İngiltere Başbakanı Theresa May, lideri olduğu Muhafazakar Parti içinde Brexit sürecini yönetemediği gerekçesiyle hakkında yapılan güven oylamasını kazandı.
Gizli yapılan oylamada Muhafazkar Parti’nin 117 milletvekili May aleyhinde, 200 milletvekili ise May lehinde oy kullandı. İngiltere Başbakanı oylamayı kaybetseydi, istifa etmek zorunda kalacaktı.
Oylama sonrası açıklama yapan May, önemli sayıda milletvekilinin güvensizlik oyu verdiğinin farkında olduğunu, Brexit’i insanların talep ettiği şekilde gerçekleştirmeyi hedeflediğini söyledi. Ancak bunu nasıl yapacak meçhul. Theresa May, partisi içinde güvensizlik oylamasını örgütleyen, aralarında eski Dışişleri bakanı Boris Johnson’ın da olduğu ve Avrupa Birliği ile anlaşmaya varılmasa da ayrılıktan yana olan muhaliflerine karşı koltuğunu korumayı başardı ama Başbakanlığına yönelik tehditler henüz sona ermiş değil.
May’in AB ile üzerinde uzlaştığı çıkış anlaşmasını en geç 21 Ocak’a kadar yapılacak oylamada parlamentodan da geçirmesi gerekiyor. Mevcut şekliyle geçmeyeceği anlaşıldığı için geçen Salı yapılması beklenen oylama ertelenmişti. İngiltere Başbakanı şimdi, bu anlaşmaya yönelik eleştirileri azaltacak formüller bulmak üzere AB’yi değişiklik yapmaya ikna etmek zorunda. Ancak Brüksel ve Almanya ile İrlanda gibi diğer AB üyesi ülkelerden yapılan açıklamalar koşulların yeniden müzakere edilmeyeceğine işaret ediyor.
Bugün Brüksel’e giden İngiltere Başbakanı May’in anlaşmanın içeriğini değiştirmeden, ama hukuki bağlayıcılığı da olan bazı ek güvenceler arayacağı tahmin ediliyor. Şu aşamada en sorunlu konu ise İngiltere’nin AB’den çıkması ardından, İrlanda Cumhuriyeti ile İngiltere’ye bağlı Kuzey İrlanda arasındaki sınırın akibeti. Brexit’ten yana olup da çıkış anlaşmasının yeniden müzakere edilmesini isteyen ve May’in oylarını kazanmayı umduğu milletvekillerinin büyük bölümü, Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınırın İngiltere AB’den ayrıldıktan sonra, biri AB üyesi (İrlanda) diğeri AB üyesi olmayan (İngiltere) iki ülke arasında olduğu gibi düzenlenmesini istiyor. Ancak mevcut anlaşmada Avrupa Birliği ve İngiltere’nin kesin kopuşları ertesinde de, şu anda olduğu gibi adada fiziki bir sınır olmamasına kapı aralanıyor. .