Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kaz Dağları’ndaki projeyi yürüten Doğu Biga Madencilik yerli ve milliyken nasıl “Kanadalı” oldu?

Çanakkale’de Kirazlı Köyü yakınlarındaki altın ve gümüş madeniyle ilgili hem tepkiler hem de proje devam ediyor. Projeyi yürüten Alamos Gold ve Türkiye’deki iştiraki Doğu Biga Madencilik şirketinin geçmişini incelerken hangi maden projelerinin hangi şirketlerle ve isimlerle ilişkisi olduğunu, kesilen ağaçların neden yanlış hesaplandığını da araştırdık.

Kirazlı Köyü’nün yakınlarında süren proje sonucunda şirketin açıkladığına göre 514 bin ons altın, 3,5 milyon ons gümüş üretimi planlanırken yatırım maliyeti olarak belirlenen fiyat 168 milyon dolar. Çanakkale merkeze 26 kilometre mesafedeki alanda proje boyunca kesilen ağaçlar ve yaratılan tahribat ise kamuoyunun yoğun tepkisiyle karşılaştı. 

Geçtiğimiz aylarda #Kazdağlarıhepimizin hashtagi ile sosyal medyada düzenlenen etkinliklerin ardından bu hafta Su ve Vicdan Nöbeti’ne katılanlar çadırlar kurarak 24 saat boyunca ağaç kesimini engellemeye çalışırken, dün (5 Ağustos 2019) çevre illerden çevre örgütlerinin katıldığı kitlesel bir eylem yapıldı ve projenin sürdüğü alana girildi. 

Yoğun ağaç kesimin yapıldığı alanda en önemli tartışmalardan biri ne kadar ağaç kesildiği üzerine. Hazırlanan ÇED raporunda belirlenen ağaç kesim miktarı 45 bin 650. TEMA Vakfı ise şu ana kadar kesilen ağaç miktarının 195 bin olduğunu iddia ediyor, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve şirket bu iddiaya karşı çıkıyor. 

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doğanay Tolunay ağaç kesim rakamlarının farklı verilmesini bazı ağaçların sayılmamasına bağlıyor. 1.30 metre yükseklikteki çapı 8 santimetreden küçük ağaçlar dikilirken sayılıyor ancak kesilirken sayılmıyor. Projeyi yürüten Alamos Gold’un iştiraki Doğu Biga Madencilik şirketi hatıra ormanına dikilen 14 bin fidanı dikilen ağaç olarak açıklarken resmi olmayan rakamlara göre kesilen 190 binin üzerindeki ağacı fidan olarak gösteriyor.

Tolunay’ın orman alanı üzerinden yaptığı hesaplamaya göre ise kesilen toplam ağaç sayısı 198 bin: 

Kirazlı projesinin bir diğer ayağı ise Kanada merkezli Alamos Gold şirketi ve Türkiye’deki iştiraki Doğu Biga Madencilik. Alamos Gold’un yürüyen altı projesinin üçü Çanakkale bölgesindeki projeler: Kirazlı, Ağı Dağı ve Çamyurt. 

Kirazlı’nın dışında süren Ağı Dağı projesinden 1 milyon ons altın, 2,5 milyon ons gümüş üretimi hedeflenirken, Çamyurt projesinde fizibilite çalışması devam ediyor. 

Şirket, 28 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanan bilgilere göre 865 milyon lira bedelli ve yıllık 3,8 ton kapasiteli altın ve gümüş madenciliği zenginleştirme yatırımı için teşvik belgesi aldı.

Şirketin geçmişi

Doğu Biga Madencilik şirketi Ocak 2010’da Doğu Truva Madencilik şirketinin unvanının değiştirilmesi sonucu ortaya çıkmış bir şirket. Önceden yönetim kurulunda yer alan Mark Gerard O’Dea, Adrian R. King, Tayfun Hasan Cerrah, Nurettin Ahi, Mustafa Ender Özaydın istifa etti, yerlerine şu isimler geldi: Nathaniel Jon Morda , John Alexander McCluskey, Manley Richard Guarducci, Alamos Gold’u temsilen Charles Arthur Tarnocai, Fronteer Eurasia Madencilik şirketini temsilen Herve Thiboutat. Bu aslında şirketin tamamen yabancı maden şirketinin taşeronu olarak çalışmaya başladığı tarih. 

Yönetim tamamen Alamos Gold’da

2018’e kadar yönetiminde sürekli değişiklikler yaşanan şirket, 2017’de Alamos Gold’a devredildi, Temmuz 2017’de statüsü tek pay sahipli anonim şirkete dönüştürüldü, yönetim devri kararı alındı. Buna göre yönetim kurulu üyeleri Alamos’tan John Alexander McCluskey ve John Andrew Cormier oldu.

12 Haziran 2018’de ortaklık yapısında değişiklikler yapıldı ve Alamos Gold, Doğu Biga Madencilik şirketinin sermayesinin yüzde 100’ünü eline geçirdi.

İki senede 33 milyondan 344 milyon liraya

Şirketin sermayesi ilk zamanlarında düşükken, Nisan 2017’de 33 milyon’dan 44 milyona çıkarıldı. Alamos’a tam devrin ardından şirketin sermayesi tam 230 milyon 619 bin 469 TL oldu (17 Ocak 2018). 19 Haziran 2018’de 261 milyon liraya yükselen sermaye, 27 Aralık 2018’de Ticaret Sicil Gazetesi’nde yer alan bilgilere göre 319 milyon 863 bin 209 TL’ye çıktı. Son olarak 9 Temmuz 2019’da bildirilen rakama göre şirketin sermayesi 344 milyon 912 bin 536 TL. Yani şirket bir yılda 83 milyon liralık sermaye artışı gerçekleştirdi. 

Kirazlı Projesi’ne Çanakkale Belediyesi ile Kaz Dağı ve Madra Dağı Belediyeler Birliği’nin açtıkları dava devam ediyor. Şirketin 8 Ağustos Perşembe günü açıklama yapması bekleniyor. 

Doğu Biga Madencilik Müdürü Metin Demir, altın madenlerinin Türkiye’nin ekonomisine büyük bir katkısı olacağını, 2 bin kişinin bu projeler sonunda istihdam edileceğini iddia ediyor. Demir daha önce, 2004’ten 2014’e kadar Kışladağ’daki altın madeninde yönetici olarak görev yaptı. Mayıs 2017’de Alamos’ta görev yapmaya başladı ve Mart 2018’den beri de Türkiye müdürü. Demir, Çalık Holding’in sahibi olduğu Lidya Madencilik şirketinin başında da çalışmış bir isim. 

Cengiz’den Koza Holding’e bölgedeki maden faaliyeti

Çanakkale-Ege bölgesinde yürütülen projeler oldukça fazla ve bu şirketlerin tümü hemen hemen birbirleriyle ilişki halinde. Örneğin, son olarak Kaz Dağları’nda faaliyet gösteren önceden Kanadalı Liberty Gold ve Teck Resources’in elinde bulunan Halilağa Altın Madeni ise 55 milyon dolara Cengiz Holding’e satıldı. Cengiz Holding bu miktarı iki yıl boyunca üç aşamada ödeyecek. Halilağa’yı Cengiz Holding’e satan Liberty yine Kaz Dağları’nda bulunan Kayalıdağ TV Kulesi projesini yürütmeye devam ediyor ve Alamos ile yakın bağı bulunan bir şirket. 

Doğu Biga Madencilik Müdürü Metin Demir, Alamos Gold’a bağlı çalışırken 3 Eylül 2018’deki bir röportajında, “Ekip olarak bugüne kadar birçok projede yer aldık. Kışladağ ve Ovacık altın madeni projelerinde yer aldık. Yurtdışında maden projelerinde bulunduk. Bu konuda oldukça deneyimli bir ekibimiz var” dedi. 

Kışladağ Projesi’nin Kaz Dağları ve Kirazlı Projesi ile ilgisi ise şu: Kışladağ çevre kirliliği, ortaya çıkan arsenik, bölge halkının itirazları ve açılan davalar neticesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar taşınmış bir proje. 2010 yılı itibariyle Türkiye’de çıkarılan 17 ton altının 8,6 tonunun karşılandığı bu devasa proje hakkında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün Ankara’da hazırladığı 1 Ekim 2013 tarihli resmi analiz sonucu çok çarpıcı. Bu sonuca göre proje kapsamında yoğun bir arsenik miktarının olduğu, tahrip edilen dağların içlerinde metal bulgularının bulunduğu ortaya çıktı. Çevrede bulunan İnay Köyü’nün yedi oluklu çeşmesindeki arsenik miktarı 9,92’ye çıkarken Karacaahmet Köyü’nün suyundaki arsenik oranı yüzde 32, Söğütlü’deki yüzde 12,55 olarak tespit edildi. Dünya Sağlık Örgütü’nün risk barındıran arsenik oranı ise yüzde 10. 

Şirketin Türkiye Müdürü Metin Demir’in görev aldık dediği bir diğer proje ise Ovacık altın madeni projesi. Bergama yakınlarındaki Ovacık bölgesinde yapılan, Koza Altın İşletmeleri’nin ve Türkiye’nin ilk altın madeni. Açık üretime 1997 yılında geçen defalarca hakkında durdurma kararı verilen, çevrede bulunan köylüyü derinden etkileyen, siyanür sebebiyle ölümlerin olduğu iddia edilen bir proje.

1995 ve 1997 yıllarında proje sürerken Milliyet gazetesinde yer alan iki haber şöyle: 

1995 tarihli haber
1997 tarihli haber

1995 yılındaki ilk haberde köyde görülen ölümlere, evlerin sıva-badanalarındaki kristalin kuvars solunmasına bağlı akciğer kanserinin sebep olduğu, köye 10 kilometre uzaktaki doğal kaynaktan gelen içme suyunda arsenik bulunduğu belirtiliyor. 

17 Mart 1997 tarihli, “Şüpheli Ölümler” başlıklı ikinci haberde ise madenin çevresinde, köylüler tarafından esrarengiz şekilde ölmüş kuş ve tilkilerin bulunduğu aktarılıyor. Koza kesintilere rağmen 20 Mayıs 2005’te yeniden üretime geçti ve böylece ilk kez bir Türk şirketi altın üretimi başlatmış oldu. Koza, Ovacık altın madenini 40 milyon dolara satın almıştı. Grup Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Akın İpek yürütürken holdinge FETÖ soruşturması kapsamında kayyum atandı, ardından TMSF’ye geçti. 

Bu örnekten de görüleceği üzere süren proje açısından önemli bir tartışma da siyanür ve diğer zararlı maddeler. Şirket projede siyanür kullanıldığı iddialarını reddederken şu açıklamayı yapmıştı: “Proje kapsamında suyun ve toprağın siyanür ile kirletileceği iddiaları tamamen madenciliğe ilişkin önyargılar ile ortaya atılmıştır. Bu iddianın hiçbir bilimsel ve teknik dayanağı bulunmamaktadır.” Ancak uzmanlar, doğa ve yaşam savunucuları, projede orman alanını ve köylüleri etkileyecek zararlı maddenin kullanıldığını iddia ediyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.