Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Noah Smith: “Halk kitlelerinin yeni afyonu: sosyal medya”

Aslen finans konusunda akademisyen olan Bloomberg yazarlarından Noah Smith’in 4 Nisan 2018’de çıkan yazısını Okan Yücel çevirdi.

Noah Smith

Facebook, kullanıcılarının özel bilgileri ile ilgili fazla rahat davranmasından dolayı bir dizi sert eleştiriye direnmeye çalışırken sosyal medyanın insanlar için ne kadar önemli olduğu bir kez daha açığa çıktı. İnsanların birbirleriyle genellikle fiziksel ortamlarda buluştuğu ve yüz yüze görüşerek bağlarını koruduğu bir dönem artık sona eriyor. Bir sonraki nesil bunların ne anlama geldiğini belki hiçbir zaman anlayamayacak. Sosyal medya insan yaşamının anlamını değiştirdi.
Aynı zamanda yatırımcıların verdiği paralarla Facebook, Snap, Twitter gibi şirketler trilyon dolarlık piyasa değerlerine sahip oldular.
Hatta bununla ilgili şöyle bir argüman da var: bu şirketlerin yarattığı gerçek ekonomik değerler, kârlarından -veya Snap örneğinde olduğu gibi gelecekteki potansiyel kârlarından- çok daha büyük. Bu servisler genellikle hesabı olanlar tarafından ücretsiz olarak kullanılıyor. Ancak insanların bu mecralarda ne kadar vakit harcadığını hesaba katarsak, bunun tadını çıkarmak için muhtemelen azımsanmayacak miktarda para ödemeyi de kabul edeceklerdir. Ekonomide buna “tüketici artığı (rantı)” (consumer surplus) deniyor. Yani ödenen paranın, alınan hizmetin değeriyle kıyaslandığı zaman daha aşağıda kalması durumu.
Ancak Internet 1.0’dan yeni çağ sosyal medyaya geçişi yaşayan bizler endişelenmeden duramıyoruz. Özel yaşantıyla ilgili endişelere ek olarak, seçimlere müdahale edilebilinmesi ve online gerçekleştirilen tacizlerle, sosyal medya, pek çok açıdan, bağımlılık yaratan bir uyuşturucunun sahip olduğu özellikleri taşıyor.

Sosyal medya kullanıcılığı ile bağımlılık davranışları arasındaki benzerlikler

Araştırmalar henüz sosyal medya bağımlılığının gerçek olup olmadığını tamamen ortaya çıkartamadı. Ancak keyif verici uyuşturucuların içerdiği bazı yan etkilerin benzerlerine kesinlikle sahip. 2011 yılında iki psikolog, Daria Kuss ve Mark Griffiths bir yazılarında şöyle diyorlar:
“Sosyal medya kullanımının negatif etkileri olan; toplum içine katılma ve akademik başarılarda görülen düşüşlerin yanı sıra ilişki sorunları potansiyel bağımlılığın göstergeleri olabilir.”
Bu arada, yakın zamanda gerçekleştirilen pek çok çalışma da sosyal medya kullanıcılığı ile bağımlılık davranışları arasında benzerlikler buldu. Ve bazı deneyler de akıllı telefondan mahrum bırakılmanın genç insanlar arasında anksiyeteyi tetiklediğini ortaya koyuyor. Uyuşturucuyu bırakmanın ardından gelen reaksiyonlara benzetiliyor.

Gerçek yaşam internetten bir kaçış olmaya başladı

Elbette bu durum sosyal medya kullanan herkesin keş olduğu anlamına gelmiyor. Veriler gösteriyor ki ortalama bir kullanım zararlı değil. Bu benim kişisel tecrübemle de örtüşüyor. Sadece gözlem yapmak için kullandığım Facebbok’tan tat alıyorum. Ancak daha fazla zaman geçirdiğim Twtiter genellikle endişe ve asabiyet yaratıyor.
Ancak yeni çalışmaların ortaya koyduğuna göre, ABD nüfusunun dörtte biri de dâhil, dünyanın geri kalanında da sosyal medyayı devamlı olarak kullanan insanlar tehdit altındalar. Öyle ki, önceden internet gerçek yaşamdan bir kaçış gibi görülürken artık gerçek yaşam internetten bir kaçış olmaya başladı.
Ancak şunun da altını çizmek gerekir ki bir sosyal medya mecrası bir kısım insan için zararlı diye bütün topluma zararlıdır denilemez. Arabalar da her yıl sadece ABD’de binlerce insan öldürüyor ve kesinlikle sosyal medya bağımlılığından daha ciddi bir tehdit teşkil ediyor. Ancak arabaların ekonomik ve sosyal yaşantımıza yararları çok büyük olduğu için kimse yasaklamayı düşünmüyor.
Bağımlılık yapan maddeler de her zaman kötü değildir. Pek çok Amerikalı her gün ciddi miktarda kafein tüketiyor. Bazı ekonomistler madde bağımlılığının, kullanıcıların parasını verip keyfini çıkarmalarından dolayı rasyonel bir tercih olduğunu düşünüyorlar.
Öte yandan diğer ekonomistler ise bağımlılığın dar bir vizyonun sonucu olduğunu öne sürüyorlar. Eğer insanlar kısa vadeli düşünmeye zannettiklerinden daha yatkın iseler, yanlış bir şekilde oto-kontrol uygulayarak uzun vadede bağımlılıklarından kurtulabileceklerine inanabilirler. Bağımlılık, kullanılan maddeyi bırakmak için çok ileri bir aşamaya geldiğinde ise, böyle olacağını bilseler asla içinde bulunmayı tercih etmeyecekleri bir duruma düşerler. Bu tarif, bağımlılığı olmayan kişiler için pek bir anlam ifade etmeyebilir. Ancak ben sigara bağımlılığını kolayca yenebilmiştim. Yine de çok geç olana kadar bundan emin olmanın bir yolu yok.

Yeni afyon

Eğer sosyal medya gerçekten bağımlılık açısından sigara veya eroin gibi bir hâl almışsa, yararları, insanların bedel ödemek için istekli olduklarından daha az demektir.
Sosyal medyanın bir tütün ürünü gibi olup olmadığı hakkında bir hüküm vermek için daha fazla araştırma yapılması gerektiği aşikâr. Ve bu kadar zararlı olsa dahi, hükümetlerin sosyal medya kullanımlarına kısıtlama getirmesi için bu zararın boyutunun bir hayli büyük olması gerekiyor ki bu da pek olası görünmüyor. Ancak sosyal medya, kullanılmaya değer olsa bile toplumun pek çok kaynağı -sermaye yatırımı, en akıllı işçilerin çabaları ve zamanı- toplumun bağımlı olması için daha keyifli uyuşturucular bulmaya harcanıyor. Karl Marx dinin kitlelerin afyonu olduğunu söylemişti. Bizim modern kapitalistlerimiz daha iyisini icat etmiş olabilir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.