Filistin eyleminde gözaltına alınan gençler anlatıyor: “Biz ne MOSSAD için çalışıyoruz ne de CIA ajanıyız”

İstanbul-Taksim’de Filistin’e destek yürüyüşü düzenlemek isteyenlere polis çok sert müdahale etti, biri çocuk 43 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan herkes serbest bırakıldı. Gözaltına alınanlar arasında bulunan Saruhan Efe Kadaifçi, Can Koçak ve Alime Yüsra Sumeli eylem sırasında yaşadıklarını ve taleplerini Medyascope’a anlattı.

İstanbul-Taksim’deki İstiklal Caddesi’nde “İsrail ile ticarete dur de” sloganıyla Filistin’e destek yürüyüşü düzenlemek isteyen ve polisin sert müdahalesiyle karşılaşan 43 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan herkes serbest bırakıldı.

Eylemde bulunan ve sert polis müdahalesiyle gözaltına alınan Saruhan Efe Kadaifçi, Can Koçak ve Alime Yüsra Sumeli yaşadıklarını ve taleplerini Medyascope’a anlattı.

Saruhan Efe Kadaifçi: “Beni yere yatırdılar, hakaret edip tekme attılar”

Galatasaray Meydanı’ndan yürüyüşü başlatıp İstanbul Ticaret Odası’nın önünde basın açıklaması yapmayı planladıklarını söyleyen Saruhan Efe Kadaifçi, “Polis çok uzaktan kısa bir uyarı yaptı, ben bile zor duydum. Ardından hemen bizi ablukaya aldı” dedi. “Bizim ablukaya alınmamızın ardından polis gazetecilere saldırmaya başladı” diyen Kadaifçi, “Gözlerimin önünde bir gazeteciye saldırdılar” diye aktardı.

Polisin bir gazeteciye saldırmasının ardından başlayan arbedeler sonrasında polisin sert müdahalesiyle karşılaştıklarını aktaran Kadaifçi, polisin arkadaşlarına hakaret ederek çok sert davrandığını söyledi.

Kadaifçi, polisin sert müdahalesine karşı geldiğini ardından polisler tarafından yere yatırıldığını ve kendisine tekme atıldığını söyledi. Kadafçi gözaltı aracına bindiriliş anını şöyle anlatıyor:

“Beni yere yatırdıktan sonra ‘susacaksın, bağırmayacaksın’ dediler. Hatta tekme de attılar. Ardından beni gözaltı aracına itekleyerek bindirdiler. O esnada arkaya dönüp baktığımda arkadaşlarımın hala sert müdahaleye maruz kaldığını gördüm.”

Alime Yüsra Sumeli: “Orantısız bir güç vardı, bir polis benim boğazımı sıktı”

Polisin kendilerine orantısız güç uyguladığını aktaran Alime Yüsra Sumeli, erkek polisler tarafından müdahale gördüğünü söyledi. Bir polis memuru tarafından arbede esnasında bir polis tarafından boğazının sıkıldığını aktaran Sumeli, “Hem erkek hem kadın polisler tarafından hakarete uğrayarak itiş kakış bir şekilde gözaltı aracına bindirildik” dedi.

Bir talebin şiddetle bastırılmaya çalışılmasına alışkın olduklarını belirten Can Koçak, “Bir talebi iletebileceğimiz bir kurum veya bir talebi açabileceğimiz bir zemin yok” dedi.

İsrail ile ticari ilişkilerin kesilmesi için İstanbul Ticaret Odası önüne gitmeye çalıştıklarını söyleyen Koçak, “Türkiye ile İsrail’in yakınlığı 7 Ekim ile birlikte daha fazla arttı. İsrail’e yönelik bir yaptırım yerine bu kârlı durum tercih edildi” dedi.

“Yaymaya ve kuvvetlendirmeye çalıştığımız talep soykırımcıyla ticaret yapılmazdı” diyen Koçak, bu talebi dillendirmek için de bizzat yetkili olan kurumun önüne gittiklerini söyledi.

Koçak’a göre eylemlerinin şiddetle bastırılması da taleplerinin daha geri planda kalmasına sebep oldu.

Gençler sosyal medyada yazılanlardan rahatsızlar

“Biz ne MOSSAD için çalışıyoruz, ne de CIA ajanıyız” diyen Kadaifçi, bu tarz paylaşımların taleplerinin meşruluğuna karşı bir önlem olarak gördüklerini söyledi.

Daha önce de birçok yerde de bu talebi dillendirdiklerini aktaran Kadaifçi, “Bizim muhatabımız ticareti yapanlar” dedi. Kadaifçi sözlerine şöyle devam etti:

“Bizim tek niyetimiz Filistin halkı soykırıma uğrarken buna olan desteği kesmek. Buna karşı gelirken karşımıza alacaklarımız bu ülkeyi yönetenler ve bu ticareti yapanlar.”

Kadaifçi, İstanbul Valisi Davut Gül’ün X hesabından yaptığı açıklamaya da yanıt olarak “Bizim beşinci kol faaliyet yürüttüğümüz de gerçek değil, birinin maşası olduğumuz da gerçek değil” dedi.

Sosyal medyada yayılan paylaşımların ve iddiaların bu kadar büyüyeceğini düşünmediklerini söyleyen gençler, gözaltından salındıklarından hemen sonra bu paylaşımlardan haberdar olduklarını aktardı.

Koçak: “Bölgedeki işgalci bir ülkenin gücünü azaltmak için mücadele eden insanlarla bir araya gelmekti benim amacım”

Hem Türkiye’de hem de dünyada İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarından doğan büyük bir öfke olduğunu söyleyen Koçak, “Benim amacım bölgedeki işgalci bir ülkenin gücünü azaltmak için mücadele eden insanlarla bir araya gelmekti” dedi.

Bu gündem özelinde somut bir şey yapmanın oldukça zor olduğunu söyleyen Koçak, “Bir yerlere gidip basın açıklaması okuyabiliriz veya ağlayabiliriz de ancak ne olursa olsun İsrail’i ve işgalciyi zayıflatacak yerlere odaklanmalıyız” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Koçak ayrıca kim olduğu, arka planında ne olduğu fark etmeksiniz birçok insan bir araya gelerek mücadele ettiklerinin altını çizdi.

Ne olmuştu?

“Filistin İçin Bin Genç” isimli grubun çağrısıyla İstanbul-Taksim’deki İstiklal Caddesi’nde “İsrail ile ticarete dur de” sloganıyla Filistin’e destek yürüyüşü düzenlenmek istendi.

“Katil İsrail, işbirlikçi AKP”, “Nehirden denize özgür Filistin” ve “İsrail’e kınama yetmez, ticareti kes” sloganları atan protestocular, kınamayla yetinilmemesi gerektiğini söyledi. Polis yürümek isteyenlere sert müdahale etti.

Protestolarda biri çocuk 43 kişi ters kelepçe ile gözaltına alındı. Gözaltına alınanların hepsi daha sonra serbest bırakıldı.

İsrail ile ticaretin durdurulması için eylem yaparken gözaltına alınanlar arasında, 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara gemisinde Gazze’ye giderken İsrail askerleri tarafından öldürülen Cengiz Akyüz’ün kızları Kardelen Erva Akyüz ve Beyza Akyüz de vardı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 43 kişinin gözaltına alındığını hatırlattı, iki emniyet görevlisinin açığa alındığını duyurdu, olayla ilgili mülkiye müfettişinin görevlendirildiğini kaydetti:

“Bugün saat 15.30’da İstanbul Beyoğlu’nda Filistinli kardeşlerimize zulmeden, soykırıma varan katliamlarda bulunan İsrail’le ilgili protesto gösterisi yapılmıştır. Protesto gösterisi bittikten sonra göstericiler dağılmış ancak bir grup tüm uyarılara rağmen dağılmamış; devlet büyüklerine hakaret ederek güvenlik güçlerine mukavemet etmiştir. Olayla ilgili 43 şahıs yakalanmış, 38’i kimlik kontrolü yapılarak serbest bırakılmış, 5 şahsın ise ifadeleri alınarak adli işlem yapılmıştır. Ayrıca olay ile ilgili 2 emniyet görevlisi açığa alınmış ve derhal mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir. Konuyla ilgili gelişmeler kamuoyu ile paylaşılacaktır.”

İstanbul Valisi Davut Gül de X hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:

“İstanbulda, Filistin’e destek, israili protesto etmek amacıyla son 6 ay içerisinde 947 etkinlik gerçekleştirilmiştir. Tarihinde hiç bir gösteriye tahsis edilmeyen Galata köprüsü dahil, makul olan tüm talepler karşılanmıştır. Tüm toplumsal olaylarda olduğu gibi Filistin konusunda da genel güvenliği etkilemeyecek her yere izin verilmektedir. Farklı şer odaklarının ittifakıyla oluşturulan marjinal grupların ‘iyi niyetli’ vatandaşlarımızı kullanarak devletimizin ve milletimizin fedakarlıklarını yok sayıp beşinci kol faaliyetleri yaptığının farkındayız! Katil aranıyorsa İsrail’e ve kendilerine destek veren aynı dış güçlere baksınlar…”

Polisin sert müdahalesine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de dahil olmak üzere birçok siyasi parti lideri sert tepki gösterdi.

Sosyal medyada protestolara “operasyon” diyen bir kitle de var

Sosyal medyada kimi kullanıcılar ise protestolara yönelik polis şiddetini “operasyon” olarak nitelendirdi.

İBB Başkanlığı’na AK Parti’den aday adayı olan Metin Külünk, sosyal medya hesabından “İsrail ile ticarete dur de” sloganıyla Filistin’e destek yürüyüşü düzenlenmek isteyen grup için “Çok profesyonel bir operasyonla karşı karşıyayız” paylaşımında bulundu. Külünk, “Olaylar esnasında polisin orantısız müdahalesi maalesef kamuoyunda infiale neden olabilecek ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile millet arasındaki bağları tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen profesyonel bir eylem halini almıştır” dedi.

https://twitter.com/mkulunk/status/1776688916336132299

Fatih Tezcan ise tüm bunların senaryo olduğunu iddia eden bir paylaşımda bulundu. Polisin müdahalesini “AK Parti döneminde dayak yiyoruz” dedirtmek için olduğunu savunan Tezcan, gösterinin özel bir grup tarafından tasarlandığını iddia etti.

Sosyal medya kullanıcısı Furkan Bölükbaşı, kadın polis amirinin durup dururken eli kolu tutulmuş başörtülü genç bir kıza saldırdığını iddia ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kumpas kurulduğunu söyledi.