Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İstanbul Sözleşmesi, nafaka, 6284… | 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Türkiye kadın haklarında nerede?

“Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz!”

Kadınlar her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye ve dünyanın her yerinde 8 Mart’ı kutlayacak. Dünyada kutlanan 8 Mart, Türkiye’de yine yasaklandı. Kadınlar yasaklara rağmen eşitlik, özgürlük ve hakları için sokakta olacak. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü neden kutlanıyor, nasıl ortaya çıktı? Türkiye kadın haklarında nerede?

8 Mart’ın kökeni aslında 1907 yılına, işçi sınıfının yürüttüğü hak mücadelesine kadar gidiyor. Bir sonraki yıl, yani 1908’de ABD-New York’ta 15 bin kadın çalışan, daha kısa mesai süreleri, iyi bir maaş ve seçme hakkı talep etti. Amerika Sosyalist Partisi de 28 Şubat 1909’da 8 Mart’ı “Kadın Günü” ilan etti.

Kadın hareketinin en önemli isimlerinden Clara Zetkin, 26-27 Ağustos 1910’da Danimarka’da toplanan “Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı”nda “Kadınlar Günü”nün kutlanmasını önerdi. Bu öneri kabul edildi. Fakat tarih belirlenmedi.

8 Mart ise şöyle kabul edildi: Rusya’da 1917’de kadınlar sokağa çıktı ve çar tahttan indirildi. Geçici hükümet de kadınlara seçme hakkı tanıdı. Bu da Miladi takvimde 8 Mart’a denk geliyordu. Kadınların mücadelesi nedeniyle 8 Mart “Kadınlar Günü” olarak anıldı.

Birleşmiş Milletler de 1975 yılında “Dünya Kadınlar Günü”nü kabul etti.

“Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!”

Türkiye’de ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 1921 yılında, iki kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova’nın mücadelesi ile başladı. 8 Mart 1975’te kadınlar, kapalı toplantılardan sokaklara çıktı.

Kadınlar 2003’ten beri Taksim’deki İstiklal Caddesi’nde “Feminist Gece Yürüyüşü” düzenliyor. Kadınlar bu tarihten itibaren Türkiye’nin her yerinde sokaklara çıkıyor.

İstanbul Valiliği, 2013’teki Gezi Parkı eylemlerinden bir yıl sonra, yani 2014’te Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi’ni “yürüyüş ve miting yapılabilecek yerler” listesinden çıkardı. Kadınlar 2019 yılına kadar eyleme devam edebildi ancak daha sonra polis müdahalesiyle karşı karşıya kaldı.

Kadınlar 2019’dan beri İstiklal Caddesi’nde eylem yapabilmek için mücadele ediyor.

Patriyarkal sisteme, erkek egemen dünyaya karşı çıkan kadınlar, eşitlik, özgürlük istiyor ve haklarının elinden alınmaması için mücadele etmek zorunda kalıyor.

Siyasal İslamcı partiler olarak bilinen Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’ın 2023 Genel Seçimleri’nde milletvekili çıkarıp Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) göndermesi, kadınların kazanılmış haklarıyla ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi. Bunlardan biri “nafaka” hakkını da içinde barındıran Medeni Kanun, diğeri ise 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”du.

  • 6284 seçim şartı oldu

Seçim sürecinde Yeniden Refah Partisi, Cumhur İttifakı’nı desteklemek için 30 maddelik katılım şartı sundu. Bu şartlar arasında 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”un kaldırılması da yer aldı.

  • Nafaka hakkı tehdit altında

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve partinin dört milletvekili 11 Ekim 2023’te TBMM Başkanlığı’na nafaka teklifini sundu. Teklifte, “Kanun maddesinde geçen ‘süresiz’ ibaresinin fazlaca mağduriyet yarattığı ortadadır. Nafakanın süresiz istenebilmesi nafaka yükümlüsü için bitmeyen bir borç anlamına gelmektedir” denildi. Teklifte, nafakanın beş yılla sınırlandırılması istendi.

Kadınlar, Medeni Kanun’un değiştirilmesinden de 6284 sayılı kanuna dokunulmasından da endişeli.

  • Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı

Türkiye, kadınları ve LGBTİ+’ları güvence altına alan İstanbul Sözleşmesi’nden ise 1 Temmuz 2021’de çıktı. Nedeni ise sözleşmenin “aile birliğini bozduğu” iddiasıydı.

İstanbul Sözleşmesi, erkek şiddetine maruz bırakılan kadınların korunması konusunda bağlayıcılığı olan uluslararası ilk sözleşme niteliğinde. Sözleşme fiziksel şiddet, taciz, tecavüz, zorla evlendirme, psikolojik şiddet, kadın sünneti, kürtaja zorlama gibi cinsel şiddetin her türüne yaptırım öngörüyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli bir adım olan sözleşme, Türkiye’de ve dünyadaki kadın hareketlerinin önemli bir kazanımı.

Sözleşmenin amacı 1. maddesinde şöyle tanımlanıyor:

  • Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak.
  • Sözleşme, kadına kadın olduğu için ayrımcılık yapılmasını engelliyor ve kadın, erkek, çocuk, engelli, mülteci, LGBTİ+ bütün bireyleri ev içi şiddetten koruyor.
  • Sözleşme, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını tanımlayan ilk bağlayıcı metin olma özelliği taşıması açısından da önemli. Erkek şiddetine karşı yerel, ulusal ve küresel mücadelede de kritik önemde. 
  • Erkek şiddeti mağdurlarına psikolojik ve hukuki danışmanlık sağlanması ve yeterli sayıda sığınma evi tahsis edilmesi sözleşmenin koruma maddeleri arasında.
  • Yargılamada, kadına yönelik şiddetin suç sayılması ve gerekli cezaların verilmesinin sağlanması da sözleşmeyle öngörülüyor. Sözleşme, kadına yönelik şiddette gelenek, töre, din ya da “namus” gerekçelerini de yaptırıma tâbi tutuyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.