İngiltere Ulusal İstatistik Kurumu’nun (National Statistics) araştırmalarına göre, İngiltere’de kadın sünnetine maruz kalan veya maruz kalma riski altında olan kız çocuklarının oranı geçtiğimiz yılda iki katına çıktı.
İngiltere’de 2017-2018 yılları arasında 1960 kadın sünneti vakası kayıt altına alındı. Bu sayı bir önceki seneye ait verilerin iki katı. Ancak kadın sünnetinin son 30 yıldır İngiltere’de yasadışı olması sebebiyle benzer birçok vaka kayıt altına alınamıyor. Çoğu kız çocuğu bu müdahale için yurtdışına götürülüyor. Bu yüzden rakamların görünenden çok daha fazla olduğu düşünülüyor.
Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Sağlık Örgütü (WHO), kadın sünnetini “tıbbi olmayan nedenlerle genital organların dış cephesinin kısmen ya da tamamen çıkarılmasını içeren prosedürlerin veya yine tıbbi olmayan nedenlerle genital bölgeye yapılan müdahalelerin tümü” olarak tanımlıyor.
Kadın sünnetinin herhangi bir yararı olmadığı, hatta birçok ciddi zarara yol açtığı biliniyor. Bu zararlar arasında şiddetli ağrı, aşırı kanama, doku tahribatı, idrar sorunları, vajinal, cinsel, psikolojik sorunlar, enfeksiyon ve doğum komplikasyonları risklerinin artması sayılabilir.
Kadın sünneti, uluslararası düzeyde yetişkin ve çocuk hakları ihlali olarak değerlendiriliyor. Cinsiyetler arası köklü eşitsizliği yansıtıyor ve kadınlara karşı ayrımcılığı derinleştiriyor. Ayrıca uygulama, kişinin sağlık, güvenlik ve fiziksel bütünlük haklarını ihlal ediyor; onur kırıcı bir işkence yöntemi olarak görülüyor.