Osman Kavala, DW Türkçe’ye konuştu: “Milletvekilleri artık benimle görüşmek için izin alamıyor”

Osman Kavala

Sekiz yıldır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, cezaevinden DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Kavala, “Cumhurbaşkanı’nın beraat kararını eleştirmesinden sonra ise yargı süreci keyfi bir cezalandırma faaliyetine dönüştü, hukuk rayından çıktı” dedi.

İş insanı Osman Kavala’nın özgürlüğünden mahrum bırakılmasının üzerinden sekiz yıl geçti.

18 Ekim 2017’de gözaltına alınan Kavala, 1 Kasım 2017’de “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla tutuklandı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2019 tarihli “derhal serbest bırakılmalı” kararına rağmen tutukluluğu sürdü. 18 Şubat 2020’de Gezi davasında beraat etti, ancak aynı gün başka bir dosyadan yeniden tutuklandı. 25 Nisan 2022’de ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Yargıtay 2023’te kararı onadı, yeniden yargılama talebi 2024’te reddedildi.

osman kavala
Osman Kavala sekiz yıldır tutuklu.

Kavala, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden Pelin Ünker’in sorularını yanıtladı.

“Sekiz yıl önce beni suç sayılan bir eylemle ilişkilendiren herhangi bir delil olmadan iki suçlamayla tutuklandım. Gezi olaylarını planlamak ve yönetmek ile 15 Temmuz darbe girişimine katılmak” diyen Kavala, AİHM’in delil yetersizliği tespitiyle beraat ettiği Gezi davası sonrası dönemi ise şöyle anlattı:

“Cumhurbaşkanı’nın beraat kararını eleştirmesinden sonra yargı süreci keyfi bir cezalandırma faaliyetine dönüştü, hukuk rayından çıktı. Somut delil olmadan suçlama yöneltmek olağanlaştı. İnsanların gerekçesiz biçimde cezaevinde tutulması artık yargı mensuplarına tanınan bir hak gibi görülüyor.”

“Avrupa Konseyi üç yıldır somut karar almıyor”

AİHM kararının uygulanmaması nedeniyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi denetimi altına giren Türkiye’nin süreci hakkında da konuşan Kavala, “AİHM kararını uygulamayan tek ülke Türkiye ve hâlâ cezaevindeyim” dedi ve ekledi:

“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre Bakanlar Komitesi’nin önlem alması gerekirdi. Ancak üç yıldır somut bir karar alınmadı. Bu durum yalnızca benim özgürlüğümü değil, Avrupa hukuk sisteminin bağlayıcılığını da zedeliyor.”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Milletvekilleri artık benimle görüşmek için izin alamıyorlar”

Kavala, cezaevindeki kısıtlamaların da son aylarda arttığını belirterek, milletvekilleri ile görüşemediğini açıkladı:

“Birkaç ay öncesine kadar beni ziyaret eden milletvekilleri oluyordu, onların değerlendirmelerinden faydalanıyordum. Anlaşılan bir değişiklik olmuş, artık benimle görüşmek için izin alamıyorlar.”

Türkiye’de yargı bağımsızlığının demokrasinin ön koşulu olduğunu vurgulayan Kavala, “Bir ülkede demokrasinin kuralları ve kurumlarıyla işlediğinin söylenebilmesi için seçimlerin yapılıyor olması yeterli değil. Muhalefet partilerinin, sivil toplum kuruluşlarının etkin biçimde faaliyet gösterebilmeleri medyanın özgür ve bağımsız olması, yerel demokrasi organlarının düzgün çalışması son derece önemli. Ancak kanaatimce en önemli olan sivil hakları koruyan bir anayasaya sahip olmak ve bu hakların evrensel hukuk normlarına göre çalışan bağımsız yargı tarafından, gözetiliyor olması. İktidar veya güç sahipleri tarafından yönlendirilmeyen, adil biçimde yasaların gereklerini yerine getiren yargı demokrasi rejimlerinin bir icadı da değil, tarih boyunca uygarlıklar hukuk temelinde gelişmiş, hükümdarlar meşruiyetlerini adaleti sağlayarak tesis etmişler” dedi.

“Kendimi bir hayat planı yapabilecek durumda hissetmiyorum”

Sekiz yıldır cezaevinde olan Kavala, serbest kaldıktan sonra nasıl bir hayat süreceği sorusuna “Ne zaman serbest kalacağımı bilemediğimden kendimi bir hayat planı yapabilecek durumda hissetmiyorum” yanıtını verdi.

Tek kişilik odasında kitap okuyarak zaman geçirdiğini anlatan Kavala, “Cezaevinde en büyük desteği kitaplardan, özellikle edebi eserlerden ediniyorsunuz. Bir süre önce TRT 3 radyo yayını da televizyonumuza bağlandı, müzik dinleme imkânım epey artmış oldu. TRT 2 de dünya sinemasından nitelikli filmler göstermeye devam ediyor” dedi.