını vurguladı. Örnek olarak bir kişinin emniyet gibi idarelere göre terör savaşçısı olarak kodlandığını, ancak doküman gibi somut delil yetersizliği nedeniyle ceza alıp yargılanmadığını söyledi. Bu durumda savcılığın takipsizlik kararı verebildiğini ifade etti. Birçok yabancının istihbarat yönünden genel güvenlik tehdit kodlarıyla kodlandığını dile getiren Güler, cezasızlık politikaları nedeniyle bu kişilerin tekrar kaçak yollarla ülkeye girebildiğini belirtti.

Ciddi güvenlik açıkları olduğunu söyleyen avukat Güler sözlerini şöyle tamamladı:

Türkiye’de son 10 yılda 80-100 bin arasında güvenlik koduyla kodlanan yani terör bağlantılı kodla kodlanan yabancı olduğunu düşünüyoruz. Birçok yabancı da “yabancı terörist savaşçı” olarak kodlandı ve Türkiye’ye girişleri de yasaklandı. Ama Türkiye’de hâlâ çok üst yüksek sayılarda düzensiz göçmen ve güvenlik riski oluşturabilecek yabancı nüfusu bulunuyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.