İddia: Hakan Tosun’a saldıranların ailesi kamera kayıtlarına el koydu

Sokak ortasında dövülerek öldürülen gazeteci Hakan Tosun’a saldıranların ailesinin, kamera kayıtlarına el koyduğu iddia edildi. İddiaya göre olayı en net gören bir esnafın güvenlik kamerası ve kayıt cihazı, tutuklanan sanıklardan birinin ailesi tarafından “bize lazım” denilerek alındı.

Hakan Tosun

10 Ekim’de İstanbul-Esenyurt’ta sokak ortasında saldırıya uğrayıp ağır yaralanan ve 13 Ekim’de beyin ölümü gerçekleşen gazeteci Hakan Tosun’a ne olduğuna dair soru işaretleri hâlâ giderilmedi. Hem ailesi ve arkadaşları hem de sosyal medya kullanıcıları “Hakan Tosun’a ne oldu?” diye sorarak, olayın bir an önce aydınlatılmasını istiyor.

Tosun’un ailesi İstanbul-Nurtepe’deki cemevine taziyeleri kabul etti. Tosun’un kardeşi Öznur Tosun, taziyede yaptığı açıklamada şu soruları sordu:

“En üzücü şey şu: Abimin darp edilip, dönüp tekrar darp edilmesi. Burada bir şeye mi şahit oldu. Orada bir şey mi gördü? Çünkü bir gazeteci kimliği var abimin. Her an kamerasıyla her an her şeyin farkında olan bir insan. Orada bir şeye mi şahit oldu, orada bir alışverişe mi şahit oldu? O araba, motora bir şeyler mi veriyordu? O yüzden mi bu kadar bir şeyleri saklamaya çalışıyorlar? Kim, neden koruyor bu insanları? Bunlar neyi kapatmaya çalışıyorlar? O, 24 ve 18 yaşındaki gençlerin arkasında kim var? Onlar kimin maşası?”

“Senin kameran bize lazım”

Öte yandan Halk TV muhabiri Umut Taştan, Tosun’un öldürüldüğü noktaya giderek esnaf ile konuştu. Kameraya konuşmak istemeyen ancak olayı çok net gören bir kamera açısına sahip olan bir dükkân sahibi, yaşananları Taştan’a anlattı.

Esnafın iddiasına göre, olaydan sonraki sabah polis iki kez dükkâna gelerek kamera kayıtlarını yerinde inceledi ancak kayıtların olduğu harddisk gibi herhangi bir cihaza el koymadı.

Polisin ayrılmasının ardından ise iddiaya göre tutuklanan sanıklardan birinin bölgede elektrikçilik yapan ve tanınan ailesi, dükkâna gelerek, “Senin kameran bize lazım” dedi ve olayı gören kamerayı kayıt cihazıyla birlikte alıp götürdü.

“Polis sorarsa kayıtlar bizde dersin”

Saldırganın ailesi, esnafa polisin tekrar gelmesi durumunda “Görüntülerin bizde olduğunu söylersin, bizden alırlar” şeklinde bir ifadede bulundu. Daha sonra kamerasını geri almak için ailenin dükkânına giden esnaf, saldırıyı gerçekleştiren kişinin babasıyla karşılaştı. Babanın, “Bir tokat atmış, bu yüzden benim çocuğumu aldılar. Biz de kendimizi aklamaya çalışıyoruz” dediğini aktardı.

Esnaf, babanın ayrıca, “Daha önceden husumetimiz vardı. Çocuk da görünce bir tokat atmış. Hayatını kaybetmiş, bizim üstümüze kalmasın” dediğini iddia etti.

Polis ve saldırgan ailesinin “ocak başı” diyaloğu

Muhabir Umut Taştan’ın ulaştığı bilgilere göre, ilerleyen saatlerde sanık yakını baba, polislerle bir “ocak başında” bir araya geldi. Babanın burada da polislere “Benim çocuğum bir tokat attı. Yapan başkasıdır, benim çocuğum öldürmedi. Biz de öldüreni arıyoruz” dediği iddia edildi.

Saldırı nasıl gerçekleşti?

Gazeteci ve aktivist Hakan Tosun, 10 Ekim Cuma günü İstanbul-Esenyurt’ta fiziksel saldırıya uğradı. Ağır yaralı halde bulunan Tosun, Çam ve Sakura Hastanesi’ne götürüldü.

Tosun’dan 24 saat boyunca haber alınamaması üzerine ailesi ve gazeteci dostları tarafından sosyal medyada çağrılar yapıldı.

Kayıp başvurusunun ardından Tosun’un Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’nde olduğu öğrenildi. Üzerinden kimlik çıkmadığı için gazetecinin hastaneye kimliği belirsiz olarak getirildiği bildirildi.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Hakan Bozyurt, olaya ilişkin yaptığı açıklamada, saldırıyla bağlantılı olduğu değerlendirilen iki kişinin tutuklandığını duyurdu.

Bozyurt, olayın Esenyurt Mehmet Akif Mahallesi’nde meydana geldiğini belirterek, “Olay adli kayıtlara geçti. Ancak Hakan’ın kimliğinin tespit edilmesi geç saatlerde gerçekleştiği için ailesine ulaşılmasının geciktiği ifade ediliyor” dedi.

Avukat Bozyurt, soruşturmanın kapsamına ilişkin olarak şu bilgileri paylaştı:

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Dosyada olay anına ilişkin görüntüler mevcut. Ancak saldırının tam olarak aydınlatılabilmesi için görgü tanıklarının ifadelerine ve kamera kayıtlarının incelenmesine ihtiyaç var. Bu konuda taleplerimizi ileteceğiz. Tüm tanık beyanları ve deliller büyük önem taşıyor.”

Hakan Tosun’un kardeşi Öznur Tosun ise 13 Ekim Pazartesi günü yaptığı açıklamada, olayla ilgili iki kişinin tutuklandığı yönündeki bilginin kendilerine verilmediğini belirtti:

“Biz aile olarak bu soruşturmadan hiçbir bilgi almadık. Bize hiçbir bilgi gönderilmedi, sunulmadı. Karıncayı bile incitmeyen Hakan Tosun için buradayız. Biz hiçbir şekilde bu soruşturmayla ilgili bir dönüş almadık. Hakan Tosun sokakta ambulansla gelip hastaneye kaldırıldığında 27 saat boyunca neden ailesine haber verilmedi? O kimliksiz bir vatandaş değil. Neden parmak izi okutulmadı? Neden yüz taraması yapılmadı? Hastane yönetimine de sesleniyorum. 27 saat siz belki de abime hiçbir işlem yapmadınız. Bunu bana birisi ispatlasın. Polis neden aileye bilgi vermedi? O kimliksiz, sahipsiz değildi. Ben karakola gidip kayıp ilanında bulunduğumda neden bana kimse hastanede olduğunu söylemedi?”

Saldıranların görüntüsü ortaya çıktı

Tosun’un saldırıya uğradığı anların görüntüsü paylaşıldı. Güvenlik kamerası kayıtlarında, motosikletle gelen iki saldırganın bir anda Tosun’a saldırdığı görüldü. Aldığı darbeler sebebiyle yere düşen Tosun daha sonra saldırganların tekmelerinin hedefi oldu.

Saldırganların araçların inerek saldırıyı gerçekleştirdikleri, tekmeledikleri ve olay yerinden uzaklaştıkları açıkça görüldü. Paylaşılan görüntüde, olayla ilgisi olan iki kişinin karakoldan elleri arkadan kelepçeli olarak çıkarıldığı da yer aldı.

Hakan Tosun kimdir?

1975 yılında İstanbul’da doğdu.

Medya sektörüne 1993’te özel radyoların yayın hayatına başlamasıyla teknik danışman olarak adım attı.

Ardından 1998’de İzmir’e yerleşen Tosun, burada çeşitli yerel televizyon kanallarında haber montaj operatörü olarak çalıştı.

Belgesel yapımcılığına 2009 yılından itibaren yönelen Tosun, özellikle doğa, kent mücadelesi ve toplumsal direniş temalarına odaklanan bağımsız yapımlarıyla tanındı.

“Çatılara Doğru”, “Tekel İşçileri”, “Büyük Anadolu Yürüyüşü”, “Dönüşüm (Gentrification)” ve “Validebağ Direnişi” gibi filmleriyle dikkat çekti.

Gazetecilik alanındaki bağımsız çizgisini sürdüren Hakan Tosun aynı zamanda “Doğa ve Kent Aktivizm Documentary” adlı yapım şirketinde yönetmenlik yapmaktaydı.