Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Diyarbakır-Sur’daki sokağa çıkma yasağı dördüncü yılını doldurdu

Diyarbakır’ın merkezindeki tarihi Sur ilçesinde hendek-barikat operasyonları nedeniyle başlatılan sokağa çıkma yasağı dün dördüncü yılını doldurdu. İlçedeki operasyon, resmi olarak Mart 2016’da bitmişti. TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, bu süre içinde ve sonrasında yıkım ile birlikte birçok hukuksuz, keyfi uygulama ile karşılaştıklarını ve halen de şekil değiştirmiş bir biçimde bu uygulamaların sürdüğünü söyledi.

TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, Sur ilçesindeki altı mahallede hendek-barikat operasyonları nedeniyle 3 Aralık 2015 tarihinde başlatılan sokağa çıkma yasağına ilişkin basın toplantısı düzenledi.

TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, dün itibarıyla Sur’un altı mahallesindeki sokağa çıkma yasağının dördüncü yılını tamamlamış olduğunu belirterek, “Süre olarak değerlendirdiğimizde tarihin sayfalarına işlenmeye değer bir süredir. Bu süre içinde ve sonrasında yıkım ile birlikte birçok hukuksuz, keyfi uygulama ile karşılaşmıştık ve halen de şekil değiştirmiş bir biçimde bu uygulamalar sürmektedir” dedi. Aydın, “Hafızaları tazelemekte fayda vardır” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Cezasızlık durumu yıkımı meşrulaştırmıştır”

“Tanklarla toplarla, tarihi surların dövülmesi, Sur’un tamamının acele kamulaştırılması, çatışmaların bitmesiyle DSİ ve Karayolları’nın ağır iş makinelerinin kentsel sit alanına girmesi, hasarlı ve hasarsız yüze yakın tescilli 250 tarihi yapının yetkililer eliyle yıkılması, binlerce evin yıkılması sonucu onbinlerce insanın kendi yurdundan göçertilmesi, kentsel sit alanı Sur’da ağır tonajlı güvenlik kulübelerinin inşa edilmesi, tarihi rezalet olarak kaydettiğimiz Keçi Burcu’na tuvalet yapılması, özensiz kazı yapılması, tarihi yapı kalıntıları olan değerli yapı elemanlarının yağmalanması, koruma amaçlı imar planının oyun hamuru gibi istenilen şekilde değiştirilmesi, bazalt makyajlı villaların yapılması, Sur’un sokaklarını görmemiş yabancı mimarlarla Sur’un inşa edilme macerası… Sonuç, tarihi bir yıkım ve hatta insanlık suçu. Bu suçlara karşı Mimarlar Odası ve TMMOB daima hukuk mücadelesini sürdürmüştür ancak cezasızlık durumu adeta bu yıkımı meşrulaştırmış ve bu tarihi suçlara da teşvik etmiştir. Son dört yıllık süreci değerlendirdiğimizde dengbêj evinin kamulaştırılması kararının iptali dışında hiçbir davadan şu ana kadar olumlu sonuç alabilmiş değiliz.”

“Projeler, proje çizme ehliyeti bulunmayan kişiler tarafından hazırlanmıştır”

Aydın, Mimarlar Odası olarak Sur içinde yaptıkları periyodik incelemelerde Fatihpaşa, Hasırlı ve Dabanoğlu mahallelerinde yapılan 181 adet bazalt makyajlı yapının, yapı ruhsatı alım sürecinde usulsüzlük yapıldığını tespit ettiklerini söyledi.

TMMOB Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, “Projeler, proje çizme ehliyeti olmayan bir mimar tarafından hazırlanmıştır ve bu projeler ilgili kurum tarafından incelenip onaylanmıştır. Yani kurum bu usulsüzlüğe onay vermiştir. Yasal olarak kurumun bu kontrolü yapma sorumluluğu vardır. Kontrolü yapmadığı için de kurumun görevini ihmal ettiği ortadadır. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 2018-2019 tarihlerinde verilen ruhsatların 181 tanesinde yani yapılan 181 adet sur evinin proje müellifinin proje çizme ehliyetinin olmadığı açığa çıkmıştır. Bu mimarın büro tescil belgesi yoktur. Büro tescil belgesi olmadan Sur projelerini hazırlayıp onaylamış ve ruhsat için kuruma ibraz etmiştir” diye konuştu.

Her geçen gün hukukta da yeni keyfi uygulamalar ile karşılaştıklarını, davaların uzun bir zamana yayılması bir yana, bazı keyfi tutumların kendilerini ciddi anlamda zorladığını belirten Aydın şöyle devam etti:

“Sur’un yıkım süreci ile birlikte defalarca değiştirilen ve oyun hamuruna dönüştürülen Koruma Amaçlı İmar Planı’nda revize öncesi ‘Yeni yapılacak yapıların sokak cephesinde bazalt taşı kullanılmalıdır’ ibaresi varken 06.03.2018 tarihindeki KAİP revizesinde ‘Yeni yapılarda bazalt taş kullanılarak avlu duvarı yapılabilir’ yani istenilirse yapılmayabilir olarak değiştirilmişti. Diyarbakır’ın yerel malzemesi bazalt taşıdır. Yapısal olarak Diyarbakır Sur denildi mi bazalt taşı akla gelmektedir. Durum böyleyken bu değer binlerce yıldan günümüze kadar aktarılmışken, Sur tarihte yerini bu özelliğinden dolayı almışken, plan uygulama hükümleri revize edilip bazalt taşı kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırmak geleneksel tarihi ve mimari dokunun giderek tümüyle yok olmasına neden olacaktır. Buna karşı hemen yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için dava sürecini başlatmıştık ve kamuoyu ile paylaşmıştık.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.