Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Erdoğan’ın İmamoğlu’na ödül vermesi beklenen kongrede program değiştirilince CHP’li belediye başkanları kongreyi terk etti

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Ankara’da düzenlediği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da açılışı yaptığı Akıllı Şehirler ve Belediyeler Kongre ve Sergisi’nde ödül skandalı yaşandı. Ödül alması için kongreye davet edilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, programda yapılan bir değişiklik ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden ödül alması engellenince, diğer CHP’li belediye başkanları ile birlikte kongreden ayrıldı.

Ankara Ticaret Odası Kongre ve Fuar Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe tüm büyükşehir belediye başkanları ve 31 ülkeden 110 yabancı misafir katıldı. Kongrede İBB’nin “Navigasyon verileri ile trafik ışıklarının uyumu” projesinden ötürü ödül alması bekleniyordu. Programa göre ödülü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan takdim edecekti ancak kongre programı değiştirildi. Bunun üzerine İmamoğlu’nun yanı sıra, CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Başkanı Zeydan Karalar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ortak bir açıklama ile kongreye devam etmeme kararı aldı.

Etkinliğin açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan yaparken kurdele kesimi sırasında yan yana geldiği Erdoğan’a bir zarf sunan İmamoğlu, İstanbul seçimlerindeki rakibi Binali Yıldırım’la da tokalaştı.

Konuşmacı olduğu panele katılmadığını söyleyen İmamoğlu, yaşananları şöyle anlattı: “Bilişim teknolojileri ile ilgili belediyelerimizin hazırladığı projeler var. Bunlar herhalde seçici kurullar tarafından çalışıldı. Bizim de sinyalizasyonla ilgili bir kurumumuzun çok özel yazılım çalışması vardı. Onunla ilgili ödül uygun görülmüş. Her belediyemizin çok değerli projeleri vardı. Ama bize yapılan davetin inceliği şurada: ‘Sizin katılmanızı çok arzu ediyoruz. Mutlaka olmanız bizim için değerli. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız ödülü size verecek, takdim edecek. Sizin de özellikle bilişim, yüksek teknoloji, akıllı şehirler ile ilgili düşüncelerinizi alacağımız bir sempozyuma katılmanızı istiyoruz.’ Bu kadar güzel, bu kadar nezaketli davete hepimiz incelik gösterip, eksiksiz buraya katılmaya çalıştık. Ama 180 derece farklı bir psikoloji ile süreç yönetildi. Tekrar söylüyorum bunu söyleyenler, Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) gerçek ev sahipleridir.

“Bakan konuşurken Erdoğan benim mektubumu okuyordu”

TBB Başkanı Sayın Gaziantep Belediye Başkanı Fatma (Şahin) Hanım’ın, özel kalemi arayarak, benim gibi diğer belediye başkanlarımıza ödül verileceğini ve bu ödülleri de Sayın Cumhurbaşkanımızın vereceğini ifade ederek davet etti. Biz, buraya katılmaya özen gösterdik. Sebebi; bilmeyenler için söyleyelim, TBB bizim, yani Türkiye’deki bütün belediyelerin bütçelerinden para kesilerek yönetilen bir kurumdur. Doğaldır ki, şu anda özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin gibi ilk sıraları teşkil eden belediyelerin bütçesi ile bu arkadaşlarımız orada görev yapıyorlar. Ama bugün, ne yazık ki nezaketsiz bir gün olmuştur. Burada bütün belediyeler var. Her zaman ifade ettiğimiz gibi bakanlar, Türkiye’nin atanmış, görevlerini yapmak zorunda olan bakanları. Örneğin, yüksek teknoloji konuşulacaktı. Ben zannettim ki, yüksek teknoloji ile ilgili, bilişim ile ilgili, yazılım ile ilgili Teknoloji Bakanı çıkacak, son beş yılda niçin 107 milyar dolar açık verdiklerini, ihracatla ithalat arasındaki farkın niçin 107 milyar dolar olduğunu açıklayacak, daha çok iş yapmamız gerektiğini söyleyecek, hep beraber bu işi üstlenelim diyecek. Onu demedi. Teknoloji Bakanı, ne alakası varsa bir su yolundan bahsetti. Peşinden, Şehircilik Bakanı keza. Bütün bunlar yanlış ve katılmadığımız bir metot. Dediğim gibi, nezaketsiz bir gün yaşanmıştır. Kaldı ki biz, Kanal’ı elbette tartışabiliriz. İstiyoruz da zaten. Kaldı ki ben, defalarca, ‘Davet edin gelelim, anlatalım sunum yapalım Sayın Cumhurbaşkanım’ diye kendilerinden talepte bulunduk. Benim için bugünün en kıymetli anı, kendilerine bu talebemi yenilediğim dört sayfalık mektubumu vermekti. Gördüğüm kadarıyla da sayın bakanın konuşması devam ederken ilgisini benim mektubuma döndürmüştü, onu okuyordu. Arkadaşlarım uyardılar.”

“Bizim için toplantı bitti

Mektubun içeriğinin Kanal İstanbul ile ilgili olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Ben, 16 milyon insanın belediye başkanıyım. Sayın Cumhurbaşkanı da bizim hemşerimiz, ailesiyle beraber. Ben de bu ülkenin en değerli, en büyük kentinin belediye başkanıyım. Dolayısıyla bu hakkımı talep ediyorum, istiyorum, istirham ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanına bunu yazılı verdim. Vicdanıyla, adaletiyle bu daveti bekliyorum kendilerinden. Umarım en yakın zamanda olur” dedi.

Toplantıya devam etmeme kararını “Bizim için toplantı bitti” diyerek açıklayan İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Düşünsenize, ben çıkıp ne diyeceğim. Gündem, sabahki gündemse, çıkıp ben onlarla polemik yarışına gireceğim. Böyle bir tarzımız yok. Vallahi beni İstanbul’da bekleyen çok işim var. Arkadaşlarımı, şehirlerinde bekleyen bir sürü işi var. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız şu kapıdan çıksın, 100 tane işi çözer. Gündemimiz çok yoğun. Burası sadece bizim bugün beyhude vakit geçirmemize sebep olur. Onu istemiyoruz.”

İmamoğlu’na yöneltilen bir başka soru da “İstanbul ile ilgili bir mektup ilettim dediniz. Sanırım o mektupta sadece Kanal İstanbul yok. Metro hatları ile ilgili yatırım planına alınma konusu var. Bunlarla ilgili bir açıklama geldi mi?” oldu. İmamoğlu bu soruyu şöyle yanıtladı: “Orada yanlış bir terim var. Yatırım planına alınmadı. Yatırım planına alındıktan sonra hazineye gidecekti. Onay talep edilecekti. Biz şimdi bunu istiyoruz. Yatırım planına alınmadığı için zaten hazine gündemi yok. Orada bir tarif yanlışı var. İlla orada bir şey aramanın anlamı yok. Bekliyoruz. Davet ederlerse, ki çok istiyorum, Sayın Cumhurbaşkanının 82 milyonda bir her vatandaşımıza vardır, bana çarpı 16 milyon borcu var. Çünkü ben 16 milyon insanı temsilen kendilerinden randevu talebi ediyorum. Tüm samimiyetimle, vicdanımla, belediyeciliğimle bu daveti istiyorum. Bütün bu duygularımı aktardım. Her şeye rağmen olumlu cevap bekliyorum.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.