İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle başlayan ve siyasi tutuklamalarla devam eden sürece karşı Avrupa’da yaşayan Türklerin tepkileri sürüyor. Belçika’nın başkenti Brüksel’de yaşayan onlarca yurttaş Türkiye’deki siyasi tutuklamaları ve göstericilere yönelik polis şiddetini protesto etmek için Ramazan Bayramı’nın ilk günü bir araya geldi.
Ozan Doğan Avunduk, Brüksel’den bildiriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve Türkiye’deki siyasi gelişmeler, yurtdışında da protesto ediliyor.
Yurttaşlar ve ülke çapındaki parti temsilcileri, 19 Mart’tan beri Türkiye’de yaşananlar, Avrupa’daki Türk diasporası ve Avrupa Birliği’nin (AB) tutumuyla ilgili düşüncelerini paylaştı.
- İmamoğlu’na düzenlenen operasyon haberlerimizin tamamını okuyun.
- İmamoğlu’na düzenlenen operasyon videolarımızın tamamını izleyin.
CHP Belçika: “Türkiye’de olanlara suskun kalmak AB’nin temel taşlarıyla uyuşmuyor”
“Yurt dışındaki Türk diasporasına artık bir görev düştü. Bir bayram sabahı halkın burada olması bize güç ve moral veriyor” diyen CHP Belçika Birliği Başkanı Derya Bulduk, Türkiye’de yaşanan süreçle ilişkin AB’nin tutumuna yönelik görüşlerini paylaştı:
“AB tarafından şu anda çok kısık sesli bir kınama var ancak bu normal değil, kesinlikle yeterli değil. Türkiye’deki antidemokratik sürece suskun kalmak aslında AB’nin kendi temel taşlarıyla da uyuşmuyor. AB, hem demokrasi ve barış temsilciliği iddiasında, hem de yanı başlarındaki 1963’ten beri müzakereler sürdürdüğü, NATO müttefiki bir ülkede yaşanan antidemokratik duruma, coplu polis müdahalelerine karşı suskun. Bu normalde kabul edilemez. Bunun şu anda AB’nin Erdoğan hükümetiyle mülteciler konusunda yaptığı anlaşmayla ilgili olduğunu düşünüyoruz. Bunları geçen hafta yabancı basına da söyleyince, AB parlamentosundan Yeşiller eş başkanı eylemlerimize katıldı. Parlamentodaki sosyal demokrat grup da temsilci göndererek önümüzdeki süreçte desteğin dozunu artıracaklarını ifade ettiler. AB’nin olup bitenlere sessiz kalacağını düşünmüyorum. Biz kendimizi anlattıkça buradaki duyarsızlık da ortadan kalkacaktır.”
TİP Belçika: “AB’den ‘Türkiye’ye demokrasi dersi’ beklemiyoruz”
Türkiye İşçi Partisi (TİP) de kitlesel tepkileri örgütlemek için yurtdışında etkin olarak çalışan partiler arasında. “CHP ve diğer demokratik kurumlarla pek çok ülkede ortak eylemler organize etmeye devam edeceğiz” diyen TİP Belçika sorumlusu Eda Kale, “Hükümetin bizi duyabileceği mecralarda net taleplerle var olmayı önemsiyoruz” dedi. 19 Mart’tan beri yaşanan toplumsal hareketi “dönüştürücü bir süreç” olarak niteleyen partinin Belçika örgütü, 4 ve 11 Nisan’da Brüksel’de Türkiye Büyükelçiliği önünde eylemler düzenleyecek.
AB’nin tutumunu “gecikmeli, sessiz ve ikircikli” bulan TİP sorumlusu, bugüne kadar Belçika’daki hiçbir partiden resmî bir destek açıklaması yapılmadığını belirtti. Öte yandan, Avrupa’nın diğer ülkelerindeki sosyalistlerle ilk günden itibaren dayanışma içinde olduklarını kaydetti.
Kale, “AB’nin göçmenleri Türkiye’de tutması karşılığında her yıl belirli miktar para ödediği ve ülkesini açık hava göçmen hapishanesine çevirmekten rahatsız olmayan bir liderden memnun olduğunu biliyoruz. AB’den Türkiye’ye demokrasi dersi beklemiyoruz” diyerek AB’nin göçmen politikasını eleştirdi.
“Gözden uzağız diye gönülden ırak mı sandınız?”
“AKP yüzünden Türkiye’de kendimizi evimizde hissetmiyoruz”
Brüksel’deki diaspora, tıpkı Türkiye’deki toplum gibi çok sesli ve çok parçalı.
Muhalif seçmen ve örgütlü yapılar, özellikle sol-sosyalist kesimler, eylemlere yoğun olarak katılıyor. Öte yandan son genel seçimlerde görüldüğü üzere Belçika’da yüzde 55’e yakın azımsanamayacak bir AKP oy oranı var.
Parti görevinin yanı sıra Antwerp Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Kale, AKP seçmeninin çoğunlukla ekonomik olarak dezavantajlı işçi ve işsizlerden oluştuğunu söylüyor:
“Belçika’daki sosyal yardımlar, vergi indirimleri, sosyal konut gibi kazanımlar sosyalist partilerin başarısı olmasına rağmen, bu kesimler Türkiye seçimlerinde AKP’ye oy veriyor. Bu, siyasetin toplumsal değil, duygusal ve kimliksel kodlarla belirlendiğini gösteriyor. Bu tabloyu dönüştürmek uzun soluklu bir politik ve kültürel mücadeleyi gerektiriyor. Bizim de sürdürmeye aday olduğumuz mücadele tam olarak bu.”
CHP Belçika Birliği’nin çağrısıyla Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi önündeki toplantıya nesillerdir Belçika’da yaşayan çifte vatandaş aileler de katıldı. Ailesi üç nesildir Belçika’da yaşayan ve Brüksel’de diş hekimi asistanı olarak çalışan Meltem, gurbetçilerin de anavatanlarında artık kendilerini güvende hissetmediğini ifade etti:
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“AKP yüzünden Türkiye’ye gittiğimizde bile kendimizi evimizde hissetmiyoruz. AKP’ye karşı bir şey söylersek, hemen Silivri yolu. Açıkçası, bazılarının söylediğinin aksine, Türkiye’ye kıyasla burada aşırı rahat bir durumumuz var. Burada devlet işsize de hastaya da bakıyor. Ülkemiz cennet değil artık.”
Meltem, yurtdışında yaşayan Türklerin oy kullanmasına da karşı:
“Türkiye’de yaşamamamıza rağmen cumhurbaşkanlığı seçiminde yurtdışından kullanılan oylar sonuca aşırı derecede etki ediyor. Buradaki Türkler, Türkiye’nin kaderini belirlememeli.”
Meltem’in arkadaşı Fatma ise 26 yaşındaki bir diğer çifte vatandaş. Tuttuğu pankartta “Parti meselesi değil, hak, hukuk, adalet meselesi” yazan Fatma, “Türkiye artık özgür bir ülke değil” dedi ve ekledi: “Artık Türkiye’de gençlerin geleceği yok. Pırıl pırıl genç arkadaşlarımızın ülkeyi terk ettiğini görüyor ve bu duruma çok üzülüyoruz. Laikliğimizi, Atatürk’ün tüm yaptıklarını kaybettik. Ülkenin bir an önce özgürlüğüne kavuşması lazım.”
“Aynı fikirde olmasak da adalet için beraberiz”
Emlak yönetimi alanında yüksek öğrenim gören 24 yaşındaki Murat, protestoya annesi ve en yakın arkadaşlarından Fatih’le katılanlardan. Murat, “İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın hapis cezalarına karşı buradayız” dedi.
Meydandaki açık mikrofona konuşan ve kendini bağımsız sosyalist olarak tanımlayan bir genç, 2016’dan beri tutuklu olan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a özgürlük talebini de dile getirince Murat şu yorumu paylaştı: “Biz Demirtaş için burada değiliz çünkü bu kişi PKK ile yakın. Ancak burada söylenen her şeye katılmasak da eşitsizliğe karşı hep beraberiz”.
Murat’ın arkadaşı 26 yaşındaki Fatih de meydandaki kitlenin çeşitliliğini vurguladı: “Aramızda Zafer Partililer de var, CHP’liler de var, LGBTİ+ topluluğunun temsilcileri de var. Ülkede hukuk sistemi sadece Erdoğan’ın lehine çalışıyor. Buna karşı burada solcusuyla, sağcısıyla farklı düşünce ve kimliklerden insanlar, adalet için bir aradalar.”
“Her eylem çağrısında tekrar geleceğim”
Meydana anne-babaları ve arkadaşlarıyla gelen çifte vatandaş gençler, Avrupa’daki Türklerin siyasi tercihlerinde nesiller arası farka dikkat çekti. Televizyona güvenmediğini, sosyal medyadan bilgi edindiğini belirten Murat, “Yaşlılarımız ise Türkiye’deki televizyon kanallarını izleyerek ülkeden haberdar oluyorlar. Büyüklerimiz, sosyal medyayı takip etseler de algoritmaları sürekli olarak AKP taraftarı içerikler sunuyor” dedi.
Nakliye sektöründe bağımsız olarak çalıştığını belirten Fatih ise, nesiller arası siyasi görüş farkını şöyle açıkladı: “Bizim dedelerimiz, 1960’larda Afyon’un yoksul köylerinden geldiler ve bizim gibi eğitim görmediler. Bu yüzden eleştirel düşünceye sahip değiller. Dini aidiyet ve Erdoğan’ın kişi kültü de bizden önceki nesillerde çok etkili. Aile içinde siyaset konuşmak zor çünkü büyüklerimizi ikna edemiyoruz. İmamoğlu’nun tutuklanmasının sebebi bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a karşı yarışacak olması. Ancak aile büyüklerimiz hükümetin hatalı olduğunu kabullenmek istemiyorlar.”
19 Mart’tan beri Brüksel’de üç eyleme katılmış olan Fatih ve Murat, her eylem çağrısında tekrar geleceklerini ifade ediyorlar.