Ekrem İmamoğlu, yeni çözüm sürecini The Economist’e değerlendirdi. İmamoğlu, 30 PKK üyesinin silah bırakmasıyla başlayan süreci tarihi fırsat olarak niteledi ancak demokratik zemin eksikliğini eleştirdi.

Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, PKK’nın silahsızlanma süreciyle ilgili The Economist’e yazdı. İmamoğlu, temmuz ayında Irak’ın kuzeyinde 30 PKK üyesinin silah bırakmasıyla başlayan süreci “tarihi fırsat” olarak niteledi ancak demokratik zemin eksikliğini eleştirdi.
“PKK’nın ayrılıkçı bir isyanla başlattığı Kürt meselesi, yıllarca Türkiye’de demokrasinin derinleşmesine engel teşkil etti” diyen İmamoğlu, bugünkü silahsızlanma sürecinin tam da ülkede otoriterliğin tırmandığı dönemde yaşanmasını “başlı başına bir ironi” olarak tanımladı.
“Muhalefete artan baskı barış sürecini etkiliyor”
Son bir yılda kendisi dahil birçok CHP’li belediye başkanının siyasi gerekçelerle tutuklandığını hatırlatan İmamoğlu, “Bu durum, sadece muhalefete gözdağı vermekle kalmadı, Türkiye’de demokratik katılım alanını da iyice daralttı” dedi, artan baskı ortamının barış sürecini doğrudan etkilediğini vurguladı.
“Süreç, Kürt nüfusun uzun süredir dile getirdiği siyasi, kültürel ve ekonomik şikayetlerin ele alınması için gereken kapsayıcı siyasi zemin olmadan ilerledi” diyen İmamoğlu, Irak, Suriye ve İran’da faaliyet gösteren PKK bağlantılı gruplarla ilgili gerçek strateji eksikliğinin çatışmanın önemli bölgesel boyutlarını sürecin dışında bıraktığını söyledi.
Hükümetin açık ve kapsayıcı ulusal diyalog başlatması gerekirken “müzakereleri kapalı kapılar ardında yürütmeyi tercih ettiğini” belirten İmamoğlu, “Bu da meşruiyet ve güven inşa etmek için önemli bir fırsatı heba etmiş oldu” diye ekledi.
CHP’nin Kürt meselesine yaklaşımı
“Cumhurbaşkanı adayı olduğum Cumhuriyet Halk Partisi için Kürt meselesi yalnızca bir ulusal güvenlik konusu değil; aynı zamanda demokrasi, adalet, kalkınma ve kurumsal reform meselesidir” diyen İmamoğlu, şiddeti sona erdirecek uzun vadeli strateji savunduklarını belirtti. İmamoğlu, “Tüm vatandaşlarımız için eşit yurttaşlık, demokratik katılım, hesap verebilirlik ve cumhuriyet çatısı altında ortak bir gelecek istiyoruz” dedi.
PKK’nın kendini lağvetme niyetini açıklamasından sonra iki önemli öneri sunduklarını aktaran İmamoğlu, öncelikle barış sürecinin hukuka uygunluk, sivil katılım ve kurumsal denetim çerçevesinde ilerlemesi için derhal parlamento komisyonu kurulmasını talep ettiklerini hatırlattı.
“Komisyon kuruldu ama endişeler sürüyor”
“Komisyonun nihayet kurularak 5 Ağustos’ta ilk toplantısını gerçekleştirmesi doğru yönde atılmış bir adımdır” diyen İmamoğlu, “Ancak birçok kişi, müzakerelerin hükümetin dar güvenlik odaklı gündemiyle sınırlı kalacağından endişe duyuyor” diye ekledi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Şeffaf bir sürece ihtiyaç var, Erdoğan koalisyonunun önceden belirlenmiş kararlarını meşrulaştırmaya yarayan bir vitrine değil” diyen İmamoğlu, ikinci önerilerinin silahsızlanma sürecinin demokratik normlara dönüşle eşzamanlı ilerlemesi olduğunu söyledi.
“Kalıcı barış demokratik gerilemeyle mümkün değil”
“Kalıcı barış, partizanlık ve demokratik gerilemenin yaşandığı bir sistemde mümkün olamaz” diyen İmamoğlu, sürece meşruiyet kazandırması gereken kurumların—parlamento ve sivil toplum—uzun zamandır devre dışı bırakıldığını, yargının siyasallaştırıldığını söyledi. İmamoğlu, “Oysa halkımızın hak ettiği barış, baskıyla değil, meşruiyetle sağlanabilir” dedi.
Kendi deneyiminin Türkiye’deki çelişkileri ortaya koyduğunu belirten İmamoğlu, mart ayında siyasi nedenlerle tutuklandığını hatırlattı. “Bana yöneltilen suçlamalar arasında yolsuzluk ve teröre yardım da vardı” diyen İmamoğlu, son suçlamanın seçim listelerindeki bazı belediye meclis üyesi adaylarının PKK ile bağlantılı olduğu iddia edilen platformla ilişkili oldukları gerekçesiyle yöneltildiğini söyledi.
“Bu arada, barış arayışında olduğunu öne süren hükümet, seçilmiş Kürt temsilcileri sistematik biçimde hedef almayı sürdürdü” diyen İmamoğlu, DEM Parti’den birçok belediye başkanının görevden alınıp yerlerine kayyum atandığını söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasına yönelik kararlarının “hâlâ uygulanmadığını” belirtti.
“Türkiye yol ayrımında”
“Türkiye bugün bir yol ayrımında” diyen İmamoğlu, “İçerideki yönetim anlayışı dış politikadaki ağırlığını giderek daha fazla belirleyecek. Sorumlu bir bölgesel güç olabilmek için, Türkiye kendi demokratik kurumlarını yeniden kuvvetlendirmelidir” dedi.
“Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olarak, ülkemizin demokratik yenilenme sürecine liderlik etmeye kararlıyım” diyen İmamoğlu, “Meşruiyet ve hukukun üstünlüğüne dayanan yeni bir hükümet, dünyayla ilişkilerini netlik ve kararlılıkla kuracaktır” diye vurguladı.