Yenidoğan Çetesi davasında ikinci gün sona erdi | İşte yaşananlar

İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden oldukları iddia edilen 22’si tutuklu 47 sanıklı dava devam ediyor. Duruşmanın ikinci gününde savunma veren ilk sanık tutuklu hemşire Hasan Basri Gök oldu.

Davada adı geçen 19 hastanenin yöneticilerinin yargılanmadığı davanın ilk gününde Duygu Hastanesi hemşiresi çalışanlarından sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı ifade verdi. Suç örgütünün elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın da kimlik tespiti yapıldı.

Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, duruşmayı Bakırköy Adliyesi’nde izliyor. Medyascope editörleri gelişmeleri size canlı blog üzerinden anbean aktardı.

Saat 18:50’de davada ikinci gün sona erdi. İlk duruşmaya yarın 09.30’da devam edilecek.

Saat 17:46’da 112 Acil Çağrı Merkezi hasta sevklerini yapan sanık Fehmi Alperen hakim karşısında savunmasını yaptı.

Ambulans şoförü sanık Hüseyin Gündüz saat 16:53 itibarıyla hakim karşısında. Gündüz’ün avukatı ek savunma talep etti. Saat 17:278 itibarıyla Gündüz’ün savunması sona erdi.

Esenler Güney Hastanesi hemşiresi sanık Hüseyin Günerhan saat 15:45 itibarıyla hakim karşısında. Günerhan’ın avukatı beraatını talep etti ve 16:51’de Günerhan’ın savunması sona erdi.

Sanıklardan Duygu Hastanesi hemşiresi Deniz Korkmaz saat 14:50 itibarıyla hakim karşısında. Deniz Korkmaz, Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök aynı hastanede çalışıyordu. Korkmaz’ın savunması 15:29’da sona erdi.

Duygu Hastanesi’nde çalışan hemşire sanık Hasan Basri Gök saat 10:49’dan 13:37’ye kadar savunmasını yaptı.

18:50 – Davada ikinci gün 5 tanığın dinlenmesi ile sona erdi. Toplamda 41 tanığın dinleneceği duruşmaya yarın 09.30’da devam edilecek.


18:30 – Sanık avukatı: “Müvekkilin danışmanlık şirketi vardır, hastaya uygun hastane önermiştir. Vergi ödemiştir. Emir komuta zincirinden bahsedilemez, örgüt suçuna katılmıyoruz Serbest bırakılmasını talep ediyorum”

Mahkeme Başkanı: Sevk ettiğin hasta var mı?

Fehmi Alperen: Bir hasta sevki ile ilgili 112’den ambulans gelmeyince beni aradılar. Bebeğin genel durumunun bozulduğunu, kötüye gittiğini söylediler. Ben birilerine soracağımı söyledim. Bunlardan biri de Gıyasettin Mert’ti. Konuşmadan biraz zaman sonra geri döndü ve ‘Güney Hastanesi’nde boşluk var. Eğer ailede bunu kabul ederse sevki yapabiliriz’ dedi. Aile bu sevki onaylıyor ve sonrasında da hastaneler arası sevk işlemi tamamlanıyor. Bu da Gıyasettin Mert’le hastane arasında bir ilişki. Ben sadece Gıyasettin Mert’e böyle bir hasta olduğunu söyledim. Bundan bir menfaatim olmadı.”

Avukat: “Kaya bebeği annesinin sağlık durumu, zehirlenme durumu var mıydı, dünyaya geldiğinde sağlık durumu, kilosundan bilgisi var mı?” 

Fehmi Alperen: “Sadece Mert’e sordum, hastane yetkilileri ve doktorlara görüşerek bir şey yapmadım. Geldiğinde gebeydi ve İstanbul’da kamu da özel de yer bulamamıştı. O yüzden 4 saat bekledi. Güney Hastanesi’ne geldi”

Avukat : “Çalışmadığınız hastanelerde ilerleyişi nasıl bildiğinizi öğrenme isterim” 

Fehmi Alperen: “Duyum üzerine…”

Avukat: “İBB’de çalışma saatiniz nedir?”

Fehmi Alperen: “24 saat çalışıp 72 saat izin yapıyorum”

Avukat: “Bağcılar Hastanesi’ne hasta sevki yapıyor muydunuz?”

Fehmi Alperen: “Hayır”

Fehmi Alperen: “Burada örgüt olduğunu düşünmüyorum, ben bu durumda rahatsız olduğum için bunu ilettim”

Avukat: “Fırat Sarı ile aranızda ne geçti, menfaat ilişkiniz neden bozuldu?”  

(Soruya itiraz edildi yönlendirme gerekçesiyle, başkan sorulmasını istedi) 

Fehmi Alperen: “Fırat Sarı ile hiçbir menfaatim yoktur, hesabıma gelen 1 TL para yok”  

Mahkeme Başkanı: “Gıyasettin ile senin yenidoğan doldurduğun ve kazanç sağladığın iddiası var…”

Fehmi Alperen: “Gıyasettin ne aldığını bilmiyorum. Ben ödemimi  aldım devlete de vergini verdim”

Mahkeme Başkanı: “Komisyon almakla ilgili ne diyorsun?”

Fehmi Alperen: “Ben danışmanlık yapıyorum, hastadan aldığım ücret yok”

Mahkeme Başkanı: “Danışmanlık şirketi ne yapıyor?”

Fehmi Alperen: “Önerilere bulunuyorum. Hastalar, hastanelerde kendi isteği ile gidip tedavilerini oluyorlar. Ben hastaneden ücret alıyorum, hastalardan almıyorum”

Mahkeme Başkanı: Ne iş yapıyorsun?

Fehmi Alperen: “Büyükşehir de işçi statüsündeyim, danışmanlık şirketim var. 17 yıldır İBB için çalışıyorum”


17:46 – 112 Acil Çağrı Merkezi hasta sevklerini yapan sanık Fehmi Alperen hakim karşısında.


17:42 – Mahkeme heyeti salona geldi, duruşma kaldığı yerden devam ediyor.


17:28 – Gündüz, iddianamedeki “SGK’ya fatura edilmiş currouf marka ilaçların ticaretini yaparak kamu kurum ve kuruluşları aleyhine nitelikli dolandırıcılık” suçunu kabul etmedi. Sanık avukatı, müvekkilin SGK’ya karşı eylemi olmadığını söyledi ve ek savunma talep etti. Başkan heyetle görüştü ve 15 dakika ara verildi.


17:11Mahkeme Başkanı: Hakan Doğukan Taşçı dışında kimi tanıyorsunuz?

Hüseyin Gündüz: Volkan Hoca, simaen tanıyorum,

Mahkeme Başkanı: Volkan Hoca derken?

Hüseyin Gündüz: Simaen tanıyorum.

Mahkeme Başkanı: Ne ilacı aldınız?

Hüseyin Gündüz: Currouf.

Mahkeme Başkanı: Kaça sattınız?

Hüseyin Gündüz: Bin TL.

Mahkeme Başkanı: Kaça aldınız?

Hüseyin Gündüz: 600 TL. İlaçların yurtdışına çıktığı yönünde savcılığa beyanda bulunmadım.


16:53 – Ambulans şoförü sanık Hüseyin Gündüz hakim karşısında.

Mahkeme Başkanı: Savunma yapacak mısın?

Hüseyin Gündüz: Dosyadaki suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum.


16:51 Sanık Avukatı: Soruşturma başlamadan işten ayrılmıştır, tazminatını almıştır. Satıldığı iddia edilen ilaçların kime satıldığı iddianamede yoktur. İspatı olmayan şeyin izahı mümkün değildir. Kamuoyunu tatmine dayalı tutukluluğun tahliyesine talep ediyorum.


16:39Mahkeme Başkanı: İfadene ekleyeceğim bir husus var mı?

Hüseyin Günerhan: Ben 2023 Ekim ayında bağlı olduğum kurumdan ayrıldım, herhangi bir örgüt üyesi değilim. Hayatımda anne babamdan çok hastaları gördüm, hastaları kurtardım ama cinayet ile suçlandım. Epikriz yazmadım, ne bilgisayarda ne ön hazırlıkta hiçbir dosyada sahtekarlık yapmadım. Benim imzam ile evrakta sahtecilik varsa imza karşılaştırması yapılsın.

Mahkeme Başkanı: Söyleyeceğin başka bir şey var mı?

Hüseyin Günerhan: Fırat Sarı’nın anlaşmalı olduğu hastaneler, Güney Hastanesi’ne nadir uğrardı, Güney Hastanesi’nde özellikle devleti, hiç kimseyi dolandırmadık, her şeyi doğru ve zamanında yaptık.

Savcı: Doğukan yeni arıyor, konuşmada örgüt ithamımda bulunuyor sende doğruluyorsun. (Tapeleri okuyarak)

Hüseyin Günerhan: Bu adamın PKK’dan suç kaydı var, eskiden dosyası var, bizi riske atar diyorum, oradan kalmış olabilir aklımda.

Savcı: Sen burada kendini katmıyor musun?

Hüseyin Günerhan: Yanıt vermedi ve araya sanık avukatları girdi.

Savcı: Güney Hastanesi’nden ayrılma nedenin ne?

Hüseyin Günerhan: Hastane zarar ediyordu, karşılıklı anlaşıyoruz.

Savcı: Fırat Sarı’nın oradan ayrılma talebi oldu mu?

Hüseyin Günerhan: Kendi irademle ayrıldım. Sarı bir süre devam ediyordu çalışmaya.

Avukat: İfade verirken baskı oldu mu?

Hüseyin Günerhan: Hakaretlere maruz kaldım.


15:45 – Esenler Güney Hastanesi hemşiresi sanık Hüseyin Günerhan hakim karşısında.

Mahkeme Başkanı: Suçlamalarla ilgili ne diyorsun?

Hüseyin Günerhan: Suçlamaları reddediyorum, böyle bir örgüt yoktur. Kimseden bir emir alınmıyor, hepimiz sorumlu olan doktorlar bağlıyız. Burada örgüt yok. Reyap Hastanesi’nde çalıştığım dönemde, kimseyi korumayacağım ama hastanenin yoğun bakımının çok güzel olduğunu, çocuk göz ve çocuk kardiyoloji doktoru olduğunu gördüm ve Reyap’ta işe girdim.

Mahkeme Başkanı: (Tapelerde) Fırat Sarı ile görüşmen, “Cinayet işlediniz, delil karartınız” diye konuşman var.

Hüseyin Günerhan: Kaya bebekle ilgili sadece Batuhan ya da Doğukan’dan duyduğum şeyler var.


15:29Savcı: Okumuşsun, neden üzerine şirket açılmasını kabul ettin?

Deniz Korkmaz: Kendi işimi kurarım diye düşündüm, olayları görünce kendim gidip söyledim, “Üzerimden alın” dedim. Sonra Fırat Sarı tutuklandı. Davayı ortaya çıkartan CİMER’e başvuran benim, korkum olsa böyle bir şeyi ortaya çıkarmazdım.

Avukat: 27.03.2023 tarihli CİMER şikâyeti var. Hastanelerin dolandırılması, Duygu Hastanesi var. Neden aynı hastanede çalışmaya devam ettiniz? Burada çalışmak zorunda mıydın?

Deniz Korkmaz: Orada iş buldum ve oraya girdim. Taş mı yiyelim?

Sanık Avukat: Beş tane ilaç sattığını kendisi ifade ediyor. 2 bin 500 TL Doğukan’a veriyor Doğukan 3 bin TL’ye satıyor. Çöpe atılacak ilacı vermiş. CİMER şikâyeti olmasa böyle dava olmayacaktı. Örgüt orada yok, olsa bile bunu çökerten kişi. Müvekkilin salıverilmesini talep ediyoruz.


14:53 Korkmaz’ın savunması devam ediyor.

Deniz Korkmaz: Yaklaşık yedi yıldır bebek yoğun bakımında hemşireydim. Bu davayı CİMER’e ben şikayet ettim.

Mahkeme Başkanı: CİMER’e seni mi şikayet ettin?

Deniz Korkmaz: Ben şikayet ettim. Belgesi burada.

Mahkeme Başkanı: “Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir” demişsin. Neden böyle dedin?

Deniz Korkmaz: Evet, söyledim. “Kurtlar Vadisi” diye bir dizi var, ünlü bir replik. Bakarsanız görürsünüz.

Mahkeme Başkanı: ‘Kanka deneyime gelmişler’ konuşması var. Doğukan ile konuşma var. Kaya Bebek ile ilgili bilgin var mı?”

Deniz Korkmaz: Sağdan soldan konuşmuşlar, bilgim yok.

Mahkeme Başkanı: Savcılıkta ifade vermişsin, doğru mu?

Deniz Korkmaz: Duyduğum şeyler. Bildiğim her şeyi anlattım.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın kurduğu sistemde yüzde 40 kâr aldığını söylemişsin.

Deniz Korkmaz: Evet, doğrudur.


14:50 – Verilen ara sona erdi. Duruşma tekrar başladı. Sanıklardan Duygu Hastanesi hemşiresi Deniz Korkmaz hakim karşısında.

Deniz Korkmaz, Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök aynı hastanede çalışıyordu.


13:56 – Duruşmaya yarım saat ara verildi.


13:37Avukat: Fırat Sarı’ya ilaçlar için 350 bin TL ödendiğini gördünüz mü?

Hasan Basri Gök: Fırat Sarı söyledi

Avukat: Gördüğünüz yok, duyumdan ibaret?

Hasan Basri Gök: Evet.

Avukat: Usulsüzlüklere ilişkin daha önce hiç CİMER’e başvurdunuz mu?

Hasan Basri Gök: Evet başvurdum.

Sanık Avukat: Savunma yönünden örgütle ilgili suçlamaya katılmamaktayız. Sosyal medyada adeta yargılanarak “bebek katili” olarak addedildik. “Dolandırıcılık” ,”resmi evrakta sahtecilik” ve “örgüt üye olmaktan” yargılanıyor. Tapelerde geçen konuşmaları dikkate alındığında herkesin birbirinin arkasında iş çevirdiği ortamda örgütün olmadığı görüşündeyim. Beraatını talep ediyorum.


13:25Hasan Basri Gök: Tapelerde “Biz hocanın illegaliteyiz” (Hüseyin, Okan, sen) diyorsun. (İlaçlar için konuşuluyor)

Savcı: Neyi kast ediyordun?

Hasan Basri Gök: Sadece ilaç


13:18 – Gök’ün savunması devam ediyor.

Avukat: Epikrizlerin son halini kim belirliyor? Elektronik olarak mı imzalanıyor?

Hasan Basri Gök: Evet

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Avukat: İmzaladıktan sonra değiştirilmesi mümkün mü?

Hasan Basri Gök: Mümkün değil.


13:08 – Davutoğlu ve eşi duruşma salonundan ayrıldı.


12:52 – Gök’ün savunması devam ediyor.

Avukat: Tapelerde söylüyorsunuz. Bir sene önceki epikriz raporunu mu değiştirdiniz?

Hasan Basri Gök: Bir yıl önceki epikriz raporu değil, 2020’den beri dosya istediler. Büyük denetimde de dosyaları istediler, biz bunları yapmadık. Fırat Sarı kontrol ettiği için yenidoğan ekibi – 2. kattaki odada epikrize uygun bir şekilde dosya düzenlemeleri yaptı.

Avukat: Hasta bebeklerinden bir hasta bebek için onar bin lira kabul ettiniz mi?

Hasan Basri Gök: Hayır.

Avukat: İlaçlar kullanım fazlası mı hiç kullanılmamış ilaçlar mı?

Hasan Basri Gök: Sıfır, açılmamış ilaçlar.


12:32 – Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu duruşmayı izliyor.

Yenidoğan Çetesi davasında ikinci gün - canlı oku

12:24- Gök’ün savunması devam ediyor.

Mahkeme Başkanı: Hakkında açılan davada, resmî belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olma suçlamaları var. Savunmanı yapacak mısın?

Hasan Basri Gök: Savcılıkta ve emniyette anlattım aynı şeyleri anlatmaya gerek yok.

Hasan Basri Gök: Onlar doğru mu?

Hasan Basri Gök: Gözümle gördüğüm şeyler.

Mahkeme Başkanı: Epikriz değiştirmeyi anlatır mısın?

Hasan Basri Gök: Bir şablon sistemi vardı. Hastane sorumluları bebeklerin değerlerini atardı, biz de bu değerleri girerdik.

Mahkeme Başkanı: Normal değerler mi?

Hasan Basri Gök: Karşıdaki sorumlunun gönderdiği değerler.

Mahkeme Başkanı: Bebek sevklerinden kim para kazanıyordu?

Hasan Basri Gök: Gözümle gördüğüm bir şey yok, ama kimse hayrına bir şey yapmıyordu.

Hasan Basri Gök: Son 6 aydır epikriz raporlarını yazdım ve aynı zamanda şoförlüğünü yaptım.
Fırat Sarı, hastanelerle anlaşmalar yapıyordu.

Mahkeme Başkanı: Bebek sevkleriyle ilgili ne biliyorsun?

Hasan Basri Gök: Bebek sevklerini Fırat Sarı, İlker Gönen ve Mert Özdemir yapıyordu.

Mahkeme Başkanı: Nasıl alıyorlardı?

Hasan Basri Gök: Fırat Sarı’nın tanıdığı doktorlar vardı, bebekleri onlardan alıyordu. Kimilerini tıp merkezinden ekibinden, kimi 112 den kimi tanıdığı doktordan.

Mahkeme Başkanı: Neden?

Hasan Basri Gök: Para kazanmak için.

Mahkeme Başkanı: 112’yi bilgilendirmeden bu nasıl yapılıyordu?

Hasan Basri Gök: Doktorlar üzerinden yapılıyordu.

Mahkeme Başkanı: Para kazanan var mıydı?

Hasan Basri Gök: Kazanıyorlardı, ama gözümle gördüğüm bir şey yok. Bebek başına 5 bin TL kazanıyordum.

Hasan Basri Gök: Denetimlerde Fırat Sarı’nın talimatı üzerine hareket ettik.

Mahkeme Başkanı: İfadenizde Serdarova bebeğin ailesinden para istediğiniz geçiyor.

Hasan Basri Gök: Fırat Sarı aradı; sevk vardı ancak ailenin parası yoktu. Fırat Sarı kendi komisyon ücretini aldı. Toplamda yaklaşık 40 bin lira aldık. 25 bin hastaneye verdik. Gerisini Fırat aldı. Bize de yemek parası verdi 400-500 TL.

Mahkeme Başkanı: Amaç neydi?

Hasan Basri Gök: SGK’dan daha fazla para almak.

Mahkeme Başkanı: Ambulans şoförü Gıyasettin ile neden konuştun?

Hasan Basri Gök: Bebekleri basamak oranlarına göre alıyordu. Düşük olduğunda hak edişleri düşüyordu.

Mahkeme Başkanı: Ne kadar maaş alıyor biliyor musun?

Hasan Basri Gök: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Tapelerde tartışmanız var ? İstanbul’u bölgelere mi böldü?

Hasan Basri Gök: Bölmedi ama sisteme girince tanıdıklardan bebek alıyordu, para kazanıyordu. Menfaat vardı.

Mahkeme Başkanı: Hemşire Mehtap ile bebek öldürmeyle ilgili tapelerde konuşmanız var.

Hasan Basri Gök: Çirkin bir cümle. Görüşümü belli etmişim.

Mahkeme Başkanı: Öyle mi yapıyordunuz?

Hasan Basri Gök: Bebeğin sürekli kalbinin durup geri gelmesine neden olan bir durum vardı, o yüzden.

Mahkeme Başkanı: Normalde yapılması gereken bu mu? Mehtap’a “Bebeği öldür” demişsiniz.

Hasan Basri Gök, yanıt vermedi. Gök, ortaya çıkan kayıtlarda “bebeği öldür” cümlesini söyleyen kişi.

Mahkeme Başkanı: Michelle Nwando Opara bebekle ilgili ne biliyorsun?

Hasan Basri Gök: Sabaha kadar konuşmalarını (Mehtap-Doğukan) gördük. Saklamışlar, öldüğü fark edememişler, fark etselerdi bebek şu an yaşıyor olurdu.

Mahkeme Başkanı: Sapasağlam bebekleri entübe ettiğinize dair tapeler var.

Hasan Basri Gök: Bebekler çok uzun tutuluyordu. Çoğunu Reyap Hastanesi aldı.

Mahkeme Başkanı: Michelle Nwando Opara bebekle ilgili bilgin var mı?

Hasan Basri Gök: Bir – iki günde sevki yapıldı. Sevk olmaması gerekiyordu.

Mahkeme Başkanı: Hemşirelerden nasıl alıyorsunuz? Tapelerde konuşmalar var. Siz hemşirelerden aldınız mı?

Hasan Basri Gök: Reyap’tan Fırat Sarı’nın bilgisi dahilinde aldık.

Hasan Basri Gök: Genelde 3 -4 alıyorduk, genelde olmayan hastanelere veriyorduk.

Mahkeme Başkanı: Alırken hastanenin yönetiminin haberi var mıydı?

Hasan Basri Gök: Bu, hastane sahiplerinin görebileceği bir şey. Hastanenin cirosu birden üç milyona çıkarken kimsenin görmeyeceği bir şey değil.

Gök’e soruldu: Epikrizleri nerde yazıyorsunuz?

Hasan Basri Gök: Evde ya da arabada yazıyordum.


10:49 – Duygu Hastanesi hemşiresi Deniz Korkmaz ile 11 hastanenin hasta takibini yapan hemşire Hasan Basri Gök savunmasını yapmak üzere kürsüye geldi.


10:45- Medyascope muhabiri Berfin Bayır da Ankara’da. Bugün, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu aranın ardından Sağlık Bakanlığı 2025 yılı bütçesinin görüşmeleri için başladı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu muhalefet partisi milletvekillerinin protestosuyla karşılandı. Veli Ağbaba “Patikleri, zıbınları giymeden öldü çocuklar” derken, Cavit Arı, Memişoğlu’na “İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?” diye sordu.

Yenidoğan Çetesi davasında ikinci gün - canlı oku

Ayrıca Kemal Memişoğlu’nun sunum yapması beklenirken CHP milletvekilleri Memişoğlu’nu protesto ederek “İstifa” sloganlarıyla salondan ayrıldı.

İşte Berfin’in kayda aldığı o görüntüler:

https://twitter.com/medyascope/status/1858778119013797997
https://twitter.com/medyascope/status/1858781384283734440

10:20 – Dava henüz başlamışken hatırlayalım:

Kime ne kadar ceza isteniyor?

İddianamede, ölen 10 bebeğin maktul, beş kişinin müşteki, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü’nün suçtan zarar gören, 19 hastane ve sağlık şirketi malen sorumlu, 47 kişi de şüpheli olarak yer aldı.

İddianamede, şüpheliler doktor Fırat Sarı ve doktor İlker Gönen’in 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.

Şüpheli ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.

Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. İddianamede ayrıca malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine dolandırıcılık suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.

Hangi hastanelerin adı geçiyor? Şüpheli hemşireler kim?

İddianamede ayrıca hastaneler ve buralarda çalışan şüpheli hemşireler de şöyle sıralandı:

  • Bağcılar Medilife Hastanesi hemşiresi Çağla Durmuş,
  • Beylikdüzü Medilife Hastanesi Hemşiresi Ceren Hatice Kırım,
  • TRG Hopitalist Hastanesi hemşiresi Cansu Akyıldırım,
  • Reyap Hastanesi hemşireleri Mehtap Sayar ve Sümeyye Nur Arslan,
  • Esenler Güney Hastanesi hemşiresi Hüseyin Günerhan,
  • Bağcılar Şafak Hastanesi hemşiresi Mehmet Halis Başli,
  • Duygu Hastanesi hemşiresi Deniz Korkmaz ile 11 hastanenin hasta takibini yapan hemşireler Hakan Doğukan Taşçı ile Hasan Basri Gök

Yenidoğan Çetesi’nin elebaşı: Fırat Sarı

Doktor şüpheli Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu iddia edilen Yenidoğan Çetesi’nin sevk ve idaresini doktor şüpheli İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün asıl amacının, devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluğunu artırmak için 112 sevk sistemini devre dışı bırakmak ve hastaların tedavi basamaklarında usulsüzlük yaparak SGK’dan en yüksek seviyeden ödeme almak olduğu belirtildi.

Şemaya göre suç örgütünün elebaşılığını Fırat Sarı’nın yaptığı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir’in ise yönetici olduğu belirtilen iddianamede, örgütün üyelerinin Renas Kılıç, Serdar Yüksel, Fehmi Alperen, Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Enes Kaan Bölükbaşı, Hüseyin Günerhan, Sümeyye Nur Arslan, Cansu Akyıldırım ve Mehtap Sayar olduğu aktarıldı.

Yenidoğan Çetesi davasında suçlamalar neler?

İddianamede şüphelilerin bebek hastalar üzerinden birçok hastane ile anlaşarak yetersiz ve uygun olmayan tedavi yöntemleri uyguladığı, bu nedenle bazı bebeklerin hayatını kaybettiği veya kalıcı sağlık sorunları yaşamak zorunda kaldığı ifade edildi. Ayrıca, bu tedavi yöntemleri sonucunda SGK’ye yüksek tedavi masrafları fatura ederek haksız kazanç sağladıkları belirtildi.

İl Sağlık Müdürlüğü’nün denetim raporları, HTS kayıtları ve banka hesap hareketlerinden elde edilen delillere dayanarak, örgüt elebaşı etrafında toplanan kişilerin hiyerarşik bir yapı ve belirli bir iş bölümü içerisinde hareket ettiği belirlendi. Ayrıca şüphelilerin suçun sürekliliğini sağlayarak birçok kez işlenmesine neden oldukları belirtildi. Bu kapsamda yapılan incelemelerde, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun unsurlarının oluştuğu iddianamede değerlendirildi.

10 hastanenin ruhsatı iptal edildi

Yenidoğan Çetesi hakkındaki soruşturmada adı geçen hastanelerden 10’unun ruhsatını iptal edildi.

İşte ruhsatı iptal edilen hastaneler

Çorlu Reyap Hastanesi

Özel Avcılar Hospital Hastanesi,

Özel TRG Hospitalist Hastanesi,

Özel Birinci Hastanesi,

Özel Güney Hastanesi,

Özel Bağcılar Medilife Hastanesi,

Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi,

Özel Reyap İstanbul Hastanesi,

Özel Şafak Hastanesi Bağcılar,

Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi,


10:18 -Yenidoğan Çetesi davasının ilk duruşmasının ikinci gün oturumu başladı. Sanıkların savunmaları alınmaya devam edilecek. Sanıkların salonda olup olmadığı için yoklama yapılıyor. Avukatların salonda olup olmadığı için yoklama yapılıyor.


09:55 – Muhabirimiz Gülseven Özkan dün olduğu gibi bugünde Bakırköy Adliyesi’nde duruşmayı izliyor.

Heyet geldi. Ancak 10:00’da başlaması planlanan ilk celsenin ikinci oturumu için şu an sadece tanık avukatları içeri alındı. Davaya ilk günkü gibi ilgi yok. STK ve baroların davaya katılma talepleri reddedildiği için olabilir.

Yenidoğan Çetesi davasında ikinci gün - canlı oku

09:30 – İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden oldukları iddia edilen 47 şüpheli dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Dün Duygu Hastanesi hemşiresi şüpheli Hakan Doğukan Taşçı ifade verdi. Suç örgütünün elebaşı olduğu iddia edilen Fırat Sarı’nın da dün kimlik tespiti yapıldı.

Bugünkü duruşma başlamadan dün yaşananlara göz atalım:

Fırat Sarı’nın kimlik tespiti yapılırken Mahkeme Başkanı, Sarı’ya medeni durumunu, çocuğu olup olmadığını, ne mezunu olduğunu, ne iş yaptığını ve sabıkası olup olmadığını sordu.

Fırat Sarı, “İki çocuğum var aylık gelirim 400 bin TL” yanıtını verdi.

Hakan Doğukan Taşçı ifadesinde, “Bazı konularda üzerime atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Sadece telefon tapeleri üzerinden bir bilirkişi raporu hazırlanmış. Yaklaşık 10 yıldır hemşire olarak görev yapıyorum. Dönem dönem farklı hastanelerde çalıştım. Sanıkların çoğu arkadaşımdı. Hepimiz sağlık sektöründeyiz zaten. Fırat Sarı’yı Reyap Hastanesi’nden tanıyorum” dedi.

Taşçı, “Yönetilen çok suçlama, sistemden yapılan usulsüzlükler var. Sadece bu hastanede olan bir şey değil. Evrak üzerinden daha fazla para alınmak için oynamalar yapılıyor. Bu kurumlar nasıl oluyor da denetlemeden sıkıntı olmadan geçiyor? Benim kazandığım bir para yok” diye konuştu.

Taşcı, ölen bir çocuğun cenazesinin borç yüzünden verilmediğini söyledi, “Hastanın kullandığı ilaçlar ve hastane yönetimiyle Fırat Sarı, ‘Bu çocuk zaten ölecek, bu kadar ilaç kullanmaya ne gerek var?’ dedi. Ancak 44 gün yaşadı. Çocuk öldükten sonra, çocuğun babaannesi aradı, ‘Bebeğin naaşını vermediler’ dedi. İçeride ödeme olduğunu, ödenmedikçe naaşını vermeyeceklerini söylediler. Ben de şok oldum, hastane yönetimiyle konuştum ve onlara yardımcı oldum. Çocuğun naaşını verdiler” diye konuştu.