Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Latif Yılmaz yazdı: Çöpleşen dünya ve Adrian Ghenie resmi üzerine

İyi bir sanat eseriyle karşı karşıya geldiğinizde eserle aranızda bir bağ oluşmaya başlar. Eser kendini size sunarken sizden de bir şeyler talep eder. Bu yazı da Romanya asıllı ressam Adrian Ghenie’nin eserleriyle karşılaşmanın bir sonucu olarak ortaya çıktı. Ghenie ismiyle ilk olarak Fransız yazar Yannick Haenel sayesinde tanıştım. Haenel bir arkadaşının tavsiyesiyle tanıştığı Ghenie’nin resminden çok etkilenir ve sonraki yıllarda ressam üzerine ses getiren önemli bir kitap yazar.

Modernliğin bunalımından, post-modernliğin keyfiliğinden ve hakikat-sonrası dünyanın anlamsızlığından sonra geriye dağılmıştık, parçalanmışlık ve çöpleşme olarak adlandırılabilecek olgular kalıyor.  Ghenie’nin resmi bütün bu dönemlerle ve bu dönemlerden geriye kalan çökeltilerle hesaplaşıyor.

Çölleşme ve çöpleşme

Heidegger yıllarca önce Nietzsche’den referansla dünyanın çölleştiğine dair bir çığlık atmıştı. Çölleşme metaforu eskiden var olan ancak bugün kendine var-olma zemini bulamayan değerlerin eksikliğine bir nostalji veya ağıt niteliğindeydi. Bugün ise dünyanın çölleşmesi değil belki de çöpleşmesi bizler için en büyük sorunu oluşturuyor. Oburlaşmış, yağlanmış ve bütün bunların sonunda çöpleşmiş bir dünyada yaşıyoruz artık. Oburlaşan ve çöpleşen bir zamandan ve mekândan bahsedebiliriz. Her şey gereğinden fazla. Fazlaca üretim ve fazlaca tüketimin yarattığı bir çöp-dünya. Oldukça da yağlı. Çöpleşen bir dünyanın içinde her türlü oburluğunu tatmin etmeye çalışan birey, aşırı tüketici ve doyum bilmez organlarıyla birlikte yaşadığı zamana ve mekâna yayılmaya ve onu işgal etmeye çalışıyor. Bütün bu durumun arka planı ise otoriter rejimler ve otoriter liderlerce süsleniyor. İçerisi ve dışarısı arasındaki ayrımın iptal edildiği böyle bir dünyada, bedenin kendi sınırlarıyla üretimin, tüketimin ve oburluğun sınırları birbirine karışıyor. 

Her şey hızlıca üretilip tüketiliyorsa, bu aynı zamanda yoğun bir değersizleştirme olgusunu da beraberinde getirir. Bu haliyle yaşadığımız dünyanın en önemli semptomlarından biri de değersizleşme hissi ile birlikte ortaya çıkan değersizleştirme edimidir. Kendini bir türlü değerli göremeyen birey, bir tepki olarak kendi dışındaki her şeyi değersizleştirerek hem kendisini hem de kendisini saran özneler ve nesneler arası dünyayı mutlak bir anlamsızlığa de değersizliğe sürükler. Bireyin ve kitlenin bu değersizlik ve değersizleştirme eğilimi beraberinde politik duyarsızlıkla malul bir kayıtsızlığa yol açar. Nihilist birey bütün değerleri yitirse de bu değer yitirme halini politik ve davranışsal bir strateji haline getirmez. Daha çok modernliğin bunalımlarına ait olan nihilist birey, değersizleşmeyle birlikte kendi mağarasına kaçar. Yaşadığımız dünyanın kayıtsız kişiliği ise nihilizmin çok ötesine geçerek bu kayıtsızlık halini politik bir stratejiye ve hatta toplumsal bir projeye dönüştürür. Kayıtsızlık her tarafa yayılması gereken ve herkesin ortaklaşması gereken yeni bir “kamusal” var-olma/olamama biçimidir.

Adrian Ghenie’nin figürleri, jestleri, fırça darbeleri, resim üzerindeki deformasyonları ve lekeleri içerisi ile dışarısı arasındaki sınırın iyice muğlaklaştığı bir evren oluşturur. Bu muğlaklık sonucu ortaya çıkan ise daha çok bir çöp yığını olarak dünyadır. Sadece nesneler değil özneler de bu çöpleşme halinin parçaları haline gelirler. Kapitalizm, aşırıya kaçmış tüketim, otoriter rejimler, diktatörler ile birlikte kayıtsız ve ahmaklaşmış insanlar Ghenie resminin bizzat estetik ontolojisini meydana getirirler. Dünya canlı ve cansız her unsuruyla artık büyük bir çöplük haline gelmiştir. Çöpleşme sadece uzamsal değil aynı zamanda zamansal bir olgudur da. Uzamda kapladıkları yer anlamında gittikçe küçülen teknolojik aletler (telefon, bilgisayar vs.) bütün bir zamanı kaplamaya başlar. Bu aletler bedenin dışında maddi olarak durmakla birlikte ilişkisel olarak her tarafımıza ve her anımıza musallat olmuş hayaletler gibidirler.

Adrian Ghenie, Odalık, 2023, 130×190 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya.

Teknolojinin ortasında kaybolan bireylerden ve yığınlaşan gruplardan bahsediyoruz. Sanattan her zaman ya çağına tanık olması ya da çağının hastalıklarının semptomlarını işlemesi ve ifşa etmesi beklenir. Bu sanattan beklenen eleştirel görevi ifade eder. Çoğu iyi sanat eseri de çağının hastalıklarını çok daha önceden teşhis edebilmekle kendini gösterir. Ghenie’nin resmi çöpleşmeyi, çöpleşme ile birlikte büyüyen kapitalizmi, oburlaşan ve yağlanan bireyler ile toplumları gelmiş olan ve daha da sert bir şekilde gelecek olan bir geleceğin semptomları olarak bizlere sunuyor.

Kasap, laboratuvar ve çöplük

Yannick Haenel, birçok başka kişinin de yaptığı gibi Adrian Ghenie ile Francis Bacon’u karşılaştırır. Gerçekten de Ghenie resmi ile karşılaştığınız an aklınıza ilk gelen Francis Bacon olur. Ancak buradaki ilişki bir kopya ve taklit ilişkisi olmayıp daha çok bir akrabalık bağını anımsatır. Haenel, eğer Bacon resmi bizlere bir kasapta olduğumuzu hissettiriyorsa, Ghenie’nin resmi daha çok bir laboratuvarda olduğumuzu hissettirir der. Bunun sebebi ise Haenel’in Ghenie’nin resminde dönüşümleri, başkalaşmaları, bulaşmaları ve genetik kodlamaları bulmasıdır. Bu yoruma belli ölçülerde katılmakla birlikte çöplük mekânının Ghenie’nin resmini anlamak açısından daha hayati olduğunu düşünüyorum. Laboratuvar her haliyle modernliğin düzenli ve disiplinli mekânlarından biridir. Burada söz konusu olan ise bütün düzeni ve disiplini kaybetmiş adeta kendi düzensizliği içine katlanan ve kapanan karmaşa ve kargaşadır. Bunu bir laboratuvar olarak kabul etsek bile, bu büyük bir savaşın ortasında terkedilmiş ve dağılmış/dağıtılmış bir laboratuvardır.

Adrian Ghenie, Charles Darwin 75 Yaşında, 2014, 200 x 270 cm, Tuval üzerine Yağlı Boya.

Ghenie’nin çığlığı

Kargaşa, karmaşa, kayıp, kayıtsızlık, ahmaklaşma, otoriter rejimler ve diktatörler. Bunlar Ghenie’nin inatla bizlere hatırlatmaya çalıştıkları. Oburlaşmanın yarattığı bir çöpleşme ve bu çöpleşmenin yarattığı parçalanma. Bütünlüğünü yitirmiş bedenler. Organlar artık bedenin sağladığı korumadan kopup etrafa saçılmış durumda. Beden ve dışarıdaki nesneler arasındaki ayrım kaybolmuş; nesneler organlaşırken organlar da nesneleşiyor bir bakıma.

Ghenie’nin resmini mevcut dünyamıza fırlatılan büyük bir çığlık olarak düşünebiliriz.  Ne var ki bütün anlamlardan kendini azade kılıp kayıtsızlık girdabına kapılmış bu dünyaya çığlık atmanın da bir anlamı kalmıyor. Atılan çığlık bu dünyaya düştüğü anda sessizleşip duyulmaz hale geliyor. Çığlık atılır atılmaz sessizliğe mahkûm kılınıyor. Ghenie’nin resminin sanat piyasası tarafından hızla sömürgeleştirilmesi de bu çığlığı daha da sessiz kılıyor. Ghenie’nin çığlığı ancak bu dünya yıkılıp tarihe karıştığında duyulacak şüphesiz. Sanat piyasası resmini hemen görmüş ve onu temellük etmiş olsa da – ki bunu bu sanatın çığlığını sessizleştirerek yapıyor- resmin çığlığı ancak gelecek olan bir gelecekte anlaşılacağa benziyor. 

Sonuç yerine

Burada bir not düşmek gerekiyor. Ghenie’nin resmini önemli bulurken onun içine düştüğü kapitalist sarmalı da ifade etmek gerekiyor. Sanat, piyasa ve kapitalist birikimin yeni stratejilerinden bağımsız düşünemeyeceğimiz ağlara takılmış durumda bu sanat. Genç yaşına rağmen Ghenie şu sıralar eserleri en yüksek fiyata satıcı bulan ressamlar arasında. Eserleri sanat piyasasında büyük kârlar elde etmeyi düşünen büyük koleksiyonerlerin ve yatırımcıların radarında girmiş halde. Bu haliyle Ghenie’nin resmi kendi ifşa ettiği dünyanın da kaçınılmaz olarak bir parçası haline gelmiş gibi. Mevcut dünyamız için bunun tersini beklemek de pek gerçekçi olmaz diyelim ve bitirelim.

Adrian Ghenie, Okuyucu, 2023, 85×120 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya.
Adrian Ghenie, Villa Borghese’de Otoportre, 2023, 240×200 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya.
Adrian Ghenie, İçeride Pasta Savaşı, 2014, 280 × 230 cm, Tuval Üzerine Yağlı Boya.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.