İran’da Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ölümünün şoku henüz atlatılamamışken Ukrayna Havayolları’na ait uçağın 8 Ocak günü vurularak düşürülmesi üzerine rejime karşı büyük bir öfke oluşmuş durumda. Uçağın düşürülmesiyle ilgili olarak yetkililer özür dilese de öfkeli halk bir kez daha sokaklara döküldü. Uçakta bulunan 176 kişiden çoğu İran vatandaşı ya da İran kökenli yabancılardan oluşuyordu.
Kasım ayında benzin zammı sonrası İranlılar yine sokağa çıkmış, rejim ise bu eylemlere son derece sert bir şekilde müdahale etmişti. Resmi olmayan rakamlara göre 1500 gösterici güvenlik kuvvetlerinin müdahalesi sonucu hayatını kaybetti. İranlılar Ukrayna uçağının devlet tarafından yanlışlıkla düşürülmesinin ardından bir kez daha sokaklara döküldü.
Tahranlı bir eylemci protesto ile ilgili olarak “Bu gece şehir merkezindeki eylemlerde Devrim Muhafızları 20’den fazla insanın bir araya gelmemesini sağladı. Birçok kişinin tutuklandığını gördük. Dün gece göstericiler tarafından çekilen görüntülerde güvenlik güçlerinin eylemcilere biber gazı ile saldırdığı görülüyor. Bazı videolarda kaldırımlarda kan ve yaralı göstericiler görünürken, Tahran’ın pek çok noktasında silah ve patlama sesleri duyuldu” dedi.
Dün gece şehir meydanında toplanan İranlılar uçak kazasında hayatını kaybedenler anısına bir tören yapmak isteseler de tören, bir anda rejim karşıtı gösteriye dönüştü. Gösteride rejim ve ruhani lider Ayetullah Ali Hamaney karşıtı sloganlar atıldı.
Ayrıca dün akşam Tahran’daki Azadi Meydanı’nda polisin göstericilerin üstüne önce biber gazı, daha sonra da mermi sıktığına yönelik görgü tanığı ifadeleri ortaya çıktı. Göstericilerin Twitter’a yüklediği videolarda da güvenlik kuvvetlerinin biber gazı kullandığı görülüyor.
Ne olmuştu?
8 Ocak’ta 176 yolcu ve mürettebatla Tahran’dan havalanan Ukrayna Havayolları’na ait Boeing 737-800 tipi uçak kalkıştan kısa bir süre sonra İran kuvvetlerince vurulmuş ve düşen uçakta kurtulan olmamıştı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani olaydan üç gün sonra yaptığı açıklamada uçağı yanlışlıkla vurduklarını belirtmiş ve bunun affedilemez olduğunu da sözlerie eklemişti.
