Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Benjamin Stora: “Cezayirliler çektikleri sıkıntılardan çok şey öğrendiler”

Alexandra Schwartbrod’un tarihçi Benjamin Stora ile yaptığı ve 11 Mart 2019’da Libération’da yayınlanan söyleşiyi Onur Bülbül çevirdi.

Benjamin Stora

Mağrip konusunda uzman tarihçiye göre Abdülaziz Buteflika’nın geri adım atmasında eski siyasi figürlerin yanı sıra sendikaların, yüksek yargının ve ordunun da kendisinden desteği çekmesinin rolü büyük.

Buteflika’nın beşinci dönem için adaylığından vazgeçmesinin ardından, Mağrip ülkeleri konusunda uzman olan tarihçi Benjamin Stora’yı ağırladık.

Buteflika’nın adaylıktan vazgeçmesine şaşırdınız mı?

Cezayir’de iktidarın hiç uzlaşmaya yanaşmadığını, isyancı hareketleri hep sert bir şekilde bastırdığını düşünürsek şaşırtıcı bir olay bu. 2001 senesini hatırlayın mesela. Kabiliyelilerin büyük gösterilerini devlet şiddetle bastırmıştı. Olaylarda 130’a yakın insan ölmüştü ve insanların kanını donduran bu olaydan sonra gösteriler bitti. Fakat Buteflika’nın bu kararı, Cezayirlilerin daha önce 2014’te de Buteflika’nın adaylığına tepki gösterdiklerini düşünürsek şaşırtıcı değil. Cezayirliler o zaman bu adaylığı bir aşağılama olarak algılamışlardı. Grevler yapıldı, fakültelerde gösteriler oldu ama bütün bunlar birbirinden bağımsız hareketlerdi ve etkili olmadı.

2019’da nasıl etkili oldu peki?

Bir kereden bir şey olmaz mantığı diyebiliriz. İlk seferinde bir şekilde olaylar yatıştı ama ikinci defa artık öyle olmadı. Cezayirliler Buteflika’nın artık iyice güçten düştüğünü biliyorlardı. İlk ciddi sağlık sorununu 2005’te yaşamış, mucizevi bir şekilde kurtulmuştu. Daha sonra 2013’te kısmi felç oldu ve durumu iyice kötüleşti. Son zamanlarda miting meydanlarına artık sadece çerçeve içinde bir fotoğrafı gelebiliyordu. Bence Cezayirliler fazla bile sabrettiler.

Bu sabrı nasıl açıklıyorsunuz?

Cezayir’in tarihiyle, ilerleyen süreçlerde olabileceklerden duyulan çekincelerle, kan ve şiddet korkusuyla açıklıyorum. Ama zannederim; bu sefer kan akması mümkün değildi.

Peki Buteflika neden bu sefer geri adım attı?

Safından ayrılanlar yüzünden. Gaziler, rejimi ilk terk eden grup oldu. Daha sonra kadınlar, ondan sonra da şehit çocukları terk etti. Yani kabaca tarihten gelen meşruiyet yıkıldı diyebiliriz. Daha sonra sendikalılar, yüksek yargı mensupları (avukatların eylemini hatırlayın mesela), ve nihayet Genelkurmay Başkanının Buteflika’nın adını anmadan yaptığı iki sert konuşma ile ordu onu terk edenlere katıldı. Yani bugün yaşadığımız olay Cezayirliler için bir zaferdir, bilhassa da gençler için. 1962’den beri hiçbir gösteride bu kadar genç yer almamıştı.

İslamcılar bu durumdan faydalanıp gücü ele geçiremezler mi?

Siyasi açıdan her hâlükârda zaten varlıklarını sürdürüyorlar. Bir kısmı iktidara entegre oldu, bir kısmı da ticaretle uğraşıyor. Ayrıca doksanlı yıllarda ortalığı kasıp kavuranlar artık yaşlandılar. Elli yaşın üstündeler. O dönemlere göre çok daha zayıf durumdalar. Bir mirasçıları var gibi de görünmüyor. Doksanlı yıllardaki “İslam devleti kurma” gibi formüller bu sefer hiç dillendirilmedi. Ayrıca gösterilerin gayet karma olduğunu görüyoruz: Erkekler, başörtülü kadınlar, başı açık kadınlar hep birlikteler. Bu üç hafta boyunca kadınlara yönelik herhangi bir taciz de yaşanmadı. Doksanlı yıllarda bir tarafta erkekler gösteri yaparken, kadınlar başka tarafta yapıyorlardı. Cezayir toplumu tamamen değişti. Evet belki toplum dine yönelmiş olabilir ama siyasal İslama yönelmedi. Ama tabii ki bu dindarlığın arkasından siyasal İslamı savunan gruplar çıkabilir.

İktidar kanadından gelebilecek bir intikam hareketinden korkmuyor musunuz?

Her şey farklı gruplar arasındaki tarihi uzlaşmanın nasıl yapılacağına bağlı. “Hiçbir şeyin değişmemesi için her şeyin değişmesi gerekir” sözünü biliyorsunuz. İktidar daha iyi organize olmak için mi geri çekiliyor? Buteflika’nın mektubunu kimin yazdığını bilemiyoruz, şahsen kendisinin yazabilecek durumda olduğunu düşünmüyorum. Etrafında bu işi görebilecek çok sayıda aydın var. Ama kesin olan şey şu ki adaylıktan çekilme kararını veren Buteflika’nın kendisidir.

Kardeşlerinden veya kuzenlerinden birinin Buteflika’nın yerine geçme ihtimali yok mu?

Hayır. Gösterilerde en çok gördüğümüz sloganlardan biri “Cezayir monarşik değildir” idi. İktidarın veraset yoluyla devam etmesi artık mümkün değil. Cezayirliler cumhuriyete son derece bağlılar.

Cezayirlilerin bu zor fakat başarılı hareketlerini hiç şiddet yaşanmadan gerçekleştirmelerini nasıl açıklıyorsunuz?

Cezayir siyasi bakımdan olgun bir ülkedir. Cezayir toplumu çok şeye tahammül etmiş, çektiği sıkıntılardan çok şey öğrenmiş bir toplumdur. Bunlara örnek olarak Bağımsızlık Savaşı, kanlı doksanlı yıllar ve daha önce bahsettiğim Kabiliyeliler hareketinin bastırılmasını sayabiliriz. Bütün bu tecrübelerden dolayı Cezayirliler son derece temkinli, uyanık ve bilgililer.

Fransız otoriteleri uzun süre sessiz kaldı…

Sıkışmış durumdaydılar. Görüş bildirmek, sömürgeci bir müdahalede bulunmak ile itham edilme riskini barındırıyordu. Fakat pazartesi akşamı artık daha fazla sessiz kalamadılar. Fransa’da büyük bir Cezayirli diyasporası var ve tabii bunun da ötesinde Cezayir diye büyük bir ülke var.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.