İngiltere Parlamentosu yarın Başbakan Theresa May’in Avrupa Birliği (AB) ile yaptığı Brexit anlaşmasını oylayacak. Anlaşmanın reddedilmesi olasılığı yüksek. Anlaşma reddedilirse, May’in de iktidarını yitirmesi olası. Dolayısıyla Başbakan bugün, 2016’daki referandumda sakinlerinin üçte ikisinden fazlasının Brexit’ten yana oy kullandığı Stoke-on-Trent kentinde bir konuşma yaparak son bir kez daha destek bulmaya çalışacak. May’in, anlaşma reddedilirse, AB’den ayrılığın gerçekleşmeyebileceğine işaret ederek, referandumdaki kararın uygulanmasını bekleyen halkın siyasete ve siyasetçilere inançlarının sarsılacağı uyarısı yapması bekleniyor.
Geçen hafta parlamentoda kabul edilen yeni bir yasa May’in AB ile yaptığı anlaşma parlamentodan geçmezse en geç 21 Ocak Pazartesi akşamına kadar yeni bir öneri sunmasını öngörüyor. Ana muhalefetteki İşçi Partisi ise, yarınki oylamadan beklediği gibi ret kararı çıkması halinde, hükümet aleyhinde güven oylamasına gitme seçeneği üzerinde duruyor.
Yarınki oylama öncesinde İngiltere Parlamentosu, Hillary Benn’in hazırladığı, hem Theresa May’in anlaşmasının hem de Avrupa Birliği’nden anlaşmasız çıkılmasını reddeden bir tasarıyı da oylayacak. Bu tasarı kabul edilirse May’in anlaşmasının reddi halinde, Brexit sürecinde ne yapılacağına artık hükümet değil parlamento karar verecek. Nitekim milletvekillerinin çoğu, hem May’in yaptığı anlaşmaya hem de anlaşmasız Brexit’e karşı konumlanmış görünüyor. Ancak parlamentonun çoğunluğunun üzerinde uzlaşabileceği üçüncü bir seçenek de henüz ortada görünmüyor.
Anlaşmanın reddi durumunda ve güven oylamasına takılmazsa May, AB’den bazı değişiklikler isteyerek anlaşmayı bir kez daha parlamentoya sunacak zamanı kazanabilir. Fakat her halükarda İngiltere’nin 30 Mart’a ayarlı Brexit takvimini ertelemeye ihtiyacı olacak gibi. Nitekim Guardian gazetesi AB’nin böyle bir talebi reddetmeyeceğini yazıyor. Gazeteye konuşan bir AB yetkilisi, “Başbakan iktidarda kalabilirse ve bize anlaşmayı parlamentodan geçirebilmek için daha çok zaman gerektiğini söylerse, temmuza kadar teknik bir uzatma önerilebilir” ifadesini kullanmış. Üst düzey AB kaynaklarının da yeni bir genel seçim ya da ikinci bir referanduma gidilmesi halinde daha uzun bir ertelemenin gündeme gelebileceğini belirtiliyor.
