Yeni eğitim-öğretim yılı sorunlarla başladı. Eğitim dosyasının dördüncü bölümünde, okul ücreti, kırtasiye ve servis ücretleri, velileri ekonomik anlamda zorlayıp zorlamadığını araştırdık, “eğitimin ticarileştiği” eleştirisini mercek altına aldık.
Veliler ücretsiz okul arayışında
20 milyon öğrenci yeni eğitim-öğretim döneminde ders başı yaptı. Veliler çocuklarını iyi bir okula kaydettirmek için yarıştı. Fakat kurumların ücretleri ve eğitim masrafları cep yaktı. Aileler eğitimden tasarruf yapmak zorunda kaldı.
- Medyascope eğitim dosyasını açıyor (1): Yeni eğitim-öğretim yılı sorunlarla başlıyor
- Medyascope eğitim dosyasını açıyor (2): Yoksulluğun içinde kaybolan çocuklar
- Medyascope eğitim dosyasını açıyor (3): Müfredatın “Maarif Modeli”
Türkiye genelinde son yıllarda okullaşma oranları arttı. Ancak okul öncesi eğitimin zorunlu olmaması, devlet okullarının sayısının yetersizliği velileri olumsuz etkiledi. Çünkü çocukların iyi eğitim imkanlarına sahip olması ebeveynlerin sosyo-ekonomik durumuyla doğrudan bağlantılı. Artan maliyetler, 1 milyon TL’ye varan okul ücretleri, 80 bin TL’ye satılan kitaplar velileri çözüm bulmaya zorluyor.
Kimisi çocuğunu özel okuldan devlet okuluna kaydettiriyor, kimisi servisi gözden çıkarıyor. Bazıları da “bağış” adı altında devlet okullarına binlerce lira ödemek zorunda kalıyor. Uzmanların verdiği bilgiye göre bin tane özel okul kapandı, ayrıca öğretmen sayısı 20 bin azaldı. Bazı özel eğitim kurumları, içinde öğrencilerle birlikte emlak sitelerinde satışa çıktı.
“Çareyi özelden devlete geçişte buldu”
TÜİK Hanehalkı Tüketim Harcaması 2023 verisi de bu bilgileri doğruluyor. En yüksek gelir dilimindeki yüzde 20, eğitim harcamalarının yüzde 63’ünü yaparken, en düşük gelir dilimindeki yüzde 20 sadece yüzde 1,5’ini yapıyor. Yani arada uçurum var. Bunun bir yansıması özel okullarda görülüyor.
Geçen eğitim-öğretim yılına göre ücreti yüzde 100 artarak 1 milyon liraya dayanan okullar var. Örneğin Koç Özel Lisesi‘nin hazırlık sınıfı ücreti 1 milyon 50 bin TL oldu. Lise yedi gün yatılılık ücreti ise taksitle 460 bin TL’ye çıktı. Yıllık ücreti 300 bin TL’nin altında kolej bulmak zor. Yabancı liseler ise yalnızca eğitim masrafları için 800-900 bin TL arasında fiyat talep ediyor. Yemek ücretleri her okulda farklılık gösteriyor ancak ortalama 75-100 bin TL.
Servis, forma, kırtasiye bedelleriyle birlikte bu okullarda eğitim almanın maliyeti 1 milyon lirayı geçiyor. Fahiş fiyatlar nedeniyle veliler, çocuklarının kaydını özelden devlet okuluna alıyor.
“Anadolu lisesine endişeli geçiş”
Ankara’da yaşayan Hülya Deveci de artan maliyetler nedeniyle çocuğunun kaydını özelden devlet okuluna almak zorunda kaldı.
Geçen sene özel okula yıllık 250 bin TL ödeyen Deveci, bu sene parayı veremedi. Daha sonra oğlunu bir anadolu lisesine yazdırdı. Deveci, devlet okullarında birçok sorun olduğunu, bu nedenle endişe duyduğunu anlattı:
“Veliler laik ve bilimsel eğitimi çocuklarına aldırabilmek için özel okullara gönderiyor. Devlet okullarında özellikle dini içerikli dersler çok fazla, veliler bundan kaçıyor.”
Türkiye’de her üç çocuktan biri hiç kahvaltı yapmadan okula gidiyor. Veliler devletten “sağlıklı ve ücretsiz bir öğün beslenme” talep ediyor. Çocuğunu gönderdiği okulda kötü beslendiğini anlatan Deveci, “Kantinden tost, ekmek arası gibi gıdalar alıyor. Günde 100-150 lira veriyoruz ama para yetişmiyor. Bakanlık henüz bu sorunu çözmedi ama artık çözmeli” dedi.
“Hizmetli yok, okula para ödeyeceğim”
Uzmanlara göre devlet okullarında “bağış” adı altında alınan kayıt ücretleri 100 bin TL’ye kadar çıktı. Ancak Bakan Yusuf Tekin bu durumu “şehir efsanesi” olarak nitelendiriyor. Veli-Der Genel Başkanı Ömer Yılmaz, “Yoksul mahallelerde bu rakam 5 bin TL ile başlıyor. 30 bin TL’ye kadar çıkıyor” dedi. Hülya Deveci de bu bilgiyi doğruladı. Bu yıl henüz ücret bilgisinin verilmediğini dile getiren Deveci, “Biz de ödüyoruz çünkü okulda ödenek yok, okulda hizmetli yok” diye konuştu.
“Kırtasiyeye en az 3 bin TL ödeyeceğiz”
Ailelerin tek derdi kayıt parası değil. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ankara genelinde öğrencilerin ihtiyacı olan 137 kalem ürün üzerinden bir araştırma yaptı. Buna göre okula başlama maliyetleri geçen seneye göre şöyle arttı:
- Okul öncesi yüzde 98,9
- İlkokul yüzde 91,91
- Ortaokul yüzde 84,25
- Lise yüzde yüzde 80
İlkokula başlayacak bir çocuğun defter, kalem, boya gibi malzemelerinin maliyeti 5 bin TL’yi geçti. Kırtasiye masraflarına değinen Deveci, “İlk alışverişimiz 3 bin TL’den aşağı olmayacak” dedi. Devletin verdiği kitapların çok kötü olduğunu savunan Deveci, şöyle devam etti:
“Öğrenci kaynak kitap kullanmak zorunda kalıyor ve kaynak kitapların fiyatı çok yüksek ama almak zorundayız. Çünkü devlet kitaplarındaki içerikler gerçekten çocuğa hiçbir şey katmıyor. Öğretmenler söylemiyor ama biz biliyoruz bunu.”
“Çocuğum yürüyerek gidiyor”
Servis ücretlerine de İstanbul’da yüzde 16, Ankara’da yüzde 40, İzmir’de yüzde 20 zam geldi. Geçen sene 33 bin 895 lira olan 23-25 kilometrelerdeki ücret 40 bin TL’ye kadar yükseldi. Öyle ki, okula taksi ile gitmek bile daha ucuz hale geldi. Veliler çocuklarını otobüs, komşuları okulun yakınının geçiyorsa araçlarıyla veya yürüyerek göndermeye başladı. Bu rakamları gören Deveci de çocuğunu servise vermekten vazgeçti. Artan maliyetleri gerekçe gösteren Deveci, “Biz bırakıyoruz ya da okula 25 dakika yürümek zorunda kalıyor. Çünkü servis ücretlerine bu yıl yüzde çok zam geldi” dedi.
“Özel okula 300 bin TL verdim”
İsmini vermek istemeyen ve İzmir’de yaşayan bir veli çocuğunun kaydını devlet okuluna almayı planlıyor. Veli, 6. ve 2. sınıfa giden çocukları için özel okula 300 bin TL verdiğini anlattı. Artan fiyatlar nedeniyle çocuklarını özelden almak isteyen veli, “Bu ücret içinde kitap yok. Çocuk başı 35 ile 40 bin TL arası kitap ücreti var. Bir de 10 bin lira kırtasiye… Branş kitaplarının birçoğunu buluyoruz. Fakat İngilizce ya da dijital kaynakları öyle ayarlamışlar ki… Siz müşteri olarak gidip herhangi bir yerden alamıyorsunuz, veliye vermiyorlar” dedi. Veli, bu sene servis yerine çocuğunu kendisinin okula bıraktığını da dile getirdi.
Kontenjan sorunu…
Veli-Der Genel Başkanı Ömer Yılmaz, İstanbul’da “güvenli” olan ilçelerde yasal olmayan yollarla öğrencilerin 200 bin TL karşılığında devlet okullarına kaydolduğunu iddia etti. Adres dayalı kayıt sistemi dışında kalan velilerin “bağış” adı altında çocuğunu kaydettirmek istediği okula para karşılığı yazdığını öne sürdü.
Bunun nedeni ise şöyle açıkladı:
“Velinin oturduğu bölgede çok fazla imam hatip oluyor. Oraya kaydettirmek istemiyor. Diğer okullar da çok kalabalık ve güvensiz olduğunda veli bu yola başvuruyor. Okullar yer varsa alıyor yoksa kontenjan açıyor. Okul bu parayı temizlik, giderler için aldığını söylüyor.”
“Lisede sınıflar 50’ye çıktı”
Yılmaz, velilerin çocukların ihtiyaçlarını karşılayamadığını, öğrencilerin okulda aç kaldığını dile getirdi. “Özel okuldan devlet geçiş inanılmaz arttı. Lisede sınıflar 40-50’ye çıktı” diyen Yılmaz, şubelerin çok kalabalık hale geldiğini dile getirdi. Açıköğretim liselerine geçişte de sayıların arttığını savundu.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Kantinlerde tost, ayran, suyun masrafı 150 ile 250 TL arasında değişiyor. Yılmaz çözüm için, “Yoksul çocuklar için eğitim desteği sağlanmalı. Okulların tüm kademesinde bir öğün sağlıklı beslenme verilmeli” dedi.
“325 milyon TL’ye satılık okul”
Öte yandan emlak sitelerinde satışa çıkan özel okullar, rehabilitasyon merkezleri ve kurslar dikkat çekiyor. Örneğin İstanbul Gaziosmanpaşa’da 1.689m² arsa kotlu imarlı özel eğitim okulun 160 milyon TL’ye satılıyor. Başakşehir’de hazır satılık okul binasının değeri ise 325 milyon TL. İlanlarda arsaların metrobüse, otobüs duraklarına, havalimanına yakınlığı ile ilgili bilgilere veriliyor.
Başka bir ilanda 810 milyon TL değerindeki okul arsası için yakınında çok sayıda villa sitesi konut projeleri yeliyor. İlanda “Çoğunluğunu villa sitelerinin oluşturduğu konut bölgesinin ortasında kalmaktadır” notu yer alıyor.
“Arnavutköy’de satılık okul ve binası” başlıklı 218 milyon TL değerindeki ilanda ise “Ful tesisatlı ve mevcut öğrencileriyle kullanıma hazır ruhsatlı özel okul binası. Kiracı kurumla tercihe göre işletme ve öğrencileri ile devri söz konusu. Okul satış sonrası boş bir şekilde de teslim edilebilecektir” yazıyor.
“Özelde öğretmen sayısı 20 bin azaldı”
Fahiş fiyatlar, artan maliyetler velileri zor karar almaya iterken, Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Zafer Öztürk, enflasyon nedeniyle ülke genelindeki özel okul sayının 12 binden 11 bine düştüğünü söyledi. Ekonomik nedenlerle ortalama bin okulun kapandığını dile getiren Öztürk, bunun temel nedeninin dönüşümle birlikte dershane benzeri yapılarda öğrenci sayılarının azalması, pandemi ve artan maliyetleri gösterdi. Özel okullarda istihdam edilen öğretmen sayısının 170 binden 150 bine düştüğünü dile getirdi.
Ücreti 1 milyon TL’ye dayanan özel okul sayının 10 civarında olduğunu vurgulayan Öztürk, bu ücretlerin çok pahalı olduğunu kabul etti. Öztürk, bunun yanlış olduğunu belirtti. Her okulun birliğe üye olmadığını ve bazı ilkelere önem verdiklerini dile getiren Öztürk, ancak yaptırım hakları olmadığı için bu kurumlara uyarıda bulunabildiklerini söyledi. Öztürk, yapabilecekleri tek işlemin, ilgili kurumu derneğin üyesi olmaktan çıkarmak olduğunu savundu.
“Üzerimizde Bakanlık baskısı var”
Bakanlığın, özel okulların kendi öğrencilerine ücretsiz kurs eğitimi vermesine müsaade etmediğini dile getiren Öztürk, “Bakanlık da özel okullar üzerine sürekli birtakım zapturapt altına alıp yönetmeliklerle bir düzen sağlamaya çalışıyor” diye konuştu. Öztürk, bazı okullarda uygulanan uluslararası programlar için açılacak sınıf ve ders sayısına kısıtlama geldiğini belirtti. Bakanlığın kanunlarla tanınan ücret artışı oranına müdahale ettiğini belirten Öztürk, yüksek enflasyona rağmen okul ücretlerindeki artışın yüzde 54’te kaldığını söyledi.
Velilerin devlet okullardan alamadığı eğitim nedeniyle özel okula yöneldiğini vurgulayan Öztürk, “Kendilerine dayatılan bir eğitim anlayışından biraz daha özgür bir anlayışa gidebilmek, biraz daha güvenli bir ortamda, sosyal olanaklarla daha kaliteli eğitim alabilmek için gidiyorlar. Devlet okulları eskisi gibi değil” dedi. Özel okulların maliyeti nedeniyle son yıllarda özellikle büyük şehirlerde devlet okullarında yığılma olduğunu anlatan Öztürk şöyle konuştu:
“Florya, Kadıköy gibi semtlerde korunaklı devlet okulları var. Veliler özellikle buraya yöneliyor. 30 kişilik sınıflar dahi 50’ye çıktı. Fakat devlet, uzun zamandır yeni okul yatırımı yapamıyor. Dolayısıyla insanlar sadece özel okul ücretleri nedeniyle değil, ekonomik imkanlar, mutfaktaki ateş gibi nedenlerle buralara gidiyor.”
“Türkiye genelinde devlete geçiş yüzde 15’den fazla”
Çok pahalı okulların kontenjanlarında azalma olmadığını anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
“Kaliteli özel okullarda bile yüzde 5 ile yüzde 15 arasında kontenjan açığı var. Bin 500 üyesi olan Türkiye Özel Okulları Birliği bünyesinde değerlendirdiği yüzde 5 ile 15 arasında bir geçiş olduğunu söylemek mümkün. Türkiye genelinde bu oran daha fazla.”
Yardımcı kaynak kitapları çok yüksek fiyatlara satan özel okulların olduğunu anlatan Öztürk, bunu yapan okulları desteklemediğini dile getirdi. Bu kitapların, dijital yayınların 25 bin TL arasında olması gerektiğini ancak 60 bin TL’ye çıktığını söyledi. Öztürk, özellikle Bakanlığın bu konuda denetim yapması gerektiğini vurguladı. Özel okullardaki kitap ücretleri ve kaynakları için 35 bin TL istenmesinin ardından yabancı dil kaynakları ve yabancı öğretmenlere ödenen ücretleri gerekçe gösterdi.
“Özel okullar velilerin alamayacağı kitapları bastırıyor”
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, “Devletten beklediği fiyat artışını alamayan özel okullar, yayıncının ve kitapçının elde edemeyeceği kârları katlayarak kitaplara fiyat koyuyor. Bizden 10 birime alınan şeyi 40 birime sattıklarını görüyoruz” dedi.
Yayıncıların kendi kitap ücretlerinin çok pahalı olmadığını savunan Kocatürk, maliyetlerin son 2 senede dolar bazında yüzde 85 arttığını ancak, kitap fiyatlarının yüzde 15 düştüğünü söyledi.
Bazı özel okulların kitaplarının piyasada olmadığını belirten Kocatürk, anlaştıkları yayıncılarla öğrencilerine özel, kendi logolarının olduğu yardımcı kaynak ürettiğini ifade etti. Bunların yayınevleri tarafından velilere verilmediğini dile getiren Kocatürk, ailelerin bunları almaya mecbur kaldığını vurguladı. Bu kaynaklar arasında ithal olanların da bulunduğunu anlatan Kocatürk, “Aralarına dijital içerikler, karma kitap listesi koyuyorlar. Bazıları velilerden 80 bin TL’ye kadar fahiş fiyatlar istiyor. Bazı büyük zincir okullar bunlar” diye konuştu.
“Devlet her okula büyük kütüphaneler kurmalı”
Bu kaynakların en fazla 30 bin TL olması gerektiğini anlatan Kocatürk, artan maliyetleri hatırlattı. Matbaaların kullandığı boyaların, malzemelerin kağıdın ithal edildiğini ifade eden Kocatürk, baskı sürecinden ciltlemeye kadar her şeyin fiyatının arttığını, bunun da giderlere yansıdığını söyledi. Kocatürk, çözüme yönelik şunları söyledi:
“Sosyal devlet olarak okullar ya ciddi kütüphaneler kuracak ya da sübvanse edilecek, desteklenecek yayın çalışması. Uzun vadeli ama kitap, kağıt endüstrisinin Türkiye’de kurulması gerekiyor.”