2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda grubumuz belli olduktan sonra kafamızda Gürcistan maçına 3, Portekiz’e 0, Çekya’ya da 1 veya 3 puan yazmıştık. Yani toplamda 4 puan EURO 2024’ün son 16 turuna çıkmak için yeterli olacaktı.
Dün akşam (22 Haziran) sona eren maçta Portekiz’e 3-0 kaybettik. Sosyal medya linçinin, etkileşim bazında kâr getirdiği ortamda Montella da nasibini aldı.
Grubumuzun açılış maçında Gürcistan’ı 3-1 yendik. Müsabakayı izlemeyen biri için Türkiye’nin rahat galibiyet aldığı düşünülür. Lakin işin aslı öyle değil. Ay-Yıldızlılar, rakibin tüm kontra ataklarını kalesinde pozisyon görerek sonlandırdı. Gürcüler son vuruşları iyi yapabilselerdi “acı” bir tablo ile karşılaşabilirdik. O maçta bize galibiyet kapılarını açan da Arda Güler’in şutu oldu. Herkes golü konuşurken, pozisyonu yaratan Montella için ise övgüler çok kısık sesle çıktı. İtalyan hoca 1-1 girilen 40. dakikadan sonra Barış Alper Yılmaz’ı sağ kanada alarak, Arda Güler’i sahte 9 (false 9) pozisyonunda serbest bıraktı.
Peki, Portekiz mağlubiyetinden sonra ahali neye kızdı?
Türkiye’nin EURO 2024 grubundaki ikinci maçında müsabakaya başladığı 11’e birlikte bakalım. Son antrenman öncesi sakatlanan Mert Günok yerine kaleyi teslim alan Altay Bayındır, bu sezon yeni transfer olduğu Manchester United’ın sadece “1” maç formasını giydi. Stoper hattındaki Samet Akaydın, Fenerbahçe’ye transferinin ardından eleştirilere daha fazla dayanamayıp Yunanistan Futbol Ligi’nde Fatih Terim’in çalıştırdığı Panathinaikos’a geçti. Lakin orada da yaptığı hatalarla “İmparator”un bile sonunu getirdi. Sağ bekte oynayan ve Portekiz’in en büyük yıldızı Rafael Leao ile eşleşen Zeki Çelik de bu sezon Serie A’da Roma formasını sadece 674 dakika üstüne geçirdi. Sağ kanatta oynayan Yunus Akgün Leicester City’de ilk 11’de çıkıp bitirdiği maç sayısı sadece “1”. Barış Alper Yılmaz Galatasaray’da santrafor olarak sadece 175 dakika görev aldı.
Vincenzo Montella, Adana Demirspor günlerinden oyuncuları olan Samet Akaydın ve Yunus Akgün’e çok güveniyor. Onlara Süper Lig 22/23 sezonunda seviye atlattığı da doğru lakin burası lokal lig değil. Bu oyuncuların, Portekiz gibi elit hücumcular ve savunmacılara karşı tüm zaafları açığa çıkar. Yunus Akgün’ün pas zamanlamasındaki hataları topların ezilmesine, Samet Akaydın’ın altyapılardaki eksik stoper eğitimi de kalenin ortasına geri pas vermesine yol açtı. Bu konular genel olarak ahalinin kızdığı konular.
Normalde köşe yazısını maç bitimi ile girecektim. Fakat yorumları biraz okumak ve halk ile Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) arasındaki kopukluğu görmek istedim. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi skandalları ile herkesin istifasını istediği bir isim, TFF Yönetim & İcra Kurulu Üyesi Hamit Altıntop “Benim Milli Takım’a ihtiyacım yok, onların bana ihtiyacı var” diyerek çoğu kişinin nefretini kazanmıştı. İtalyan teknik direktör Vincenzo Montella ise Hırvatistan galibiyetinin ardından lider çıkılan EURO 2024 elemeleri ile ciddi bir kredi toplayarak buraya geldi. Ama bu kredi de Portekiz karşısındaki kadro tercihleri ile tükenmeye başladı.
Sahadaki fiziksel mücadeleleri neden kaybediyoruz?
Maç sonu yayınlarında dikkatimi çeken bir husus vardı. Socrates’in YouTube kanalındaki yayında futbol yorumcusu Emre Özcan: “Bizim teknik kaliteden ziyade fizik kalite problemimiz var. Altyapıdan çıkan bütün oyuncularda ince bacaklar, ince kollar… Bunlar kendi suçları değil. İşin içine ekonomik durumlar giriyor. Bir İngiliz, Fransız, İtalyan’ın yediği et ve Türk çocuklarının yediği et arasında ciddi farklar var…” dedi. Özel sohbetlerde dile getirdiğim bir konu proteini az tüketen toplumlardaki problemler. Ben de bu konuya değinmek istedim.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Sporcular için vücutları bir tapınaktır ve artık modern zamanda sporcu olma ihtimali olan çocuklar küçük yaştan itibaren disiplinli bir diyete girerler. Bu konu daha bizim ülkemize uğramasa da genellikle ABD’deki gelişmeleri 10 yıl geriden takip eden ülkemizde de yavaş yavaş bu konu gündeme gelmeye başladı.
Beslenmeyle alınan proteinler amino asitlere parçalanarak vücutta kas yapımı, doku yenilenmesi, sinir iletimi enzimleri, bağışıklık sistemi düzenlenmesi gibi farklı süreçlerde kullanılır. Amino asitler proteinlerin yapıtaşlarıdır ve toplam 20 adet amino asit, esansiyel (9 adet / vücutta sentezlenemeyen, dışarıdan gıdalarla alınması gereken) – esansiyel olmayan (11 adet / vücutta sentezlenebilen) aminoasitler olmak üzere ikiye ayrılır. Esansiyel amino asitlerin en iyi kaynakları et, yumurta, süt ürünleri, deniz ürünleri gibi hayvansal protein kaynaklarıdır.
Futbol yorumcusu Emre Özcan’ın da dediği gibi özellikle Türkiye’de doğup büyüyen futbolcuların bacakları çırpı, omuz genişliği dardır. Sporcunun dengesinde ve ağırlık merkezinde önemli bir yer edinen karın ve kalça kasları ise yeterince gelişmemiştir.
2020’de yayınlanan rapora göre Türkiye, kişi başına et tüketimi yıllık 39 kilo ile dünyada 95. sırada. Yine 2020’deki rapora göre Türkiye’de yılda kişi başına 200 yumurta tüketiliyor (23.sırada). (Kaynaklar: Yum-Bir, Wikipedia)
Sporcunun büyürken tüketeceği protein, onun gelecekteki iskelet ve özellikle kas sisteminin temelini oluşturuyor. Çocuk yaşta az beslenen bireyler arayı teknik beceriler ile kapatmaya çalışıyor ama o da yeterli olmuyor. Modern futbolda en az teknik kadar, fizikalite de çok önemli. İkisini birleştiremediğin noktada Portekiz maçı gibi dağılıp gidiyorsun.