İngiltere Başbakanı Theresa May daha önce 29 Mart’ta olacağı düşünülen Brexit için, Avrupa Birliği’nden 30 Haziran’a kadar süre tanımasını istedi. May bundan fazlasının ise 2016 referandumu için başarısızlık olacağının altını çizdi. May gecikme talebiyle ilgili soruları yanıtlarken “30 Haziran’dan öte bir erteleme için hazır değilim” diyerek eğer böyle bir durum oluşursa görevi bırakabileceğini ima etti. Bu konuda May’in danışmanlarına basın mensupları tarafından yönlendirilen sorular ise yanıtlanmadı. Başbakan May, parlamentoya Brexit anlaşması ile ilgili yeni bir teklif sunacağını, eğer milletvekilleri daha önce olduğu gibi bunu da reddederse vekillerin ne yapılması gerektiği ile ilgili bir öneride bulunması gerektiğini söyledi.
AB’nin cevabı
Öte yandan, içeride bu tür bir anlaşmazlık yaşayan May, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’a bir mektup yazdı. Mektupta, Tusk’tan ve AB’den resmi olarak bir gecikme talebinde bulunan May anlaşmanın maddelerini ancak bu şekilde parlamentoya bir başka teklifle sorabileceğini belirtti. May eğer bu gecikme talebi AB tarafından kabul edilirse, parlamentonun Brexit anlaşmasının ilgili maddelerini konuşma ve tartışma fırsatı olabileceğini ekledi.
Donald Tusk ise May’den aldığı mektuba yine bir mektupla karşılık verdi. Tusk verdiği yanıtta, 30 Haziran’a kadar istenen gecikme süresi talebinin mümkün olabileceğini söyledi.
Ancak May’in bu mektubu ve süreci yönetemeyişi muhalefet partileri arasında kızgınlığa sebep oldu. Muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, Başbakan May’in yaşananlar karşısında hiçbir planı olmadığı ve şu an itibariyle ülkenin tam teşekküllü bir krizin içerisinde bulunduğunu belirtti. Corbyn, May’in başarısız ve desteklenmeyen bir anlaşma için uğraştığını belirterek, parlamentonun daha önce May’in planı olarak ortaya çıkan maddeleri iki kez reddettiğini hatırlattı.
Diğer milletvekilleri de, May’in kendi anlaşmasını dikte etmek istediğini ve daha önce parlamento tarafından en az iki kez reddedilen bu anlaşmanın ulusal çıkarlara ters düştüğünü söyledi.