Nasıl Bir Dünya? Nasıl Bir Türkiye? (193): Türkiye-AB ilişkileri | İklim krizi ve COP31 gündemi

İPM-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi ve Medyascope işbirliğiyle hazırlanan “Nasıl bir Dünya? Nasıl bir Türkiye?” programının 2025-2026 dönemindeki ilk programına Senem Aydın-Düzgit ve Ümit Şahin katıldı. Programın ilk bölümünde Türkiye-AB ilişkileri, iklim krizi ve COP31 gündemi konuşuluyor.

İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Senem Aydın-Düzgit ve kıdemli araştırmacı Ümit Şahin, Nasıl Bir Dünya? Nasıl Bir Türkiye? programında iklim politikalarını ve Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdi. Uzmanlar, Türkiye’nin yeni iklim hedefinin yetersiz olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eylülde New York’taki Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde Türkiye’nin yeni ulusal katkı beyanını açıkladı. Türkiye, 2035 yılında 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı hedefliyor. Emisyonlar 643 milyon tona düşecek.

Türkiye emisyonları artıracak

Şahin, açıklamanın yanıltıcı olduğunu söyledi, Türkiye’nin şu anki emisyonları 550 milyon ton civarında. 2035’te hedeflenen 643 milyon ton, mevcut seviyeden yüzde 16 daha fazla. Şahib, “Türkiye emisyonlarını düşürmeyi değil, kontrollü artırmayı hedefliyor” dedi.

İstanbul Politikalar Merkezi’nin yeni yayınladığı karbonsuzlaşma yol haritası, Türkiye’nin 2053’te net sıfıra ulaşması için farklı bir patika öneriyor. Rapor, Türkiye’nin mevcut politikalarla 2035’e kadar 655 milyon tona çıkacağını gösteriyor, Türkiye’nin hedefi ise bu rakama çok yakın.

Nasıl Bir Dünya? Nasıl Bir Türkiye? (193): Türkiye-AB ilişkileri | İklim krizi ve COP31 gündemi
Nasıl Bir Dünya? Nasıl Bir Türkiye? (193): Türkiye-AB ilişkileri | İklim krizi ve COP31 gündemi

Çin’in hedefi de yetersiz

Şahin, Çin’in yüzde 10 düşürmesinin bile iklim değişikliğini yavaşlatmak için yeterli olmadığını belirtti ancak Çin’in güneş enerjisi ve elektrikli araç yatırımları sayesinde bu hedefi aşabileceğini söyledi.

Avrupa Birliği henüz yeni iklim hedeflerini açıklamadı. Şahin, bunun Trump’ın savunma harcamaları baskısı ve Paris Antlaşması’ndan çıkmasıyla ilgili olduğunu değerlendirdi, “Avrupa üye ülkeler arasında anlaşamadığı için açıklayamadılar” dedi.

COP 31 adaylığında tıkanıklık

Türkiye, 2026 yılında Antalya’da yapılmasını istediği COP31 için Avustralya ile yarışıyor. Şahin, Türkiye’nin lojistik açıdan çok avantajlı olduğunu söyledi, “Antalya’da 650 bin yatak kapasitesi var. Her taraftan uçuş bağlantıları mevcut” dedi.

Avrupa güvenliğe odaklandı

Senem Aydın-Düzgit, Avrupa Birliği’nin gündeminin tamamen değiştiğini anlattı: “Şu anda başka bir şey konuşulmuyor zaten Avrupa’da. Yani bir numaralı gündem güvenlik. Bütün bir finansman kaynağı güvenliğe ayrılıyor.”

Rusya’nın Ukrayna işgalinden sonra tehdit algıları arttı. Düzgit şunları söyledi: “Rusya-Ukrayna işgaliyle birlikte Avrupa Birliği’ndeki tehdit algıları çok arttı. Çok ciddi bir stratejik güvensizlik var. Avrupa Birliği’nin geleceği ne olacak? Yarın öbür gün Rusya Baltık ülkelerine de saldırırsa onların savunmasına kim gelecek?”

“Türkiye’den hiç bahsedilmedi”

Düzgit, Türkiye’nin bu tartışmaların dışında kaldığını vurguladı: “Bizim bir araştırmacımız geçtiğimiz hafta Varşova’daydı. Türkiye’yle ilgili hemen hemen hiç konuşulmadı, hiç bahsedilmedi” dedi.

Türkiye ile Avrupa Birliği müzakereleri 2005’te başladı. 20 yıl sonra süreç tamamen durdu. Düzgit net konuştu: “Üyelik sürecinin şu anki koşullarda canlanmasının herhangi bir ihtimali yok.”

Düzgit, “Türkiye’de şu anda hukukun üstünlüğü rafa kaldırılmış durumda. Böyle bir ülkeyle Avrupa Birliği’nin müzakere etmesi düşünülemez” dedi.

Düzgit, Türkiye’de demokrasi tekrar tesis edilse bile zorluklardan bahsetti: “AB’nin genişleme politikasında çok ciddi bir tıkanıklık var. AB gündelik meselelerle yani acil krizlerle baş etmeye çalışıyor. 2008 yılından beri zaten bir çoklu kriz ortamında faaliyet gösteriyor.”

“Yapısal bağlar devam ediyor”

Ancak Düzgit, ilişkilerin tamamen kopmadığını vurguladı: “Bu demek değil ki arada işbirliği olmamalı ya da olamaz. Oluyor ve olmalı. Çünkü arada yapısal olarak iki tarafı birbirine yakın tutan faktörler var. Ekonomi bunlardan bir tanesi, coğrafya bunlardan bir tanesi.”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Düzgit, Almanya’nın yeni koalisyon hükümetiyle ilişkileri değerlendirdi: “İkili ilişkiler açısından bu koalisyon hükümetinden bir sorun yok. Türkiye ile ilişkin politikaları sorun yaşamayalım, sorun yaratmayalım çerçevesinde gidiyor.”

Nasıl Bir Dünya? Nasıl Bir Türkiye? (193): Türkiye-AB ilişkileri | İklim krizi ve COP31 gündemi
Nasıl Bir Dünya? Nasıl Bir Türkiye? (193): Türkiye-AB ilişkileri | İklim krizi ve COP31 gündemi

Trump iklim politikalarını ihraç ediyor

Şahin, Trump’ın iklim politikalarını dünyaya yaymaya çalıştığını anlattı: “Trump inanılmaz bir baskı kurmaya çalışıyor. Eğer ülkeler Trump’ın bu baskısına boyun eğerse maalesef iklim politikalarında kömürde, doğalgazda bir geri dönüşe gidebilir.”

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün emisyon görüşmelerinde yaşananları aktaran Düzgit şunları söyledi: “Bazı ülkeler seslerini bile çıkartmıyorlar. Bunlar başta Yunanistan ve Kıbrıs olmak üzere çekimser kalacaklarını söylemişler. Amerika bu ülkelerin çekimser kalmasını sağlayarak kendi tarafında emisyon kararını bloketmenin yolunu arıyor.”

İstanbul Politikalar Merkezi’nin yeni dönem planları

Düzgit, İstanbul Politikalar Merkezi’nin iklim değişikliği, enerji dönüşümü ve dış politika alanlarında çalışmalarını sürdüreceğini söyledi, yeni dönemde dijital toplum başlığı açıldı. Düzgit, dijital alanın düzenlemesi, istihdama etkisi ve jeopolitik dengeler ele alınacağını söyledi.

Şahin, karbonsuzlaşma ve net sıfır çalışmalarının devam ettiğini aktardı. Çelik sektörünün karbonsuzlaşması üzerine üç rapor yayınlandı. Adil geçiş çalışmaları sürüyor. Paris Antlaşması’nın 10. yılı nedeniyle Paris Artı 10 etkinlik dizisi başladı.

İPM’den yeni dönemde dijital toplum çalışmaları

İstanbul Politikalar Merkezi, yeni dönemde çalışma alanlarını genişletiyor. Düzgit, merkezin planlarını şöyle açıkladı: “IPM olarak bizim güçlü olduğumuz alanları daha da güçlendirerek devam edeceğiz. İklim değişikliği Ümit Hocamızın liderliğinde bunlardan bir tanesi ve iklim değişikliği programımız büyüyerek devam ediyor.”

Düzgit, dış politika ve güvenlik alanlarında küresel perspektifin güçlendirileceğini belirtti: “Avrupa ile olan ilişkilerimizi biraz daha küreselleştirerek ve Avrupa’yı da Türkiye ve IPM üzerinden daha küreselleşmesine katkıda bulunacağımız birçok proje ve çalışma yapıyoruz.”

Düzgit, yeni dönemin en önemli yeniliklerinden birini açıkladı: “Bu yeni dönemde bir dijital toplum başlığını da açtık ve bu alanda da artık çalışmalar yapacağız. Dijital alanın regulasyonu, dijital alanın istihdama etkisi, jeopolitik dengelerle ilişkileri, Türkiye bunun neresinde neler yapmalı konularını ele alacağız.”

İPM, tüm bu konuları faaliyetleri, yayınları ve medya platformlarıyla kamuoyuna aktarmaya devam edecek.

Şahin, İklim Değişikliği programının yeni dönem planlarını paylaştı: “Biz de İklim Değişikliği programı olarak daha önce zaten uzun yıllardır yaptığımız bu karbonsuzlaşma ve net sıfır ile ilgili çalışmalara devam ediyoruz. Türkiye’nin nasıl karbonsuzlaşması gerektiği, bunun için yapılması gereken kullanılması gereken politika araçları nelerdir?”