Boğaziçi Üniversitesi’nde cinayet: 15 yaşındaki kız çocuğunun öldürülmesiyle ilgili neler oldu?

Boğaziçi Üniversitesi’nde cinayet işlendi. Ayberk Kurtuluş adlı 24 suç kaydı olduğu bilinen erkek, 15 yaşındaki Hilal Özdemir’i kampüse soktuğu silahla öldürdü. Yaşamını yitiren Özdemir, kampüste düzenlenen bir düğünde çalışıyordu.

Boğaziçi Üniversitesi’nde cinayet: Fail kampüse nasıl girdi?
Boğaziçi Üniversitesi’nde cinayet

Boğaziçi Üniversitesi’nin Güney Kampüsü’nde 30 Ağustos Cumartesi günü bir çocuk cinayeti işlendi. Ayberk Kurtuluş (20) adlı 24 suç kaydı olduğu bilinen erkek, 15 yaşındaki Hilal Özdemir’i kampüse nasıl soktuğu bilinmeyen bir silahla ateş ederek öldürdü. Kurtuluş daha sonra aynı silahla intihar etti.

Özdemir cinayet günü, üniversiteye ait Kennedy Lodge adlı lojman binasında düzenlenen bir düğünde çalışıyordu. Kurtuluş bir düğün çalışanı ya da üniversite öğrencisi olmamasına rağmen Özdemir ile konuşmak için ilk başta öğlen, daha sonra da akşam saatlerinde olmak üzere iki defa kampüse girdi. 

Kurtuluş’un Özdemir’in eski sevgilisi olduğu iddia edildi. Özdemir’in bir süre önce Kurtuluş’tan ayrılmak istediği ancak failin bu karara saygı göstermediği, Özdemir’i sürekli rahatsız ettiği belirtildi. Bunun üzerine Özdemir’in okuduğu okuldan ayrılarak başka bir okula geçtiği ifade edildi.

Canlı konumu takip etmiş

Sabah’ın haberine göre olay günü Özdemir’i arayan Kurtuluş’un, “Son bir kez görüşelim” dediği, Özdemir’in kendisine yarı zamanlı olarak çalıştığı kafenin konumunu attığı, Kurtuluş’un da aracıyla kampüsün girişine gelip, ‘Düğüne geldim’ diyerek arama yapılmadan kampüse girdiği ortaya çıktı.

Fail kampüse nasıl iki defa ve aranmadan girebildi?

DHA’nın haberine göre birçok sabıkası olduğu bilinen Kurtuluş, kampüsün sahile açılan Kale Kapısı’na öğle saatlerinde aracıyla geldi. Güvenliklere “Düğüne geldim” diyen fail hiçbir aramaya tabi tutulmadan ilerledi. Kampüste ise Özdemir ve Kurtuluş tartışırken görüldü. İkiliyi gören bir kadın olaya tepki gösterdi, bunun üzerine Kurtuluş aracıyla kampüsten ayrıldı. 

Boğaziçi Üniversitesi’nde cinayet: Fail kampüse nasıl girdi?

Kurtuluş akşam saatlerinde aracıyla bir kez daha kampüse geldi. Düğüne geldiğini söyledi, yine aranmadı. 

Kampüsün Kale Kapısı’nda Hisarüstü’nde bulunan ana kapının aksine bir X-Ray cihazı bulunmuyor. Bu kapıda genellikle kimlik kontrolü yapılıyor ancak iddialar düğünün olduğu gün bir kimlik kontrolü de yapılmadığı yönünde. 

Cinayette kullanılan silahın ruhsatsız olduğu öğrenildi. 

Üniversite kampüsünde neden düğün yapılıyor?

Kennedy Lodge adı verilen bina, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Tesisler çatısı altında düğün ve nişan gibi organizasyonlar için kiralanabiliyor. Üniversitenin resmi internet sitesinde çeşitli organizasyon firmalarının iletişim bilgileri bulunuyor. Özdemir’in 18 yaşından küçük olmasına rağmen o gün bu firmalardan bir tanesi tarafından çalıştırıldığı biliniyor.

Üniversite ne açıklama yaptı?

Boğaziçi Üniversitesi Medya Merkezi sosyal medya platformu X üzerinden “Üniversitemizin Güney Kampüsü Kale Kapısı’nda sivil bir vatandaşın silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiği, daha sonra saldırıyı gerçekleştiren failin aynı silahla intihar ettiği bilgisini üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz” diyerek bir açıklama yayımladı.

Ekonomi Bölümü akademisyeni Doç. Dr. Burçay Erus, X platformunu kullanarak üniversite yönetiminin kendini cinayetin sorumluluğundan soyutlama çabasına dikkat çekti:

“Olayın gerçekleştiği yere en yakın bina Kale Kapı değil, Kennedy Lodge. Hayatını kaybeden çocuk herhangi bir sivil değil üniversitedeki düğün organizasyonu çalışanı. Allah kimseyi bu kadar acı bir olayda dahi kendini kurtarma çabası içine girer konumda bırakmasın.”

Üniversite yönetimi 1 Eylül Pazartesi günü yeni bir açıklama yayımladı. Cinayetin üniversiteyle herhangi bir bağlantısı olmayan bir etkinlik sırasında meydana geldiğinin vurgulandığı açıklamada, “Kennedy Lodge’da bir organizasyon şirketi tarafından düzenlenen bu etkinlik esnasında görevli olan Hilal Özdemir, olayın failiyle görüşmek üzere kısa süreliğine bulunduğu alandan ayrılmış, Kale Kapı’ya giden yol üzerinde uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir” denildi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Etkinliğe davetiyesiyle geldi”

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Olayın failinin, etkinliğe davetiyesiyle geldiği ve girişte davetiyesini ibraz ederek kampüse girdiği anlaşılmıştır. Güvenlik görevlileri gerekli kampüse giriş prosedürlerini uygulamış; davetli kaydı tutulmuş, araç misafir otoparkına yönlendirilmiş ve giriş kuralları yerine getirilmiştir. Mevzuat gereği güvenlik görevlilerinin araç içi arama veya üst arama yetkisi bulunmadığından, failin aracında sakladığı silah tespit edilememiştir. Bununla birlikte, ilgili güvenlik sorumluları hakkında idari inceleme başlatılmıştır.”

“Güvenlik zaaflarının ve sorumsuzluğun en acı sonuçlarından biri” 

Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) X platformu üzerinden yaptığı açıklamada acı kaybı vurgulayarak sorumluluğun tamamen Boğaziçi Üniversitesi yönetimine ait olduğunu söyledi:

“Bu olay yalnızca bir kadın cinayeti değil; aynı zamanda çocuk işçiliğinin, güvenlik zaaflarının ve sorumsuzluğun en acı sonuçlarından biridir. Üniversiteler; bilimin, özgürlüğün ve yaşamın güvenle sürdürülmesi gereken alanlarıdır. […] Bu vahim güvenlik zafiyetinin doğrudan sorumlusu Boğaziçi Üniversitesi yönetimidir. Öğrencilerin, çalışanların ve ziyaretçilerin güvenliğini sağlayamayan yöneticiler, görevlerini yerine getirmedikleri için kamuoyu önünde hesap vermeli; gerekli idari ve hukuki süreçler gecikmeden ve derhâl işletilmelidir.”

“15 yaşındaki canımız gitti”

Hilal Özdemir’in amcası Fahri Özdemir 31 Ağustos Pazar günü düzenlenen cenaze töreninde, “15 yaşındaki canımız gitti. 24 tane suçu var. Gelip benim yeğenimi öldürüyor. Sonra gidip kendisini öldürüyor. Benim tek kızdığım, o kampüse normal bir insan giremiyor. Bu adam o silahla nasıl giriyor? Zaten bunun peşine düşeceğiz. Öyle bırakmayacağız. Hiç haberimiz yoktu. Gündüz 19.30’da olay oluyor. Gece 22.30’da öğreniyoruz bu olayları sosyal medyadan” diyerek isyan etti.

Amca Özdemir, Kurtuluş’a dair “Çocuğun sahibi de yok. Adli Tıp’a kimsesi de gelmedi. Babası ile annesi ayrı. Bu çocuk babasını da dövüyormuş. Babası cenazesini almaya bile gelmedi” dedi. 

“Kayyım yönetimi eli silahlı katili kampüse aldı”

Birçok farklı üniversiteden toplanan kadın öğrenciler 31 Ağustos Pazar günü cinayetin işlendiği Güney Kampüs’te eylem yaptı.

Eylem çağrısına destek veren İTÜ’lü Kadınlar adına okunan basın açıklamasında cinayetin sistematik bir saldırının sonucu olduğu belirtildi:

“Kayyum yönetimi, kendi öğrencisinin çantasını ararken eli silahlı bir katili kampüse aldı. Bu yalnızca bireysel bir trajedi değildir; erkek şiddeti, devletin cezasızlık politikalarıyla birleşerek sistematik bir hale gelmiştir. Bugün bir kız çocuğu katlediliyorsa, sorumlusu yalnızca silahı çeken değil, bu zemini hazırlayan siyasi iktidardır.”

Kaynaklar: Demirören Haber Ajansı
Derleyen: Can Malik Kiremitçi