Heinrich Böll Stiftung Derneği, İstanbul ofisinde Türkiye’nin de gündeminde yer eden “etki ajanlığı” yasası hakkında dün (12 Haziran) basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına katılan Heinrich Böll Stiftung’un Tiflis’teki Güney Kafkasya Ofisi Temsilcisi Sonja Schiffers, Gürcistan’da onaylanan “etki ajanlığı” yasası hakkındaki deneyimlerini aktardı.
Gürcistan’da 29 Mayıs’ta iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi’nin çoğunluğu elinde bulundurduğu parlamentoda onaylanan “Rusya yasası” olarak da bilinen “yabancı etkinin şeffaflığı” konulu yasa tasarısı, ülke genelinde protestolara neden olmuştu. Türkiye’de ise AKP-MHP ittifakının meclise sunmayı planladığı ancak 9. Yargı Paketi’nde yer almayacağı belirtilen “etki ajanlığı” yasası şimdilik ülke gündeminden çıktı.
Gürcistan Parlamentosu’nda kabul edilen yabancı etkinin şeffaflığı konu bu yasa teklifi, kaynaklarının yüzde 20’sinden fazlasını yurtdışından alan kuruluşların “yabancı ülkelerin etkisindeki kuruluşlar” olarak kaydedilmesini öngörüyor. İktidara göre ülkedeki sivil toplum kuruluşlarının finansmanının çoğu şeffaf değil. Daha önce Rusya’da Kremlin hükümetinin de buna benzer çıkardığı bir yasayla benzerlik taşıması nedeniyle bu mevzuata “Rusya yasası” deniyor.
Türkiye’de gündeme getirilen etki ajanlığı yasası hakkında resmi makamlarca duyurulan bir taslak bulunmuyordu. Ancak ANKA Haber Ajansı 11 Mayıs’ta bir taslak metin yayımladı. Yayımlanan metne göre Türk Ceza Kanunu’na (TCK) yeni bir madde eklenecek. 339/A ismini alacak maddeye göre “devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda” araştırma yapan veya yaptıranlar hapis cezasına mahkum olacak.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir bugün (13 Haziran) TBMM’de gazetecilerle bir araya geldi. Emir, kamuoyuna yansıyan 9. Yargı Paketi taslağında etki ajanlığı düzenlemesinin yer almayacağını açıkladı. Etki ajanlığının Türkiye’yi kaotik bir ortama sokmak için kullanılabileceği yönünde kaygıları olduğunu dile getiren Emir, iktidarın bu konuda “söz verdiğini” açıkladı.
Heinrich Böll Stiftung’un Tiflis’teki Güney Kafkasya Ofisi Temsilcisi Sonja Schiffers, dünkü (12 Haziran) basın toplantısında Gürcistan’daki etki ajanlığı yasasını anlattı, süreçteki deneyimlerini paylaştı. Ayrıca Schiffers, Türkiye’de tartışılan yasanın Gürcistan’daki etki ajanlığı yasasıyla benzerliklerini ve farklılıklarını değerlendirdi.
Gürcistan’da etki ajanlığı yasası nasıl bir atmosferde gündeme geldi?
Schiffers, şu an iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi’nin son dönemlerde sağ muhafazakar bir politik konuma doğru ilerlediğini belirterek Gürcistan’ın “egemen otoriter bir rejim” haline geldiğini söyledi. İktidar partisinin ne derece Rusya etkisinde olduğu bilinmese de etki ajanlığı yasasının bu konudaki tartışmaları tekrar alevlendirdiğini söyledi.
Schiffers konuşmasına şöyle devam etti:
“Bağlamla ilgili bir diğer mühim nokta da iktidar partisinin 2018’de anayasaya Avrupa-Atlantik entegrasyonuna ilişkin hükmü dahil etmesi. Ancak o zamanlar bu sembolik bir hamleydi. Gürcistan’ın bir Avrupa perspektifi yoktu ve NATO hedefleri engellenmişti. Bu durum, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle değişti. Moldova ve Ukrayna ile birlikte AB üyeliği için başvuruda ısrar eden nüfusun baskısı etkiliydi. Yasa tasarısı, 2022’de resmi Avrupa perspektifi kazanıldıktan sonra geçen yıl ilk kez teklif edildi.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Gürcistan’ın Avrupa Birliği’ne (AB) “aday ülke statüsü” almadığı dönemde, birliğin bu gündemi bir koz olarak kullandığını hatırlatan Schiffers, “Şimdi ise artık adaylık statüsü verildi, bunu koz olarak kullanamıyorlar” dedi. AB ise Gürcistan’ın bu yasayla birlikte Rusya ile tekrar yakınlaşmasından endişe ediyor. Gürcistan’ın yasayı yürürlüğe koymasının birliğe “tam üyelik” yolunu kapatacağını söyleyen AB, tam üyeliği bir koz olarak kullanıyor. Schiffers ise Gürcistan yönetiminin “bu yasanın ülkeyi AB’ye daha da yakınlaştıracağını” söylediğini aktarıyor. Schiffers’ın aktardığına göre iktidar, bu yasayı çeşitli dezenformasyon kampanyasıyla bir “post-truth” atmosferi yaratarak savunuyor.
Gürcistan’daki etki ajanlığı yasasının detayları neler?
Schiffers, iktidarın bu yasayla birlikte özellikle ülkedeki Sivil Toplum Kuruluşlarını (STK) hedef aldığını vurgulayarak devlet kurumlarının bu yasadan etkilenmeyeceğini belirtti. Gürcistan’da birçok kamu yatırımlarının yurtdışından gelen kaynaklar sayesinde gerçekleştiğini söyleyen Schiffers, “Ancak bu yasa, devlet kurumlarını kapsamın dışında tutuyor” dedi. Yasanın kapsamı STK’lar dahil olmak üzere yayın endüstrisi, internet medyacılığı ve genel olarak medya sektörü gibi kurumları ele alıyor. Öte yandan Schiffers’ın aktardığına göre bazı hak örgütlerinin internet üzerinden topladığı bağışlar sebebiyle bu yasanın kapsamına girecek.
Gürcistan’daki birçok avukat ve uzmanın öngörüsünden de bahseden Schiffers, yasanın Adalet Bakanlığı’na kurumlardaki kişisel verilere ulaşma hakkı tanıyabileceğini söyledi. Kurum içindeki e-postaların, mesajların veya yazışmaların detayına ulaşma hakkı olan Adalet Bakanlığı’nın, özellikle LGBTİ+ dernekleri üzerindeki baskısını daha da artırabileceğini söyledi. Bu kurumlardaki özel verilere ulaşılması Gürcistan’da “hassas grupların” daha fazla baskıya uğrayabileceği endişesi yaratıyor. Schiffers, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Asıl mesele kaydolma ve bağışçı bilgilerini paylaşma zarureti değil. Adalet Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarının tüm kayıtlarını mütemadiyen inceleyebilecek. STK’ların tuttukları tüm kişisel verilere erişim sağlayacak, muhtemelen yazışmalar dahil. Tüm e-postalar, tüm yararlanıcı veya katılımcı listelerinizi göstermeniz gerekebilir. Bunlar özellikle LGBTİQ+ örgütlerini olumsuz etkileyecek hassas veriler de olabilirler.“
Öte yandan Gürcistan’da onaylanan yasa, sadece temeli çiziyor. Gürcistan’daki sisteme göre bu temeli çizen yasanın işleyişine dair ayrıntıların da parlamentoda onaylanması gerekiyor. Dolayısıyla parlamento altı hafta içinde bu temeli detaylandıracak maddeleri onaylaması gerekiyor.
Gürcistan’da sivil toplum ve muhalefet bu yasaya nasıl tepki gösterdi?
Etki ajanlığı yasasının gündeme gelmesi ülkede protestoları tetikledi. Yasanın parlamentoda görüşüleceği günlerde ve hafta sonları sokağa çıkan Gürcistan halkı, “Rusya yasasına hayır” sloganları atıyordu. “Rusya yasası” kavramının Gürcistan’daki protestoları tetikleyen bir strateji olduğundan bahseden Schiffers, şunları söyledi:
“Gürcistan’da da aslında STK’lara sıcak bakılmıyor. Ancak Rusya, ülkenin en büyük düşmanı olarak görülüyor. Benzer bir yasanın Rusya’da olmasından dolayı muhalefet ve sivil toplum bu mevzuata ‘Rusya yasası’ diyerek tavır aldılar. Etki ajanlığı diyenleri düzelterek 2Rusya yasası’ dediler. Bu strateji protestoların alevlenmesindeki en büyük etmen.”
Buna ek olarak muhalefet, iktidarı “Rusya’nın köleleri” olarak nitelendirerek tepkileri artırmaya çalıştı. Öte yandan Schiffers, etki ajanlığı yasasına tepkinin artmasındaki bir diğer sebebin “Gürcistan’daki genç neslin daha özgür olmak” istemesi olduğunun altını çiziyor. Gürcistan’daki demografik değişimin bu protestolarda önemli bir rol oynadığını vurguluyor.
Etki ajanlığı yasasının parlamentoda onaylamasının ardından bazı kurumların alternatif yollar aradığını bazı kurumların ise ülkeyi tamamen terk ettiğini söyleyen Schiffers, yasanın detaylarının henüz bilinmediğini de aktardı. Yasanın Gürcistan temelli organizasyonları mı hedef aldığı yoksa uluslararası bir kurumu da hedef alıp almayacağı konusunun belirsizliğini koruduğunu belirtti.
Gürcistan ve Türkiye’deki etki ajanlığı yasaları: Nerede benzer, nerede farklı?
Schiffers, etki ajanlığı yasasının Gürcistan’da STK’ları hedef alan ilk eylem olduğunu belirterek “Bu durum birçokları için şok ediciydi” dedi. Türkiye’de ise bu yasanın STK’lar üzerinde baskı kurmak için yapılan eylemlerden yalnızca biri olduğunu, bu nedenle de Gürcistan’daki kadar ses getirmediğini söyledi.
Buna ek olarak Türkiye’deki etki ajanlığı yasası, kamuoyuyla paylaşılan taslağa göre 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörüyor ancak Gürcistan’daki yasa kurala uymayanlar için hapis değil, para cezası öngörüyor.
Schiffers için bir diğer farklardan biri ise Gürcistan’daki siyasi atmosferin oldukça hassas bir dönemden geçmesi. Ne muhalefetin ne de iktidarın uzun dönem planı yapabildiğinden bahseden Schiffers, bu yasanın da içeriğinin de bu sebeple bu politik atmosfere bağlı olduğunu söyledi.