Bisiklette sezonun şimdilik en keyifli yarışı koşuldu. Remco Evenepoel’un galibiyetiyle sonuçlanan Algavre Turu’nu Medyascope Spor’dan Ceyda Akbulut sizler için yazdı.
2024 Algarve Turu: Bir Remco Evenepoel klasiği
“Limit gökyüzü…”
Remco Evenepoel’u anlatmak için bu iki kelime genellikle yeterli oluyor.
Hırslı Belçikalının tek kişilik aerodinamik denemeleri, 50 kilometrelik solo başkaldırıları veya dağların tepelerine en önde ulaşma arzusu seleye oturduğu an açığa çıkıyor. Her zaman kazanmıyor, ama her seferinde deniyor; ufuktaki olası zaferi hayal etmekten hiç çekinmiyor. Sivri dili, açık sözü ve egosu da cabası…
Portekiz’in batı kıyılarındaki Algarve bölgesi, Remco’nun 2020 ve 2022’de zafer tattığı yerlerdi. İki yıllık aralarla Algarve Turu’na bayrak asmayı gelenekselleştirmeye karar vermiş gibi duran Belçikalı, bu sene de istediğini elde etti.
Turun 2024 edisyonu, kadrosundaki yıldızlarla ve göz kamaştırıcı rotasını akıllıca tasarlanmış beş etap ile pekiştirmesiyle bisikletin erken sezonunun beklenen yarışıydı.
Aynı topraklarda iki kez zafer tatmış Remco’nun yanında geçtiğimiz senenin galibi Daniel Felipe Martinez de yeni takımıyla buradaydı. Formda Kolombiyalı ülkesinin bireysel zamana karşı şampiyonu olarak başlamıştı sezona.
2023 Vuelta’nın sürpriz şampiyonu Sepp Kuss ve deneyimli yokuşçu Jan Tratnik de Portekiz’deydi, geçtiğimiz sene Giro d’Italia’nın yağmurlu bir gününde kaza yapıp kalça kemiğini kıran Tao Geoghegan Hart da.
Büyük umutlarla gireceği klasik sezonu öncesi form yakalamaya çalışan ve belki de birkaç şaşaalı galibiyet yakalarım diye düşünen Wout van Aert da Algarve Turu’nu tercih etmişti. Aynı şekilde Tom Pidcock hem klasik sezonuna hazırlık için koşacağı hem de genel klasman meziyetlerini tartmaya uğraşacağı bir beş gün geçirme niyetindeydi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Remco’nun her etapta kendini göstermeye çalışacağından eminken bir yandan da İrlandalı gözde solo atakçımız Ben Healy’nin (böyle bir tanımlama yok ancak Heayl’yi daha iyi nasıl anlatırım bilmiyorum) denemeler yapacağı günleri bekliyorduk.
Beş günlük turun hiçbir etabı tam olarak düz değildi. Olası sprint rekabeti için ayrılan birinci ve üçüncü etaplar bile iniş çıkışlıydı, haliyle takip etmesi oldukça zevkliydi. Arnaud Demare’ın yeni takımıyla koşacağı ilk yarışları merakla beklerken Fransız sprinter galibiyetlere yaklaşamadı. İlk etabı güçlü sprint treniyle Belçikalı Gerben Thijssen kazandı.
İkinci sprint gününde bitiş çizgisi hafif yokuşla kendini gösteriyordu. Kazanmak isteyen zamanlamasını doğru yapmalı, kuvvetini gereğinden birkaç saniye fazla saklamalıydı. Bu meziyetlerden söz edince akla gelen ilk isim olan Belçikalı yıldız, zaferi aldı. Wout van Aert kalabalık sprintte en kuvvetli bacaklara ve en doğru zamanlamaya sahipti. İstediği galibiyeti turun üçüncü gününde elde etmiş oldu.
Foia ve Alto do Malhao tepelerinde biten ikinci ve beşinci günler genel tasnif için önemliydi ve Remco’nun hedefindeydi. Peloton Quick Step renklerine ve Landa – Remco ikilisine gözlerini dikmişti. İki tırmanış gününde de benzer senaryolar izlendi. Yeni takımıyla Mikel Landa’nın ilk kez şahit olduğumuz süper domestik rolü gözleri biraz yaşartıyordu.
Her iki etapta da son kilometrelere girildiğinde Remco saldırgandı, geçtiğimiz senenin galibi Dani Martinez ise Belçikalıya rahat cevap veriyordu. Yokuş yukarı sprintte geçmişte özellikle Primoz Roglic’e çokça kez yenilen Remco bu sefer de mağlubiyeti Kolombiyalı rakibine karşı aldı.
Her iki günün ardından verdiği demeçlerde ağzından çıkan ilk sözler “Bugün kazanabilirdim” oldu. Çıtayı çok yukarıda tutmuştu, limit yine gökyüzüydü.
Oysaki dördüncü gün koşulan bireysel zamana karşı etabının ardından genel klasman liderliği zaten cebindeydi. Artık tek yapması gereken son gün zirveye rakipleriyle birlikte çıkmaktı. Bunu yapabildi, ancak etapları kazanamadığı için yine kısa bir süre dizlerini dövmekten kaçınmadı.
Hırslı pedalın gelecek için hedeflediği genel klasman şampiyonlukları adına limiti gerçekten de gökyüzüne mi çıkarması gerekiyor bilinmez. Önünde yılın belirli bölümlerinde yarış koşup hedef belirleyen Roglic ve Jonas Vingegaard gibi örnekler de var; ne zaman, nasıl ve nerede yarışacağı belli olmayan delidolu Tadej Pogacar da…
Remco Evenepoel da kendine has biri. Sürekli yanında taşıdığı “limit gökyüzü” payesiyle daha uzun süreler beraberliklerini sürdürecekmiş gibi duruyor.
Algarve Turu’ndan notlar
- Pelotonun kendine has yarışmacılarından Tao Geoghegan Hart tam dokuz ay önce Giro’nun Tortona etabında yaptığı kazanın ardından neredeyse oturamaz haldeydi. Kalça kemiğini kıran eski şampiyonun önünde uzun bir tedavi süreci vardı ve takımı Ineos Grenadiers ile olan sözleşmesi sezon sonunda bitiyordu. Kariyerine yeni bir sayfa açmak isteyen Britanyalı sürücü tercihini İtalyan menşeli ABD ekibi Lidl-Trek’ten yana kullandı. Şu an yeni takımı sporun sevilen yıldızlarıyla dolu, kendisi de pelotona döndüğü için oldukça keyifli. Sakatlığının ardından ilk rekabetçi kilometrelerini Algarve’da koştu. Dokuz aydır yarış yüzü görmeyen birine göre formu gayet iyiydi. İki dağ etabında da lider grupta kalmayı başardı, bireysel zamana karşıda ise kendini fazla yormamayı tercih etti.
- Bisikletseverlerin radarına geçtiğimiz sezon yaptığı uzun solo ataklarla düşen Ben Healy formunu yeni sezon da sürdürecekmiş gibi duruyor. Beşinci etapta Wout van Aert ile birlikte yaptığı denemede zafere oldukça yaklaştı. İrlanda şampiyonu, genel klasmanı da podyumun hemen gerisinde kapattı.
- Sezonu İspanya’daki tek günlük yarışlarla açan son Vuelta şampiyonumuz Sepp Kuss sakin yarışlar koşmayı sürdürüyor. Fransa Turu’na kadar birkaç haftalık turun üstüne daha çentik atmak isteyen Amerikalı, şimdilik bacaklarına yarış kilometreleri biriktirme niyetinde gibi duruyor.
- Turun dördüncü gününde koşulan bireysel zamana karşı etabı sürücüler için pek kolay değildi. Favoriler doğal olarak Remco, Wout ve Filippo Ganna’ydı. Remco beklendiği gibi galibiyeti aldı ancak onu izleyen farklı isimlerdi. Ineos’un genç yıldızı Magnus Sheffield yine etkileyiciydi. UAE Team Emirates’in bıçkın genci Isaac del Toro da Avustralya’da patlayıcı meziyetini tanıttığı zaferin ardından Portekiz’deki cengâverlere karşı da oldukça iyi bir bireysel deneme koşup Wout ve Filippo gibi isimlerin önünde günün dördüncüsü oldu. 20 yaşındaki İtalyan sürprizlerle dolu gibi duruyor.
Yazan: Ceyda Akbulut
Editör: Doğa Üründül
