Ozan Avunduk yazdı | Fransa’nın yeni başbakanı Michel Barnier: Sağcı bir diplomatın portresi

Olimpiyatlar, kapalı kapılar ardında yürütülen görüşmeler ve iki aya yakın bekleyişin ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, başbakan olarak deneyimli diplomat Michel Barnier’yi atadı. Merkez sağı temsil eden Barnier’nin üyesi olduğu “Cumhuriyetçiler” partisi, 577 kişilik Fransa Ulusal Meclisi’nde yalnızca 46 kişilik bir grubu oluşturuyor. Buna rağmen önümüzdeki günlerde kurulması beklenen Barnier hükümeti, Macron destekçilerini aşırı sağdan belli unsurları arkasına alarak meclisten güvenoyu alabilir. 

Fransa’da sol ittifak gensoru verecek, aşırı sağ bekleyişte

Cumhurbaşkanı’nın meclisin birinci siyasi gücü olan sol ittifak Yeni Halk Cephesi (NFP) yerine sağdan bir ismi başbakan olarak ataması, Fransa kamuoyunda ve özellikle sol çevrelerde cumhurbaşkanının aşırı sağla kurduğu üstü kapalı bir ittifak olarak yorumlanıyor. Yeni başbakan, hükümetini kurmak için farklı gruplarla görüşmeleri sürdürürken NFP, atamaya karşı gensoru önergesi vereceğini açıkladı. Sol sivil toplum kuruluşları, cumartesi günü valilikler önünde eylemler düzenledi. Aşırı sağ parti Ulusal Birlik’in (Rassemblement National) eski lideri Marine Le Pen, grubunun Barnier hükümetinde yer almayacağını belirtse de parti, güvenoyu konusunda henüz kapıyı kapatmış değil.

Barnier: Gaullist geleneğin temsilcisi

Yeni Başbakan Michel Barnier, 14-15 yaşlarından beri eski Fransız Cumhurbaşkanı General Charles de Gaulle’ün destekçisi olmakla övünen, Gaullist geleneğe sadık bir politik figür. 1993’ten bu yana François Mitterand, Jacques Chirac ve Nicolas Sarkozy dönemlerinde üst düzey bürokratik görevler almış olan siyasetçi, bugüne dek Avrupa Komisyonu’nda kilit roller üstlendi.

Barnier, II. Dünya Savaşı sonrası Fransa’da göreve gelen en yaşlı başbakan olarak, yine aynı dönemin en genç başbakanı olan Gabriel Attal’dan görevi teslim alırken, “Açtığımız yeni sayfada hem devamlılıklar hem de kopuşlar olacak. Konuşmaktan ziyade harekete geçmeliyiz” diye konuştu. Uzlaşma becerileriyle bilinen politikacı, “Hristiyan bir solcu” annenin oğlu olduğunu söyleyerek, siyasette sekterlikten uzak durmanın önemini vurguladı. 

Halka başbakan olarak ilk seslenişinde samimi bir ton benimseyen Barnier, “Fransa’nın yatışmaya ihtiyacı var. Şehirlerimizdeki zorluklara, öfkeye, terk edilmişlik ve adaletsizlik hissine elimizden geldiğince karşılık vermek zorundayız” diyerek kapsayıcı bir konuşma yaptı.

Sosyal alanda muhafazakâr, ekonomik alanda liberal bir politikacı

Fransa gündemindeki en sıcak başlıklardan biri, 1 Ocak 2025’ten önce mecliste oylanması gereken bütçe yasa tasarısı. Mecliste 70 gün boyunca görüşülmesi gereken tasarıyı sunacak hükümetse henüz kurulmadı.

Ulusal Birlik’le ilgili olarak “tezleri ve ideolojileriyle hiçbir ortak noktam yok ama 11 milyon Fransız onlara oy verdi, saygı duyuyorum” diyen başbakan, hükümette kendi partisi dışından isimler olacağını belirtse de henüz kabineye ilişkin bir isim dile getirmedi. 

Kendini sosyal Gaullist ve hümanist cumhuriyetçi olarak tanımlayan deneyimli siyasetçi, kamu borcunun “vergi adaleti” göz önünde bulundurularak ele alınacağını ifade etti. 2007’de Tarım ve Balıkçılık Bakanı olan Barnier, özellikle çiftçiler ve balıkçılara seslenerek bu meslek gruplarının büyümedeki rollerinin sıklıkla altını çiziyor. 

Öte yandan, başbakan siyasi duruşunu “sosyal” ve “cumhuriyetçi” olarak nitelese de kendisinin sosyal alanda muhafazakâr ve ekonomik alanda liberal bir sicili olduğu görülüyor. Fransa’da emeklilik yaşının 64’e çekilmesine yönelik toplumsal muhalefeti ayağa kaldıran yasa tartışılırken, 2022’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron’a rakip olan Barnier bu yaşın daha da ileriye, 65’e çekilmesini savunuyordu. 

Yeni başbakan, TF1 Info’ya verdiği röportajda, “Bu yasayı tekrar bütünüyle sorgulamayacağız. Ancak sendikaları ve yerel temsilcileri de dikkate alarak yasanın iyileştirilmesi için tartışmayı açacağım” dedi. 

Barnier’nin 1981’de parlamentoda eşcinselliğin cezalandırılmamasına karşı oy kullanmış olması da sosyal ve bireysel haklarla ilgili duruşuna ilişkin soru işaretleri uyandırıyor.

Brexit baş müzakerecisi

Başbakanlık konutu Hotel Matignon’daki devir teslim töreninde göç akımlarının kontrolü ve vatandaşların güvenliği hakkında konuşan 73 yaşındaki siyasetçi, siyasi kimliğinden çok diplomasi kariyeri ve müzakereci yönüyle öne çıkıyor. 

2016–2021 yılları arasında Brexit baş müzakerecisi olarak Birleşik Krallık temsilcileriyle ve ilgili diğer ülke yetkilileriyle düzenli olarak görüşen lider, “Gizli Brexit Günlüğüm: Muhteşem Yanılsama” (My Secret Brexit Diary: A Glorious Illusion) adlı kitabın yazarı. Barnier’nin eseri, Brexit sonrası sürece dair görüşmelerde Büyük Britanya tarafının hazırlıksızlığını ve “kayıtsızlığını” okuyucuya sunuyor.

“Türkiye Avrupa’ya uyum sağlayamaz demek, Türk halkını küçümsemektir”

Bugün Barnier’nin partisi, Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığına tamamen karşı olsa da, aynı siyasi hareketin 2000’lerdeki temsilcileri, Türkiye’nin üyeliğini destekliyordu. Bu bağlamda Barnier’nin Chirac dönemi dışişleri bakanıyken Türkiye hakkında yaptığı meclis konuşması oldukça çarpıcı.

“Bir haritaya baktığınızda ilk göreceğiniz şey Türkiye ve Finlandiya’nın Paris’e eşit uzaklıkta olduğudur” diyen siyasetçi, 2004 tarihli konuşmasında General de Gaulle’ün de Türkiye-Avrupa yakınlaşmasını desteklediğini hatırlatıyor ve ekliyor: “İşte bu nedenle kırk yıldır Türkiye ile sadece ticaret değil siyaset alanında da ilişki içindeyiz. (…) Türkiye’nin Avrupa’ya uyum sağlayabileceğini kanıtlama fırsatını reddetmek, Türk halkının laiklik, demokrasi ve insan haklarına temelden uygun olmadığına hükmetmek anlamına gelir. On dokuzuncu yüzyıl Türkiye’si ile günümüz Türkiye’sini karşılaştıracak olursak, bu bana yanlış bir varsayım gibi görünüyor.” Söz konusu konuşma, yakın tarihten bir vesika olarak uluslararası dengelerin dünden bugüne dönüşümünü gözler önüne seriyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.