2025 Kadınlar Avrupa Şampiyonası elemelerinde grup aşaması sonlandı. Turnuvaya doğrudan katılanlar ve play-off turu oynayacaklar belli oldu. Medyascope Spor’dan Ceyda Akbulut tüm gelişmeleri anlattı.
Futbol Terapi #18 | 2025 Avrupa Şampiyonası elemelerinde ikinci adım: “Biz de buradayız!”
İçinde bulunduğumuz bu bitmek bilmeyen futbol yılı, coşku ve tarihle doldu taştı. Ulusal ligimizin kaosu ve dört büyüklerin ikisinin unutulmaz şampiyonluk yarışı bir kenara, bu sene İspanya’nın hükümdarlığını ilan ettiği Avrupa’da yoğun bir maratonun içindeydik. Kimi liglerde büyük sürprizleri, kimilerinde de var olan krallıkların devamını izledik. Erkeklerde Real Madrid, kadınlarda Barcelona bu sene yine Devler Ligi’nin tahtına oturdu. Uluslar Ligi’nin kadınlarda ilk kupasını İspanya kazandı. Erkekler Avrupa Futbol Şampiyonası saha içinde bizim adımıza mükemmeldi, dışarıda kaosu ve tartışmaları da es geçmedik tabii. Son yılların belki de en görkemli turnuvasının sonunda yıldızı parlayan ekip İspanya yine galip geldi.
Şimdiyse futbol bitmiyor. İspanya hâlâ mücadele ettiği her yerde bölüm sonu canavarı olmayı sürdürüyor. Bizse Kadınlar Avrupa Futbol Şampiyonası için güzel anılar biriktirmeye ve yeni hayaller kurmaya devam ediyoruz.
Olimpiyat Oyunları’nın yaklaştığı bugünlerde kıtadaki İspanya, Almanya ve Fransa gibi ekiplerin aklı muhtemelen orada. Ancak bu hafta, büyük arenadaki mücadele başlamadan önce takip edebileceğimiz bir 2025 hedefi mesaisi içindeydik.
Kadınlar Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde uzun soluklu grup aşaması artık sona erdi. A Ligi’nde gruplarını ilk iki sırada bitiren sekiz takım İtalya, Hollanda, İspanya, Danimarka, Fransa, İngiltere, Almanya ve İzlanda turnuvaya doğrudan katılım hakkı kazandı. Ev sahibi İsviçre ise bizim de yer aldığımız B Ligi ilk grubundan şampiyonaya katılacak dokuzuncu takım oldu.
Son maç haftasına girmeden önce İspanya ve Almanya gibi ekipler 2025’teki hedefleri için yerlerini zaten garantilemişti. Bu sebeple maçlarını olimpiyatlar için bir hazırlık aşaması olarak değerlendirdi. Fransa ile birlikte bu üç takımın da aldığı sürpriz mağlubiyetlerin sebebi muhtemelen iki hafta sonra oynanacak maçlar oldu. Yine de bu üç takımın da keyfi ve morali yerinde. Ancak Almanya’da sakatlanıp oyundan çıkan Bayern Münih’in yeni transferi Lena Oberdorf sevenlerini oldukça korkuttu. Şimdilik oyuncunun akıbetini bilmiyoruz. Tatlı maç haftasının bu ekşi sonu can sıkıcı oldu.
Bu sırada son Avrupa Şampiyonu İngiltere, iki yıl önceki oyunları ve ruh hallerinin uzağında bir eleme aşaması geçirdi ancak tökezlemeden rahat bir nefes aldı. Gereken sonucu elde edebilmek için tutucu bir oyun yapısı belirleyen şampiyona tarihinin en başarılı hocası Sarina Wiegman, artık gelecek için yeni ve pozitif planlar belirlemeye başlayabilir.
Elemelerin en çekişmeli gruplarından birinde yer alan Hollanda da, sakatlıklar nedeniyle bir türlü tam kapasitesine ulaşamayan kadrosuna rağmen çalkantılı ama başarılı maçlar oynadı. Oynadıkları finallerin ve kazandıkları kupaların baş mimari Viv Miedema’nın uzun dönemli yokluğunun ardından geri dönüşü de takım adına en büyük umuttu. 2025’te gençlerin ve veteranların ortaklaşacağı düşünülürse, Portakallar da rekabete yeniden katıldı diyebiliriz artık.
Söz konusu rekabetin güçlü ve şanslı ekipleri artık çok rahat. Hedeflerine uzun yoldan ulaşmak zorunda olanlar da kendilerini turnuvaya atabilmek için artık elemelerin ikinci aşamasına koyulacak. Bu da iki play-off turundan geçiyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İlk turda A Ligi’nin geri kalan takımları ve C Ligi’nin başarılı ekipleri karşılaşacak. B Ligi’nde ise gruplarını birinci bitirenler ve en iyi iki ikinci, geri kalan ikinciler ve üçüncüler ile eşleşecek. İşte bu aşamada devreye biz gireceğiz.
Turnuvanın ev sahibi İsviçre’nin de bulunduğu gergin ve rekabet düzeyi yüksek grupta ikinci olan A Milli Takım’ımız, play-off biletini alarak tam anlamıyla tarihi bir başarı elde etti. Büyük turnuvalar oynayabilmenin istisnasız her takım için nasıl kaynaklara yol açacağını ve ne denli önemli olduğunu daha önce bu satırlarda defalarca anlatmıştım. Milli oyuncular bu yolda hedef için en önemli adımı attı.
Teknik direktör Necla Güngör, son maçın ardından ekibinin ortaya bir karakter koyduğunu söyledi. Bu aslında çoğu hocanın ağzından sıklıkla dökülen, cesaret verici ve onurlandırıcı bir sözdür ama içi maalesef her zaman dolu olmaz. Fakat milli takım için sarf edilen bu kelimeler sonuna kadar hak edilmiş bir gerçek.
A Ligi’nin elit ekiplerine henüz yeni veda etmiş ve B Ligi’nden tekrar yükselmek isteyen İsviçre’ye karşı ilk maçı deplasmanda oynayıp sağlam bir dayanıklılık göstermek çoğu takımın harcı değildir. Hele ki bu İsviçre ufuktaki büyük turnuvanın ev sahibiyse ve üstünde seviye atlamak için büyük bir baskı varsa eğer hiç hiç değildir.
Milli takım Necla Güngör’ün söylediği gibi gerçekten karakter kazanmış bir ekip. Gruplarda oynadığı altı maçın belki de hiçbir dakikasında mücadeleyi elden bırakmadı. İnatçı ve azimlilerdi, şimdiye dek gösterdikleri özveri de özgüveni getirdi. Alınan mağlubiyetler ya can yakıcı dakikaların daha da can yakıcı anlarında geldi ya da üstün kaliteye ayak uyduramadığımız aralıklarda.
Şimdi yeni hedef play-off turları. Bir sonraki tur için, eşleşeceğimiz ekipler kadar bizim de şansımız var. Yakın gelecekte ne olursa olsun, milli takımın bu nesli uzun menzilli hayaller için belki de en büyük adımı attı. Çünkü bu başarı sadece tek bir turnuvanın tek bir ön turunu getirmedi. Olası gerekli yatırımların ve görünürlüğün de yolunu açtı. Ne derler bilirsiniz, biri size kapıları açmıyorsa vazgeçmeyin. O kapıya gidin, nazikçe kulpu çevirmeyin, tekmeleyin. O zaman kilitli olsa bile açılmak zorunda kalır. Bunu sanırım kimse demedi, şu an ben uydurdum. Başarılar milli takım!
Yazan: Ceyda Akbulut
Editör: Doğa Üründül
