Siyaset bilimci Doç. Dr. Berk Esen, Kritik’in bu haftaki bölümünde, CHP’deki ön seçim sürecini, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın siyasi stratejilerini ve Türkiye siyasetinde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Esen, İmamoğlu ve Yavaş’ın birlikte hareket etmeleri halinde Türkiye’de ulaşamayacakları seçmen kitlesi olmadığını vurguladı.
Ön seçim stratejisi ve CHP’deki dengeler
CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği ön seçimin takvimi ve detayları belli oldu.
CHP’deki ön seçim kararını değerlendiren Esen, parti yönetiminin en büyük önceliğinin iç çekişmeleri önlemek ve parti içi muhalefeti kontrol altında tutmak olduğunu söyledi. Esen’e göre ön seçim, Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını güçlendirmek için kritik bir adım olurken, Mansur Yavaş’ın yarışa girmemesi sürecin seyrini değiştirdi.
“İki güçlü adayın birbiriyle yarışması, parti içi tansiyonu artırabilirdi. Mansur Yavaş’ın aday olmama kararı, Ekrem İmamoğlu’nun elini güçlendirdi ancak Yavaş’ın destek vermediği bir senaryoda muhalefetin zayıflayabileceğini düşünüyorum” diyen Esen, CHP Genel Merkezi’nin bu süreçte hem partiyi bir arada tutmaya hem de aday belirleme sürecinde demokratik bir görüntü vermeye çalıştığını belirtti.
İmamoğlu’na siyasî yasak gelir mi?
Esen, İmamoğlu’na yönelik olası bir siyasi yasak ihtimalini değerlendirerek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa vadede böyle bir hamle yapacağını sanmıyorum. Ancak İmamoğlu anketlerde fark açarsa, iktidarın bir noktada yargı sürecini devreye sokarak yasak getirmeyi düşünebileceğini düşünüyorum” dedi.
Böyle bir senaryoda Mansur Yavaş’ın nasıl bir tutum alacağına da değinen Esen, “Eğer İmamoğlu’na yasak gelirse, Yavaş’ın adaylık ihtimali yükselecektir. Ancak bu, muhalefet içinde yeni bir pazarlık sürecini de beraberinde getirir” yorumunu yaptı.
“İmamoğlu-Yavaş sinerjisinin dokunamayacağı seçmen yok”
Esen, İmamoğlu ve Yavaş’ın farklı seçmen gruplarına hitap ettiklerini belirterek, birlikte hareket etmeleri halinde muhalefetin büyük bir avantaj sağlayacağını söyledi:
“Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş çok farklı siyasi profillere sahipler. Ancak bir araya geldiklerinde oluşturacakları sinerjinin Türkiye’de dokunamayacağı bir seçmen grubu yok. İktidar da bunu görüyor ve bu yüzden muhalefetin bölünmesini istiyor.”
Çelişkili hamleler: İktidarın Kürt politikası
Bir yandan İmralı ile temasların arttığını, diğer yandan ise kayyum politikalarının sürdüğünü belirten Esen, “Bu süreci demokratikleşme hamlesi olarak okumamak gerekiyor. İktidar, muhalefeti zayıflatmak ve kendi pozisyonunu güçlendirmek için Kürt siyasi hareketini bölmeye çalışıyor” dedi.
TÜSİAD krizi: Sermaye ve iktidar karşı karşıya mı geliyor?
TÜSİAD’ın son dönemdeki hükümet eleştirilerine de değinen Esen, sermaye çevrelerinin ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte daha yüksek sesle konuşmaya başladığını belirtti. Esen, “Ancak bu çıkış çok geç geldi ve yeterli değil. İktidar, kendisine yönelik her eleştiriyi bastırmaya çalışıyor. TÜSİAD’a yönelik bu sert çıkış da bunun bir örneği” ifadelerini kullandı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.