Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yeni dönemin ilk İBB Meclis toplantısı başladı: “İstanbul’un borçları katlanarak artmış, bütçe açığı 7.2 milyar liradan fazla”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis Toplantısı saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Başkan Ekrem İmamoğlu’nun açılış konuşmasının ardından AKP ve CHP grupları adına grup başkanvekilleri Tevfik Göksu ve Doğan Subaşı kürsüye gelerek meclise seslendi. Göksu, mecliste negatif tutum almayacaklarını belirtirken Subaşı, Göksu’nun “İstanbul’u size emanet ediyoruz” sözlerine “Emaneti millet verip, millet alır” diye karşılık verdi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, açılış konuşmasına Madımak ve Başbağlar katliamlarını, Çorlu tren faciasında hayatını kaybedenleri, Srebrenitsa katliamını ve 15 Temmuz şehitlerini anarak başladı ve “15 Temmuz bir sonuç günüdür. Milletçe bu tehlikeleri yaşamama adına devlet geleneğinden uzaklaşmadan, devletin temel unsurlarına zarar vermeden, bir kısım kurum ve kuruluşlara hak ettiği değerden fazlasını vermekten dolayı ortaya çıkmış sonuçtur. Bu bir sonuç günüdür, milletçe, devletçe uyanık olmalıyız, devletimizin kurumsallığını bozacak hangi unsur varsa dönemin siyasi anlayışlarıyla değişmesine izin vermeden işbirliği yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Sadece sonuç gününü değil süreci anlamak gerekiyor” diye konuştu.

Tevfik Göksu: “Tutumumuz asla negatif olmayacak”

AKP grubu adına konuşan grup başkanvekili Tevfik Göksu ise İmamoğlu’nun açılış konuşmasının ardından söz aldı ve “Özellikle şunu ifade etmek isterim ki, biz Cumhur İttifakı’nın meclis üyeleri olarak icranın önümüze getirmiş olduğu İstanbul’un tarihine, kültürüne, geleceğine, vizyonuna, toplumsal değerlerine katma değer katacak, İstanbul’un önünü açacak katkı sağlayacak hangi projeyi getirirseniz hiç tereddüt etmeden destek vereceğimizi ifade etmek istiyorum. Meclisteki tutumumuz asla negatif bir tutum olmayacaktır” dedi.

Sözcü gazetesine: “Yalan, iftira”

Göksu, 2019 Mayıs sonuna kadar İBB’nin tüm verilerini İmamoğlu ile paylaşacağını söylerken “Sizin bize yaşattıklarınızı biz size yaşatmayacağız. Başkanın taahhütlerini takip ederken, onları beklemeyeceğiz. Eylülden itibaren başkanın taahhütlerini bizzat biz meclise getireceğiz. Binali Yıldırım’ın taahhüt ettiklerini de buraya sunacağız” diye konuştu.

Sözcü gazetesinin Vali Ali Yerlikaya ile ilgili haberi İBB Meclis toplantısında tartışmaya sebep oldu. Göksu “Yalan, iftira. Yalanla kurmak istediğiniz kuleler çabuk devrilir. İBB Meclisi’nden borçlanma kararı geçmeden İBB Başkanı nasıl borçlanabilir?” derken İmamoğlu, “Bahsettiğiniz gazete CHP’nin yayın organı değildir. Sözcü saygın bir gazetedir, iftira kanallarını açık tutan gazeteleri son 6 ayda iyi tanıdım. Orada Vali Yerlikaya’nın şahsına dönük yanlış ifadeler vardır ama sunumda doğru ifadeleri anlatacağım” diye yanıt verdi.

Doğan Subaşı: “Pontus gibi dil sürçmesi olduğunu tahmin ediyorum”

CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı ise Göksu’nun sözlerini eleştirerek “Bunu emanet ediyoruz, şunu emanet ediyoruz gibi bir şeye takıldım. Emaneti millet verip millet alır. Bunun da ‘Pontus’ ifadesi gibi bir dil sürçmesi olduğunu tahmin ediyorum” dedi.

Subaşı sözlerine şöyle devam etti: “Cumhuriyet tarihinde bu kadar önemi bir seçim olmamıştır diye düşünüyorum. Önemini veren ise İmamoğlu’nun toplumun çok değişik kesimlerinden oy almasıdır. Milliyetçiler, ülkücüler, sosyalistler, muhafazakarlar İmamoğlu’na oy verdiler.”

Göksu ise Subaşı’nın ardından tekrar söz alarak “Emanet kelimesinden dolayı şu sebeple rahatsız olabilirsiniz. Emanet, emin insanlara teslim edilir” dedi. İmamoğlu ise grup konuşmalarının ardından söz aldı ve “Konuşma konusunda 23 Haziran, size güzel konuşma konusunda iyi bir ders verdi. Emin olma ve emanet arasındaki bağlantılar bir gönderme içermektedir. Burada artık emanet sahibine verilmiştir, herkes işine ve görevine bakmalı” diye konuştu. 

Mecliste ayrıca, toplantı günü ve saatine dair de bir tartışma yaşandı. AKP grubu bir sonraki toplantının eylül ayında beş gün boyunca devam etmesini önerirken, İmamoğlu bu öneriye karşı çıktı ve meclisin kaç gün süreceğinin belirlenemeyeceğini vurguladı: “Gündemin ruhuna aykırı bir öneride bulunuyorsunuz. Eylül ayı meclisinin başlangıç günü ve saatini önermek hakkınız ancak o meclisin kaç gün olacağını oylamak gibi bir hakkınız yoktur. Komisyon odalarının önünün kulise dönmesini doğru bulmuyorum.”

“Gelir gider arasındaki fark 2008 krizinde bile bu kadar açılmamıştı”

İBB’nin mali durumuna dair de konuşan İmamoğlu “Yeni dönemin ilk meclisinde milletime ilk hesabı vermek için ekibimden İBB’nin mevcut durumunun finansal fotoğrafının çekilmesini istedim. Hızla tamamladılar ve üç gün önce bana sundular. Gördüğüm manzara tüyler ürpertici” dedi ve belediye meclisinin onayladığı bütçenin, gerçek gelirler ve gerçek ihtiyaçlara göre yapılmış bir bütçe olmadığını, gelirle gider arasında 3.2 milyar liralık fark olduğunu söyledi.

Bütçe açığımız an itibariyle 7,2 milyar liradan az değildir. İstanbul Belediyesi’nin gelirleri ve giderleri arasındaki fark, 2008 krizinde bile bu kadar açılmamıştı” diyen İmamoğlu, bunun iki nedeni olduğunu söyledi: “Birincisi belediyedeki mevcut israf düzeninden nemalanan bir avuç insanın çıkarı gözetilmiştir. Onların sürekli artan talepleri karşılanmaya çalışılmıştır. İkincisi ise son yıllarda, ülkenin sürekli bir seçim atmosferi içerisinde olması nedeniyle, makroekonomik gerçekleri ve dengeleri hiçe sayarak ‘seçim ekonomisi’ uygulayan hükümet, bunun bedelinin önemli bir bölümünü de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yıkmıştır.” 

İmamoğlu bütçenin bu hale gelinmesindeki 7 temel yanlışı şöyle sıraladı:

  • Yatırımlar uzun ve plansız projelere dönüştürülmüş.
  • Uygulanan yanlış politikaların yarattığı ekonomik kriz nedeniyle İstanbul Belediyesi’nin gelirleri enflasyonun da üzerinde tepetaklak edilmiştir.
  • Hile yapılmış, kamu maliyesinin bilinen tüm kuralları çiğnenmiş ve korkunç bir israfa yol açılmış. Örneğin, normalde temmuz ayında kullanılacak olan Maliye katkı payı İBB’ye, ülke tarihinde ilk defa, 15 gün önce, yani biz yönetime gelmeden önce ödenmiş! Maliye’den gelen ve temmuz ayında kullanılması gereken 980 milyon liralık tüm nakit 1 hafta içerisinde kullanılıp bitirilmiş. Yaklaşık 1 milyar liranın nereye ve nasıl harcandığını elbette açıklayacağız. Bizden önce erken ödeme yapılırken, bizim işbaşına geçtiğimiz temmuz ayının ödemesi ise yapılamıyor.
  • Gerçekçi bütçe yapılmamış, krize ve seçime rağmen gelirler şişirilmiş ve giderler düşük öngörülmüştür. Gerçekler karşısında bütçe dengeleri altüst olmuş.
  • Son 2 yıldır, elde avuçta hızlı satılabilecek ne varsa satılmış. Bütçeyi dengelemek için belediyenin elindeki gayrimenkuller değerini bulmadan satılmış.
  • Belediye şirketleri çok kötü yönetilmiş, yönetiliyor… Şirketler istismar ediliyor ve kârlılıkları azaldığı için belediyeye kâr payı veremedikleri gibi, maaş ve vergi ödemeleri için de belediyeye muhtaç durumdalar.
  • Ülkedeki seçim ekonomisinin bedeli İstanbullulara ödetiliyor.

5 yılda borç katlandı, yükümlülük 52 milyar liraya ulaştı

“İBB’nin borç yükü 2014 yılında 7.6 milyar TL iken, 3,8 kat artarak 2019 yılının ilk altı ayında 28.8 milyar TL olmuştur. Ancak belediyenin hizmetlerini yerine getirebilmesi, çalışanların maaşlarının ödenebilmesi için bütçede öngörülen en az 3.2 milyar TL’lik ilave finansman ihtiyacı bulunmaktadır” diyen İmamoğlu şöyle devam etti:

8 Temmuz 2019 itibariyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin mali durumu, hali pür melali böyledir. İstanbul’un geleceği, hesap vermeye yanaşmayan yönetimlerce ipotek altına alınmıştır. Mevcut 28.8 milyar TL gerçekleşmiş borcun yanı sıra; devam eden, ihalesi ve sözleşmesi yapılmış projelerden kaynaklanan yükümlülüklerle birlikte toplam yükümlülüğümüz 52 milyar TL’ye ulaşmaktadır.

İmamoğlu, çözüm önerilerini 3 maddede özetlerken sözlerini şöyle noktaladı:

  • Nakit akışın düzeltilmesi için acilen kredi bulunması.
  • Şirketlerin yönetimlerinin liyakat usulüne göre yenilenmesi ve gelirlerinin arttırılması. Bunun için de bir an evvel tüm iştiraklerin olağanüstü genel kurullarının toplanması ve yeni yönetimlerle ilgili kararların alınması şarttır.
  • Tasarruf tedbirlerinin hayata geçirilmesi, mevcut projelerin tek tek ele alınarak hızlandırılması gerekmektedir.

Belediye meclisinin çok değerli üyelerine tarihi bir çağrıda bulunuyorum.İstanbul Belediyesi’nin mali yapısını düzeltmek, İstanbullulara daha çok, daha kaliteli, daha ucuza hizmet sunmanın yolunu açmak şerefine hep birlikte sahip olabiliriz. Belediye meclisimiz, tüm partizan görüş ve refleksleri bırakarak, İstanbul için bütünleşerek, vatandaş adına el birliğiyle sorumluluk üstlenerek tarihi bir başarıya imza atabilir. Belediyenin giderleriyle gelirlerini dengelemek ve yarım kalmış, aşırı yavaşlamış yatırımları sonlandırabilmek için bu meclise büyük bir görev düşüyor. Ama bunu yaparken de alınan kredilerin nereye nasıl harcandığını çok yakından, çok titizlikle takip edin, sorun, sorgulayın.Sorunu çözmenin tek yolu budur. Bu yola hemen bugün, burada girmek ve zaman kaybetmemek zorundayız. Yönetimimizin, meclisten talep ettiği borçlanma yetkisi, anormal, olağanüstü bir uygulama da değildir. Aslında 2019 yılı bütçesi kabul edilirken, bu meclis 3.2 milyar liralık borçlanmayı öngörmüş ve bu borçlanma ihtiyacını kabul etmiştir. Ortada bir kriz yönetimi durumu vardır. Bu krizin yönetiminde meclis üyelerinin her birinin asli sorumluğu söz konusudur. Gider gelir dengelenmesi için borçlanma imkanı verilmezse, giderleri düşürmek için tüm ödemeleri azaltmak ya da ertelemek durumunda kalırız. Bu süreçte hizmetler aksayacaktır ve bunun sorumluluğu meclis üzerinde kalacaktır. Sadece çarkı döndürmek değil, yeni yatırımların da bir an evvel yapılması hayati önemdedir. Bu meclis toplantısında bu kararın alınması ve bu yetkinin verilmesi lazımdır. Aksi halde çok geç olacaktır.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.