Açık Oturum’un 485. bölümünde Göksel Göksu’nun konukları siyaset bilimciler Yunus Emre ve Burak Bilgehan Özpek ile siyasetçi Nesrin Nas oldu. 19 Mart’tan bu yana CHP’nin toplumsal desteği arkasına alarak sergilediği performansın konuşulduğu programda “Süreç CHP’yi siyaset yapmaktan alıkoyarak tek gündeme mi sıkıştırdı?” sorusuna cevap arandı.
Burak Bilgehan Özpek: “Özgür Bey’in önceliği gemiyi sağ salim seçime kadar götürmek”
İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının çok büyük bir hadise olduğunu söyleyen Burak Bilgehan Özpek, bu durumun siyasetçileri korkuttuğuna dikkat çekerek, “19 Mart operasyonunu savunan gazeteciler ve siyasetçiler AKP’li milletvekillerinin niçin bu sürece sahip çıkmadığını sorguluyorlar. Sahip çıkmazlar. Yani belediyedeki böyle al-ver işlerine büyük bir örgüt gibi sunarsanız, Türkiye’de hiç kimse sağ çıkmaz buradan” dedi. İdarenin verdiği bir kararın, 35-40 sene sonra siyasi saiklerle iptal edilmesi halinde Türkiye’de hali hazırda sahip olunan resmi belgelerin hiçbir anlamı kalmayacağını söyleyen Özpek şöyle konuştu:
“Bunlar büyük işler. Öyle maliyetsiz işler değil. Kendi içinizde bile buna itiraz edenler olacak. Bu sürecin devamından endişe edenler olacak. O yüzden iktidar çok hızlı ve hiç geride tortu bırakmadan, sorunsuz bir şekilde bu işleri yapmıyor bana sorarsanız. Yani iktidar açısından maliyetsiz bir süreç yok. Bu oyunun adil olmadığını da biliyoruz. Yani bu oyun adil oynanmayacak. Dolayısıyla burada mesele adalet arayışından ziyade kazanmak bana sorarsınız. Tayyip Erdoğan’ın 28 Şubat’tan hemen sonra yaptığı bir açıklama var ‘Bizim artık haklı olmaya değil iktidar olmaya ihtiyacımız var’ diye. Bence mesele biraz bu. Yani o yüzden bir hak arayışının kendisinden ziyade burada ayakta kalma ve ondan sonra devam etme meselesi önemli. CHP hangi yolu tercih ederse etsin potansiyel bir tehlikedir iktidar açısından. Diyelim ki Türkiye’de seçimler kaldırıldı, sadece muhtarlık seçimleri oldu. CHP muhtarlık seçimleri üzerinden etkili olur. Oradan tehdit oluşturur.”
CHP için önceliğin hayatta kalmak olduğunu söyleyen Özpek, “Gizemli konuşmayayım. Özgür Bey’in önceliği partisini kurtarmak bence, önceliği Ekrem Bey’i içeriden çıkartmak. Özgür Bey’in önceliği bu gemiyi sağ salim seçime kadar götürmek ve milletin önüne sandığı sağ salim getirmek” dedi.
Süreci “varoluşsal bir mesele” olarak niteleyen CHP Milletvekili Yunus Emre, topun CHP’den çok iktidarın sahasında olduğunu söyledi. Asıl meselenin iktidarın içinde “seçimler gerçek rekabete dayalı olarak yapılmalıdır” diyen aklı başında insanların yapacağı tercih olduğunu söyleyen Yunus Emre, “Çünkü seçimler Türkiye’de özgür değil. Eşit de değil. Niye top iktidarın sahasında diyorum, buna karar verecekler. Yani bunu bir gerçeklik olarak içlerine sindirip, Türkiye’nin bundan sonraki seçimlerinin gerçek bir rekabete dayalı olup olmayacağına karar verecekler” diye konuştu.
Emre: “Bu kafayla giderlerse Türkiye’yi bir felakete doğru götürüyorlar”
İsmet İnönü’nün “Biz tek başına iktidarın verdiği büyük bir güç yoğunlaşması ve çürüme ile bir arada karşılaştık. Ben CHP’yi kurtarmanın yolunu Türkiye’de seçimler yoluyla iktidarın değişmesi ve CHP’nin bir muhalefet partisi olmasını da gördüm” sözlerini hatırlatan Emre mevcut iktidarın bu gerçeği görmediğini söyledi:
“İsmet Paşa’nın bu vizyonu belki de bugün Türkiye’de eşi benzerine rastlanmayacak bir yaklaşım tarzıdır. Bir siyasi hareketin ahlaki olarak ve siyasi olarak uzun ömürlü olabilmesinin böyle bir geçişe bağlı olduğunu görüyor İsmet Paşa. Bugün iktidarda bulunanlar bunu görmüyorlar. Kendilerini de Türkiye’yi de bir uçuruma doğru götürüyorlar.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
![]()
Yunus Emre, Türkiye’de bugün iktidar değişikliğinin vatandaşların gözünde zaten gerçekleştiğini ifade ederek, “Bu iktidar bitmiştir. İktidar bugün zorla duruyor. Vatandaşın gönlünde, tercihinde gerçekleşen değişimi zorla devlet gücüyle, yargı gücüyle engellemeye çalışıyor. Vaziyet bundan ibaret. Buna yardımcı olursa iktidarın içerisinde bazı insanlar, Türkiye’ye büyük bir iyilik yaparlar ve o partileri de muhalefette çalışır, çabalar bir dönem sonra, iki dönem sonra yeniden gelir. Ama bu kafayla giderlerse Türkiye’yi bir felakete doğru götürüyorlar” dedi.
Nesrin Nas: “Otoriter rejimler çok maliyetlidir, sadakatı sürekli satın almanız lazım”
Nesrin Nas da, “Bu tür bir rejimi sürdürmek çok pahalı bir iştir. Otoriter rejimler çok pahalıdır yani, çok maliyetlidir. Hele doğal kaynaklarınız yoksa, o sadakatı da bir kere satın almakla olmuyor, sürekli satın almanız lazım. Yani o sadakat ağlarıyla nasıl mücadele edilecek? Suç ortaklığıyla nasıl mücadele edilecek?” diye sordu.
Toplumun, bugüne kadar sürdürdüğü tutumu çok daha kararlı bir şekilde sürdüreceğini düşündüğünü ifade eden Nas, şöyle konuştu:
“Bir hakikat mücadelesi veriliyor. CHP de bu hakikat mücadelesini kurumsal olarak vermeye çalışıyor. Cumhuriyet’in kurumları arasında elimizde kalan son kurum da CHP’dir zaten. Onun dışında bütün kurumlar yerle yeksan oldu. CHP Türkiye’nin Rusya olmasının önünde iktidarın açması gereken son engel. İktidar da bunun farkında. Yani rejimin, bundan sonra seçimleri bir plebisiter referanduma dönüştürebilmesinin yolu CHP’yi yıldırmak, sokaktan sahadan çekmek, Ankara’yı hapsetmek, rejime muhalefet etmesinden vazgeçirip rejimin muhalefeti haline getirmek. Erdoğan da sonuna kadar bunun için uğraşacaktır. Çünkü kendisinin ve rejimin geleceği için, bu rejimi geri dönülmez bir şekilde kurumlarıyla, kurallarıyla yerleştirebilmek için buna o da kendini mecbur hissediyor. Yani bundan sonra mücadelelerini daha da sertleştirecekleri kanısındayım.”