Ruşen Çakır yorumluyor: Cemaatlerin ipiyle kuyuya inilir mi?

Ruşen Çakır, “Cemaatlerin ipiyle kuyuya inilir mi?” başlıklı yayında, MHP’nin dile getirdiği yeni paralel yapı iddiasını ve bunun devlet içindeki yansımalarını detaylıca ele aldı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “çocuk suçluları” üzerine bir yazı kaleme aldı ve bu yazıda “yeni bir paralel yapının izleri” uyarısında bulundu. Bahçeli’nin danışmanı ve Türkgün Gazetesi’nin başyazarı Yıldıray Çiçek de “‘Yeni bir paralel yapının izleri’ uyarısı” başlıklı bir yazı yayımladı.  Çiçek, “Sayın Devlet Bahçeli’nin ‘yeni bir paralel yapının izleri’ uyarısı ihmal edilemez. TSK, Emniyet ve istihbarat, milletimizin güvenliğini korumada en hayati alanlardır” dedi.

Erdoğan Fethullahçılar yerine kimleri koydu?

Paralel yapı denilince akla Fethullahçılık geldiğini belirten Ruşen Çakır, “Devlet içerisinde örgütlenmiş bir yapı ve bu yapıya paralel devlet tanımını AK Parti’ye yakın birileri dile getirmişti. Ama uzun bir süre kullanılmadı bu. Çünkü hâlâ Fethullahçılarla Erdoğan arasında iyi ilişki görüntüde vardı. Sonra bozuldu. Şimdi Mümtaz’er Türköne diyor ki, ‘MHP tarafından paralel yapı dendiği zaman burada illa ki bir İslami cemaat göndermesi vardır’. Kim oldukları muğlak” dedi.

Çakır, Erdoğan’ın Fethullahçılar ile işbirliği yaptığı dönemde, örgütün, devletin birçok kurumuna (ordu, yargı, polis, diyanet) sızdığını ve hiyerarşik yapılanmanın dışında kendi “imamlar” aracılığıyla paralel bir yapı kurduğunu hatırlattı.

17-25 Aralık operasyonları ve özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Fethullah Gülen’e bağlı mensupların tasfiye edildiğini, OHAL ve KHK’larla görevden alındığını veya tutuklandığını hatırlatan Çakır, “Şimdi bunun yerine kimi koydu Erdoğan? Burada yardımına bir ölçüde ülkücüler, MHP, bir ölçüde kendi partisi -özellikle partideki hukuk fakültesi mezunu avukatlık yapan kişiler- koştu” dedi.

“Erdoğan cemaatlere tam olarak güvenmiyor”

Ruşen Çakır şöyle devam etti:

“Başka yerlere de AK Parti’nin üyeleri yöneticilerinden gidenler oldu. Ama esas olarak diğer İslami gruplardan kişileri değişik bakanlıklarda mesela Sağlık Bakanlığı denince akla Menzil geliyor ya da emniyet denince Nurcuların Yazıcı kolu geliyor gibi. Bir ara İskenderpaşa Cemaati çok gündemdeydi. Bunlar Erdoğan’la uyum içerisinde çalışıyorlar. Ama Erdoğan’ın onlara tam olarak güvendiğini düşünmüyorum.”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Cemaatlerin ipiyle kuyuya inilir mi?” diye soran Çakır, “Kesinlikle hayır. Çünkü bu cemaatler, -hangisi olursa olsun-, üç aşağı beş yukarı aynı, karşılarındaki kim olursa olsun, onunla ne kadar orta paydaları olursa olsun, her zaman için öncelikle kendilerini düşünürler ve asla ve asla karşı tarafa biat etmezler” dedi.

“Bahçeli’nin kastı doğrudan Erdoğan değil”

Dolayısıyla şu anda MHP’nin devlet içerisindeki “milli şuurlu” kadrolarının sıkıntı yaşadığını belirten Çakır, şöyle konuştu:

“Bu kast ettikleri kim? Ülkücü kadrolar. Özellikle emniyette, başka güvenlik  birimlerinde belki yargı çok önemli. Buralarda bir köşe kapmaca oynanıyor, iktidar savaşı  yaşanıyor ve MHP bir anda el yükseltti ve burada paralel yapı oluşuyor dedi. Buradaki kastı doğrudan Erdoğan değildir. Erdoğan zaten ülkenin tek adamı. Niye devletin içerisine kendisine  paralel bir yapı oluştursun? Burada belli ki Erdoğan’la birlikte hareket ettiği söylenen birilerinin MHP’ye ve ülkücü kadrolara sorun çıkarttığı bir gerçeği var ya da iddiası var.”