Uluslararası ilişkiler alanının en etkili düşünürlerinden Joseph Nye (88) yaşamını yitirdi. “Yumuşak güç (soft power)” teorisiyle tanınan Nye, Harvard Üniversitesi’nde 60 yılı aşkın süre görev yaptı.
Harvard Üniversitesi’nde 1964’te başlayan akademik kariyeriyle Joseph Nye, yalnızca uluslararası ilişkiler literatürünü şekillendirmekle kalmadı, aynı zamanda Amerikan dış politikasının da uygulayıcısı oldu.
1995-2004 arasında Harvard Kennedy School’un dekanlığını yapan Nye, akademide geçirdiği altı on yıla, Jimmy Carter ve Bill Clinton yönetimlerinde üstlendiği ulusal güvenlik görevlerini de sığdırdı. Belfer Center’ın da başında bulunduğu dönemde, Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında nükleer silahların kontrolü üzerine yürütülen çalışmalar doğrudan ABD dış politikasına yön verdi.
Yumuşak gücün anatomisi: Bound to Lead kitabının önemi
Nye’nin dünya çapında tanınmasını sağlayan en önemli katkısı, “yumuşak güç” kavramıydı. 1990 yılında yayımladığı Bound to Lead: The Changing Nature of American Power kitabında tanımladığı bu kavram, bir ülkenin askeri ya da ekonomik baskı yerine cazibe, kültür ve değerler yoluyla başka ülkeleri etkileyebilmesini temel alıyordu. Nye, “Eğer başkalarını sizin istediklerinizi istemeye ikna edebiliyorsanız, havuç ve sopaya daha az başvurursunuz” diyordu.
Neoliberalizme katkı ve mesafe
1977’de Robert Keohane ile birlikte yazdığı Power and Interdependence kitabı, uluslararası ilişkilerde neoliberal teoriye yön veren temel metinlerden biri oldu. Nye her ne kadar kendisini “liberal realist” olarak tanımlasa da, bu çalışması neoliberalizmin entelektüel temellerinden biri olarak kabul edildi. Nye, teorik etiketlerin düşünmeyi engellediğini savunarak “kategorilere sıkıştırılmanın düşünceyi durdurduğuna inanıyorum” demişti.
Eşitlik ve kamu hizmeti vurgusu
Nye, Kennedy School’un başındayken kadın akademisyenlerin sayısını artırmayı öncelik haline getirdi ve Women and Public Policy Program gibi inisiyatiflerle kamu politikası alanında kadınların temsiline destek verdi. Eski dekanlardan Douglas Elmendorf, Nye’yi “hem büyük bir insan hem iyi bir insan” olarak tanımlarken, onun liderliğinin kamu hizmetini yalnızca devletle sınırlı tutmayan bir perspektife sahip olduğunu vurguladı.
Nye, son yıllarda ABD’nin dış politikada “yumuşak gücünü” zayıflattığını eleştiriyordu. Donald Trump dönemine dair verdiği bir röportajda, Amerikan değerlerinin ve sivil toplumun küresel cazibesinin aşındığını ifade etti ancak yine de umutluydu: “Bu kötü bir dönem ama atlatacağız. Şunu söyleyerek anılarımı bitirmiştim: ‘Hâlâ temkinli bir iyimserliğim var.’ Biraz solsa da hâlâ sönmedi.”
Vefatının ardından çok sayıda isim taziye mesajı yayımladı. Harvard Kennedy School Dekanı Jeremy Weinstein, Nye için “Bu kurumu bugünkü hâline getiren vizyoner bir liderdi” derken, Belfer Center Direktörü Meghan O’Sullivan, onun “insanlığımıza dokunan bir bilgelik taşıdığını” ifade etti. Graham Allison ise, “Nye hem entelektüel bir dev hem de hayat boyu süren bir dosttu. Onu kardeşim gibi sevdim” dedi.
Kaynak: Harvard Kennedy School
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.