Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Dünyanın Gidişi (4): ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarına yönelik uluslararası direnç

Merhaba,

ABD’nin nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesi ertesinde İran’a yönelik uygulamaya başladığı yeni yaptırımlara karşı uluslararası bir direnç, hatta direniş var.

İran’ın Amerikan doları satın almasını, altın ve değerli madenlerle ticaret yapmasını engelleyen, ülkenin çelik, kömür, alüminyum ticaretiyle, otomotiv ve sivil havacılık sektörünü kapsayan birinci tur yaptırımlar Ağustos ayında devreye girmişti.

Ama Trump yönetimi, İran’a asıl darbeyi ay başında yürürlüğe girecek olan ikinci tur yaptırımlarla vurmayı umuyor.

4 Kasım’dan itibaren yürürlüğe girecek işte bu 2. Tur Amerikan yaptırımları, İran’ın petrol satışlarının yanı sıra, liman işletmelerini, gemicilik ve gemi yapım şirketlerini ve İran’ın bankacılık kurumları ile küresel finans sistemine erişim mekanizmalarını hedef alıyor.

Fakat 2012’deki yaptırım sürecinden farklı olarak bu kez ABD’nin arkasında hizalanmaya niyetli olanların sayısı çok fazla değil.

Trump yönetimi 2015 yılında İran’la varılan ve İran’ın nükleer faaliyetleri kısıtlaması karşılığında uluslararası ticaret yapabilmesine olanak tanıyan nükleer anlaşmadan geçen Mayıs’ta tek taraflı çekildi.

Anlaşmanın diğer ortakları İngiltere, Fransa, Almanya, Çin ve Avrupa Birliği bu durumdan hiç memnun değil.  Üstelik bu kez Washington, hiçbir ülkeye istisnai muafiyet uygulamaya niyetli görünmüyor.

Dolayısıyla pek çok ülke ABD’ye açıktan ya da dolaylı direnmek istiyor.

Bu arada İran yaptırımları boşa çıkarmak için bir takım yaratıcı yöntemleri test etmeye başladı bile. Örneğin Reuters haber ajansı duyurdu; Salı günü İran’a ait 2 milyon varil petrol taşıyan bir tanker Çin’in kuzeyindeki Dalyan limanında, bir nevi duty-free olarak işlev gören ambara yükünü boşalttı.

Bonded storage olarak tabir edilen bu tür ambarlara, gemiler gümrük işlemlerini beklemeden yüklerini bırakabiliyor. Böylelikle tankerler beklemekle vakit kaybetmezken, malın sahibi de ürününü ambarın bulunduğu ülkeye ya da bölgedeki diğer alıcılara satmak için zaman kazanmış oluyor.

Reuters, İran Ulusal Tanker Şirketine ait üç büyük petrol tankerinin daha önümüzdeki 10 gün içinde Dalyan limanına sevkiyat yapacağını duyurdu.

İran petrolünün bir ve iki numaralı alıcıları Çin ve Hindistan da, İran petrolünün Avrupa’daki en büyük alıcısı Türkiye gibi, ABD yaptırımlarına uymaya niyetli olmadıklarını duyurdular bile.

Dünyanın 3. Büyük petrol ihracatçısı olan Hindistan’ın petrol bakanı Pradhan, hafta başında iki büyük petrol şirketinin gelecek ay İran’dan ham petrol alımı için sipariş verdiğini duyurdu. Bakan, ABD kendilerine istisnai muafiyet yapacak mı yapmayacak mı diye beklemeyeceklerini söyledi.

(Ekimde 10 milyon varil ihraç etmişler İran’dan, gelecek ay devlet şirketi 6 milyon varil, Mangolore Rafineri ve Petrokimya adlı özel şirkette 3 milyon varil alacakmış).

Bakan Pradhan, İran’dan Hindistan’ın para birimini kullanarak petrol ihraç edebilmek için de farklı bir ödeme sistemi üzerinde çalıştıklarını belirtti.

Türk-İran İş Konseyi Başkanı Ümit Kiler de dolar yerine ulusal para birimlerini kullanarak ticaret yapabilmek için İran’la ortak banka kurmak istediklerini söyledi geçenlerde. Bu kısa vadede gerçekleşmesi güç bir plan.

Yine de küresel finans sistemindeki dolar hakimiyetinden kurtulmak isteyen hemen herkesin aklında da buna benzer fikirler vardı zaten. Çin ve Rusya epeydir dolarla ticarete alternatif kendi özgün sistemlerini kurma peşindeler.

ABD’nin İran’a karşı başlattığı ekonomik savaş bir anlamda bu fikirleri hayata geçirmek için teşvik oldu.

Nitekim Eylül sonunda Avrupa Birliği ve Çin, şirketlerin ABD’nin yaptırımlarına rağmen İran ile ticaret yapmasına olanak tanıyacak özel bir küresel ödeme sistemi kurmayı planladıklarını açıkladılar.

Teknik açıdan bir banka olmayan, ancak İran ve uluslararası ticaret ortaklarının ödeme için kullanabileceği “Özel Amaçlı Araç” adını verdikleri -Special Purpose Vehicle (SPV)– bir finansal kurum kastedilen.

Avrupa Birliği için dolar hakimiyetinden kurtulmak her zamankinden daha elzem. Zira mesele İran yaptırımlarıyla sınırlı değil. Trump yönetimi AB’ye yeni gümrük vergileri uyguluyor, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni sallamayacağını gösteriyor, NATO’ya bile düşmanca tutum alabiliyor. Yani Avrupa Birliği artık kendi bağımsız yolunu çizmek zorunluluğu hissediyor. Bunu aslında ben söylemiyorum. Bizzat AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker söyledi geçenlerde.

Dolayısıyla Avrupa Birliği ile Çin’in üzerinde çalışacaklarını açıkladıkları bu sistem Amerikan hakimiyetinde yekpare bir küresel ekonomik düzenden, parçalı bir başka sisteme geçiş için küçük ama önemli bir adım olabilir.

Ama ekbette küresel pazarda doların egemenliğine meydan okumak ve kısa vadede sonuç almak kolay değil.  Dolar bazlı ödeme sistemi yerleşik ve 30 trilyon dolarlık abd ekonomisi de kolay başedilebilecek bir güç değil.

Dolayısıyla bu sisteme entegre büyük şirketler değil ama  orta ve küçük ölçekli şirketler AB’nin koruması altında İran’la iş yapmaya devam edebilir.

Nitekim AB Ağustos’ta ABD’nin yaptırımlarından zarar görebilecek şirketlere telafi için 1990’lardan kalma bir yasayı yeniden yürürlüğe sokmuştu.

Almanya Maliye Bakanı Heiko Maas’ın da Ağustos ayında Belçika merkezli küresel ödeme sistemi –mevcut finans sisteminin belkemiği- SWIFT’e alternatif olabilecek Euro ile işleyen bir ödeme kanalı kurmayı önerdiğini hatırlatılıp, soralım:

AB ile Çin’in üzerinde çalıştıklarını açıkladıkları ve İran’la ticaret yapmak isteyen bütün ülke ve şirketlere katılma çağrısı yaptıkları bu “özel amaçlı araç” SWIFT’e alternatif olabilir mi gerçekten?

Kurmak ve swift kadar güvenilir şekilde işler hale getirmek de kolay olmayacaktır. Dünyanın 200’den fazla bölgesinde 11 binden fazla bankanın bağlı olduğu bir sistem SWIFT

ve eli çok güçlü: Örneğin, 2017’de AB’nin İran’la ticareti toplam ticaretinin %3’ünden az idi, yaklaşık 787 milyon dolar. Oysa SWIFT sisteminden her gün 5 trilyon dolar geçiyor.

Ama bu, düzen böyle kalacak demek değil.

AB’nin ABD’nin yaptırım uygulaması için çok büyük bir ekonomi olduğunu hatırlatalım… Ekonomisi Küresel GDP’nin %22’sine karşılık geliyor, dünya ticaretinin 6’da birini AB yapıyor, dünyanın mallar ve hizmetler için en büyük tek pazarı ve euro ile sterlin küresel ödemelerde en çok kullanılan ikinci ve üçüncü para birimleri.

Eğer AB ve Çin’in projesine dolardan kaçmak için kripto paraya yatırım yapan Rusya da katılırsa çok daha güçlü bir yapı çıkar ABD’nin karşısına ve yaptırımlara kafa tutma olasılığı artar.

Çin zaten, dünyanın dört bir yanında projelere girişerek para biriminin değerini artırmak istiyor, zaten ticarette pek çok uluslararası normu reddedip kendi özgün standartlarını geliştiriyor ve örneğin Kuşak-Yol projesinde halihazırda iş yaptığı ülkelerle sorunların çözümü için kendi mahkemelerini kuruyor.

Kısa vadede bu yeni sisteme İran’la gıda, ilaç ve tıbbi araç gereç ticareti yapan şirketler katılabilir. Ya da abd ile fazla işi olmayan küçük ölçekli şirketler de yararlanabilir.

Ama uzun vadede geleneksel bankacılık sisteminin alternatifi inşa edilebilir.

Bu arada ise Avrupa Maliye bakanları  yarın Endonezya’da başlayacak IMF ve Dünya Bankası toplantıları sırasında ABD Hazine bakanını İran’ı Belçika merkezli swift sisteminde tutmaya ikna etmeye çalışacak. Petrol alım satımları olmasa bile, hiç değilse ilaç, gıda gibi ürünlerin alım satımında swift kullanılabilsin diye bastıracaklar.

Sonuç alabilecekler mi, sanmıyorum.

Böylece ABD bir kez daha diğer ülkeleri kendisinin kurduğu ve hakimi olduğu sistemi bypass etmeye, ABD’den bağımsız ekonomik koşullar inşa etmeye teşvik eden bir tavır almış olur.

Ve bir kez daha uzlaşmaz ve saldırgan tavrı nedeniyle kendine karşı yeni ittifaklar kurulmasını da dayatmış olur.

İlginç bir durum. Bugünlük burada noktayı koyuyorum ama daha pek çok program bu yaptırımlar meselesini ve onun etrafında gelişen olayları yeniden ve yeniden konuşacağız.

Şimdilik hoşçakalın.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.