Dünyada ünlü Belçikalı antropolog, sosyolog ve iktisatçı olan Profesör Paul Jorion, dünya gündemine damgasını vuran Panama Belgeleri’ne dair düşüncelerini haftalık Fransız dergi Telerama’de paylaştı. Vincent Remy‘nin Profesör Jorion ile gerçekleştirdiği söyleşiyi Türkçe’ye Haldun Bayrı çevirdi. 5 Nisan 2016’da yayınlanan röportajın orijinalini bu linkten okuyabilirsiniz.
“Panama Belgeleri sızıntısı hiç de tesadüf değil”
Yakında on yılı dolacak. Subprimes krizinden altı ay, sermaye piyasalarının 14 Eylül 2008’deki çöküşünden de bir buçuk yıl önce, eski bir borsacı olan ekonomist Paul Jorion, mali sistemin çöküşünü önceden gören tek kişiydi neredeyse (Vers la crise du capitalisme américain ? [“Amerikan Kapitalizmi Krize mi Giriyor?”] La Découverte, Ocak 2007). O zamandan beri uyarıları peş peşe geldi: “Can Çekişen Kapitalizm” [Le capitalisme à l’agonie], “Göçüş. Ekonomiye Karşı Finans” [L’implosion. La finance contre l’économie]. Son kitabının başlığı ise insanın içini donduruyor: “Son Giden Işığı Söndürsün. İnsanlığın Sönüşü Üzerine Deneme”[Le Dernier qui s’en va éteint la lumière. Essai sur l’extinction de l’humanité] (Fayard). Zira Paul Jorion sadece ekonomist değil, anthropolog da. İşte bunun için devasa “Panama Belgeleri” sızıntısını mûzip bir uyanıklıkla ve ettiği sözlere daha da yenilenen bir bağlılıkla gözlemliyor…
Finans dünyasının bu yeni rezaleti size ne ilhamı veriyor ?
Jorion: İnfial kavramı üzerine düşünme ilhamı veriyor. Nasıl oluyor da, yıllardan beri bildiğimiz şeylere karşı bazı anlarda infiale kapılıyoruz? Vergi cennetleri üzerine koca koca kitaplar var; bütün mekanizmalar tarif edilmiş bu kitaplarda. Bunların en yenilerinden biri, Nicolas Shaxson’ın Treasure islands: tax havens and the men who stole the world (“Hazine Adaları: Vergi Sığınakları ve Dünyayı Soyan Şahıslar”) adlı kitabı, 2011’de ABD’de best-seller olmuştu.
1946’da Brüksel’de doğan Paul Jorion, 2007’de yazdığı “Amerikan Kapitalizmi Krize mi Giriyor?” adlı kitabında 2008’de ABD’de patak veren ve tüm dünyayı saran küresel finans krizini öngörmüştü.
Evet ama bu sefer sızan devasa bir veri stoku!
Jorion: Bu iyi bir şey tabii ki; seviniyorum da buna. Ama bu sızıntıların tesadüfen ortalığa döküldüğünü düşünmüyorum. Le Monde ve Süddeutche Zeitung devrimci gazeteler değil. Şubat 2010’da, Yunanistan’ın Euro bölgesine girmek için hesaplarında tahrifat yaptığı bilgileri sızdırılmıştı Der Spiegel’e. Bunun kökeni neydi: Bizzat Angela Merkel mi, yoksa Alman Merkez Bankası Başkanı Jens Weidmann mı? Bilinen şeyler var ve hiç kimse infiale kapılmıyor; sonra birden infial çıkıyor ortaya…
Niçin?
Jorion: 2009’dan beri hükûmetler, Eylül 2008’deki sermaye piyasaları çöküşünden sonra katkı vermeye çağırdıkları vergi mükelleflerinin, kaynağı kendileri olan finans sistemini kurtarmak için kaydadeğer meblağlar bağlama serbestliğini artık tekrar hükûmetlere vermeyi kabullenmeyeceklerini anladılar. O dönemde bail out («mali destek vererek iflastan kurtarmak») terimi icat edilmişti. 2012’de, Kıbrıs’ta bir banka iflas ettiği vakit ise, bail in, yani « [parayı bulunduğu yerde aramaya gitmek/içeriden kurtarma] » deyimi icat edildi. Kıbrıs’ın da içinde yer aldığı bölgedeki her mevduat için teminat altına alınmış 100 000 Euro’nun üstündeki mudilerin hesapları boşaltıldı. O mudiler ise Kıbrıs’ı vergi cenneti olarak kullanan Ruslardı. Yani Rusların hesapları boşaltıldı.
Ya bugün?
Jorion: 26 Haziran 2015 tarihli Avrupa anlaşması, bankaların kayıpları olduğunda öncelikle mali alacaklılara, sonra büyük şirketlerin mevduatlarına, KOBİ’lerin mevduatlarına ve nihayet 100 000 Euro’nun üzerindeki kişisel hesaplara başvurulmasını öngörür. Ama vergi mükelleflerini esirgeme amaçlı bu kural, internet üzerinde, “Devlet doğrudan cebinizden çalıyor!” diyen komplocu bir kampanyaya konu oluyor artık. Devletler, nasıl bail out artık vergi mükellefi için kabul edilebilir değilse, bail in’in de tasarruf sahibi için kabul edilebilir olmadığının ayırdına varıyorlar yani! Dolayısıyla devletler kaçan paranın birazını kapatmaya uğraşıyorlar. Vergi kaçışına bugün ışık tutulması bu yüzden. Zaten François Hollande da hükûmetinin biraz daha fazla para kapatmasını sağlayacak bu dosyaların yayınlanmasına sevindi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Sızıntılar özellikle şöhretlerin, devlet adamlarının, sporcuların, sanatçıların isimlerini açığa vuruyor; oysa siz, kitabınızda, vergi kaçışının bambaşka bir ölçekte, her şeyden önce de uluslar-ötesi şirketlerin işi olduğunu gösteriyorsunuz.
Jorion: Doğru. Vergi cennetleri şebekesinin aslında son derece iyi gözetlendiğini bilmek gerekir; çünkü eski Britanya İmparatorluğu’na tekabül etmektedir. Londra’daki City, şebekenin bütününde iyi düzeyde bir gözetim yürütmeyi sürdürüyor. Gerçekte, devletlerin bu gözetime ihtiyacı var; çünkü uyuşturucudan, fuhuştan, silah kaçakçılığından gelen kara paranın aklanmasını, yarı göz yumarak denetim altında tutmak istiyorlar. 17 Eylül 2008’de, o sırada Uyuşturucu ve Suç Şebekelerine Karşı Birleşmiş Milletler Ofisi’nin yöneticisi olan Antonio Mario Costa’ya inanılırsa, sistemin çöktüğü gün vergi cennetleri üzerinden çok miktarda kirli para zerk edilmiştir. Hikmet-i hükûmetin bu cennetlere ihtiyacı olduğu bâriz.
Devletler isteseler bile, bazen kendilerinden de güçlü olan uluslar-ötesi şirketleri denetleyecek iktidarları var mı?
Jorion: Evet, sanıyorum. Amerikan Senatosu’ndaki bir komisyonun huzuruna çağrılan Apple, cirosunun yüzde 60’ının hiçbir yerde vergilendirilmediğini itiraf etmek zorunda kaldı. Bir ya da iki yıldır, kaydadeğer ilerlemeler oldu. Kasım 2014’teki Luxleaks Davası’yla, tax rulings ilkesinin, yani Lüksemburg’da ikamet gösteren şirketlere sağlanan vergi ayrıcalıklarının ifşa olması üzerine, Lüksemburg yetkilileri geri adım atmak zorunda kaldı. Bu sistem savaş-öncesine kadar uzanır. Lüksemburg’un aniden kendini Avrupa’nın infial haritasında bulması, halklarına kemer sıkma planları uygulatan Avrupa ülkelerinde korkunç bir mali kaynak noksanlığı hissedilmesindendir. Belçika da tax rulings uygulamasını bir hâle yola koyacaktır. Kamuoyu baskısına maruz oldukları için devletler tavır değiştiriyorlar.
Devletlerin uyanmasını sağlayan, büyük çoğunluğun yoksullaşması değil mi?
Jorion: Elbette. Rakamlar ortada. ABD’de, Avrupa’da, orta sınıf diye adlandırılan kesimin pestili çıkarıldı. Ücretler düşüyor; insanın yerine yazılım ya da robot kullanımı anlamında istihdam sorunu ortaya konulmadığından işsizlikle bu daha da vahimleşiyor. İşlerini kaybedenlerin yeni iş bulmalarının gerektiği söylenmeye devam ediliyor. Oysa, ortada iş kalmadığında, ücretliler de yok oluyorlar ve sâfî muhasebeci mantığıyla şirketlerin durumları işten adam çıkardıklarında iyileşiyor. Bunun da baş sebebi, muhasebecilik ilkeleri uyarınca, değer paylaşımında, emek katkısının bir maliyet gibi telakki edilmesidir; oysa temettü ve bonus ödemeleri kâr payıdır. Halbuki bir ücretin bir maliyet olmasını, yöneticilerin temettü ve ücretlerinin ise kâr payları olmalarını haklı gösteren hiçbir nesnel etken yoktur: Hepsi aynı şekilde lüzumlu “avans”lardır, dolayısıyla sadece bir inanış söz konusudur. Bu tartışma 19. yüzyılın sosyalist düşüncesinde çok şiddetliydi. Ne var ki ortadan yok oldu. Şimdi “Occupy Wall Street” gibi hareketler etrafında tekrar ortaya çıktığını görüyoruz…
Ama Fransa’da sosyalist hükûmet, ücretlerin azaltılması ve işgücü piyasasında ücret tarifesinin serbest bırakılması yoluna gitmeyi sürdürüyor.
Jorion: Kısa süre önce yapılan bir BVA kamuoyu yoklaması halihazırdaki hükûmetin artık iş çevrelerince desteklenmediğini gösteriyor. Medef (İşverenler Hareketi) platformunu uyguluyor. 70’li yıllar ve aşırı liberalizmi teşvik eden Chicago Okulu’ndan beri, her yerde, baş özelliği bir ekonomik elitin hâkimiyeti olan bir siyasî sistem hüküm sürüyor. Bizim ülkemizde farklı platformlar üzerinden seçilmiş art arda hükûmetlerin tamamen aynı politikaları hayata geçirmesini izlemek yeterli.
2010’da, ABD Yüksek Mahkemesi firmalara seçim kampanyalarına sınırsız meblağlarla yatırım yapma izni verdi. Ve Hillary Clinton’ın kampanyasına mali destek veriyorlar…
Jorion: Yüksek Mahkeme’de o sırada muhafazakârlar çoğunluktaydı. Fakat Yüksek Mahkeme’deki yargıçların aşırı-muhafazakâr kıdemlisi Antonin Scalia Şubat ayında öldü ve şimdi, yeni bir seçim kampanyasına birkaç ay kala, Başkan Obama’nın onun yerine atama yapma hakkı olup olmadığı soruluyor. Bernie Sanders bunu kampanyasının önemli bir noktası haline getirdi ve Barack Obama’dan “en çabuk şekilde bir atama yapması”nı istiyor.
Yüksek Mahkeme’nin bu kararı ekonomik çevrelerin siyaset ve adaletin alanlarına büyük ölçüde tecavüz ettiğini göstermiyor mu?
Jorion: Elbette. Demokratik sistem para tarafından kangrenleştirilmiştir. Chicagolu iki üniversite öğretim üyesi Amerikan halkı tarafından dile getirilen bin iki yüz dileğin listesini çıkardılar; bu dileklerin pek az kısmının Kongre’de tartışıldığını, bunun da ancak lobiler tarafından teklif edildiğinde gerçekleştiğini saptadılar.
Vergi kaçışının merkezinde, aşırı-zenginlerin inanılmaz zenginleşmesi var. Şayet bir hükûmet harekete geçmek istese, ne yapması gerekirdi? Thomas Piketty’nin salık verdiği gibi en yüksek gelirleri ve mirası yüksek vergilendirmesi mi?
Jorion: Thomas Piketty düzeltici sürecin yeterli olabileceğini düşünüyor. Yüksek gelirleri yüksek vergilendirme önerilerinin büyük ekonomik krizleri tasfiye edeceği doğru. Onun fikirleri özel mülkiyete halel getirmeksizin iş görebilirler. Ama ben aşağıdan çözümleri tercih ediyorum; sonradan düzetmek yerine zenginlik yaratmanın daha iyi paylaştırılmasını. Kesin olan şey, 2008’in de gösterdiği gibi, kendi kendini düzenlemenin finansta işlemediğidir. Şeylerin değişmekte olduğu duygusundayım. Geçen sene Belçika Maliye Bakanlığı’nın finans sektörünün geleceğini düşünmek için kurduğu bir komisyona katıldım. Ve güzel bir sürprizle, yöneticilerin tekrar devletin oluş nedenini hatırlamakta olduklarını saptadım.
Toplumsal patlamalardan çekindikleri için olmasın sakın?
Jorion: Devletlerin korktukları kesin, özellikle de terörizm ortamında bir yığın insanın sokaklara dökülmesinden… Nuit Debout (“Ayakta Gece”, İş Yasası’nda reform tasarısına karşı çıkmak için 31 Mart 2016 gecesi Paris République Meydanı’nda başlayan ve başka şehirlerde de yaygınlaşarak süren protesto hareketi) kargaşa yaratıyor. Gençler “Panama Belgeleri”ni keşfettikleri vakit, sanırım République Meydanı’na gitme isteğine kapılıyorlar. Başka şekilde gitmeyecek olmalarına rağmen bu yüzden katılma kararı alanlar varsa şaşmam buna…
Bize destek olun
Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor.
Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.
İşbu Aydınlatma Metni, Veri Sorumlusu sıfatıyla Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul adresinde mukim Şirketimiz Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından sağlanan ürün ve hizmetlerin tanıtımı amacıyla internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği kısmından elde edilen kişisel verilerin işlenmesine ilişkin olup, Şirketimiz tarafından başta 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“KVKK”) olmak üzere ilgili mevzuat kapsamında aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Şirketimizin kişisel verilerin korunmasına ilişkin politikaları https://medyascope.tv adresinde yer almaktadır.
İşleme; KVKK’nın 3. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması, aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması işlemleri olarak tanımlanmıştır.
İşlenen Kişisel Verileriniz
İşlenen kişisel verileriniz, E-Bülten Aboneliği aracılığıyla bizimle paylaşmayı tercih ettiğiniz adınız, soyadınız, e-posta adresinizdir.
Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, şirketimiz tarafından sağlanan ürün ve hizmetler kapsamında promosyon, kampanya ve tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında internet sitemizde yer alan E-Bülten Aboneliği bölümünde e-posta adreslerini bildiren kişilere Şirketimizin ticari olarak faaliyet gösterdiği alanlarda reklam, tanıtım ve bilgilendirme yapmasına ilişkin sözleşmenin kurulması ve ifası, veri sorumlusunun meşru menfaati ve açık rızanız kapsamında işlenmektedir.
Kişisel Verilerin İşlenme Amaçları
Kişisel verileriniz Şirketimiz tarafından, aşağıdaki belirtilen işleme amaçlarıyla uygun süre zarfında, KVKK’nın 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında işlenecektir:
İletişim faaliyetlerinin yürütülmesi
Reklam / kampanya / promosyon Süreçlerinin Yürütülmesi
Saklama ve arşiv faaliyetlerinin yürütülmesi
Pazarlama analiz çalışmalarının yürütülmesi
Ürün / hizmetlerin pazarlama süreçlerinin yürütülmesi,
Organizasyon ve etkinlik yönetimi
Şirketimizin faaliyet alanlarında reklam, tanıtım ve bilgilendirme hizmeti sağlamak,
Şirketimiz tarafından gönderilen bu e-postalar üzerine gelen talep ve şikayetlerin cevaplanması,
Hukuki bir ihtilafın vuku bulması halinde hukuki işlem yapmak,
Sair tüm yasal yükümlülükler.
Kişisel Verilerin Hangi Amaçlarla Kimlere Aktarılabileceği
Şirketimiz, kişisel verileri “bilme gereği” ve “kullanma gereği” ilkelerine uygun olarak, gerekli veri minimizasyonunu sağlayarak ve gerekli teknik ve idari güvenlik tedbirlerini alarak işlemeye özen göstermektedir ve sadece zorunlu durumlarda üçüncü kişilere aktarmaktadır. Kişisel verileriniz; KVKK’nın 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları çerçevesinde Şirketimiz ilgili birimlerince işlenmekte ve aşağıda yer verilen amaçlarla üçüncü kişilerle paylaşılmaktadır.
İlgili mevzuatı gereği talep halinde idari makamlara, adli makamlara veya ilgili kolluk kuvvetlerine, yetkili idari ve denetleme kurullarına ve/veya diğer yetkili denetleyici kurum ve kuruluşlara aktarılabilecek ve/veya hukuki bir ihtilaf vuku bulması halinde Şirketimizin hukuki menfaatlerinin korunması amacıyla bu mercilerle ve Şirketimiz avukatları ile paylaşılmaktadır.
Ürün ve hizmetlerimizin tanıtımı amacıyla E- Bülten Aboneliği veri işleme altyapısını tedarik ettiğimiz iş ortağımız, bu bildirimlerin yapılması amacıyla hizmet aldığımız ajanslar ve pazarlama analiz şirketleri ile paylaşılmaktadır.
Kişisel verileriniz e-posta altyapısı ve ilgili hizmetlerinden yararlandığımız hizmet sağlayıcılarımızın yurt dışında bulunan veri depolama sistemleri nedeniyle KVKK’nın 9. maddesindeki şartlardan biri olan açık rıza şartı sağlandığı takdirde yurt dışına aktarılabilmektedir.
Kişisel Verilerin Saklama Süresi
Kişisel verilerinizi, sunduğumuz hizmetlerin mahiyetinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla, hizmetlerin sağlandığı süre boyunca ve ardından hukuki yükümlülüklerini yerine getirmek ve meşru menfaatini temin etmek amaçlarıyla ilgili mevzuata uygun olarak, makul süreler boyunca saklayacaktır.
Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi ve Anonim Hale Getirilmesi
Kişisel verileriniz KVKK’nın 7. maddesi uyarınca işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde kişisel veriler re’sen veya kişisel veri sahibinin talebi üzerine tarafımızca silinir, yok edilir veya anonim hale getirilir.
Kişisel Verilerinizin Güvenliği
Bize sağladığınız kişisel verilerin gizliliğini ve güvenliğini korumaya önem veriyoruz. Bu doğrultuda, kişisel verilerinizi yetkisiz erişim, zarar, kayıp veya ifşaya karşı korumak için gerekli teknik ve idari güvenlik önlemleri almaktayız.
Kişisel Veri Sahibi İlgili Kişinin Hakları
Kişisel veri sahibi “İlgili Kişi”, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 11. maddesinde aşağıda yer verilen haklarını ve taleplerini www.eliteworldhotels.com.tr adresinde yer alan Başvuru Formunu usule uygun olarak doldurmak suretiyle bildirebilecektir.
6698 sayılı KVKK’nın 11. Maddesi kapsamında herkes veri sorumlusu sıfatı ile Şirketimize aşağıdaki hususlarda başvurma hakkına sahiptir:
• Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,
• İşlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
• Kişisel verilerinizin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, • Yurt içinde veya yurt dışında aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
• Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme,
• KVKK’da öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme, • Yukarıda belirtilen düzeltme, silinme ve yok edilme şeklindeki haklarınız uyarınca yapılan işlemlerin, kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
• İşlenen kişisel verilerinizin münhasıran otomatik sistemler ile analiz edilmesi sureti ile aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
• Kişisel verilerinizin ilgili mevzuata aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde zararınızın giderilmesini talep etme haklarına sahipsiniz.
Hak ve Talepleriniz İçin İletişim
Kişisel verilerinizle ilgili sorularınızı ve taleplerinizi, Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları hakkında Tebliğ’de belirtilen şartlara uygun düzenlenmiş dilekçeyle aşağıdaki yöntemlerle iletebilirsiniz.
Başvuru Yöntemi
Başvurunun Yapılacağı Adres
Şahsen Yazılı Başvuru
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Noter
Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat:G2, Sarıyer/İstanbul
Şirketimize daha önce bildirilen ve sistemde kayıtlı bulunan elektronik posta adresinizden
“Şahsen Yazılı Başvuru” yoluna başvuracak İlgili Kişilerin kimliğini tevsik edici belgeleri ibraz etmesi zorunludur. Bu bağlamda Maslak Mahallesi, Dereboyu 2. Cadde, No: 15A/70, Ata Center İş Merkezi Kat: G2, Sarıyer/İstanbul adresine yapacağınız şahsen yazılı başvurularda başvuru formuyla birlikte kimlik fotokopisinin yalnızca ön yüzünün (kan grubu ve din hanesi gözükmeyecek şekilde) ibraz edilmesini rica ederiz.
Başvuru formunun tebligat zarfına veya e-postanın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu İlgili Kişi Talebi” yazılmasını rica ederiz.
Kişisel veri sahipleri olarak, haklarınıza ilişkin taleplerinizi, Medyascope ‘a iletmeniz durumunda Medyascope talebinizi en geç 30 (otuz) gün içinde ücretsiz olarak sonuçlandıracaktır. Ancak, başvurunuza verilecek yanıtın mevzuat uyarınca bir maliyet gerektirmesi halinde Medyascope tarafından Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenen tarifedeki ücret talep edilebilecektir.
Ticari Elektronik İleti Gönderimi Hakkında Bilgilendirme
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti; telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri ifade eder.
Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi (“İYS”) üzerinde onayı bulunmayan alıcılara ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla ya da İYS üzerinden alınabilir. İYS üzerinden alınan onaylarda ise olumlu irade beyanı ve elektronik iletişim adresi yer alır. Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilir. Alıcının ret bildiriminde bulunması, bildirimin yapıldığı iletişim kanalına ilişkin onayı geçersiz kılar. Alıcı reddetme hakkını İYS üzerinden de kullanabilir.
Alıcının kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla iletişim bilgilerini vermesi halinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.
Tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adreslerine gönderilen ticari elektronik iletiler için önceden onay alınması zorunlu değildir. Ancak tacir ve esnafların ilgili mevzuatta yer alan reddetme hakkını kullanması halinde onayları alınmadan ticari elektronik ileti gönderilemez. Bu kapsamında ileti gönderilmesinden önce tacir veya esnaf olan alıcıların elektronik iletişim adresleri hizmet sağlayıcı tarafından İYS’ye kaydedilir ve İYS üzerinden alıcıların ret hakkını kullanıp kullanmadığı kontrol edilir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca, Scope Medya Ticaret Pazarlama A.Ş.’nin (“Medyascope”) tarafından vermekte olduğumuz hizmetler kapsamında, Medyascope üzerinden temin edilen bilgileriniz doğrultusunda, onay vermeniz halinde E-posta iletişim aracı kullanarak tarafınıza her türlü bilgilendirme, tanıtım, reklam, ürün teklifleri, promosyonlar, kampanyalar, memnuniyet değerlendirme çalışmaları ve duyuruların iletilmesi amacıyla tarafınızla iletişime geçilebilecektir.
6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca ticari elektronik ileti gönderimine dair onay verseniz dahi dilediğiniz zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilirsiniz. Ret bildirimini kolay ve ücretsiz bir şekilde olmak üzere e-posta iletişim kanalı ile verebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Reddetme hakkınızı İYS üzerinden de kullanabilirsiniz.