Ozan Avunduk yazdı: Fransa ve AB, stratejik özerkliğin peşinde

Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ağustos sonunda yaklaşık 3 milyar euro değerinde 12 adet Rafale avcı uçağının satışıyla ilgili Sırbistan ziyaretini gerçekleştirdi. Macron’un ziyaretini Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vučić’in görüşmesi izledi. Ukrayna’nın işgalinin 30. ayını doldurduğu bugünlerde Avrupa Birliği ve Fransa, Rusya karşıtı ittifakı genişletirken, daha özerk bir savunma politikası arayışında.

“Sırbistan’ın arzuladığı egemenliği ancak AB sağlayabilir”

Macron, Belgrad’da başlayıp Novi Sad’da devam eden diplomatik ziyaretinde Sırbistan’ın bağımsızlığı ve egemenliği arzuladığını, bunu ise ancak özerk bir Avrupa Birliği’nin sağlayabileceğini vurguladı. Fransız devlet başkanı, Sırp mevkidaşıyla görüşmesini izleyen basın toplantısında, Mart 2022 tarihli Versailles Bildirisi’ne de atıfta bulundu.

Ukrayna’nın işgalinden iki hafta sonra AB liderlerinin gayriresmi toplantısı sonucu yayımlanan bildiri, AB’nin kendi güvenliği için daha fazla sorumluluk üstlenmesini ve özerklik kapasitesinin güçlendirilmesini öngörüyor. Bildiride AB’nin savunma alanında karar alma ve hareket etme özerkliği savunulurken, aynı zamanda transatlantik işbirliğinde mütekabiliyetin gerekliliği vurgulanıyor.

“AB, bir güvenlik projesidir”

Yine 30 Ağustos’tan beri Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Orta Avrupa ve Batı Balkanlar ziyaretlerini gerçekleştiriyor. Çek Cumhuriyeti, Sırbistan ve Slovenya’da bulunan von der Leyen, ziyareti sırasında Karadağ Cumhurbaşkanı Jakov Milatovic ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile de görüştü. Jeostrateji forumlarında söz alan von der Leyen’in değindiği başlıca konular, AB’nin genişlemesi ve savunma stratejisi oldu.

Aynı zamanda Almanya eski savunma bakanı olan von der Leyen, bugün AB’nin kendini yeniden keşfetme sürecinde olduğunu belirterek, birliğin “özünde bir güvenlik projesi olduğunu” ifade etti. “Jeostratejik rekabetlerin yaşandığı bir çağda daha büyük bir AB bize dünyada daha güçlü bir ses verir” diyen lider, Batı Balkanların AB’ye entegrasyonunun kritik önem taşıdığını belirtti.

Dassault Rafale, Fransa’nın küresel gücü

Balkanlardaki AB genişlemesine değinen Fransız Cumhurbaşkanı Macron da aynı günlerde Sırbistan’a Fransız avcı uçaklarının satışını, “daha egemen bir Avrupa içerisinde iki ülke arasındaki uzun vadeli ittifakın bir parçası” olarak değerlendirmişti. Sırbistan’a Rafale satışı, ithalatçı ülkenin Rusya ile yakın tarihi ve kültürel bağları dikkate alındığında, Balkanlar’daki Rus etkisine karşı koymanın bir yolu olarak algılanabilir.

Fransız Hava ve Deniz Kuvvetleri’nin başlıca avcı uçağı olan Dassault Rafale, hem AB’nin güvenlik stratejisinde hem de Fransa’nın kürede etkisini artırmasında önemli bir rol oynuyor. Afganistan, Libya, Mali, Irak ve Suriye de dahil olmak üzere çeşitli ülkelerde performansını kanıtlamış olan avcı uçağı, hava üstünlüğü ve farklı askeri sistemlere uyarlanabilirliğiyle öne çıkıyor. Üretici şirketin websitesindeki bilgiye göre Fransa’nın yeni Dassault Rafale ihracatı için aldığı siparişler, Sırbistan’a yapılan son satışa ek olarak toplam 261’i bulmuş durumda (Mısır 55, Katar 36, Hindistan 36, Yunanistan 12, Birleşik Arap Emirlikleri 80, Endonezya ise 2024’te verilen 18 siparişle beraber 42 uçak siparişi verdi).

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün yayımladığı bir araştırmaya göre Fransa, Mart 2024 itibarıyla silah ihracatında Rusya’yı geride bırakarak ABD’den sonra dünyanın ikinci silah tedarikçisi konumuna yerleşti.

De Gaulle’den Macron’a Fransa’nın stratejik özerklik arayışı sürüyor

Fransa’nın NATO üyesi ülkelere Rafale ihracatıyla transatlantik ittifakı güçlendirmeyi hedeflediği aşikar.

Öte yandan Fransa, Balkanlar ve Ortadoğu’dan Asya-Pasifik’e uzanan savunma atılımlarıyla bağımsız bir aktör olarak da etki alanını genişletiyor. Pakistan ve Çin ile arasındaki gerilim göz önünde bulundurulursa, Hindistan’ın Rafale satın alımları da Fransız savunma endüstrisinin jeopolitik rolüne örnek gösterilebilir.

Cumhurbaşkanı Macron, 2019 yılında “NATO’nun beyin ölümünü yaşıyoruz” şeklindeki sert ifadesiyle ABD ve diğer müttefikler arasinda hicbir koordinasyon olmadığını dile getirmişti. Bu açıklama, tarihte Fransa’nın ABD karşısında daha fazla askeri bağımsızlık hedefiyle NATO’nun entegre askeri komuta yapısından çekildiği dönemi hatırlatmıştı. (1966’da Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’ün ittifaktan çektiği ülke, 2009 yılında NATO’ya geri alınmıştı.)

Yine Macron, Ukrayna’nın işgalinin 2. yılında ülkeye Batılı askerlerin gönderilebileceğini soyleyince hemen ardından  NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in boyle bir kararın olmadığını belirtmesi, ittifak içinde bir fikir ihtilafı oluşabileceğini gündeme getirmişti.

Macron’un transatlantik ittifakla ilgili söylemi 2019’dan bu yana yumuşamış ve hatta sahiplenici boyuta gelmiş olsa da, Fransız lider, Avrupanın savunma alanındaki stratejik özerkliği üzerinde sıklıkla duruyor. Fransa’nın silah sanayinde öne çıkması, bir yandan AB’nin stratejik özerklik arayışıyla uyuşurken, diğer yandan ülkenin NATO’yla ilgili ayrıksı yaklaşımlarını anımsatıyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.