Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Emine Ocak 89 yaşında hayata gözlerini yumdu. Emine Ocak, 1995 yılında gözaltında kaybedilen oğlu Hasan Ocak’ın ardından kayıpların bulunması için mücadele etti. Aradan geçen otuz yıla rağmen adalet talebinden vazgeçmeyen Ocak, Galatasaray Meydanı’nın, kayıpların, direnişin ve hafızanın sembolü oldu.
Hasan Ocak, 12 Mart 1995’te İstanbul’da Gazi Mahallesi katliamının ardından gözaltına alındı. Günlerce oğlundan haber alamayan Emine Ocak, ailesiyle birlikte tüm resmi kurumlara başvurdu ancak sonuç alamadı. Hasan’ın ağır işkenceye uğramış bedeni, 58 gün sonra Beykoz’da bir kimsesizler mezarlığında bulundu. Ocak ailesi, yaşananların peşini bırakmadı.
Emine Ocak, oğlunu her yerde aradı. Çalmadık kapı, gitmediği mahkeme bırakmadı. Bir mahkemede Emine Ocak, heyete bağırdığı iddiasıyla 17 Nisan 1995’te 1 ay hapis cezası aldı. Ocak, Ankara Merkez Cezaevi’ne konuldu.
Emine Ocak, oğlunun cenazesini teşhis ederken yaşadığı acıyla birlikte bir mücadeleye adım attı.
İlk defa 27 Mayıs 1995’te, yakınlarından haber alamayan insanlar bir araya gelip Galatasaray Lisesi’nin önünde bir basın açıklaması yaptılar, adlarını da “Cumartesi Anneleri” koydular. Sessiz ama kararlı bu direniş, hem Türkiye’nin insan hakları tarihine hem de toplumsal hafızasına kazındı.
Gözaltılar, baskılar, yasaklar: “Biz vazgeçersek bu ülke kaybedenlerin cenneti olur”
Eylemler, 1999 yılında dönemin İçişleri Bakanı’nın talimatıyla yasaklandı.
Emine Ocak ve diğer kayıp yakınları defalarca polis müdahalesine maruz kaldı, gözaltına alındı.
Ağustos 2018’de gerçekleşen 700. hafta eylemi sert müdahaleyle dağıtıldı. Emine Ocak, 83 yaşında olmasına rağmen yere yatırılarak gözaltına alındı. Bu görüntüler Türkiye ve dünya kamuoyunda büyük tepki yarattı.
Ancak tüm baskılara rağmen Emine Ocak geri adım atmadı, her fırsatta adalet talebini dile getirdi. Yaptığı konuşmalarda, “Biz vazgeçersek bu ülke kaybedenlerin cenneti olmaya devam edecek” dedi. Yalnızca kendi oğlu için değil, kaybedilen tüm insanların hesabını sormaya devam etti.
Ocak, yıllar içinde verdiği söyleşilerde defalarca aynı soruyu sordu: “Oğlumu gözaltına alanlar belli. Gözaltında olduğunu inkâr edenler belli. Neden hâlâ yargılanmıyorlar?”
Bu sözleri, Türkiye’de cezasızlık sorununun en yalın ve çarpıcı ifadesi oldu.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Galatasaray Meydanı’na dönüş: “Bir Hasan kaybettim, bin Hasan kazandım”
Galatasaray Meydanı, 2018’den itibaren Cumartesi Anneleri’ne kapatıldı. Polis her hafta meydana çıkan kayıp yakınlarını ablukaya aldı.
Emine Ocak, Aralık 2023’te, 975. hafta vesilesiyle meydandaki yerine yeniden oturdu. Bu, beş yıl sonra Galatasaray’a ilk dönüşüydü. O sırada 87 yaşındaydı. Ellerinde Hasan Ocak’ın fotoğrafı, çevresinde kayıp yakınları ve hak savunucuları vardı.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor da destek için oradaydı.
Emine Ocak, bu dönüşle yalnızca sembolik bir duruş sergilemedi; aynı zamanda ısrarın, inancın ve hafızanın beden bulmuş hali olduğunu yeniden gösterdi. Daha önce defalarca söylediği “Bir Hasan kaybettim, bin Hasan kazandım” sözü, meydandaki yüzlere, fotoğraflara ve sessiz bekleyişe yansıdı.
30 Ağustos Dünya Kayıplar Günü’nde yayımladığı mektupta “Biz vazgeçersek bu ülke kaybedenlerin cenneti olmaya devam edecek” ifadelerini kullandı. Bu sözleri, mücadelesini hem ahlaki hem de toplumsal bir sorumluluk olarak gördüğünü ortaya koydu.
Emine Ocak’ın direnişi, yalnızca kişisel bir kaybın değil, toplumsal bir adalet mücadelesinin ifadesi olarak Türkiye’de insan hakları tarihine geçti.